tİmay&tempo 2014/1

32
“Bir koleksiyon oluştururken beni tetikleyen en önemli etken kendi kültürümüz.” “The most important factor triggering me while creating a collection is our culture.” Kurumsal İletişim Bülteni Corporate Communication Bulletin DilekHANİF Ocak, Şubat, Mart / January, February, March 2014

Upload: tempo-metal-accessories-ind-trade-co

Post on 24-Mar-2016

236 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

CORPORATE COMMUNICATION BULLETIN

TRANSCRIPT

Page 1: TİMAY&TEMPO 2014/1

“Bir koleksiyon oluştururken beni tetikleyen en önemli etken kendi kültürümüz.”“The most important factor triggering me while creating a collection is our culture.”

Kurumsal İletişim BülteniCorporate Communication Bulletin

DilekHANİF

Ocak, Şubat, Mart / January, February, March 2014

Page 2: TİMAY&TEMPO 2014/1

İÇİNDEKİLERC O N T E N T S

01YÖNETİM KURULUNDAN NOTLARNOTES FROM BOARD OF DIRECTORS

02STRATEJİK DÜŞÜNME ve KATMADEĞERSTRATEGIC THINKING AND ADDED-VALUE

04DİLEK HANİF RÖPORTAJDİLEK HANİF INTERVIEW

07OBJELERİ BAŞTAN YORUMLAMAKRENDERING THE OBJECTS OVER AGAIN

11SEKTÖREL HABERLERNEWS FROM THE INDUSTRY

16timay & tempo HABERLERtimay & tempo NEWS

17PREMIER VISION FUARINDAYIZWE ARE IN PREMIER VISION FAIR

18timay & tempo TASARIM DEPARTMANItimay & tempo DESIGN DEPARTMENT

22FUAR TAKVİMİFAIRS CALENDER

23EĞİTİM TAKVİMİTRAINING CALENDER

26GÜNÜMÜZDE TASARIMCONTEMPORARILY DESIGN

DİLEK HANİF

TASARIM DEPARTMANIDESIGN DEPARTMENT

“Bir koleksiyon oluştururken beni tetikleyen en önemli etken kendi kültürümüz.”

“The most important factor triggering me while creating a collection is our culture.”

Main subject of this season is neo-materialism which realizes our will to catch the objectivity that we created in our products.

Bu sezonun ana konusu bizim ürünlerde yaratmış olduğumuz nesnelliği yeniden yakalama isteğimizi fark

eden neo-mayteryalizm’dir.

TASARIM / DESIGN

İmtiyaz Sahibi

Tempo Metal Aksesuar San. Tic. A.Ş. adına;Mustafa LAÇİN

Genel Yayın YönetmeniÖmer Gökçe BÖLÜKBAŞI

EditörOnur ÇELİK

Yayın TürüYerel - Süreli

Yönetim

Tempo Metal Aksesuar San. Tic. A.Ş.Yılanlı Ayazma Yolu, Uğur Plaza No.4/B Kat.4 34010 Topkapı - İstanbul - TÜRKİYET: 0212 482 44 93 F: 0212 482 34 01

www.timay-tempo.com

Grafik TasarımMuhammet UÇAR

Basım Yeri

İTKİB-İTA Tekstilpark YerleşkesiTaştepe Mevkii, Halkalı İstasyon Mah. Sarıgül Cad. K.ÇekmeceT: 0212 438 38 31-32 F: 0212 438 38 33

www.catscreative.com

Bu bülten hakkındaki düşünce ve görüşleriniz için bizimle [email protected] adresinden iletişime geçebilirsiniz.© 2011 Tempo Metal Aksesuar San. ve Tic. A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.

.........................................................................................................................................................

...................................................................................................................................................................................................................

..............................................................................................................................................................................................................................................................................

..........................................................

Page 3: TİMAY&TEMPO 2014/1

YÖNETİM KURULUNDAN NOTLARNOTES FROM BOARD OF DIRECTORS

timay & tempo ailesi olarak bizler için önemli olan 2013 yılını ge-ride bıraktık. Geçtiğimiz yılın bizim için önemi yönetim sistemleri konusunda dünya’nın önemli kurumlarının kullandığı bir prog-ram olan SAP’yi başarılı bir şekilde şirketimize entegre etmekti. Bu süreçte emeği geçen tüm çalışanlarımıza teşekkür ederim. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi işlerimizi daha iyi yönetebil-mek için bizlerden birçok şey bekliyor. Bunlar için bir liste yapa-cak olursak anlık raporlama ve ölçmeye büyük katkısı olan ERP programları bu listede üst sıralarda yer alacaktır.

Yukarıda bahsetmiş olduğum listenin yine önemli maddelerin-den bir tanesi de inavasyondur. Yaptığınız işlere yenilik kata-bilmek ya da tümüyle yeni bir anlayış getirebilmek günümüz iş dünyasında önemli bir yer işgal etmektedir. Yaptığımız iş öze-line bunu uyarlamak istersek karşımıza tasarım çıkacaktır. Biz insanların günlük yaşamında her an kullandığı kişisel eşyalarına değer katıyoruz. Bu değer katma işini değişik tasarımlar ve yeni ürünlerle sağlıyoruz.

İşimize başlarken detayların ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için kendimize ‘detaylar önemlidir’ sloganını seçtik. Bir denim ’in değer kazanması üzerindeki metal aksesuarlardan kaynak-lanıyordu. Ve biz bu aksesuarı tasarlayıp ürettiğimizde bu ufak detayla ürünlere hayat verdiğimizi müşterimizin ürünlerine fark-lılık kattığımızı çok iyi biliyorduk. Bugün halen bu fikrimizden en ufak bir değişim göstermeden yolumuza devam ediyoruz. İşte bu amaçlarla tasarım departmanımızı kurmuştuk. Ve bu amaca hizmet etmesi için büyümesini teşvik ettik. Bugün biri yabancı olmak üzere toplam beş tasarımcımız ile müşterilerimize değişik tasarımları sunmayı amaçlıyoruz. Sadece timay & tempo olarak farklılaşmayı hedeflemiyoruz. Çözüm ortağı olduğumuz firmala-rında yaptıkları işlerde farklılaşmasını amaçlıyoruz. Sonuçta tüm sektörün hizmet ettiği yer nihai tüketicidir. Bir anlamda kişilerin beğenisi ve tercihleridir. Bu tercihlerinde son dönemlerde farklı-lık üzerinden ilerlediği düşünüldüğünde tasarımın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Her yıl iki defa müşterilerimiz ile paylaş-tığımız koleksiyonumuzu da işte bu amaçla çıkarıyoruz. Bunun dışında markalara özel koleksiyonlarımızda yapılmaktadır. Bu iş birliğinin bu şekilde daha ilerilere gitmesini arzu ediyoruz.

Son olarak yeni başladığımız 2014 yılının herkese mutluluk ve başarı getirmesini temenni ederim.

As timay & tempo family, we have left 2013, an important year for us, behind. Last year was important, since we have suc-cessfully integrated SAP, a program used by world’s most sig-nificant institutions in management systems, to our company. I thank all of our employees who contributed to this process. The current timeframe requires us lots of things to manage our works better. When they are listed, the top places belong to ERP programs which make great contribution to instant repor-ting and assessment.

One of the significant elements in abovementioned list is innova-tion. Bringing innovation or completely a new approach to your works has an important role in today’s business world. When we want to adapt this method specifically to our work, we see design. We add value to personal belongings of the people that they always use in daily life. We use various designs and new products to add value.

In the beginning, we chose the motto ‘details are important’, because we are aware of how important the details are. When the value of a denim increased, we knew this is the result of the metal accessories. As we designed and produced these accessories, we were aware of that we inspirited the products with this tiny detail, thus created a distinction in our customers’ products. We proceed on our way without changing our idea even slightly today. We had already established our design de-partment with this target and we promoted its growth to give service for our target. Today, we aim at offering different designs with our five designers, one of who is foreign. We do not only aim at differentiating as timay & tempo. We also aim at that the companies which we give service as solution partner differen-tiate in their own works. All in all, the whole sector provides service to the final consumer. In other words, they serve to their admiration and preferences. Considering that their preferences have recently focused on differentiation, importance of design comes up. We launch our collections that we share with our customers twice a year, for this purpose. Furthermore, we offer special collections for brands. We wish the continuance of this cooperation in this way.

Lastly, I wish a happy and successful 2014 to everybody.

Mustafa LaçinYönetim Kurulu Başkanı / Board Of Directors

Page 4: TİMAY&TEMPO 2014/1

02

dardı veya ödülü almaya yönelik bürokrasi yaratmış bir olgu olarak algılandı. Türkiye’de birçok işletmede kabul gören, daha sonra Yerel Yönetim Kanunu ile kamu kurumlarında da gündeme gelen “stratejik planlama” pratikleri de aynı kaderi taşıyor aslında..

Stratejik yönetim ve senaryo konusunda en öncü kurumlardan biri olan Royal Dutch Shell, aslında 70’lerin başında yaşadığı pet-rol krizlerini yönetebilmek için bu alanda ya-tırım yapmış. Bugun gelecek senaryolarıyla ilgili yaptığınız en temel araştırmada karşını-za çıkan Shell senaryoları yaklaşık 40 yıldır ara vermeden, ekonomik refah ortamında “gerek kalmadı” demeden, disiplinlerarası bir grubun sürdürdüğü geniş kapsamlı ça-lışmalardan oluşuyor. Ve senaryo metodo-lojisi gereği yaklaşık 10-20 yıllık bir aralıkta, geçmiş veriye sahip ve gelecek şartlarının değişimini öngörebilen kurumlar gerçekten kriz anlarında başvurabilecekleri senaryoları oluşturabiliyor veya adım adım stratejik ge-lişimini sürdürüyor. Eski oyun ne kadar tep-kisel- reaktif sürüyorsa, yeni ve çok hızlı bu oyunun anahtarı da şekillendirici (proaktif) olmak.

Türkiye’de enerji sektöründe Petrol Ofi-si, Jan Nahum’un CEO olduğu dönemde benzer bir çalışma yaparak stratejik bakış açısını kurum kültürüne yerleştirmek için girişimde bulundu. Enerji sektöründe bu tip çalışmalar yaygın olmasına rağmen bu çalışmanın bir sebebi de Nahum ’un sahip olduğu stratejik vizyondu.

Jan Nahum uzun yıllar Koç grubunda Tofaş’da yöneticilik yaptıktan sonra İtal-yan Fiat grubu içinde stratejik girişimlerden sorumlu yönetici olmuş ve otomotiv sektö-ründe önemli bir proje olan Doblo projesinin üretimini Türkiye’ye çekerek yalnız kurum-sal değil, Türkiye açısında sektörel bir ge-

Oyunun kuralları değişmeye başladı. Uzun zamandır işletme eğitimi söz konusu oldu-ğunda klasik fonksiyonları irdeliyor, ürünü-müz ve onun çevresinde dönen üretim ve pazarlama döngüsü ve finansmanını dü-şünüyorduk. Yani elimizdeki işe yoğunlaşıp onu en iyi şekilde yapmaya, biraz değişen şartlara uyum sağlamaya çalışıyorduk. Buna, biraz tepkisel (reaktif) cevap veriyorduk da diyebiliriz.

“Rekabet değişiyor” hemen “Ne yapmışlar?” diye bakıyorduk, “Kriz geliyor” hemen tasar-ruf tedbirleri devreye giriyordu. İşletme eği-timinin tarihsel gelişimine baktığımız zaman, hem bu alanın anavatanı sayılan ABD’de hem de ülkemizde aslında üretim ön planda olduğu için işletme eğitimi mühendislere yö-netim nosyonu kazandırmak için şekillenmiş-tir. Dünyanın en prestijli işletme okullarından Harvard Business School 1950’lerde savaş sonrası üretime yönelmiş mühendislerin yö-netim nosyonunu oluşturmak için yüksek li-sans programları (MBA) başlatmış, bu girişim hemen takip eden yıllarda İstanbul Üniversi-tesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nün Harvard ile işbirliği ile ülkemize transfer edilmiştir.

Tabii 1950’lerden beri üretim, yönetim pra-tiklerinde; ekonomik konjuktürlerde, ulus devletlerin yapılarında, teknoloji kullanımı, fikri mülkiyetin gelişmesinde büyük değişim-ler yaşandı ve tüm bu değişimler iş dünya-sında da yerini buldu tartışma yarattı.

Türkiye yönetim pratikleri açısından ABD’deki bazı trendleri kendi şartlarına uyarlamadan uyguladı, bazıları ise şimdi içinde bulundu-ğumuz iş ortamının şekillenmesinde önemli yapı taşları oluşturdu. 1980’lerde başlayan ve Türkiye’de de 90’larda kurumsallaşan “Kalite Hareketi” fason ülke konumunda bu-lunan Türkiye’ye birçok kurumsal nosyon kazandırmakla beraber, gerçek kalite kültü-rünün oluşmadığı ortamlarda yalnızca stan-

lişim yaratmıştır. İngiltere’de tasarım eğitimi alan Nahum, stratejik bakış açısıyla, aldığı tasarım nosyonu arasında birçok paralellik kurmakta.

Tasarım kavramını ele alışımız aslında tüm bu kurguda hammaddeden satış sonrası hizmet kadar süreci nasıl oluşturduğumuz-la da ilgili.. Eğer bütünsel bir bakış açısıyla bakabiliyor, ihtiyaç tespiti ve tasarım araş-tırmasıyla işe başlayabiliyorsak; tasarımı sa-dece ürünle ilgili değil, ürün, proje, gelecek tasarımı gibi kavramları kullanabiliyorsak tasarımın temel mesajını takip edebiliyoruz. Tasarım temelde ergonomi ve estetiğin bir-likte sunulmasını önerir, yani zarf ve mazruf, içerik ve sunuş...

İçinde yaşadığımız ülkede çoğunlukla maz-rufa bakıldığına şahit oluyoruz ama bu stra-tejik bakış açısında sürdürülebilir bir tutum degil. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi daha aile şirketlerinde 3. Kuşağı yaşayan çok genç bir ekonomi.. Diğer yandan Merkan-tilizmden beri varolan Shell gibi şirketlerden ve yüzyıllara dayanan bir öğretiden bahse-diyoruz.

Tabii ki geçmişte birçok konjünktürel geliş-me Türkiye’nin sanayi alanında gelişmesini fason üretimle sağlamasına yol açmıştır. Grup şirketlerimizin içinde bulunduğu sek-törlerde bunun aşikar örneklerini görüyoruz. Ancak en başta belirttiğimiz oyun kuralları-nın değişimi ile artık rota yavaş yavaş kat-ma değerli üretime kayma noktasında. 90’lı yıllarda hayatımıza giren Çin fenomeni ken-dini değişik bir tüketim toplumuna doğru çevirmiş, eskiden üretim üzerine olan avan-tajı şimdilerde tasarıma çevirmek için devlet politikaları uygulamaktadır. Geçtiğimiz 10 yıl Avrupa’da tasarım okumuş Çinli öğren-cilerin de desteğiyle yüzlerce tasarım okulu açılmış, hedef “Made in China” da “Desig-ned in China”a çevrilmiştir.

Fikri mülkiyet bazlı üretimin artması için devlet politikalarının yapıcı olması çok önemli bir faktördür. Türkiye’de Türk Patent Enstitüsü önderliğinde Türk Tasarım Danış-ma Konseyi kurulmuş ve bu grup Tasarım Strateji Belgesi’nin hazırlamıştır. Buna göre geniş kapsamlı tasarım tanımının içinde kat-ma değerli üretim sunan, fikri mülkiyetle ko-runan endüstriyel tasarım, moda tasarımı ve grafik tasarım gibi alanların stratejik önem arz ettiği vurgulanmıştır.

Bir diğer uygulama da Dış Ticaret Müste-şarlığı sırasında Kürşat Tüzmen tarafından lanse edilen öncelikle tekstil sektöründe firmaların dikkatini çeken ancak gittikçe etkisi ve alanı genişlemiş, Türk markası çıkarmaya yönelik Turquality programıdır. Turquality marka geliştirme ve kurumsal-laşma alanında destek destekli bir prog-ram olmakla beraber aynı zamanda tasa-rım odaklıdır. Turquality programının içinde T.C Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nun (ETMK) işbirliği ile dü-zenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri dört yılı aşkın bir süredir birçok ka-tegoride verilmektedir.

Dr. Gökçe DERVİŞOĞLU OKANDANİstanbul Bilgi Üniversitesi - Öğretim ÜyesiPrinceton Üniversitesi WoodrowWilson Siyaset Okulu- Araştırmacı

STRATEJİK DÜŞÜNME ve KATMADEĞERSTRATEGIC THINKING AND ADDED-VALUE

Page 5: TİMAY&TEMPO 2014/1

03

Yeni yılın ilk günlerinde, önümüze temiz bir sayfa açtığımızda özellikle yıl sonuna kadar nelerin değişmesini istediğimizi belirler ona göre eylem planlarımızı belirlerdik. Bu gele-nek bir taraftan sürmekle beraber bir taraf-tan da eşzamanlı olarak birçok şeyin değiş-tiğini görüyoruz. Üretim biçimleri teknoloji ile değişiyor, kolaylaşıyor, rekabete açılıyor. İn-sanların algısı enformasyon bombardımanıy-la kirleniyor. Yeni kuşak alıştığımız şekilde tü-ketmiyor, sorguluyor, kendine uyduruyor, ille de biriciği istiyor. Stratejik düşünceyi kabul etmiş bunu kültürüne adapte etmiş şirketler değişimi sancılı bir şekilde değil hazırlanmış ve merakla karşılıyorlar. Oyunun kurallarını kendileri belirledikçe oyundan daha keyif alı-yorlar.

Değişim vazgeçilmez; merak, heyecan ve keyifle karşılamanız dileğiyle..

Strategic Thinking and Added-Value

Rules of the game began to change. When it came to management education, we were probing classic functions and considering our product and production - marketing cycle the product and its financing for a long time. In other words, we were focusing on our work and trying to perform ideally and adapting ourselves to slightly changing con-ditions. We can say that we were giving a reactive response.

“Competition changes”. Then we were se-eking for “What did they do?” “Crisis is co-ming”. Then, saving measures were activa-ted immediately.When we observe the historical develop-ment of management education, we see that management education was shaped to give notion to engineers, because pro-duction was at the forefront both in US, ho-meland of management and our country. In 1950s, Harvard Business School, one of the most prestigious management schools went towards postwar production and initiated Master of Business Administration (MBA) programs to generate the management no-tion of the engineers. In the following years, shortly after this attempt, MBA was transfer-red to our country by Business Economics Institute of İstanbul University in cooperation with Harvard.

Needless to say, since 1950s, big changes have been experienced in production, ma-nagement practices, financial conjunctures, structure of nation states, technology usa-ge and development of intellectual property and they became the elements of the busi-ness world by sparking debate.

Turkey applied some US trends about ma-nagement practices without adapting to its circumstances. Some of them became im-portant milestones for shaping the business environment. “Quality Movement” which be-gan in 1980s and institutionalized in Turkey in 1990s, added many institutional notion to Turkey which was a fason country before. On the other hand, it was construed as a fact that created bureaucracy focused on only getting any standard or award under

the conditions deprived of real quality cul-ture.

In essence, “strategic planning” practices which were accepted by many enterprises in Turkey and then brought to agenda in public institutions through Local Administ-ration Act had the similar fate as well..

Royal Dutch Shell, one of the most leading institutions on strategic management and scenario, principally invested in this field to manage the oil shocks experienced in the beginning of 1970s. Shell scenarios which meet you today while making a basic re-search about future scenarios, consist of in-depth studies conducted continuously for 40 years by an interdisciplinary group without saying “Not necessary anymore” in economic welfare environment. By metho-dology of scenario, the institutions which own past data and can forecast the futu-re conditions for a period of 10-20 years, can create crisis scenarios to be used in real life or keep their gradual strategic de-velopment. As the old game goes on more reactively, this new and too rapid game be-comes more proactive by using the game’s key.

Petrol Ofisi, Turkish company of energy industry performed a similar study and at-tempted to adapt strategic viewpoint to corporate culture when Jan Nahum was CEO. Even though such studies were wi-dely done in energy industry, another re-ason of this study was the strategic vision of Nahum .After working as a manager for long ye-ars in Tofaş under Koç group, Jan Nahum became the manager which is responsible from the strategic ventures within Italian Fiat group and contributed to the deve-lopment of both company and the Turkish automotive industry by initiating the pro-duction of an important automotive project, Doblo project in Turkey. Nahum receiving design education in England draws a paral-lelism to his design notion from a strategic viewpoint.

In fact, our approach to design concept is related with how we create the process from raw material to after-sales service in this fiction.. If we have a holistic viewpo-int, can start to work by firstly defining the needs and making design research and use the design together with the concepts such as product, project and future design by not being stuck in only product; we can follow the main message of design. Design basically suggests offering ergonomics and aesthetics together, in other words envelo-pe and enclosure, content and presenta-tion…

In our country, we usually witness that enc-losure is considered, but this is not a sus-tainable manner regarding strategic view-point. Economy of Turkish Republic is still a young economy where 3rd Generation is at the wheel in family-owned enterprises.. On the other hand we talk about a doctrine which has been used during centuries sin-

ce Mercantilism and is based on companies such as Shell.

No wonder, several cyclic developments in the past caused Turkish industry to develop through contract manufacturing. We see its evidential examples in the sectors of our gro-up companies. However, the route has slowly started to shift through value added producti-on with the changing rules of the abovemen-tioned game. Chinese phenomenon coming into our lives in 1990s has gone towards a dissimilar consumer society. China, advanta-ge of which was based on production befo-re implements state policies now in order to gain new advantage on design. Within last 10 years, hundreds of design schools were opened also with the support of Chinese students who had received design educati-on in Europe. The target was converted from “Made in China” to “Designed in China”

Constructive approach of the state policies is a very significant element for increasing in-tellectual property-based production. Under the leadership of Turkish Patent Institute, Ad-visory Design Council of Turkey was establis-hed in Turkey and they issued Design Stra-tegy Document. Hereunder, it is underlined that the fields such as industrial design, fas-hion design and graphic design which offer value-added production and are under the protection of intellectual property have im-portance in the universal definition of design.

Another practice is Turquality program which was introduced by Kürşat Tüzmen in Un-dersecretariat of Foreign Trade, firstly drew the attention of textile firms and then influ-enced more fields increasingly and aimed at creating Turkish brand. Turquality is not only a state-sponsored program in the field of brand development and institutionalization but also a design-oriented program. Within the scope of Turquality program, Design Tur-key Industrial Design Awards is organized in cooperation with R.T. Ministry of Economy, Turkish Exporters Assembly (TİM) and Oc-cupational Organization of Turkish Industrial Designers (ETMK). The awards have been given in many categories for more than four years.

When we started over with a clean slate in the first years of the New Year, we were defi-ning especially what we want to change until year-end and determining our action plans accordingly. This tradition has been alive, but at the same time, we also see that numerous things have changed. Modes of production changes, gets easier and opens into compe-tition due to technology. Human perception shifts with excessive information. New gene-ration does not consume habitually; it exa-mines, adapts to itself and wants the unique one insistently. The companies which adop-ted strategic thinking and adapted this to its culture meet the change yarely and curiously, not uneasily. As they define the rules of the game, they enjoy the game further. Change is essential; hope you to welcome the change with curiosity, excitement and pleasure..

Page 6: TİMAY&TEMPO 2014/1

1. Tasarımlarınız sadece ülkemizde değil tüm dünyada beğeniyle takip ediliyor. Yeni bir ko-leksiyona başlarken sizi neler tetikler?

Yeni koleksiyona başlarken öncelikle bir tema belirliyoruz. Belirlediğimiz bu temadan yola çı-karak koleksiyonumuzun detaylarını oluşturuyo-ruz. Bir koleksiyon oluştururken beni tetikleyen en önemli etken kendi kültürümüz. Ben bundan besleniyorum. Özellikle yurt dışı fuarlarda sergile-diğimiz ürünlerde özgün ve farklı tasarımları orta-ya koyabilmemi sağlayan en önemli etken olarak bu özelliğimi gösterebilirim. Farklılaşmak aslında bir nevi öze dönüş ile gerçek oluyor.

1. Your designs are followed with admiration not only in our country but also around the

world. Which factors trigger you while starting a new collection?

First of all, we define a theme while starting a new collection. Based on this theme that we like, we generate the details of our collection. The most important factor triggering me while creating a collection is our culture. I take inspira-tion from it. This feature that I have is the most important factor causing me to create authentic and different designs especially for the products exhibited in international fairs.

2. Bildiğiz gibi Timay & Tempo tekstil aksesu-arları üretimi yapmaktadır. Siz tasarımlarınızda ne tür metal aksesuar kullanıyorsunuz?

Koleksiyonlarımızda metal aksesuar kullandığı-mızı söylemem doğru olmaz. Aslında bunu etkile-yen nedenlerden bir tanesi benim öncelikli olarak couture ağırlıklı çalışıyor olmam. Abiye kıyafet-lerde genellikle metal aksesuar kullanmıyoruz. Ancak bazı koleksiyonlarımızda metal düğmeleri ve zımbaları kullanmıştık. Ancak genel trendler açısından bakarsak metal aksesuarların ilerleyen dönemlerde sıklıkla kullanılacağını düşünüyorum.

2. As you know, timay & tempo produces texti-le accessories. What kind of metal accessories do you use for your designs?

It isn’t right to say that we use metal accessories in our collections. I initially and primarily work on couture and this is one of the reasons. In gene-

DilekHANİFRÖPORTAJ / INTERVIEW

04

Page 7: TİMAY&TEMPO 2014/1

ihtiyaç var. Yine şahsi fikrim bunun fazla bir vakit almayacağı yönünde. Bunun için en önemli da-yanağım son dönemde sadece İstanbul’da de-ğil tüm Türkiye’de tasarımın ağırlık kazanmaya başlaması. Yaklaşık yirmi yıldır tekstil sektörünün içindeyim. Bu süreç içinde fason üretim yapan bir yapıdan tasarım yapan bir yapıya geçiş yap-tık. Tabii bunda bugünkü hükümetin büyük payı olduğunu düşünüyorum. Tasarıma büyük destek verdiler, bunu yaşayarak görmüş biri olarak söy-lüyorum.

5. We will request you to evaluate İstanbul as a fashion designer who knows the world well. Recognition of İstanbul in the world increases day by day. Do you think that İstanbul can be a fashion city?

Firstly, I’d like to mention that İstanbul is a very important city. İstanbul takes remarkable steps to be a fashion city. One of them is Fashion We-eks. These organizations will make İstanbul sig-nificant. Needles to say, do not judge such as “yeah, we achieved and came through”, beca-use we have to come a long way. These steps are taken correctly or in other words, they are good moves. But on the other hand, İstanbul is still lacking in fashion. We have to work to over-come this, therefore we need some time. In my personal opinion, it won’t take so much time. My most important base is that design has started to gain importance recently not only in İstanbul but also throughout Turkey. I’ve worked in tex-tile sector for almost twenty years. In this peri-od, we switched to a design-oriented structure from contract manufacturing-oriented structure. Of course, today’s government has considerable contributions about this development. They put a great support behind design. I’m talking about this, because I saw and experienced.

6. 2014 yılında beklediğiniz trendler nelerdir?

2014 koleksiyonlarımızda zamansız ve klasik parçaları birleştirdik. 50’li yılların belirgin formla-rını anımsatan, üst bedeni korsajlı, eteği kabarık elbiseler, uçuşan şifon drape etekler hem roman-tik hem de nostaljik bir yılbaşı duruşu sergiliyor. İpek, krep, dantel, şifon, üç boyut efekti yaratan kabartmalı kumaşlarla tasarlanmış siyah, karmen kırmızısı, alacakaranlık mavisi, gümüş ve altın renklerinde hazır giyim elbiseler, etek, pantolon ve üstler var. Dilek Hanif kadını yeni yılda da her zamanki gibi zamansız bir şıklık sergiliyecek. Yu-muşak dokulu dantel ve drapeli parçalar, krep elbiseler feminen, naif bir duruş var. 50’li yılların romantik tavrını yansıtan yeni yıl stili yaz sezonu-na da vurguda bulunuyor.

6. Which trends do you expect in 2014?

We combined timeless and classic elements in our 2014 collection. Dresses with puffy hems which recall distinct forms of 1950s, have bodi-ce on upper body and fuzzy chiffon drape skirts exhibit both a romantic and nostalgic new year pose. There are ready to wear dresses, skirts, pants and clothes for upper body which are designed with silk, crepe, lacing, chiffon and embossed fabrics creating three-dimensional effect and have the colors of black, carmen red, twilight blue, silver and gold. As usual, woman of Dilek Hanif will show a timeless elegancy in

Türk tasarımcı olarak kendi adınızla, kendi eti-ketinizle orada var olmak büyük anlam ve önem taşıyor. Orada olmak Paris Couture Haftası’nda olmanın bir sonucu. Bergdorf Goodman bizi Paris Couture Haftası’nda bulmuş, daha sonra yaptığımız işleri takip etmişler. Ve bizi New York 5th Avenue’de bulunan mağazalarında bir trunk show yapmamız için davet ettiler. Onların bu daveti üzerine bir trunk show gerçekleştirdik. Ürünlerimiz mağazanın 4’üncü katında satışa sunuldu. Şu anda da halen birçok önemli mar-ka ile beraber satılıyor. Bunun kendi markam ve Türk tekstili için önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum. Trunk show okyanusun diğer ta-rafına açılmak için önemli bir adımdı ve bu bizim çok önceleri koyduğumuz bir hedefti. Benim Amerika pazarı ile ilgili çok önemli beklentilerim ve isteklerim var. Arzu ettiğim nokta Amerika pa-zarında ilerlemek ve tabi ki bir başka önemli he-defim de Uzakdoğu pazarı. Bizim için bu lokas-yonların ciddi fırsatlar sunacağını düşünüyorum.

4. While talking about the first experiences, we will request you to speak of your fashion show performed in Bergdorf Goodman which is important for entering the markets on the other side of the ocean. Could you evaluate your fashion show in that famous shop of 5th Avenue and what happened after the show?

Last year, it was the time of fashion week in İs-tanbul. We performed a trunk show in Bergdorf Goodman, one of the most important depart-ment stores. Additionally, all of word’s important brands are sold there. Being there as a Turkish designer with your name and reputation has a great meaning and importance. Taking part the-re is the result of attending Paris Couture Week. Bergdorf Goodman had discovered us in Paris Couture Week and then followed our works. They invited us to perform a trunk show in the-ir shop located in New York 5th Avenue. Upon their invitation, we organized a trunk show. Our products were offered for sale on 4th floor of the shop. Now, they are still being sold with many important brands. I think that this is a significant progress for both my brand and Turkish textile. Trunk show was an important step taken to en-ter the other side of the ocean. Furthermore, it was a goal that we set in the past. I have very crucial expectations and wishes about Ameri-can market. Improving in American market is my desire and of course, another important goal is Fareast market. I suppose that these locations will offer critical chances.

5. Dünyayı iyi bilen bir modacı olarak İstanbul’u değerlendirmenizi rica edeceğiz. İstanbul’un her geçen gün dünyada bilinirliliğini arttırıyor. Sizce İstanbul bir moda şehri olabilir mi?

Öncelikle şunun açıkça ifade etmek isterim ki İstanbul çok önemli bir şehir. İstanbul moda şehri olmak yolunda önemli adımlar atıyor. Bun-lardan biri de düzenlenen Fashion Week’ler. Bu organizasyonlar İstanbul’u önemli bir noktaya taşıyacaktır. Tabi buradan ‘-evet başardık so-nuca ulaştık.’ gibi bir anlam çıkarılmasın, daha gidilecek çok yolumuz var. Bunlar sadece doğru atılmış ya da diğer bir ifade ile iyi yapılmış hamle-ler. Ama diğer taraftan baktığımızda İstanbul’un halen birçok eksiği var. Biz bunları kapatmak yö-nünde çalışmalıyız. Bunun için de biraz zamana

ral, we don’t use metal accessories on evening dresses. However, we had used metal buttons and stamps in some of our collections. Conside-ring in terms of general trends, I think that metal accessories will be frequently used in the follo-wing periods.

3. Paris Moda Haftası’na düzenli olarak katıl-dığınızı biliyoruz. Katılım tecrübenize binaen, organizasyonun yapısından ve neden diğer fu-arlardan farklı olduğundan bahseder misiniz?

Öncelikle sizin aracılığınızla bir açıklama yapmak istiyorum ya da bir düzeltme demeliyim. Biz Dilek Hanif olarak Paris Couture Week’e katılıyoruz. Paris Moda Haftası olarak bilinen ready to wear hazır giyim firmalarının ya da tasarımcılarının katıldığı hafta başka bir etkinlik. Türkiye’den bu haftaya Arzu Kaprol, Hakan Yıldırım gibi birçok ünlü tasarımcı katılıyor. Bu hafta dünyanın diğer önemli moda şehirlerinde organize edilen moda haftalarına paralellik gösteriyor. Milano, New York vb. gibi moda başkentleri dışında da birçok ülke-de moda haftası düzenleniyor. Ama couture haf-tası sadece Paris’te. Paris Couture Haftası’nın önemi de dünyadaki tek couture haftası olma-sından kaynaklanıyor. Dünyanın her yerinden insanlar couture haftası için Paris’e geliyor. Bu haftada Chanel, Dior, Valentino gibi hem couture hem de hazır giyim yapan markaları da görebilir-siniz. Benim amaçlarımdan biri de bu markalar gibi bundan sonra hem couture haftasında hem de hazır giyim haftasında var olmak.

3. We know that you participate in Paris Fas-hion Week regularly. With regard to your parti-cipation experience, could you tell about the organization’s structure and reason of its distinc-tion among the other fairs?

Initially, I want to make an explanation or a re-vision through your interview. We participate in Paris Couture Week as Dilek Hanif. There is another activity known as Paris Fashion Week where ready to wear companies or designers attend. Turkey takes part with the participation of many famous designers such as Arzu Kap-rol and Hakan Yıldırım. This week is parallel with the fashion weeks organized in other important fashion cities. Except fashion capitals such as Milano and New York, a lot of countries arrange fashion weeks. But couture week is only in Paris. Significance of Paris Couture Week stems from being the unique couture week in the world. Pe-ople from all over the world visit Paris because of couture week. In this organization, you can see both couture and ready to wear brands such as Chanel, Dior and Valentino. One of my objectives is taking part in both couture week and ready to wear week in future just as these brands do.

4. İlklerden bahsetmişken, okyanusun diğer yakasındaki pazarlara açılmak için önem arz eden Bergdorf Goodman’da gerçekleştirdi-ğiniz defileden bahsetmenizi rica edeceğiz. 5’inci Avenue ‘nun bu ünlü mağazasında yapı-lan defilenizi ve sonrasını değerlendirir misiniz?

Geçen yıl İstanbul’da moda haftasının olduğu zamandı, Bergdorf Goodman’da bir trunk show gerçekleştirdik. Bergdorf Goodman dünyanın en önemli department store’larından biri. Ve dünya-nın bütün önemli markaları burada satılıyor. Bir

05

Page 8: TİMAY&TEMPO 2014/1

new year. The clothes have soft-tissue lacings and cowls and crepe dresses exhibit a feminine and elegant stand. The new year style reflecting romantic mode of 1950s underlines the summer season as well.

7. Tasarımlarını beğendiniz yerli ve yabancı ta-sarımcılar var mı?

Çok samimi bir şekilde ifade ediyorum; takip ettiğim özel bir tasarımcı yok. Bunun için çok gerçekçi bir sebebim var. Yılda iki kez couture, dört kez de hazır giyim koleksiyonu hazırlıyorum. Takdir edersiniz ki etrafı takip etmek için çok faz-la vaktim kalmıyor. İşimi çok severek yapıyorum. Tabii şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim, tüm koleksiyonlara çok hızlı bir şekilde bakıyo-rum, tabii ki trendlere de bakıyorum. Biz fuarları çok sıkı takip ediyoruz özellikle kumaş fuarlarını. Aslına bakarsanız sezonlar o kadar hızlı ki örne-ğin biz şu an önümüzdeki yazı bitirdik kışa ha-zırlanıyoruz. Bu yoğunluk içinde ciddi bir takip benim için çok zor.

7. Are there any local and foreign fashion de-signers whose works you like?

I express from the bottom of my heart; there is not any special designer that I follow. I can set forth a very realistic reason for this. I prepare co-uture collections and ready to wear collections two times a year and four times a year, respec-tively. As you would appreciate, I don’t have too much spare time to follow the other designers. I fondly do my work. By the way, I’d like to menti-on that I take a look at all collections very fast. Of course, I observe the trends. We are up on the fairs, particularly fabric fairs. In fact, seasons are so fast, for example we’ve finished works of next summer and we’re preparing for winter now. Fol-lowing strictly is very difficult for me under this workload.

8. Tasarım üzerine kariyer yapmak isteyen genç yeteneklere neler yapmasını tavsiye edersiniz?

Bir kere şunu söylemeden geçemeyeceğim sa-dece tasarım için değil hiçbir meslekte kariyer yapmak kolay değil. Özellikle tasarımda kariyer yapmak çok zor. Bizim mesleğimizin şartları bunu daha da zorlaştırıyor. Son dönemlerde tasarıma ve tekstile yoğun bir ilgi var. Bu genç arkadaşlarımızın şu düşüncesi var. Bu işe başla-dıkları zaman hemen tasarımcı olacaklarını düşü-nüyorlar. Bu son derece hatalı bir düşünce. Eğer gerçekten seviyorlarsa tekstilin her alanında ça-lışmaları gerekiyor. Kariyerleri açısından her ba-samakta çalışmaları yararlı olacaktır. Bu süreçte edindikleri tecrübeler onları ileride çok farklı bir yere taşıyacaktır. Her şeyden önce kendilerini boşlukta hissetmeyeceklerdir. Ve tabii ki tutarlı ve istekli olup başladıkları bu yoldan dönmemeleri de gerekiyor. Tek bir kelime ile ifade etmek ge-rekirse ‘vazgeçmesinler’. Tekstil sektörüne gönül vermiş ya da bu sektörde çalışmak isteyen tüm genç arkadaşlarıma tavsiyelerim bunlar.

8. What are your recommendations for young talents who want to build career on design?

Begin with, I underline that it isn’t easy to build career for any job including designing. Building career in designing is particularly very difficult.

Also, circumstances of our job complicate it. Recently, there is a heavy interest in design and textile. Our young friends suppose that they will become a designer soon after starting to work. This is a highly wrong opinion. If they really love their job, they should work in every filed of textile. It will be useful for their career to work at each step. The experience they gain will help them to upgrade to very different positions. Above all, they won’t feel empty. Besides, of course, they have to be consistent and willing and do not have to turn back half-way. To sum up, ‘they do not have to give up’. These are my recommen-dations for all of our young friends who set their hearts on textile sector or want to work in this sector.

9. Birçok ilke imza atmış bir tasarımcı olarak, CV’nize neyi eklemeyi düşünüyorsunuz?

Evet, birçok ilki gerçekleştirdim. Şu an geriye dö-nüp baktığımda bir Türk tasarımcı olarak couture haftasında katılım gösteren ilk tasarımcı olmak güzel bir ilkti, Bergdorf Goodman gibi dünyanın önemli department store’larından birinde yer alan ilk Türk tasarımcı olmak benim için gurur vericiydi. Kırmızı halıda Jane Fonda’yı tasarladı-ğım kıyafet ile görmek de çok önemli ve gurur vericiydi. Düşününce bu adımların gayet önem-li olduğunu düşünüyorum. Ben karakter olarak gerçekleştirmeden hedeflerimi açıklamayı pek sevmem. Önce bir hedefe ulaşmak, başarınca bunun yanına çentik atmayı seviyorum. Kafamda tabii ki bazı hedefler belirledim. İnşallah bunları da gerçekleştirdikten sonra sizlerle oturup tekrar konuşuruz.

9. What do you think to include in your CV as a designer who brought in many things new?

Yes, I brought in many things new. When I look back, being the first Turkish designer taking pla-ce in couture week was a nice experience. It was a proud for me to be the first Turkish designer in Bergdorf Goodman which is one of the world’s most important department stores. Watching Jane Fonda wearing my dress design on the red carpet was very crucial and made me proud. Considering them, these steps are quite impor-tant. In character, I scarcely like to express my objectives before achieving them. I like to reach an objective firstly and then put a check mark on it. Needless to say, I defined some objectives in my mind. I hope I will be able to talk with you again after achieving these objectives.

10. Sosyal medyanın moda üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medyanın çok önemli olduğunu, zaman içinde daha da önem kazanacağını düşünüyorum. Biraz iddialı olacak ama zaman içinde diğer medya araçlarının önüne bile geçebilir. Sosyal medyanın bence en iyi yanı ya da bana en yakın gelen yanı bi-rebir iletişime açık olması. Ben karakter olarak yakın ilişki içinde olmayı seviyorum. Sosyal medya saye-sinde moda gibi hızlı bir sektörde insanların birebir geri dönüşlerini çok hızlı bir şekilde alıyorsunuz. Bu geriye dönüşler olumlu ya da olumsuz olabiliyor. Bugüne kadar ben hep olumlu geri dönüşler aldım. Bu da beni son derece motive ediyor. Özellikle çok yorgun, bitkin olduğum anlarda aldığım olumlu geri dönüşler beni çok motive ediyor.

10. What do you think about the influences of social media on fashion?

I think social media is very significant and its sig-nificance will increase in time. May be, it’s a little assertive, but social media may get ahead of the other media tools. I think the best or the most reaso-nable

part of social media for me is that it is open to one-to-one communication. In character, I don’t like to be in close relations. Due to social media, you can get feedbacks of the people very quickly in an active sector like fashion. These feedbacks can be either positive or negative. Up to this po-int, I’ve always received positive feedbacks and this highly motivates me. Particularly the feed-backs that I receive when feeling very tired and exhausted motivate me so much.

11. Aktif olarak sosyal medyayı kullanıyor musunuz?

Evet kullanıyorum. Facebook ve Instagram hesaplarımız var.

11. Are you an active user of social media?

Yes, I use social media. We have Facebook and Instagram accounts.

12. Son olarak herhangi bir şey eklemek ister misiniz?

Bu güzel sohbet için teşekkür ederim...

12. Lastly, would you like to say anything else?

Thank you for this nice talk…

06

Page 9: TİMAY&TEMPO 2014/1

R E N D E R I N G THE OBJECTS OVER AGAIN

O B J E L E R İ B A Ş T A N Y O R U M L A M A K

Objeleri baştan yorumlamak

Silverline 20. Yılında üretiminde artık usta olduğu davlumbaz ve aspirator ürün grubunu baştan yorumluyor. Silverline kendi bünyesinde kurduğu silverlinedesign ’da geleceğin mut-fak stilini irdelemeye bir süre önce başladı. Bu yıl hayatımıza sonuçlarının somut olarak girm-eye başlayacağı bu proje, süreci açısından bir hayli heyecan verici aslında. Daha çok gelecek senaryolarına odaklanıldı süreçte. Bu gelecek senaryolarının yaratım aşamaları ise oldukça il-ham verici. Hayatın ve modern sanat dünyasının her alanından (özellikle gerilla sanat akımlarından) kullanıcıların yönelimlerinden gelecek senaryoları çıkarmak amacıyla yararlanıldı.

Rendering the objects over again

SILVERLINE renders the kitchen hood and as-pirator product group at which it is the produc-tion expert, over again in its 20th anniversary. Silverline started to probe the kitchen style of the future a while ago in Silverlinedesign which was established within its own body. This project, results of which we will experience in our lives perceptibly is indeed quite exciting with regard to its process. Mainly, future scenarios were fo-cused in this process. Creation stages of these future scenarios are pretty inspirational. Every sphere of life and modern art world (especially guerilla art movements) and users’ tendencies were used to write the future scenarios.

Geleceğin mutfak yaşam stili

Gelecek senaryoları kurgulamak için bugünden kanıt toplamalı önce. Aslında geleceği görmek o kadar da güç değil. Gelecek bugünden alışkanlıklarımızdan, isteklerimizden hayallerim-izden ve hayal edemediklerimizden oluşuyor. Ve bugün biz modern sanat çalışmalarına (heykel, performans sanatı, resim, vb), fi lm sektörüne, müziğe , ütopyalara, distopyalara bakıp, ortak nok-talardan trendleri, trendlerden tasarım stratejilerini çıkarıyoruz. Şimdi sizlere en baştan başlayıp esin kaynağından, fi nal tasarıma bir gelecek hikayesi anlatabiliyoruz.

Kitchen lifestyle of the future

Firstly, evidence should be gathered today in order to fi ctionalize the future scenarios. In fact, seeing the future is not so hard. The future con-sists of today, our habits, wants, dreams and the things that we can’t dream. Going over the mod-ern art works (sculpture, performance art, paint-ing, etc.), fi lm sector, music, utopias and dysto-pias, we generate trends from common points and then design strategies from the trends. Now, we can tell you a future story from the beginning, from the guiding spirit to fi nal design.

Tasarlayan kullanıcı

Trendin çıkış noktası 2 farklı sanat akımı aslında. Garip yerlerde sanat (art in odd places) ve doğal müdahale (spontaneous intervention). Bunlardan ilki : Art in odd places, Dadaism ve Situationism gibi kendi kendine, toplumsal kabullenilmişliklere tepki olarak ortaya çıkan ve süregelen sanat akımlarından. Aslında akım bugün yok olan geleneksel kamusal alan algısının yerini kamusal alanda özgür aktivitelere, yapılara özgür müdahalelere bırakmakta olduğunun bir göstergesi. Akımın öncüleri sanat akımına is-mini veren bir gruba üyeler, AiOP (garip yerl-erde sanat topluluğu). AiOP kamusal alanlardaki boşlukları önce tespit ediyor, ardından toplumsal müdahale ile oluşturulan sanat eserinin 1 ay bo-yunca sergilenmesini sağlıyor. AiOP’ye göre ka-musal alanlar, toplumun ufkunu açmak amacıyla insanların sanat eserlerini aktif bir şekilde entegre edebildikleri alanlardır. Aşağıda boş bulunan tel örgülerin toplumsal müdahale ile geldiği son hali göreceksiniz. Sanki tel örgülerin temsil ettiği her ikincil anlam tek tek baştan yorumlanmış, ortada yazı yok, metin yok ama hikaye dokunulabilecek kadar somut ve net.

İkinci akım ise doğal müdahale (spontaneous in-tervention): Herşey Houston daki “Knitta Please” isimli sanat topluluğunun kolay ve ucuz malze-melerle oluşturabildiği çalışmaları ile başladı. Topluluk etkinliklerle örgünün kolayca öğrenilip öğretilebildiğini gösterdi. Sonrasında ise insanlar bu gücü toplumsal paylaşım alanlarını daha sıcak yaşam alanları haline getirme amacıyla kullan-maya başladılar. Örgü sokak sanatı (örgü graf-fi ti- yarnborming) doğal müdahaleyi oluşturan etkinliklerden doğdu. Gerilla sanat toplulukları ile

başlayıp sosyal vakıfl ara kadar sıçrayan bu bu sanat hareketi sayesinde, her sabah bir başka heykel, bir başka bank örülmüş kaplanmış ve sıcak görünümüyle şehir sakinlerini karşılamaya başladı. Aşağıda yine bu akımın ikonik örnekler-inden birini göreceksiniz.

Hem garip yerlerde sanat akımı(art in odd plac-es), hem de doğal müdahale (spontaneous in-tervention) aslında aynı şeyi söylüyor bize. Tüm bunlar insanın kendine engel olamayıp elindeki yetilerle yaşam alanını değiştirme güdüsünün bir kanıtı ve aynı zamanda çevresindekilere mü-dahale edebildiği sürece mutlu olduğunun bir göstergesi… Müdahale edebilme hissine açlığın yanında bir de bilgiye sınırsız erişim ihtiyacı var tabi. Sınırsızca bilgiye, cebindeki telefonunda gün boyu internete bağlı olan insanlarız artık. Dolayısıyla artık sahip olduğumuz her objeden beklentilerimiz de bu düzeyde. Bize her şeylerini anlatsınlar istiyoruz. Başlarda hikayeler anlatsınlar istedik. Geri dönüştürülmüş objelere bayılarak baktığımız hatta hala baktığımız anları hatırlayın: “Vay be bu çanta şimdi önceki hayatında pet şişe miymiş.” Hatta “Vay be şimdi ben az harcayıp dünyayı mı kurtarıyorum” zamanları. Hepsi bize bugün “kontrol delisi” kullanıcıları bıraktı. On-lar biziz. Biz bugün artık objenin hem geçmişini hem de bugününü bilmek ve kendimizi kontrolde hissetmek istiyoruz. Müdahale etmek istiyoruz, objeleri değiştirip, bize kendilerine dair dünden bugüne her şeyi söylesinler istiyoruz. Fişe taktığımız herhangi bir obje bize ne kadar en-erji harcadığının hesabını versin ve kararlarımızla dünyayı kurtaralım istiyoruz. Bugün bunu isti-yorsak, bu hayalden yola çıkıp geleceğin yaşam stilini yakalayabiliyorsunuz. İşte tüm bu çıkarımlar tasarım sürecini başlatıyor. Bugünün yönelim-

07

.........................

Page 10: TİMAY&TEMPO 2014/1

lerini hedef alan konseptler, geleceğin mutfak yaşam stilini tasarlıyor aslında. 2013 IFA da ilk prototipini sergilediğimiz pop-out ile bu geleceği hedef aldık. Ürün kullanımdayken kullanıcıya yeni bir boyutta daha feedback veriyor: form. Ürün kullanıcıya form değiştirerek tepki veriyor ve ürün-kullanıcı etkileşimi bir üst boyuta çıkıyor aslında. Örneklersek, davlumbaz kullanımda değilken bizi bomboş beyaz bir sayfa gibi karşılıyor. İlk devirde açtığınızda ürün canlanıyor, kontrast renklerdeki filtresini dışarı çıkarıyor ve çekişe başlıyor. Ve

kullanıcı her devir artırdığında ürün çekiş alanını artırıyor, kontrast renkteki filtre kademeli olarak gövdeden dışarı çıkarıyor. Burada kullanıcıya anlık enerji kaybıyla ilgili eşzamanlı bilgi vermenin yanında, yüksek çekiş ihtiyacına çekiş alanını artırarak cevap verme kaygısı da var. Ayrıca kullanıcı satış sonrası istediğinde filtre rengini değiştirme özgürlüğüne de sahip. Böylece ürün kullanıcıya maximize edilmiş bir müdahale ve kontrol alanı sağlıyor.

Designed by user

In essence, starting point of the trend is 2 differ-ent art movements. They are art in odd places and spontaneous intervention. The first one, art in odd places is an art movement which auto-matically arose out of the reaction to social ac-

knowledgements and continued. In fact, this movement indicates that public sphere percep-tion fading away today is replaced by free ac-tivities in public sphere and free interventions. Pioneers of the movement are the members of a group, AiOP (art in odd places) naming the art movement. AiOP firstly determines the gaps in public spheres and then enables 1-month exhi-bition of the artwork which was created through social intervention. According to AiOP, public spheres are the areas where people actively inte-grate the artworks in order to open up society’s horizon. Below, you will see the final state of the wire fences found empty after social interven-tion. As if each secondary meaning symbolized by wire fences was rendered individually over again, there is no writing, no text, but the story is so tangible and clear that it touches us.

The second movement is spontaneous interven-tion: Everything began with the works of the art community named “Knitta Please” in Houston. Those works were created from simple and cheap materials. The activities of the community demonstrated that knitting can be easily learnt and taught as well. Afterwards, people started to use this power with the purpose of converting social communion areas to more friendly living spaces. Knitting graffiti/yarnbombing arose from the activities constituting spontaneous interven-tion. Due to this art movement which started with guerilla art communities and spread to so-cial foundations, a sculpture or a settle covered with yarn and having warm appearance started to welcome the city-dwellers every morning. You will see one of the iconic examples of this move-ment below.

Figure 3 pop-out designed by silverlinedesign / Figure 4 pop-out designed by silverlinedesign

08

Page 11: TİMAY&TEMPO 2014/1

In fact, both art in odd places and spontane-ous intervention tell us the same thing. All these movements prove that people cannot help themselves and try to change their living spaces based on their power with a motive. Besides, they also indicate that people are happy as long as they can intervene their environment…In addition to the hunger for intervention feeling, there is naturally a need for unlimited informa-tion access. Nowadays, we are the people who connect to unlimited information, shortly internet by mobile phones all day. Therefore our expec-tations from every object under our possession have increased accordingly. We want them to tell everything to us. Firstly, we wanted them to tell stories. Remember the moments when we looked at recycled objects with admiration and even we are still looking: “Wow! Was this bag a plastic bottle in its previous life?” Furthermore: “Wow, am I saving the world by consuming less?” Today, such things are left to us by “con-trol freak” users. They are us. We want to know both past and present of the object and feel the comfort of controlling everything. We want to in-tervene. We want the objects to tell us everything from past to today by changing them. We want any plugged object to explain how much energy it spends and we have desire to save the world with our decisions. If people want this today, you can picture life style of the future by considering this dream. At this point, all of these arguments initiate design process. In essence, the concepts targeting today’s trends design future’s kitchen life style. We aimed at this future with pop-out, first prototype of which we exhibited in 2013 IFA.

The product gives feedback to user while it is used: form. The product reacts to user by changing form and in fact, product-user inter-action upgrades to another dimension. For ex-ample, kitchen hood welcomes us like an empty white page when it is not in use. After turning it on at lowest speed level, the product comes alive, moves its filter in contrast colors out and then starts to aspirate. As the speed level in-creases, product’s aspiration area expands and the filter in contrast color gradually moves out further from housing. Here, the user has concern about not only getting information about instant energy loss simultaneously but also meeting his/her need for high aspiration by expanding the aspiration area. Besides, the user is free to change filter’s color after purchase whenever he/she wants. Thus, the product provides the user a maximized intervention and control area.

Zenginleştirilmiş etkileşim - enriched physical in-teraction

“Hayatımızı kolaylaştırmayı vadeden elektrikli ev aletlerini anlamak için kullanma kılavuzuna ihti-yaç duymak ironi değil de ne?” söylemi ile yola çıkıp daha kolay öğrenilebilir hatta öğrenilmeden de kullanılabilir etkileşim modelleri üzerinde çalışmaya başladık. Geleceğin mutfağı bir sınav alanı olmamalıydı. Geleceğin mutfağı hayatı ek-stra fonksiyonları hayatı zorlaştırmak için değil kolaylaştırmak için kullanmalı. Sürecin başında

bizi harekete geçiren motivasyonel sorularımız vardı. “ ürün-kullanıcı etkileşimi insanlar arası iletişim kadar içgüdüsel olabilir mi?” “olmalı” Sonrası bunu başaran farklı sektörlerden (mobil telefonlar, oyun konsolları, vb.) etkileşim mod-elleri çalıştık. Bambaşka alanlardan kendi sek-törünüze getirebilecekleriniz o kadar şaşırtıcı ola-biliyor ki. Tabii ki anahtar, fiziksel etkileşimin aktif olarak kullanılmasıydı. Konuşmak kadar içgüdü-sel -belki daha da içgüdüsel- bir şey varsa o da bir şeyleri işaret etmek kendimizi jestlerle anlat-mak değil mi? İşte tam bu noktada “to the point” ‘ten bahsedebiliriz. To the point, kontrol panel olmadan, tüm fonksiyonları standart basit tek jestle kullanılabilen bir davlumbaz. Aynı zamanda aktif ocak gözüne göre gücünü odaklayabilen ilk

davlumbaz olma özelliğini de taşıyor. Kullanımını basitçe anlatırsak, kullanıcı hangi ocak gözünü çalıştırıyorsa, o göze ait davlumbaz pane-line dokunuyor. Dokunulan kapak açıldığında davlumbaz aktif ocak gözüne odaklanarak çekiş yapıyor. Daha az enerji harcayarak, harcadığı enerjiyi ocak gözüne odaklayarak ve maksimum verimde kullanarak çalışıyor. Aydınlatması ise yine aynı standart etkileşim modelinde; yapmanız gereken tek şey aydınlatma paneline dokunmak.

Enriched physical interaction

Based on the expression “What is the truth if needing user’s manual to know the household electrical appliances promising to ease our lives

Figure 3 pop-out designed by silverlinedesign / Figure 4 pop-out designed by silverlinedesign

09

Page 12: TİMAY&TEMPO 2014/1

is not ironic?” we began to study on the inter-action models which can be used by learning easily and even by not learning. Kitchen of the future did not have to be an exam place. Extra functions of future’s kitchen have to be used to ease the life, not to complicate. At the beginning of the process, we had motivational questions awaking us. “Can product-user interaction be as instinctive as the communication between peo-ple?” “It has to be” is the answer. Afterwards, we studied on the interaction models succeeded by different sectors (mobile phones, game con-soles etc.). The elements from different sectors that you can adapt to your own sector can be so surprising. Needless to say, the key was us-ing physical interaction actively. If there is any instinctive -perhaps more instinctive – thing like speaking, it is telling something with signs or ex-pressing ourselves with gestures, isn’t it? Here, we can absolutely talk about “to the point”. To the point is a kitchen hood, all functions of which can be used with a standard and simple gesture without control panel. At the same time, it is the first kitchen hood capable of focusing its pow-er on the active side of the cooker. Let’s tell its usage simply, the user touches kitchen hood’s panel which belongs to active side of the cooker. When the cover touched opens, kitchen hood aspires by focusing on cooker’s active side. The kitchen hood operates at maximum efficiency, because it spends less energy and uses the en-ergy by focusing it on the active side. Its illumina-tion has the same standard interaction model. The only thing to do is touching on the illumina-tion panel.

Optimize edilmiş fonksiyonlar - Essentialism

Bugünün mutfağı her yeni teknoloji ile daha da fa-zla uzmanlık gerektiren yorucu bir yaşam alanına

dönüştü. Sadece mutfakta da değil günümüz insanı artık hayatın her alanında ihtiyacı olan ol-mayan onlarca fonksiyona minicik ekranlarda maruz kalmak zorunda. Artık mail atan minik telefonlarımız var ve daha bir milyon şey yapabili-yorlar. Mutfağa geri döndüğümüzde ise artık her duvarda bir başka ekran, zihnimize her yönden saldıran kalabalık bilgi ekranları. Bu hızda ilerleyen teknoloji ve fonksiyon açlığı bizleri fonksiyonların optimize edildiği bir geleceğin beklediğinin bir işareti. Bu amaçla derinlemesine incelenen mut-fak deneyimi ev aletlerinde fonksiyon analizlerine bizleri götürdü. Slide-down bu gözlemler sonucu, kullanıcı senaryosunun derinlemesine analiz edilm-esi ile ortaya çıktı. Slide-down ocaktan mutfağa yayılan yemek dumanını yönlendiren bir forma sahip. Dahası, ürün çalışır pozisyonda aşağı inen kayar paneli ile yayılan dumanı çekişe yönlendirip, duvara sıçrayan yağ damlacıklarını önleyebiliyor, davlumbaz bir nevi duvar paneli (back-splash) görevi görüyor yani. Ürün kullanılmadığında kayar panel filtre gibi mekanik detayları gizley-erek kullanıcıyı gereksiz detaylara boğulmaktan kurtarıyor. İhtiyaç olmadığında gizlenen detaylar, gün boyu onlarca bilgi ekranına maruz kalarak yaşadığımız zihin yorgunluğunu mutfağın dışında bırakmamızı sağlıyor.

Optimized unctions- Essentialism

Today’s kitchen turned into a tiresome living space requiring more proficiency with newer technologies. These days’ people have to be ex-posed to tens of functions not only in the kitch-en but also in every sphere of life regardless of needing them or not. We have tiny phones which can send emails and do millions of things. When we go back to the kitchen, every wall has a dif-ferent screen making up crowded information screens attacking our minds from everywhere. Rapidly advancing technology and function hun-

ger give the sign that functions will be optimized in the future. Kitchen experience which was ex-amined in detail with this purpose enabled us to make analysis on the function of household appliances. Slide-down is created as a result of these observations by analyzing the user sce-nario thoroughly. Slide-down has a form direct-ing the vapor of cooked food which spreads to the kitchen. Moreover, the product can hinder oil droplets from splattering on the wall by di-recting the spreading vapor with its sliding panel that can go down while operating. Shortly, the kitchen hood functions as a back-splash. When the product is not in use, sliding panel hides the mechanical details such as filter and prevents the user from being overwhelmed with them. The details which are hidden when unnecessary help us to leave our mental fatigue that we live by looking at the information screen all day, out of the kitchen.

Geleceğin mutfak yaşam stilini yaratmak

20. yılını üst segment davlumbazlarıyla kutlayan silverline, alanındaki ustalığını artık bir sonraki aşamaya taşımaya hazır olduğunu tasarımlarıyla gösteriyor. Ve şüphesiz ki geleceğin mutfak yaşam stilini yakalamaya değil yaratmaya çalışan bu marka iş ortaklarını, müşterilerini, kullanıcılarını her gün daha fazla şaşırtmaya devam edecek.

Creating kitchen life style of the future

Celebrating its 20th year with segment kitchen hoods, Silverline shows its readiness to prove its expertise in the field within the next stage, through its designs. There is no doubt that this brand which tries to create life style of the fu-ture, not to catch it will continue to increasingly amaze its business partners, customers and us-ers every day.

Figure 3 pop-out designed by silverlinedesign / Figure 4 pop-out designed by silverlinedesign

10

BeyzaDoğanEndüstriyel Tasarımcı / Industrial Designer

Page 13: TİMAY&TEMPO 2014/1

internet üzerinden yapılan alışverişlerde e-fatura düzenlenmesi olduğunu açıklayan Şimşek, böylece internet üzerinden yapılan ticaretin daha kolay ve güvenli hale gelece-ğini ifade etti.

İnternet üzerinden satış yapan mükellef-lerin, bu imkandan yararlanabilmeleri için “e-Arşiv” uygulamasına geçiş yapmaları gerektiğini anlatan Şimşek, “Bu ortamda mal ve hizmet alışı yapan tüketiciler ise e-faturalarını satıcıya bildirdikleri elektronik posta adreslerine gönderilmesini isteyebi-lecek. Sistem eskiye göre daha hızlı, daha güvenli ve daha ucuz bir maliyetle işleye-cek” diye konuştu.

Mehmet Şimşek, mükelleflerin, uygula-ma kapsamında düzenledikleri faturaları ve raporları kendi bünyelerinde veya Ge-lir İdaresi Başkanlığından (GİB) yetki alan saklamacı kuruluşlarda saklayabileceğini de kaydetti.

Uygulama kapsamında düzenlenen fatura-lara ait belli bilgileri içeren raporların, peri-yodik olarak GİB’in sistemine aktarılacağını anlatan Şimşek, böylece internet üzerinden gerçekleştirilen satışlar da dahil olmak üze-

re tüm faturalaşma trafiğinin izlenebileceği-ni söyledi.

“Mükelleflerin e-Arşive geçişleri ise çok ko-lay” Şimşek, mükelleflerin “e-Arşiv”e geçiş-lerinin ise çok kolay olduğunu belirterek, e-faturaya elektronik ortamda başvuru ya-pan mükelleflerin, GİB’den yetki alan özel entegratörlere doğrudan müracaat ede-rek bu uygulamaya geçiş yapabileceklerini açıkladı.

Çok sayıda fatura düzenleyen ve gelişmiş bilgi işlem sistemi altyapısına sahip firma-ların ise GİB’e başvuru yapacaklarını anla-tan Şimşek, sistem alt yapısı yeterli görülen firmaların, tebliğde belirlenen şartları sağ-ladıkları taktirde uygulamaya geçeceklerini ifade etti.

Maliye Bakanı Şimşek, sistemin fiilen haya-ta geçmesi ile Türkiye’de kağıt ortamında düzenlenen ve saklanan faturaların büyük bir bölümünün elektronik ortama taşınaca-ğını söyledi.

“Mükelleflere 3 aylık ek süre”

Söz konusu tebliğle, e-faturaya geçişte teknik sıkıntı yaşayan mükelleflere bir fırsat da tanınacağını belirten Şimşek, şu bilgileri verdi:

“Bazı mükelleflerimizin, e-faturaya geçişte teknik sıkıntılarla karşılaştıklarını belirterek, sürenin uzatılması için Bakanlığımızdan ve benden bu yönde talepleri oldu. Gelen yo-ğun talep üzerine, hazırlanan yeni tebliğde bu konuya da yer verdik. Söz konusu teb-liğe göre, geçtiğimiz yıl yapılan düzenleme ile yeni yılın başından itibaren belli mükellef grupları için zorunlu tutulan elektronik or-tamda faturalaşma, bu mükelleflerin iste-meleri halinde 1 Nisan 2014’e kadar kağıt ortamında da yapılabilecek. Yani e-faturaya geçişte teknik sıkıntı yaşayan mükellef-ler için 3 ay daha ek süre tanıyoruz. Böy-lece son aylarda e-faturaya geçişte bazı sıkıntılarla karşılaşan bu mükelleflerimizin e-faturaya yumuşak bir geçiş yapmalarını sağlamayı hedefliyoruz.”

http://www.dunya.com/e-faturada-mukelleflere-3-ay-ek-sure-213313h.htm

THREE MONTHS EXTRA TIME FOR TAXPAYERS ON E-INVOICE

The Ministry of Finance prepared the legis-lation to bring important new grounds about electronic invoice (e-invoice) usage. Upon heavy demand received by Ministry, an extra time of 3 months will be given to taxpayers.

Finance Minister, Mehmet Şimşek stated in his explanation about e-invoice usage that

E-FATURADA MÜKELLEFLERE 3 AY EK SÜRE

Maliye Bakanlığı, elektronik fatura (e-fatura) kullanımına ilişkin önemli yenilikler getire-cek mevzuatı hazırladı. Bakanlığa gelen yo-ğun talep üzerine mükelleflere 3 ay ek süre tanınacak.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, e-fatura kullanımına ilişkin yaptığı açıklamada, işlet-meler arası faturalaşmanın kağıt faturadan e-faturaya doğru dönüştürülmesi için, bu-güne kadar çıkarılan mevzuatın ardından yeni bir düzenlemeyi daha hazırladıklarını bildirdi.

“e-Arşiv” ismi verilen söz konusu tebliğ ile nihai tüketicilerin de e-fatura almalarının önünün açıldığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

“Daha önce telekomünikasyon sektöründe fa-aliyet gösteren 5 firmanın pilot uygulama ola-rak kullandığı Elektronik Fatura Kayıt Sistemi (EFKS), e-Arşivle birlikte, ilgili şartları sağlayan bütün mükelleflerin kullanımına açılıyor. Böy-lece şimdiye kadar işletmeler tarafından kağıt ortamında düzenlenen faturaların ikinci nüs-haları da artık elektronik ortamda saklanacak. Uygulama kapsamındaki şirketler, nihai tüketi-ci statüsündeki müşterilerinin cep telefonları-na, e-posta adreslerine veya banka hesapları-na e-fatura gönderebilecek. İstemeleri halinde tüketicilere kağıt fatura da verilebilecek.”

“İnternetten ticaret daha kolay ve güvenli hale gelecek” Tebliğ ile getirilen bir diğer yeniliğin ise

11

SEKTÖREL HABERLERNEWS FROM THE INDUSTRY

Page 14: TİMAY&TEMPO 2014/1

they also prepare a new regulation after the legislation introduced by this time in order to convert the business to business invoicing which contains printed invoice to e-invoice.

Şimsek specifying that the notice named “e-Archive” paves the way for final consu-mers to receive e-invoice, said:

“Electronic Invoice Register System which was used before as pilot scheme by 5 firms operating in telecommunication sector, and e-Archive are brought into use of all taxpa-yers. Thus, duplicates of the invoices which have been issued as printed copy untill now will be stored electronically. The compani-es under this practice will be able to send e-invoice to mobile phones, e-mail addres-ses or bank accounts of their customers who are final consumers. Upon demand of the consumers, printed invoice will be sub-mitted.”

“E-commerce will become easier and more secure” Şimşek attested that another reform of the notice is issuing e-invoice for online shop-ping, and said that e-commerce will beco-me easier and more secure by this way. Şimşek told that the taxpayers making on-line shopping should switch to “e-Archive”

practice to use this opportunity. “The con-sumers who buy goods and services on in-ternet may want their e-invoices to be sent to their e-mail addresses which they give to seller. The system is faster than the old one and it will work more securely and create lower cost,” said Şimşek.

Mehmet Şimşek mentioned that taxpayers can store the invoices and reports which they issued, within their bodies or in de-pository institutions authorized by Revenue Administration within the scope of the prac-tice. Şimşek said that the reports which contain certain information about the invoices issu-ed within the practice will be periodically recorded to system of Revenue Administra-tion, thus whole invoicing transactions inc-luding online sales will be tracked.

“ Very easy for taxpayers to switch to e-Archive “ Şimşek stated that it is very easy for taxpa-yers to switch to “e-Archive” and the tax-payers who applied for e-invoice electroni-cally will be able to switch to this practice by applying directly to special integrators authorized by Revenue Administration.

On the other hand, Şimşek mentioned that the firms which issue too many invoices and have advanced infrastructure for data processing system will be able to apply to Revenue Administration and the firms de-emed to have sufficient infrastructure can use this practice as long as they meet the requirements specified in the notice.

Finance Minister, Şimşek added that most of the invoices issued and stored as printed copies in Turkey will be recorded electroni-cally after activating the new system.

“3 month extra time for taxpayers “

Şimşek informed that an opportunity will be given to the taxpayers having technical problems while switching to e-invoice thro-ugh abovementioned notice and said:

“Our several taxpayers experienced techni-cal problems while switching to e-invoice, so they demanded time extension from our Ministry and me. Upon heavy demand, we included this issue in the new notice. According to said notice, electronic invoi-cing which has been obligatory for definite taxpayer groups from the beginning of the year pursuant to the regulation made in the last year will be also performed on printed document until April 1, 2014 if these taxpa-yers request. In other words, we give extra 3 months for the taxpayers having techni-cal problems while switching to e-invoice. Thus, we aim at ensuring a smooth switch to e-invoice for our taxpayers experiencing some technical problems in recent months.”

http://www.dunya.com/e-faturada-mukelleflere-3-ay-ek-sure-213313h.htm

2013’TE DÜNYA EKONOMİSİNE DAMGASINI VURAN GELİŞMELER

Dünya ekonomisi küresel 2013 yılında krizin et-kileri ile boğuştu. ABD’de varlık alımlarını azalt-maya başlayan Fed ile senatodaki bütçe görüş-meleri 2013 yılında hem ABD ekonomisinin hem de küresel piyasaların gündemini belirlerken Çin, Asya ekonomisini domine etti. Avro Bölgesi eko-nomisindeki toparlanma ise cılız kaldı.

• ABD’de varlık alımlarının azaltması anlamına gelen “tapering” tartışmalarının odağındaki Ame-rikan Merkez Bankası (Fed) ile senatodaki bütçe görüşmeleri 2013 yılında hem ABD ekonomisinin hem de küresel piyasaların gündemini belirledi.

• Fed’in aldığı kararlarla dünya tarafından ya-kından izlenen ABD, bütçe kriziyle de uzun bir süre gündemden düşmedi. Kongrede bütçe

konusunda anlaşamayan Cumhuriyetçiler ile Demokratlar, 17 yıl aradan sonra ilk kez ABD hükümetinin resmi olarak kapanmasına yol açtı ve tarihine yeni bir ekonomik kriz ekledi. Söz konusu olayda hükümeti temsil eden De-mokratlar, ödemelere devam edilmesi yönün-de 6 haftalık kısa vadeli bütçe çıkarmayı teklif ederken; Cumhuriyetçiler ise böyle bir durum-da sağlık reformunun durdurulması veya iptal edilmesini şart koşmuştu. Ekim ayının daha ilk gününde ABD hükümetinin kapanmasına neden olan kriz, tam 16 gün sürdü.

• Takvimler 9 Ekim 2013’ü gösterdiğinde Başkan Barack Obama, Bernanke’den bo-şalacak koltuğa bankanın hali hazırda başkan yardımcısı olan Janet Yellen’i aday gösterdi ve ekonominin dümenini bir kadın iktisatçıya teslim edeceğinin ilk işaretini verdi. Yellen’in adaylığı, 21 Kasım’da Senato Bankacılık Ko-misyonunda 8’e karşı 14 oyla onaylandı.

• ABD’de bankaların kendi hesabına kısa vadeli işlem yapmalarının önüne geçecek “Volcker Kuralı”na 11 Aralık’ta son hali ve-rildi. “Volcker Kuralı” olarak bilinen prensi-bin son halinin ortaya çıkmasıyla 2008 krizi sonrasında yapılan reformlarda önemli bir aşama katedildi. Temmuz 2015’den itiba-ren geçerli olacak ve 2008 finansal krizinin ardından 2010’da yürürlüğe giren Dodd-Frank kanununun bir parçası olan Volcker Kuralı, bankaların kendi paralarıyla işlem yapmasını yasaklarken hedge fonlar gibi riskli araçlara yapabilecekleri yatırımlara da sınırlama getiriyor.

• Fitch, 11 Ekim’de, “ABD borç tavanını yükseltmede başarısız olursa ve hazine tah-villerinde borcunu ödeyemezse bu duruma reaksiyon gösterebiliriz” açıklamasını yapar-ken, 15 Ekim’de ise, ABD’nin “AAA” olan notunu negatif izlemeye aldığını bildirdi.

• Çin 2013’te ekonomik kalkınma hızı ve bu alanda giderek artan gücüyle yine bölge ül-kelerinin ekonomik aktivitesini domine etti.

• Bölge ülkeleri, Çin ile ikili ticaretlerinde her ne kadar yüksek cari açık verse de özellikle Çinli devlet şirketlerinin yatırımlarını kendi ülkelerine çekmek için büyük çaba harcıyor.

• Çin’de eylül ayında ekonomi devi Şang-hay kentinde serbest ticaret bölgesi kuru-larak, serbest döviz ticareti, vergi muafiyeti, ihracat teşvikleri gibi kolaylıklar yerli ve ya-bancı yatırımcılara sunuldu. Yetkililer ülke-de 18 yeni serbest ticaret bölgesinin daha

12

line shopping should switch to “e-Archive”

Page 15: TİMAY&TEMPO 2014/1

kurulacağını, bu bölgelerin inşa ve kurulum aşamasında olduğunu açıkladı

• Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, bu yıl önde gelen 10 Asya ülkesi için-de yüzde 7,6 ile en fazla Çin büyüyecek. Çin’i, yüzde 5,3 ile Endonezya, yüzde 4,7 ile Malezya takip edecek.

• IMF projeksiyonlarına göre gelecek yıl öne çıkan 10 Asya ülkesi içinde en fazla büyü-meyi yüzde 7,2 ile Çin kaydedecek. Çin, her ne kadar bu rakamla bölge ülkeleri içinde öne çıksa da ülke ekonomisi gelecek yıl bu yıla göre daralacak. Çin’i yüzde 5,5 büyüme oranı ile Endonezya ve yüzde 5,2 ile tayland takip edecek.• Avro Bölgesi ekonomisindeki topralanma 2013’te, tarihinin en uzun süren durgunluk döneminden bu yılın ikinci çeyreğinde çıkar-ken ekonomideki toparlanma cılız kaldı

• Küresel ekonomik krizin yaralarını sarma-ya çalışan Avro Bölgesi’nde ise ekonomi düzelmeye başlarken, büyüme, hafif ve dü-zensiz devam etti. Borç krizindeki ülkelerin yoğun kemer sıkma önlemleriyle 2011’in son çeyreğinde küçülme trendine giren Avro Bölgesi, 6 çeyrek boyunca kesintisiz devam eden durgunluktan 2013’ün ikinci çeyre-ğinde yüzde 0,3’lük büyümeyle kurtulsa da büyüme oranının üçüncü çeyrekte sadece yüzde 0,1 olması, toparlanmanın kırılganlı-ğını gözler önüne serdi.

• Avro Bölgesi ve AB, ekonomide cılız to-parlanma işaretlerine karşın rekor seviye-lere ulaşan işsizlik sorununa henüz çözüm bulabilmiş değil. Avro Bölgesi’nde Eylül’de yüzde 12,2 ile tarihi zirvesini gören işsizlik oranı, Ekim ayı itibariyle yüzde 12,1 düze-yinde bulunuyor. Ekim itibariyle AB’de or-talama işsizlik oranı ise yüzde 10,9’la son yılların en yüksek düzeyinde.

• Dünyanın en büyük iki ekonomisi ABD ve AB arasında 8 Temmuz 2014’de müzake-releri başlayacağı duyurulan serbest ticaret anlaşmasının (STA), AB ekonomisine 134, ABD ekonomisine ise 157 milyar dolar katkı sağlaması bekleniyor.

• ING Group Avro Bölgesi Başekonomisti Peter Vanden Houte ise Avro Bölgesi’nin 2014 yılında resesyondan tamamen kurtu-lacağını ancak ekonomik iyileşmenin kırıl-gan ve durgun yapıda olmaya devam ede-ceğini belirtti.

• Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından birliğin üyelerinden Rusya yeraltı zenginlik-lerini, siyasi nüfuzunu genişletmek için kul-lanmaya çalışırken, Türk cumhuriyetleri ba-ğımsızlıklarının 22. yılını yüksek ekonomik büyümeyle kutluyor.

• Petrol fiyatlarına bağlı bir seyir izleyen yeraltı zenginlikleriyle beslenen Kazakistan ekonomisinin bu yıl yüzde 6, gelecek yıl ise 4,5 seviyesinde büyüyeceği tahmin ediliyor.

• Özbekistan ekonomisi bu yıl yüzde 8 bü-yürken, çeşitli kaynaklardan yapılan yatırım

hacmi 14 milyar dolar oldu. Ekonomisi, pamuk, altın, uranyum ve doğalgaza bağ-lı Özbekistan’da bu yıl “Refah ve Kalkınma Yılı” olarak ilan edilmişti.

• Dünyanın dördüncü büyük doğalgaz re-zevrlerine sahip Türkmenistan’da, 11 aylık dönemde gayrisafi yurtiçi hasıla yüzde 10,1 arttı. IMF geçen ekim ayında yayımladığı World Economic Outlook raporuna göre, Türkmen ekonomisinin 2013 yılında 12,2 oranında büyümesi bekleniyor. Türkme-nistan Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı 2013 yılının 11 aylık ekonomi verilerine göre, gay-risafi yurtiçi hasıla (GSYH) yüzde 10,1 yük-seldi.

• Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in görev süresinin ikinci yılı, ekonomik refahın temelinin atılması için belirleyici bir yıl oldu. Bu yılının ocak- eylül döneminde Kanadalılar’ın işlettiği Kumtor altın madeninden elde edilen gelirle hesap-lanan gayrisafi milli hasıla 2012 yılına oran-la yüzde 9,2 arttı. Aynı dönemde sanayi üretiminin yüzde 23,5 oranında yükseldiği Kırgızistan’da TÜFE 1,6 arttı.

• Rusya, son yıllarda dış politikada etkinliği-nin artması, yaptığı ticari anlaşmalar ve üye-si olduğu uluslararası birliklerin katkısıyla ekonomisini güçlendirmeye devam ediyor.

• Petrol ve doğalgaz ihracatında dünya-nın sayılı ülkelerinden olan Rusya, toplam-da büyük rakamlara ulaşan füze sistemleri başta olmak üzere büyük çapta silah satışı gerçekleştiriyor. Devlet bünyesinde bulun-durduğu dev şirketler ve milyar dolarlık oli-garklarla sık sık gündeme gelmeye devam ediyor.

• Rusya’nın son yıllardaki en büyük ekono-mik yatırımlarından birini olimpiyat oyunla-rının düzenleneceği Soçi ve çevresine yap-tı. Son olarak Rusya Ukrayna’ya 15 milyar dolar yardım ederek ve bu ülkeye sattığı doğalgazın fiyatında yüzde 30’a varan in-dirim yaparak gündeme geldi. Rusya bu yıl, Küba’nın Sovyetler Birliği döneminden kalma 32 milyar dolar borcunun 29 milyar dolarını sildi ve geri kalanını ise yeniden ya-pılandırdı.

http://www.dunya.com/2013te-dunya-ekonomisine-damgasini-vuran-gelismeler-1119g.htm

REMARKABLE DEVELOPMENTS IN WORLD ECONOMY IN 2013

In 2013, world economy struggled with the influences of global crisis. While Fed which started to reduce buying assets in US, and budget discussions in senate were setting the agenda of both US economy and global markets, China dominated Asian economy. On the other hand, the recovery in Euro Zone economy remained weak. • Budget discussions in senate and Federal Reserve Bank (Fed) at the centre of debate on “tapering” which refers to reducing buying

assets in US set the agenda of both US eco-nomy and global markets in 2013.

• US which is followed closely by the world due to Fed’s decisions did not fall off the agenda for a long time after budget crisis. Re-publicans and Democrats who can’t agree on the budget in congress led official shutdown of US government for the first time after 17 years and a new economic crisis was recor-ded in the history. In abovementioned case, while Democrats had offered a short term budget for 6 weeks in order to maintain the payments, Republicans had stipulated stop-page or cancellation of health reform against the offer of Democrats. The crisis causing US government to shot down even in the first day of October took 16 days.

• On October 9, 2013, President Barack Obama nominated Janet Yellen who is alre-ady vice chairman, to succeed Bernanke and gave the first clue of that he would hand over

the mission of directing economy to a woman economist. Nomination of Yellen was appro-ved in a vote 14-8 by Senate Banking Com-mittee on November 21.

• “Volcker Rule” which will prevent US banks from making short term transactions for the-ir own account took its final version on De-cember 11. The final version of the principle known as “Volcker Rule” contributed to get-ting the first base with the reforms made after turmoil of 2008. Volcker Rule which will be valid from July 2015 and is a part of Dodd-Frank act entering into force in 2010 after fi-nancial turmoil of 2008, prohibits the banks from making transactions with their own money and also restricts the investments on risky instruments such as hedge funds.

• On October 11, Fitch explained “If US an-not achieve raising its debt ceiling and cannot pay its debt about treasury bonds, we may react.” Besides, Fitch stated on October 15 that it put “AAA” rating of US on negative watch.

• In 2013, China dominated the economic activities of the regional countries due to its economic development rate and its ever-inc-reasing power in this region.

• Although regional countries have high cur-rent account deficits with regard to their bi-lateral trade with China, they strive to attract especially, the investments of Chinese public corporations to their countries.

• In China, a free trade zone was established in Shanghai, economic giant, on September

13

Page 16: TİMAY&TEMPO 2014/1

and facilities such as free currency trade, tax exemption and export incentives were offered to national and foreign investors. It was explained that 18 new free trade zones would be established and these zones were being built and set.

• According to International Money Fund (IMF), China will grow by 7.6 percent among this year’s leading 10 Asian countries. China will be followed by Indonesia and Malaysia with growth rates of 5.3 percent and 4.7 percent, respectively.

• IMP projections show that China will ex-hibit the highest growth with 7.2 percent among 10 prominent Asian countries for the next year. Although China comes to the fo-refront with this figure among the regional countries, its economics will contract in next year compared to this year. Indonesia and Malaysia will follow China with growth rates of 5.5 percent and 5.2 percent, respectively. • Even though financial recovery in Euro Zone occurred in the second quarter of 2013 after the longest recession period in history, the recovery remained weak.

• While economy began to improve in Euro Zone trying to relieve after global financial turmoil, the growth continued slightly and ir-regularly. Although Euro Zone which began to show contraction trend in the last quarter of 2011 due to the intense fiscal austerity measures of the countries experiencing debt crisis, began to grow by 0.3 percent in the second quarter of 2013 and overcame the stagnation which continued for 6 quarters uninterruptedly, its low growth rate in the third quarter, only 0.1 percent, demonstra-ted the fragility of recovery. • Euro Zone and the EU have not found a solution for unemployment problem, yet which reached to record levels despite the signs of weak financial recovery. Unemploy-ment rate in Euro Zone peaking with 12.2 percent is at 12.1 percent as of October. The average unemployment rate in the EU, 10.9 percent, is the highest level of recent years as of October.

• It is expected that the free trade agree-ment (FTA) announced to be negotiated bet-ween world’s largest economies, US and the EU, on July 8, 2014 will contribute to 134 billion dollars and 157 billion dollars to the EU economy and US economy, respectively.

• On the other hand, ING Group Euro Zone Chief Economist, Peter Vanden Houte sta-ted that Euro Zone will completely overcome recession in 2014, but financial recovery will keep its fragility and stagnation.

• After dissolution of the Soviet Union, Rusia, one of the members of the union, is trying to use its underground treasures to expand its political influence while Turkish republics are celebrating 22th year of their independency with high economy.

• It is forecasted that Kazakhstani economy

supplied with its underground treasures de-pending on the fuel prices will grow by 6 percent and 4.5 percent this year and in the next year, respectively. • Uzbekistani economy has grown by 8 per-cent this year and volume of the investments made by various sources has become 14 billion dollars. This year had been declared to be “Prosperity and Development Year” of Uzbekistan, economy of which depends on cotton, gold, uranium and natural gas.

• In Turkmenistan having the fourth most natural gas reserves, gross domestic pro-duct increased in 11-month period by 10.1 percent. According to World Economic Outlook report of IMF published on last October, Turkmen economy is expected to grow in 2013 by 12.2 percent. 11-month financial data of 2013 which is declared by Finance Ministry of Turkmenistan shows that gross domestic product (GDP) increa-sed by 10.1 percent.

• The second year of the President of the Kyrgyz Republic, Almazbek Atambayev, was indicative for laying the foundation of financial prosperity. Gross domestic pro-duct of this year’s January-September peri-od which was calculated together with the income obtained from Kumtor gold mine which is mined by Canadians increased by 9.2 percent compared to 2012. In the same period, CPI rose by 1.6 percent in Kyrgyzstan where industrial production inc-reased by 23.5 percent. • Russia continues to strengthen its eco-nomy through its increasing effectiveness in international politics, trade agreements and contributions of international union where it is a member.

• Russia, one of the world’s important co-untries in petrol and natural gas exportati-on, makes large-scale arms sales, particu-larly missile systems with high figures. The state is frequently brought to agenda due to giant companies within its body and oli-garchies worth billion dollars.

• Russia made its greatest economic in-vestments in recent years in Sochi and its vicinity where Olympic Games will be orga-nized. Lastly, Russia was at the top of the agenda when it subsidized Ukraine 15 billi-on dollars and discounted the price of the natural gas which was sold to Ukraine by almost 30 percent. This year, Russia wrote off 29 billion dollars of Cuba’s debt which is 32 billion dollars in total and was made in Soviet Union period. The remaining amount was restructured by Russia.

http://www.dunya.com/2013te-dunya-ekonomisine-damgasini-vuran-gelismeler-1119g.htm

E-TİCARET, ÖNEMLİ BİR İHRACAT KANALI OLABİLİR

Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesi-ci, yapılacak çeşitli düzenlemelerle sektö-

rün iş hacminin 10 kat artırılabileceğini ve e-ticaretin önemli bir ihracat kanalı haline gelebileceğini söyledi.

ABD ve AB’de e-ticaret oranları toplam pe-rakende ticaretinin yüzde 10’unun düze-yindeyken, Türkiye’de bu oranın yüzde 1,8 seviyesinde kalması sektör oyuncularının ek düzenleme talebini yüksek sesle dile getir-melerine neden oldu.

E-ticaret sektörünün iş hacmine ilişkin soru-larını yanıtlayan Sanalpazar.com Genel Mü-dürü Cem Kesici, ABD ve AB’de e-ticaret oranlarının toplam perakendenin yüzde onu civarındayken Türkiye’de bu oranın yüzde 1 seviyesinde kaldığına dikkati çekerek,

yapılacak çeşitli düzenlemelerle sektö-rün iş hacminin 10 kat artırılabileceğini ve e-ticaretin önemli bir ihracat kanalı haline gelebileceğini kaydetti.

Sektörün gelişiminin herhangi bir yönüy-le diğer sektörlerle karşılaştırılamayacağını dile getiren Kesici, “Buhar makinasından, akıllı telefonlara kadar tarih boyunca tüm teknolojik gelişmeler eninde sonunda kendi dünyasını yaratmıştır. İnternet ve e-ticareti de mevcut koşullara sığdırmaya sıkıştırma-ya çabalamak orta vadede başarısızlıkla so-nuçlanır. Her yeni gelişen sektörde olduğu gibi, e-ticarette de belirsizlikler var muhak-kak, ama yine her kesimde çeşitli yasal dü-zenlemelere yönelik beklentiler de var” diye konuştu.

Son günlerde sıkça gündeme gelmeye baş-layan e-ticaret yoluyla ihracat konusuna iliş-kin yorumlarını paylaşan Kesici, “E-ticaret girişimlerinin kolaylıkla ihracat yapabilmesi yönünde çok değerli ve yararlı düzenlemeler yapıldı. Ancak burada karşı ülkelerin güm-rük mevzuatları da konunun ikinci boyutu. AB ve Türkiye için potansiyel müşteriler içe-ren birçok ülkenin kendi gümrük kısıtlama-ları var. Çevre ülkeler ve AB ile yapılabilecek anlaş-malarla belli bir değerin altındaki, örneğin 100 avro gönderiler için gümrük muafiyeti ve çeşitli kolaylıklar sağlanabilir. Bu hem sektörü geliştirir, hem de e-ticaretin önemli

14

Page 17: TİMAY&TEMPO 2014/1

bir ihracat kanalı haline gelmesini sağlar. Bu şekilde, yine ülkemiz insanının gelirine katkı sağlanmış olur” diye konuştu.

Çin’deki uygulamaların dikkatle incelenmesi gerektiğini savunan Kesici, “Çin’de devlet internet üzerinden satış yapan her ölçekte girişimciye çok çeşitli destekler sağlamak-ta. Örneğin Çin’in devlete ait posta/kargo organizasyonu, dünyanın bir ucuna çok ma-kul fiyatlarla gönderi yapabiliyor. Tek hedef Çin’de üretilen malların dünyanın her ye-rinde alıcıya en uygun fiyatla ulaşabilmesi” dedi.

Yapılması gereken kısıtlamak yerine geniş-letmekKonuya vergi mevzuatı açısından bakıldığın-da yasal düzenleme gerekliliğinin daha da ön plana çıktığına işaret eden Kesici, şöyle konuştu:

“Örneğin Gelir Vergisi Kanunu’nda küçük bir hacimle evlerine ek gelir sağlamaya ça-balayan kişilere destek amacıyla oluşturulan ‘esnaf muaflığı’ kavramı on yıllardır vardır ve yürürlüktedir. Hatta kapsamı 2007’de ge-nişletilmiştir.

Küçük e-ticaret girişimcisi yasalarda hiçbir değişiklik yapılmaksızın şu anda bile var olan ‘motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmak-sızın perakende ticaret ile iştigal edenler’ şeklinde yapılan tanıma uyuyor şeklinde yorumlanabilir. Ama en sağlıklı çözüm bu gibi yasal düzenlemelerin açıkça e-ticareti de içine alacak şekilde yeniden düzenlen-mesidir.

Düzenlemeyle bu muafiyetin kötüye kul-lanım olasılıklarını engelleyecek sınırlar da tanımlanmalıdır. Böylece e-ticaretin herkes tarafından çekince duymaksızın yapılması desteklenir, tekelleşme engellenir ve sek-tördeki potansiyellerden herkesin yararlan-masının önü açılmış olur.”

Kesici, halen devlet kurumları tarafından sağlanmakta olan teşviklerin hemen hemen hiçbir türünün e-ticaret girişimlerini kapsa-madığını öne sürerek, “Sadece tek bir fikre değilse de, kendini belli ölçüde ispatlamış girişimlere verilebilecek teşvikler büyük önem taşıyor. Bu yaklaşım, hem halen yal-nızca yabancı yatırımcı bulmaya odaklı ser-maye arayışlarına başka bir boyut kazandı-racaktır, hem de girişimler belli bir seviyeye daha kolay gelebileceğinden, yabancı yatı-rımcılar daha cesur yatırımlar yapabilecek-tir” diye konuştu

Kısa süreli de olsa KDV indirimi iş hacmini artırır

E-ticarette sağlanacak KDV indirimi gibi uygulamaların da toplam iş hacmini önemli oranda artırabileceğini belirten Kesici, “Yüz-de 5 oranında bir KDV indirimi, toplam iş hacminde 10 kat büyüme gibi ciddi artış-lar sağlayabilir. E-ticaret, ticaretin en kayıtlı halidir dolayısıyla her türlü denetim de çok kolay yapılabilir. Bu nedenle, vergi kaybı da

söz konusu olmayacaktır” ifadelerini kullan-dı

http://www.dunya.com/e-ticaretonemli-bir-ihracat-kanali-olabilir-211396h.htm

E-COMMERCE CAN BE AN IMPORTANT EXPORT CHANNEL

Cem Kesici, General Manager of Sanalpazar.com said that business volume of the sector can be increased with new regulations by 10 times and e-commerce can become an im-portant export channel.

E-commerce rate of Turkey is only 1.8 per-cent of the total retail trade whereas said fi-gure of US and the EU is 10 percent of the total retail trade. Turkey’s low rate caused the sector members to put their demand for additional regulation into words loudly. Cem Kesici, General Manager of Sanalpazar.com, who answered the questions about the business volume of e-commerce sector re-marked that e-commerce rate of Turkey stays at only 1 percent of the total retail rate while this figure is about 10 percent for US and the EU. He mentioned that business volume of the sector can be increased with new re-gulations by 10 times and e-commerce can become an important export channel.

Kesici telling that any aspect of sector de-velopment cannot be compared with the other sectors. “All of the technologic de-velopments from steam machine to smart phones ultimately created their own worlds throughout history. Trying to fit internet and e-commerce into current conditions leads to failures in medium term. It is definite that e-commerce has uncertainties as in every developing sector, but every sector has also expectations about various legislative regu-lations,” said Kesici.

Kesici commenting on exportation by me-ans of e-commerce which frequently began to be brought to agenda recently said: “Very valuable and useful regulations were made in order to enable e-commerce enterprises to export easily. However, the second as-pect of this subject is customs legislations of the other countries. Many countries con-taining potential customers for the EU and Turkey have customs restrictions.

Customs exemption and several convenien-ces can be provided for the goods having value lower than a specific figure, for examp-le 100 euro, within the scope of agreements between the EU and the surrounding co-untries. This practice not only develops the sector, but also enables e-commerce to be-come a significant export channel. Thus, the income of our public is increased.”

Kesici supported that the practices of Chi-na have to be observed carefully. “State in China provides a wide range of support to enterprises with any size which make online sales. For instance, postal/cargo organiza-tion of the state in China offers affordable prices for shipments to many countries of the world. The only objective is delivering Chinese origin goods to buyers all over the world with the most affordable proices,” told Kesici.

The done thing: extending instead of limi-ting Kesici mentioned that requirement for

legislative regulation comes to the forefront further from the point of tax legislation and he said:

“The concept ‘craft exemption’ in Income Tax Law which was created to support the people trying to provide extra income with a small volume has existed for decades and still been in effect. Furthermore, its scope was broadened in 2007.

Without amending laws, small e-commerce enterprise can be currently commented as it refers to ‘The people who do retail bu-siness by traveling provided that they do not drive any motor vehicles or they do not found any working place’. But the best so-lution is restructuring these legislative regu-lations including e-commerce issue.

With the new regulation, the limits which will remove the possibility of abusing this exemption have to be defined. Thus, e-commerce is supported by everybody without any disadvantages, monopolizati-on is avoided and everybody can easily use the potentials of the sector.”

Kesici arguing that almost none of the governmental incentive categories cover e-commerce enterprises specified: “The in-centives which can be given to enterprises proving themselves to some extent, instead

of to a single opinion have great importan-ce. This approach will add another dimen-sion to the capital searches focused on fin-ding only foreign investors. Besides, foreign investors will be able to make more daring investments because they will upgrade to a certain level more easily.” VAT discount raises business volume altho-ugh it is short term Kesici stated that practices such as VAT discount to be made in e-commerce can raise the total business volume significantly. “A VAT discount of 5 percent can contribute to the growth of total business volume by10 times. E-commerce is the most recorded form of commerce, therefore any kinds of control can be performed very easily. Thus, there won’t be any tax loss,” said Kesici.

http://www.dunya.com/e-ticaretonemli-bir-ihracat-kanali-olabilir-211396h.htm

15

Page 18: TİMAY&TEMPO 2014/1

timay & tempo OPERATÖR EĞİTİMLERİ DEVAM EDİYOR / timay & tempo OPERATOR TRAINIGS CONTINUE

timay & tempo giving service to its custo-mers as a solution partner supplies scin-tillation machine to its customers. These machines are classified into three which are automatic, semi- automatic and manual types. Scintillation machines supplied for products such as button, rivet, snap faste-ner, pinking and hook enable our customers to raise their production potential and ge-nerate more competitive costs.

A training program is implemented to ease machine usage of the operators who are competent to use these machines given to the companies. The attendants of this trai-ning program are awarded certificates.

The first training had been given to Şık Ma-kas company before. The second one was provided to the operators of a textile com-pany. Services of timay & tempo as solution part-ner which were given to the producers in textile sector will continue also in 2014.

timay & tempo participated in Premier Vision.

timay & tempo participated in Premier Visi-on this year as well. Timay&Tempo going to Paris with a crowded team attracted inten-sive attention in the traditionalistic fair. Our company getting the chance of promoting many new products also had the chance of seeing the rising trends of the sector in fair.

Müşterilerine çözüm ortağı olarak hizmet veren timay & tempo, müşterilerine çakım makine tedariği sağlamaktadır. Bu makinler otomatik, yarı otomatik ve manuel olmak üzere üç çeşittir. Düğme,perçin,çıtçıt ,kli-kıt ve kanca gibi ürünler için verilen çakım makineleri müşterilerimizin üretim gücünü yükselmete ve daha rekabetçi maliyetler yapmalarını sağlamaktadır.

Firmlara verilen bu makinelerin kullanıcısı durumundaki operatörlerin makine kullanımı kolaylaştırmak için bir eğitim programı uy-gulamaktadır. Bu eğitim porgramı sonrasın-da kullanıcılara sertifika verilmektedir.

Daha önce şık makas firmasında verilen eğitimin ikincisi çak tekstil firmasının opera-törlerine verilmiştir.

timay & tempo firmasının tekstil sektörün-de iş yapan üreticilere çözüm ortağı olarak hizmetleri 2014 yılında da devam edecektir.

16

timay & tempo HABERLERtimay & tempo NEWS

Page 19: TİMAY&TEMPO 2014/1

17

PREMIER VISION FUARINDAYIZ WE ARE IN PREMIER VISION FAIR

timay & tempo premier vision fuarına bu yılda katıldı. Kalabalık bir ekip ile paris’e giden Timay&tempo, artık ge-lenekselleşen fuar katılımında yoğun bir ilgi gördü. Yeni bir çok ürünü ta-nıtma şansını yakalayan firmamız aynı zamanda sektörün yükselen trendle-rini yerinde görme şansını yakaladı.

timay & tempo attended the Premier Vision Fair also this year. timay & tempo went to Paris with a large group to attend the fair attendance to which has now become traditional. Our company had the opportunity to both promote many new products and examine on site the emerging trends of the industry.

PREMiEREVİSİON

Page 20: TİMAY&TEMPO 2014/1

1- timay & tempo’nun tasarımla tanışması nasıl oldu?

Firmamız 2001 yılında çizim ve tasarım birimini kurarak müşterilerimize servis vermeye başlamış olup, o dönemin şartlarında ağırlıklı olarak çizimle uğraşılmıştır. 2005 yılında oluşan ihtiyaçlar doğ-rultusunda yapılan yatırımlarla, satış departmanı-na bağlı bir bölüm olarak pozisyonu değiştirilmiş ve eleman sayısı arttırılmış, ERP programında yapılan çizimler görsel kayıt altına alınmaya baş-lanmış, marka ve müşterilerin tasarım isteklerine de yanıt verir duruma gelinmiştir. Bu değişim tasarımın daha profesyonel olma algısını uyan-dırmış ve ülkemizdeki önemli aksesuar tasarım-cılarından danışmanlık hizmeti alınmış ve 2006 yılında firma olarak ilk metal aksesuar koleksiyo-numuzu müşterilerimizle buluşturmuştur. 2007 yılında Pazarlama Destek departmanı olarak ye-niden yapılandırılmış ve 2009 yılına kadar mar-ka koleksiyonlarını ve yıl içerisinde çıkarılan ana koleksiyonları Pazarlama ve satış departmanları ile birlikte yürütmüştür. 2010-2011 yılında yapılan yatırımlarla firmamızın tasarım servis kalitesi art-tırılarak müşterimizin tasarım talepleri üç boyutlu olarak sunulmaya başlamıştır. Bununla birlikte üç boyutlu tarayıcı alınarak istenilen çalışmaları en yakın şekilde müşterilerimize sunmak için büyük bir adım atılmıştır. 2012 yılında Tasarım depart-manı olarak şirket içindeki pozisyonu revize edi-lerek yıl içindeki koleksiyonların yürütülmesi ve marka koleksiyonlarının hazırlanması ve sunul-ması göreviyle halen hizmet vermektedir.

1- How was timay & tempo acquainted with design?

Our company established sketch and design unit in 2001 and then started to provide service to our customers. In that period, sketch was performed predominantly. As a result of the investments made in line with the needs emerging in 2005, position of the unit was changed and linked to sales department. Furthermore, the number of personnel was increased, sketches created in ERP program were recorded and the company gained the capacity to meet the design demand of the brands and the customers. This change aroused the perception of a more professional design and consultation service was received from the important accessory designers in our country. Thus, our company introduced our first metal accessory collection with our customers in 2006. The department was restructured as Mar-keting Support department in 2007, so brand collections and main collections created in a year were carried out together with Marketing and Sales departments until 2009. The invest-ments made in 2010 and 2011 contributed to in-crease in design service quality of our company and our customers’ design demand was met by presenting three-dimensional designs. Addition-ally, three-dimensional scanner was purchased and an important step was taken to present the designs to customers in closest means. In 2012, the position in the company was revised as Design department and it is still giving service with the function of carrying out the collections, preparing and presenting the brand collections.

2- timay & tempo için koleksiyonun önemi nedir?

Biz müşterilerimize çözüm ortağı olmak, onların yaptıkları işlere değer katmak istiyoruz. İşte bu

noktada sorulması gereken en önemli soru bunu nasıl yapabiliriz. Tabi ki yenilikçi ve inovatif ürün-leri onların beğenisine sunmak çok önemli. Aynı zaman da bu farklılaşabilmenin en önemli yolu çünkü bugün denim koleksiyonun da farklılaşa-bilmenin birkaç yolu var. Metal aksesuar farklılığı da bunlardan bir tanesi. İşte bu noktada tasarım bizleri ve müşterilerimizi önemli noktalara taşı-maktadır. Biz bu çalışmalara koleksiyonlarımızla derinlik katmaya çalışıyoruz.

2- What is the importance of a collection for timay & tempo?

We want to be the solution partner of our cus-tomers and add value to their works. At this point, the most significant question to be asked arises: How can we achieve this? Needless to say, offering them innovative products is very important. At the same time, this is the most im-

portant way of differentiation, because there are several differentiation ways for denim collection today. One of them is distinctness in metal ac-cessories. Herein, design takes us and our cus-tomers to different points. We are trying to add depth to these works through our collections.

3- Koleksiyon için ne gibi destek ve yatırımlar alıyorsunuz?

Koleksiyonlarımızda esinlendiğimiz noktaları baş-lıklar halinde özetleyecek olursak yurtiçi ve yurt-dışı fuarları , trend analiz seminerleri ve mağaza araştırmaları bunların yanı sıra detaycı izlenim-

lerimiz diyebiliriz. Bahsetmiş olduğumuz başlık-lar için her türlü desteği ve imkanı yönetimimiz sağlamakta olup, koleksiyonumuzun üretim aşa-masında ise timay&tempo ailesinde yer alan her-kes elinden gelenin en iyisini yapmak için ayrı bir çaba içinde bizlere destek olmaktadır.

18

timay & tempo TASARIM DEPARTMANItimay & tempo DESIGN DEPARTMENT

Page 21: TİMAY&TEMPO 2014/1

3- What kind of support and investments do you receive for a collection?

To summarize the inspiration elements in our collections under titles, they are national and international fairs, seminars on trend analysis, store researches and our detailed impression as well. Our management provides any kind of sup-port and opportunity for abovementioned titles and every member of timay&tempo family is in a struggle to do his/her best in order to support us.

4- Koleksiyonunuzun hazırlık aşamasında ne gibi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Aslında koleksiyonlar için öncelikle trend analiz-leri yapıyoruz. Bunun dışında fuarlar bizim için önemli bir kaynak oluşturuyor. Buralarda meslek-taşlarımızdan etkileşimler oluyor. Sektörel hizmet

verdiğimiz markaların gittikleri yönleri ve buna uygun aksesuarları hayal ediyoruz. Tamda bu noktada işin içine hayal gücü ve tasarım giriyor. Kafamızdaki tasarımları mühendislik ekibimizin yardımıyla ürünlerimize yansıtıyoruz. Ve iş ortak-larımızın beğenilerine sunuyoruz.

4- Which sources do you use in preparation stage of your collection?

In fact, we firstly perform trend analysis for col-lections. Besides, fairs are very important sourc-es for us. There is an interaction between us and our colleagues in fairs. We imagine the tenden-cies of the brands to which we serve and the

accessories complying with their tendencies. At this point, imagination and design come into play. We reflect the designs in our mind on the products with the help of our engineering team

and we offer them to our business partners. 5- Tasarım departmanı tarafından trend analizi yapılıyor mu?

Bir önceki soruda belirtmiş olduğumuz gibi trend analizi yapıyoruz. Bu bizim olmazsa olmazımız. Buna tüm ekip olarak çok inanıyoruz. Sonuçta yaptığımız iş kişisel bir beğeniye hitap ediyor. Fakat işin diğer tarafından baktığımızda bireysel beğenilerin ölçül-mesi ve değerlendirilmesi ile ancak doğru sonuçlara ulaşacağımızı ve yaptığımız işlere değer katacağımızı düşünüyoruz.

5- Does design department make trend analysis?

As we mentioned in the previous question, we make trend analysis. This is a must for us. We believe in this process very much. All in all, our work appeals to personal admiration. On the

19

Page 22: TİMAY&TEMPO 2014/1

other side, we think that we can obtain the cor-rect results and add value to our work by meas-uring and evaluating the personal admiration.

6- Bir önceki koleksiyonunuzda, doğayı, renk-leri ve bunun teknolojiye yansımasından bah-setmiştiniz, bu sezon bizi neler bekliyor?

Bu sezonun ana konusu bizim ürünlerde ya-ratmış olduğumuz nesnelliği yeniden yakalama isteğimizi fark eden neo-mayteryalizm’dir. Bu çerçevede kültürel paylaşımlar ve hislerimiz bu sezonda çok önem kazanmaktadır. Bu sezonda kullanılan eski geçmiş yaşantılarımızı yeni ise içi-mizdeki heyecanı simgelemektedir.

6- You had talked about the reflection of nature and colors on technology in your last collection. What will we see in this season?

Main subject of this season is neo-materialism which realizes our will to catch the objectivity that we created in our products. In this context, cultural sharing and our feelings gain importance considerably. Our past lives used in this season symbolize the excitement inside us.

7- Departman olarak, koleksyon çalışmaların-da iş dağılımını nasıl yapıyorsunuz?

Bu konuda çok net çizgiler hiçbir zaman koyma-dık. Çünkü bizler inanıyoruz ki tasarım alanı ne kadar genişse, bu rahatlık yapılan işe de yansır.

Yalnız tasarım aşamasından sonra işin takibi ve sonuçlandırılmasını ekip içerisinde paylaşıyoruz.

7- How do you assign tasks as a department while working for collection?

We never drew very clear lines about this issue,

since we believe that if the design area extends, this comfort reflects on the work. Only after the design stage, we share the tasks of following and finalizing the work in the team.

8- Ürünleri tasarlarken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Bahsetmiş olduğumuz araştırmalar bizlerin kı-lavuzu olup sonucunda oluşturduğumuz tasa-rımları ekip olarak değerlendirmeye alıyor ve fikir paylaşımlarında bulunuyoruz. Bu paylaşım ve değerlendirmeler yapmış olduğumuz tasarımlara artı yönde değer katığı inancındayız.

8- What do you take into account while de-signing the products? The above mentioned researches are our guide. As a team, we evaluate the designs that we cre-ated by using these researches and we brain-storm about them. We believe that these evalu-ations and brainstorming add plus value to our designs.

9- Tasarımlar yapılırken izlediğiniz bir sıralama var mıdır?

Kesinlikle var ve öncelikli sırayı araştırma ve ana-lizlerimiz alıyor, sonrasında düşüncelerimizin so-mut aktarımı, eskiz çizimlerimizin oluşturulması, eskizler devamında yapılan tasarımların değer-lendirilmesi son olarak dijital ortamda üç boyutlu

bir haline getirilmesi diyebiliriz.

9- Is there any sequence that you follow during designing?

Absolutely, there is. The first stage includes our research and analysis. The next stages are trans-

ferring our ideas physically, drawing sketches, evaluating the designs generated based on the sketches and lastly, creating three-dimensional format in digital environment.

10- Koleksiyon imalatı sırasında üretimde bulu-nuyor musunuz? Faydası oluyor mu?

Üretim çok sancılı bir süreç, koleksiyon gibi bizim ve firmamız için önem arz eden bu işte fabrikadaki arkadaşlarımızı yalnız bırakmamız düşünülemez. Birebir takip ediyoruz dersek yalan olmaz. Aslın-da bizim için üretkenliğin en üst seviyede olduğu bu aşamada her türlü kahrımızı çeken üretimdeki arkadaşlarımıza buradan teşekkür etmeliyiz. Ama bu takibin çok faydasını görüyoruz. Bazen hiç beklemediğimiz son dakika değişikliklerinin büyük beğeni topladığını görüyoruz. Tabi istenmeyen ha-talar için zaman kaybını da önlemiş oluyoruz.

10- Do you produce anything during the manu-facturing of collection? Is it useful?

Production is a complicated process. Leaving our colleagues working in the plant alone is unimagi-nable in this collection work which is very impor-tant for us and our company. We don’t lie if we say “We follow them individually”. In fact, we have to thank our colleagues in production who put up with us in any case during this stage requiring maximum productivity. However, we experience the advantages of this follow-up. Sometimes, we see that unexpected last-minute changes get

credit considerably. Of course, we also prevent time loss regarding undesired faults.

11- Yaptığınız koleksiyonların müşteriye sunumlarına katılıyormusunuz? Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Bu katılımlar sizlere ne gibi katkı sağlıyor?

20

Page 23: TİMAY&TEMPO 2014/1

21

Müşteri sunumlarını genellikle katılmaya çalışıyo-ruz. Bu bizim için bir yanda yaptığımız işle gurur duyabilmemizi diğer tarafta eleştirileri doğrudan duyabilmemize fırsat veriyor. Tabi bunda üretim sürecini başından sonuna kadar takip etmemizin büyük katkısını görüyoruz. Belki kaba bir tabir fa-kat söylemeden geçemeyeceğiz. Sattığımız ürü-nün arkasında duruyoruz. Müşterimizden bugüne kadar çok kötü bir eleştiri almadık. Bununda etkisi olabilir. Hep yapıcı oldular ve inandıklarını söyledi-ler. Bizde her zaman bu notları ajandamıza kay-dettik. Ve her zaman bir adım ileriye gittik. Gelişi-mimizde bunun payı çoktur. Bir çok zaman insan kendi yaptığını yargılarken çok gerçekçi olamıyor. Fakat her zaman daha iyiyi hedefleyen bir kişi geli-şime açık olmalı. Sonuçta gelişim en kaba ifade ile insanın eksiklerini gidermesi değil midir?

11- Do you take part in customer presentations about your collections?

In general, we’re trying to take part in custom-er presentations. Thus, we have the chance of being proud of our works and also learning the criticisms directly. Needless to say, we see the great advantage of following up the production process from beginning to end. Perhaps, it is a rough expression, but we have to mention it. We stand behind our product we sell. We haven’t received very negative criticisms from our cus-tomers till now. This may affect our confidence in our products. Our customers have always been constructive and told us their trust. We have al-ways recorded these notes in our agenda and gone a step further. All these play an important part in our progress. Usually, the person cannot think realistic while judging himself/herself. But a person who always target better one has to be open to change. In consequence, to explain shortly, doesn’t progress refer to overcoming the deficiencies?

12- Müşterilerinizi yeni fikir ve tasarımlar ile karşılamanızın artıları nedir?

Bizler müşterilerimize aksesuar konusunda hem danışman hem de farklı aksesuar tasarım fikirleri sunmak için bulunuyoruz. Fikirler ve paylaşımların bizlere ve müşterilerimize katkı sağladığı düşünce-sindeyiz. Bizler bu etkileşimlerle işlerimizin sonuç-landığı son noktayı öğrenirken, müşterilerimizin aksesuar konusundaki yükünü de hafifletmek için gayret sarf ediyoruz.

12- What are the advantages of offering new ideas and designs to your customers?

We are here to consult our customers and offer them different ideas on accessory design. We suppose that ideas and sharing them contribute to both us and our customers. While we learn the final point where our works are completed with these interactions, we are trying to lessen the bur-den on our customers regarding accessories.

13- Koleksiyonun, departmanınıza ve şirketinize geri dönüşleri nasıl oluyor?

Koleksiyon sunumlarına katılıyoruz. Bunun dışında satış ekibimiz müşterilerden aldığı geri bildirimleri bizlerle payla-şıyorlar.

13- How are the feedbacks on collection to your de-partment and company?

We participate in presentations about collections. Further-more, our sales team share the feedbacks of customers with us.

14- Marka bazında koleksiyon çalışmalarınız oluyor mu?Marka bazında koleksiyonlarımızda oluyor. Bu

talep genellikle markadan gelmektedir. Bunun dışında satış grubumuzun hedefleri doğrultu-sunda stratejik marka koleksiyonları hazırlıyoruz. Firma olarak ana felsefemiz olan ‘müşteri odaklı çalışma’ doğrultusunda müşterimizin tüm ürün geliştirme taleplerine karşılık vermeye çalışıyoruz.

14- Do you have any collection works on brand basis?

We also have collections on brand basis. Such demand is generally received from the brand. Besides, we prepare strategic brand collections in line with the targets of our sales group. We are trying to meet our customers’ demand on the product development based on our company philosophy which is ‘customer-oriented work’.

15- Markalar ile çalışırken şirket içinde kimler-den destek alıyorsunuz?

İlgili marka temsilcisi ve markalar departmanımız-daki tüm çalışma arkadaşlarımız bu konuda en önemli destek kaynaklarımızdır. Bunun dışında marka analizi için araştırmalar yaparak önemli noktaları çıkarmaya çalışıyoruz.

15- Who do you get internal support from while working with the brands? Brand representative, brands and all our col-leagues in our department are the most important supportive sources about this issue. Moreover, we make researches to analyze the brand and try to find out the vital points.

16- Çalıştığınız firmaların tasarımcıları ile ortak projeler yürütüyor musunuz?

Şuan sonuçlandırmış olduğumuz birkaç proje var, bu projeler çoğalması için ayrıca çaba içindeyiz.

16- Do you conduct joint projects with the de-signers of the companies with which you work?

We have several completed projects now. We are in a struggle for increasing their number.

17- Departmanınıza gelen Tasarım taleplerini alt ve üst grup olarak ikiye ayırırsak en çok hangi tasarıma ağırlık veriyorsunuz?

Satış ve pazarlama ağımızın alt grup yönünde ge-nişliğini göz önüne alarak genellikle alt grup akse-suar tasarımlarına yöneliyoruz. Fakat bu bizleri bu yönde sınırlamıyor, koleksiyonlarımızda üst grup ürünlere de yer veriyor ve müşterilerimize bu yön-de de fikirler sunuyoruz.

17- Assume that we divide Design demand re-ceived by your department into two groups as lower and upper groups. To which design group do you give weight mostly?

Considering the coverage of our sales and mar-keting network on the lower group, we gener-ally focus on the accessory designs of the lower group, but it doesn’t restrict us. We also include the products of upper group in our collections and offer ideas to our customers accordingly.

18- Departmanınıza gelen bir tasarım talebinde müşterinize verebileceğiniz servislerden bah-seder misiniz?

Müşterimiz tarafından yapılan veya düşünülen tasarımların dijital ortamda hem iki boyutlu hem de üç boyutlu olarak hayata geçirilmesi, tasarım-lara benzer model sunulması, yapılan tasarımın seçilen kaplama ve renkleri nasıl göstereceği bilgisinin verilmesi dışında eğer müşterimiz sıfır-dan aksesuar tasarımı istiyorsa kaplama ve renk

dahilinde aksesuarların müşterimize görsel sunu-munun hazırlanması yönünde hem bir aksesuar danışmanı hem de tasarımcı olarak her iki servis ayağında da rol oynamaya çalışıyoruz.

18- Could you please talk about the services that you can give to your customer demanding design?

Excluding that the designs created or planned by our customer are accomplished both in two-dimensional and three-dimensional formats, a model similar to designs are offered, the infor-mation about coating and using the colors on the design is given, if our customer demand a new accessory design, we are trying to play the roles of both accessory consultant and designer in order to prepare the visual presentation of ac-cessories including coating and colors.

19- Geçmişe dönersek hangi on yıllık dönem size daha çok ilham verir?

Belli bir dönemden bahsetmek bizler için biraz zor, yaşadığımız zaman diliminde temas ettiğimiz her şeyden etkileniyoruz. Bunların yön vermesiy-le tasarımlarımızı ortaya çıkarıyoruz.

19- Which decade gives you more inspiration when we turn back the clock?

Talking about a definite period is difficult for us to some extent. In this timeframe, we’re influenced by everything we touch. We create our designs by using their influences on us.

20- Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Hayır bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz.

20- Would you like to say anything else?

No, we thank you for this pleasant talk.

timay & tempoDESIGN DEPARTMENT

Page 24: TİMAY&TEMPO 2014/1

22

FUAR TAKVİMİFAIRS CALENDER

MILANO UNICAMilano, İtalya11.02.2014 - 13.02.2014 03

TEXWORLDParis, Fransa17.02.2014 - 20.02.2014 05

INDIGO PARISParis, Fransa18.02.2014 - 20.02.2014 07

PREMIÈRE VISIONParis, Fransa18.02.2014 - 20.02.2014 09

MODA & TEXTILENovosibirsk, Rusya20.02.2014 - 23.02.2014 11

ALGER INTERNATIONAL FASHION FAIRAlgiers, Cezayir27.02.2014 - 01.03.2014 13

08MODAMONTParis, Fransa18.02.2014 - 20.02.2014

12STOFFEN SPEKTAKEL ZWOLLEZwolle, Hollanda26.02.2014 - 26.02.2014

06Paris, Fransa

EXPOFIL

18.02.2014 - 20.02.2014

10TEXTILLEGPROMMoskova, Rusya18.02.2014 - 21.02.2014

04PORTUGAL TÊXTILPorto, Portekiz14.02.2014 - 15.02.2014

02IFEXPOİstanbul, Türkiye06.02.2014 - 08.02.2014

012014

MUNICH FABRIC STARTMunich, Almanya04.02.2014 - 06.02.2014

15INTERTEXTILE SHANGHAI HOME TEXTILESShanghai, Çin03.03.2014 - 05.03.2014

14TEXBRIDGE ISTANBUL İstanbul, Türkiye01.03.2014 - 30.03.2014

Page 25: TİMAY&TEMPO 2014/1

23

EĞİTİM TAKVİMİTRAINING CALENDER

08İMMİBYöneticilik eğitimi: Yöneticinin yol haritası

13.02.2014 / 14.02.2014

12İMMİBHertürlü Ekonomide Karlılığı 3’e Katlamak

27.02.2013

06İMMİBKanban

07.03.2014

10İMMİBSatın Alma Yönetimi

07.03.2014

04İMMİBUluslararası Tedarik Zinciri Yönetimi

19.02.2014 / 20.02.2014

02İTKİBStratejik Pazarlama ve Marka YönetimiNurdan Orday29.01.2014

01İTKİBMüşteri Odaklı Oazarlama ve İleri Satış TeknikleriBülent Başar23.01.2014

İTKİBİnsan Kaynakları PlanlamasıMurat Güler30.01.2014

03

İTKİBEtkili ve Güçlü İletişim Becerileri

24.02.2014 - 25.02.201405

İMMİBKurumsal Farkındalık ve İş Etiği

10.03.2014 - 11.03.201407

İMMİBEtkili Konuşma, Hitabet ve İkna TeksinleriGüler Kazmacı17.03.2014 - 18.03.2014

09

İMMİBİso9001 - 2008 Kalite Yönetim Sistemleri

21.03.201411

İMMİBİşletme Sermayesi Yönetimi

27.03.2014 - 28.03.201413

2014

Page 26: TİMAY&TEMPO 2014/1

24

TİMAY & TEMPO YENİ KOLEKSİYONTIMAY & TEMPO NEW COLLECTION

Page 27: TİMAY&TEMPO 2014/1

25

Page 28: TİMAY&TEMPO 2014/1

BAŞLANGIÇ

‘’Bir araya gelmek, bir başlangıçtır. Bir arada bu-lunmak, bir gelişmedir. Beraber çalışabilmek ise başarıdır.’’

Henry Ford

29 Nisan 2011 günlerden Cuma, hafi f yağmurlu kapalı bir gün İstanbul İTÜ Ayazağa kampüsünde Türkiye’de üretim yapan onlarca marka yöneticisi bir seminerde birlikteler, katılımcılar arasında yaş-ları 30’un altında olan 10 kişiyi geçmiyor. Konu “Farklılaşma ve Küresel Marka Olma Vizyonu” … 2011 yılı ve sonrasında bazı şeyler değişiyor de-ğişecek gibi. Ülkemizde ki bu değişim ihtiyacı aşikâr görünmekte ve tüm herkes bu ihtiyaç için orada bulunmaktaydı. İnovasyon, tasarım, yara-tıcılık, farklılık, yenilik, Ar-ge terimleri seminerde defalarca kullanılıyor ve dünya devi markaların yaptığı inovasyonlar konuşuluyordu.

1900’lü yılların daha başında, bugünlere ışık tutacak yürüyen bantlı üretimi geliştiren Henry Ford’un deyimiyle değişim başlamıştı.

Artık üretmek yerine yaratmak ülkemizde tomur-cuklanıyor, iş yerlerinde düşünceleri uygulayan eller değil, düşündüğünü yaparak hizmete sunan beyinler gerekiyordu. Kazanmak, dahası hayata tutunmak için şirketlerin gereksinimlerinde bu döneme girilmişti.

INTRODUCTION

‘’Coming together is a beginning; keeping to-gether is progress; working together is success’’

Henry Ford

It was Friday 29 April 2011. The weather was light rainy. Tens of brand managers who make production in Turkey gathered in a seminar in İstanbul ITU Ayazağa campus. The number of the attendants who were younger than age 30 did not exceed 10 people. The topic was “Differ-entiation and Vision of Being a Global Brand”…. Something has changed since 2011 and it

seems it will go on. It is apparent that our coun-try needs this change and everybody was there because of this need. R & D terms including design, innovativeness, differentiation and inno-vation were being used for many times and the innovations of world’s giant brands were being discussed.

The change, with the words of Henry Ford who developed production with belt conveyors throwing light on our period, had started even in the beginning of 1900s.

Instead of production, creating comes into ac-tion in our country. Brains performing ideas and putting them into service were necessary. Not the hands putting the ideas into practice...Such period was experienced, because the compa-nies had to win, shortly hold onto life.

DETAYLAR

‘’ Yaratıcılık, bir şeyleri birbirine bağlamaktır. Ya-ratıcı insanlara bir şeyi nasıl yaptıklarını sorduğu-nuzda, kendilerini biraz suçlu hissederler. Çünkü aslında çok bir şey yapmamış, yalnızca bir detayı görmüşlerdir.’’

Steve Jobs

Yıl 2001 üniversite, Bölüm binasının önüne bir kamyon yaklaştı ve yaklaşık 30 adet aynı boyut-larda yeşilli beyazlı kare şeklinde kutu indirildi. Meraklı gözlerle kamyondan indirilmesini ve bina içerisine taşınmasını izledik. Kutuların içinde bu-gün bir dünya markası olan Apple fi rmasının eMac modeli bilgisayarlar vardı. O zamana kadar gördü-ğümüz masaüstü bilgisayarlardan farkı ise sadece ekran, klavye ve mause’tan oluşuyor olmasıydı.

2001 yılında tanıştığım bilişimde yaşanan bu farklı-lığın mimarı Steve Jobs’ın biyografi sini kitaba alan Walter Isaacson , Jobs’ın ürünlerin tasarımlarında ne kadar detaycı olduğunun defalarca altını çiz-miş. Steve Jobs Apple marka ürünlerin dış görün-tüsünden içindeki devre kartlarına, ambalajından tipografi sine kadar her ayrıntının estetik bir görün-tüsünün olmasını ısrarla istemiş ve uygulamıştır. Jobs’ın heyecanını, tasarımlar için yaptığı gayreti, titizliği ve detaycılığı Isaacson çalışanların anlatım-larıyla kaleme almış;

‘’…Markkula ve bazıları, Jobs’ın tipografi saplan-tısını asla tamamen onaylamadılar. ‘’Fontlar hak-kında epey bilgiliydi ve muhteşem fontlar istiyordu ısrarla,’’ diye anımsıyor Markkula ‘’Bense Fontlar mı?!? Daha önemli işlerimiz yok mu? Deyip duru-yordum’’ Oysa Macintosh fontlarının hoş çeşitliliği, lazer yazıcılarla ve yüksek grafi k kapasiteleriyle birleşince, masaüstü yayıncılık endüstrisinin doğ-masına yol açacak ve sonuçta Apple’a epey kâr getirecekti. ..’’

Steve Jobs ‘ı o yıllarda bilişim sektörünün en bü-yük gücü olan Microsoft fi rması korkutmamış, aksine Microsoft fi rmasının zayıf yanları Apple’ı yaratılırken ilham vermişti.

Çoğu kişinin önemsemediği bu ayrıntıyı Steve Jobs 2005 Haziranında Stanford Üniversitesi’nin diploma töreninde yaptığı konuşmada dile getiri-yor ve en güzel tipografi nin Macintosh bilgisayar-larda olduğunun bunun ispatının ise Windows’un Macintosh’un bu yönünü kopyalamasından an-laşılabileceğini söyleyerek en büyük rakibinden farkını vurguluyordu.

Bu detayları gördüğü için bugün bir dünya mar-kası, Apple. Sanırım önemsiz dediğimiz ayrıntılar, geleceği düşünmediğimiz için o an önemini yiti-riyor. Hayatta en büyük kaybımızın zaman oldu-ğu unutmadan geleceğimizi planlamalı ve doğru adımlar atmalıyız.

‘’Zamanınız kısıtlı! Bu yüzden başka insanların gürültüsünün, kalbinizin sesini engellemesine izin vermeyin’’

Steve Jobs

DETAILS

‘’ Creativity is just connecting things. When you ask creative people how they did something, they feel a little guilt, because they didn’t really do it, they just saw something.’’

Steve Jobs

It was the university period in 2001. A truck came near in front of the department building and al-most 30 green-white boxes having the same sizes were put down. We curiously watched the putting down process and their transfer to the building. In the boxes, there were comput-ers of eMac model, computers of Apple which is a world brand today. The difference between eMac and desktop computers was that eMac consisted of only monitor, keyboard and mouse.

Walter Isaacson, writing the biography of Steve Jobs who created this difference in informatics that I was introduced in 2001, underlined high-ly elaborative side of Jobs while designing the products. Steve Jobs pushed for the aesthetic appearance of each detail from Apple products’ external view to circuit boards inside, from their package to typography, and he applied them. Isaacson wrote out Job’s excitement, atten-tion and elaboration and his effort for designs through the expression of the employees;

‘’…Markkula and some people never complete-ly recognized Job’s typography obsession. “He was quite knowledgeable about fonts and insist-ently wanted wonderful fonts,” recalled Mark-kula. “Fonts?!? Don’t we have more important works?” continuously said I. However, when nice variety of Macintosh fonts combined with laser printers and high graphics capacity, desktop publishing industry would come out and con-sequently, this would contribute to considerable profi t for Apple. ..” In those years, Microsoft Company, the greatest

GÜNÜMÜZDE TASARIMCONTEMPORARILY DESIGN

Serkan ÇOLAKTasarım Departmanı SorumlusuDesign Department Executive

26

Page 29: TİMAY&TEMPO 2014/1

power of informatics sector did not discourage Steve Jobs. Conversely, weaknesses of Micro-soft gave inspiration to him while creating Apple.

Steve Jobs verbalized this detail which was gen-erally minimized, in graduation of Stanford Uni-versity in June, 2005. He also underlined that the nicest typography was in Macintosh computers, it was demonstrated by Windows copying this feature of Macintosh and this was the difference between them.

Apple is a world brand for catching these details. I suppose the details seeming unimportant lose their importance at that moment, because we don’t think ahead. We should plan our future and go through the proper channels without forget-ting that time is our greatest loss.

‘Your time is limited! So don’t let the noise of oth-er’s opinions drown out your own inner voice’’

Steve Jobs

TASARIM VE FARKLILIK

‘’ İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim. ‘’

Henry Ford

‘’ Müşterilerimize ne istediklerini sorup ona göre ürünler geliştiremezsiniz. Çünkü siz onların is-tediklerini yaparken, onlar başka bir şey istiyor olacak.’’

Steve Jobs

Yıl 2004 soğuk bir kış, okul yeni bitmiş ve öğ-rendiklerimden para kazanmak için yaptığım ilk iş girişimim, işin konusu ip ve halat üreten bir firmanın logo tasarımı. İlk müşterimin isteklerini can kulağıyla dinliyor, beğenilerini öğrenmeye, örnekler elde etmeye çalışıyordum. İstek basit ip ve halat üreten bir firma olması sebebiyle ve ısrarla ip veya halat şeklinde bir yazıyla firması-nın isminin yazılması . Heyecanla istenilen logo tasarımı yapmak için evin yolunu tuttum. Müşte-rinin isteğini yaptım, Gel gelelim müşterim kendi istediği ip şeklindeki logoyu değil de alternatif sunduğum logolardan bir tanesini beğendi.

Müşterilerimiz tasarım ve yeni ürün konusunda beğenseler de beğenmeseler de isteklerini gör-mek ister. Küçük gibi görünen bu istekler aslında geri alamayacağımız bir kavramın kaybıdır, ZA-MANIN. Artık kazancın müşterilerimizin anlık istediklerine karşılık vermekle olmayacağı muhakkak, marka olmak içinse yetersiz. Üretimde, üründe, ürün işlevinde, ürün sunumunda, satış öncesi ve son-rası hizmette… Vb. her konuda farklılaşma olgu-sunun başrol oynadığı bir dönemin içindeyiz. Re-kabette ve satışta farklılık yaratmanın en önemli unsurlarının başında ise tasarım gelmekte.

Günümüzde tasarım sadece pazarlama ve rek-lam unsuru olarak kullanılmakta, fakat tasarım ne zaman satış unsuru olarak değer kazanırsa firmalarda bundan gerekli karı ve payı alacaktır. Artık satın alma arayışımızda kalite, ucuzluk gibi kavramların yanında estetik kaygısı da yer almak-

ta. Önceden moda, farklılık ve estetik sadece gi-yim sektöründeyken şuan otomotiv, bilişim, mo-bilya, mimari…vb her sektörde.

Bakın yine Steve Jobs Apple ürünlerinde yarattığı farklılık tılsımının tasarım olduğunu açıklamış ve düşüncelerini ‘’ Birçok insan tasarımı işin cilası kısmı olarak düşünür. Hâlbuki bunun tasarımla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tasarım, İnsan elinden çıkan yatırımların temelinde yatan ruhtur’’ sözleriyle anlatmıştır.

Farklı olmanın kazancı getireceği gerçeğini göz ardı etmemiz imkânsız. Bu uzun soluklu koşuş-turmada farklılıklarımızı bu rekabete ortak et-meliyiz. Mantığımızın yanına birazda hayal gücü serpmeliyiz.

‘’Mantık sizi, A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere.”

Albert Einstein

DESIGN AND DISTINCTNESS

‘’ If I’d asked the people what they wanted, I’d make a faster horse. ‘’

Henry Ford

‘’ You can’t just ask customers what they want and then try to give that to them. By the time you get it built, they’ll want something new.’’ Steve Jobs

It’s 2004, a cold winter day. The school has just ended and it was my first attempt to earn money from my knowledge. Work’s topic is logo design of a firm producing lap and rope. I was hanging on my first customer’s every word on his wants. I was trying to learn his likes and obtain sam-ples. Because the firm was producing simply lap and rope, it was insisted that firm’s name had to have a font having shape as a lap or rope. I headed home with excitement in order to design the logo. I did the request of the customer. On the other hand, my customer liked one of the alternative logos I offered, not lap-shaped logo that he wanted.

Our customers want to see what they want re-gardless of liking the design and new product or not. In fact, these innocent wants refer to the loss of an irrevocable concept, TIME. It is definite that you can’t earn money by meet-ing instant wants of our customers. Also, this is not sufficient to become a brand. We are in a period in which differentiation fact plays the key role in every respect including production, prod-uct, function and presentation of the product, presales and after-sales service etc. Design is the primary element among the most important elements for creating distinctness in competition and sales.

Nowadays, design is used only as a marketing and advertising component, but when design gains value as a sales element, the companies will get due profit and share. While searching a product to buy, we concern about aesthetics in addition to other concepts such as quality and affordability. Fashion, distinctness and aesthet-

ics were dominant only in textile industry before. But now, they are in every industry such as au-tomotive, informatics, furniture, architecture etc.

See, Steve Jobs explained that design is the charm of distinctness that he created in Apple products and continued his words: “In most people’s vocabularies, design means veneer. But to me, nothing could be further from the meaning of design. Design is the fundamental soul of a man-made creation.”

It is impossible to ignore that being different will bring gain. During this long-term rush, we should use our distinctness in the competition. We should add imagination along with our logic.

‘’Logic will get you from A to B. Imagination will take you everywhere.”

Albert Einstein

VE SON

‘’ İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaç-tır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yap-maz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Hâlbuki bizim milletimiz, gerçek özellikle-riyle uygar ve ileri olmaya lâyıktır ve olacaktır. ‘’

Mustafa Kemal ATATÜRK

AND THE END

‘’Let us admit it: A nation which cares not for painting, a nation which builds no statues, a na-tion which does not meet the exigencies of sci-ence and technology deserves no place on the path towards development. However our nation deserves to be contemporary and progressive and will be.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

27

Page 30: TİMAY&TEMPO 2014/1

TİMAY TEMPO ÇAKMA MAKİNESİ OPERATÖR SERTİFİKASI

.................. Firması çalışanlarından ....................................... 18/09/2013 tarihinde düzenlenen Timay&Tempo Aksesuar Çakma Makineleri

Operatör eğitimine katılmıştır.

Timay&TempoTeknik Hizmetler Müdürü

Süleyman Parin

Buraya isminizi yazmak ister

misiniz?Would you like to write your name here?

Machine operator training programme

We as timay & tempo have tried to offer cost and quality benefits to you, our valuable customers, so far with the support of automatic, semi-automatic and manual attaching machines.

Now we are offering you a new opportunity with the machine operator training programme we have launched as timay & tempo.

Our goal is to enable you to have a more competitive structure thanks to the cost benefit offered by a higher level of automation in the challenging environment of ever-growing competition.

Makine operatör eğitim programı

timay & tempo olarak bugüne kadar siz değerli müşterilerimize otomatik,yarı otomatik ve manuel çakım makinesi desteği ile maliyet ve kalite avantajı sağlamaya çalıştık.

timay & tempo olarak başlattığımız makine operatörü eğitimi programı ile sizlere yeni bir fırsat sunuyoruz.

Artan rekabet ortamında yüksek otomasyon ile maliyet avantajı sağlayarak sizleri daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz.

Page 31: TİMAY&TEMPO 2014/1
Page 32: TİMAY&TEMPO 2014/1