neredeyiz ve nereye gİdebİlİrİz?isamveri.org/pdfdrg/d00064/2006_3/2006_3_oku.pdf ·...
TRANSCRIPT
,.
TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi:
NEREDEYiZ VE NEREYE GİDEBİLİRİZ? .... , 7.,
Psychology of Religion in Turkey; Where are We and Where can We Go?
Üzeyir Ok* ~
Özet
Bu çalışma, yazann gqzlemlerine baglı olarak Türkiye'deki din psikolojisi alaru ile ilgili bir aktivite modeli üzerinde yapbğı değerlendirmeleri ve önerilerini içermektedir. Bilindiği gibi din psikolojisi aktivitesini oluşturan, din psikologu, kullanılan yön· tem, konu/nesne, amaç gibi birbiriyle karşılıklı etkileşim halinde bulunan birkaç yönü bulunmaktadır. Bu çalışmada bu boyutlarla ilgili olarak din psikolojisinde yaşanan veya yaşanabilecek bağlama özgü gUçiUklere, yönteme, ekip çalış· masının önemine, araşbrmalarda takip edilmesi gereken etik kurallara, hem yerel hem de uluslararası boyutlara ve teoloji ve din psikolojisi ilişkisine deginilmiş, bu konulardaki muhtemel sınıflılıklara ve ilgili birtakım önerilere yer verilmiştir.
Anahtar l<elimeler
Psikoloji, din psikolojisi, dini psikoloji, Türkiye, yöntem, etik, ampirik, maneviyat, inanç.
Giriş
Bu çalışma, din psikolojisi alanında Türkiye'de yapılan çalışmaların güçlü ve sınırlı oldu~u düşünülen yönleri ile ilgilidir ve yöntem olarak yazarın literatür gözlemlerine, lisans ve yilksek lisans düzeyindeki öğretim deneyimleri ve gözlemlerine dayanmaktadır. Bu güçlü(ük,ve sınırldıklan sunmanın amacı, geniş bir yelpazeden bakmak suretiyle bu alanın nitelik olarak gelişmesine katkıda .bulunmakbr. Bu türden din psikolojisinin pı:oblemleri ile ilgili geçmişte bazı de~erlendirmeler yer almışbr (Öme~in bkz. Yavuz, 1988; Hökelekli, 1989; Aydın, 2004)
Burada Türkiye'deki din psikolojisi gelene~i bir aktivite sistemi modeli oluşturularak değerlendirilecektir. Böyle bir modelin konunun ve de~işkenlerinin yazar tarafından de~erfendirilmesini ve okuyucu için anlaşılmasını kolaylaşbracağı umulmuştur. Aktivite kuramın-
• Yard.Doç.Dr.; CUmhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
i Bu ko;uda bilgi için aktivite sistemi kullanılarak yazar tarafından yapılmış diğer bir çalışmaya bakılabilir (Ok, 2005a)
Abstract
This study investigated the preseni conditions of psychology of religion in Turkey with particular_reference to the potenlials in order to enhance the developments in the field in Turkey. The dimensions of psychology of religion undertaken in this study are considered as interconnected in a framework so that any problem in one area may affect the other. The discussed topics which the author surveyed in the light of his observations Included various difficulties of studying psychology of religion in Turkey, issues in the methodology and paradigm, the need for networking, ethical values, the relation of the discipline to national and international works done in other social science areas and finally the relations between theology and psychology of religion.
l<ey Words
Turkey, psychology of religion, religious psychology, methodology, paradigm, ethics, empirical, spirituality, faith.
dan yola çıkılarak getiştirilen bu tUrden modeller yaygın olarak k.ullarulmaktadırl. Din psikolojisi aktivite sistemi bu modele göre şekil-l'deki gibi sunulabilir:
Şekil 1'de yer alan anlabma göre, din psikolojisi akademik aktivitesini gerçekleştiren bir özne vardır ve bu din psikol~ olarak belirlenmiştir. Bu öznenin üzerinde çalışbğı bir nesne vardır ve bu da insanın genel olarak "dini" davranışıdır ya da anlam-yapma eylemidir. Özne bu "nesne" üzerinde birtakım aletler kullanarak işlernde bulunur. Bunlar da paradigma, yöntem ve teknikle ilgili kavramlarla temsil edilirler. Bir işin din psikologlan tarafından başarılı bir sonuca ulaştırılabiEmesi için onların takip etmeleri gereken birtakım ortak kural ve ilkeler bulunur. Bu arada din psikoloğu yapbğı işi yani bulgular oluşturmayı genellikle tek başına yapmaz. Diğer yakın disiplinlerden bir şekilde işbirliği yapbğt meslektaşlan onun işine katkılarda bulunur. Sonuçta din psikolo~u bireylerin anlarn-yapma davranışlan ile ilgili açıklayıcı, yardayıcı veya betimleyici bulgular sağlar. Bütün bunların ötesinde din psikolojisi aktivite sisteminin üzerinde yer aldı~ı veya üzerine kurulu
tsı.JJvü·ARAŞTIRMALAR-DERGiSl,.-.<:ILT~-19, SAYI:-3-,- 2006, Sayfa: 441-456, ISSN 1300-0373, TEK-DAV
1,
---------
ÜZEYİROK
Şekil 1: Türkiye'de Din Psikolojisi Aktivite Sistemi
An cı YapıU.ar tAfe:UrrlsembOIIer) ı
ı Par.1<i~;Ut {pcsl:r11:sm, ~ı.poslrAsm. y.ıpısalctlık ...o.)
K..:rım "e Jca~nmı• ttııcın.ma , y(ı lefeme. psKınii:DZ. n~ne lllkıleri vb.) VOotmı\MimiAa~m uamna. vık":a ç;ıl,m:tSl, n<t.ksekt;te{JiGel tas-anm, tımeJdem VS.)
Tdnik!er(ankd.. o5çek. gatJşme, ~.ı
Kura tır. Ues.let e(fOi
4 )fbılemitı v•re!c!Jidcri Ele;ti"d ~1d3iım
iGOYenn•. s<Ven•> TOrSciye'd.eld Qn pskdogiarı
Awııpa n cigtr Ollt. 01'1 pWcologlan
Te:doçbr
Din psikofojisirin fatihsel gcli$itn çizgisi
olduğu belirli baglamlar ·ya da ortamlar bulunmaktadır. Bunlar da ki.içük birimden geniş olana dogru olmak üzere bir kurum olarak üniversitelerin ilahiyat fakülteleri, bir politik birim olarak Türkiye ·ve uluslararas~ıgı temsil eden diger uluslar olarak b~lirlenmiştir. Son olarak eklenmesi gereken bir başka unsur da din psikolojisinin, geçirmiş oldugu bir tarihi süreçtir. Buraya kadar tek tek anlatılan din psikolojisi aktivite sistemini oluşturan birimlerden her biri karşılıklı oklarla gösterildigi gibi bir digeriyle veya digerleriyle karşılıklı etkileşim içinde görülmelidir. Açıkçası, din psikolojisi aktivitesi işte bu etkileşim halinde bulunan bütünün k~ndisi olarak düşünülmelidir. Aşagıda belirlenmiş alt başlıklar altında yapılan degerlendirmelerin bütünsel bir görünrusünü elde etmek, yukanda sunulan din psikolojisinin aktivite modelini takip etmekle kolaylaşabilir.
Din psikolojisinin Türkiye'deki tarihi seyrini özet olarak sunarak başlamak uygun olur. Bilindigi gibi din psikolojisi bir alan olarak Birleşik Devletler'de 19. yy. sonlan ile 20. yüzyılın başlannda ortaya çıkmıştır ve dolayısıyla 100 küsi.ır yıllık bir geçmişe sahiptir. Bir karşılaştııina yapıldığında, Türkiye'de din psikolojisi olarak sayılabilecek ilk çalışmalar, ancak 50 yıl sonra ı950'1i yılfann başlannda (ı930'1arda Batı'da inişe geçen din psikolojisi çalışmalannın ı 950'1erin ortalannda yeniden ortaya çıktıgı dönemlere denk gelerek) çıkinaya başlamıştır. İlk çalışmalarda ilgili ögrencilerin alarıı tanımasına
442
katkıda bulunmaya yönelik olarak din psikolojisinin tanımı, konusu ve yöntemleri gibi temel kavramlan ile Freud ve Jung'un dinle ilgili görüşleri ve özellikle Freud'un dine olumsuz bakışına yöneltilen eleştirileri yer alır (bkz. Egemen, ı952; Armaner, ı980) Bu türden kuramsal çalışmalan özellikle ı 980'1i yıllarda ve sonrasında ampirik araştırmalar takip etmiştir (Fırat, 1977; Peker, ı979; Fırat, 1982; Hökelekli, ı983; Yavuz, 1983; Peker, 1987; Yaparel, 1987).
İlk dönemlerde bu ilk ampirik araştırmalan yürüten kuşak halen olduğu gibi daha çok ilahiyat kökenli araştırmacılardır ve alanın Türkiye'deki öncüleri konumundadırlar. Başka bir deyişle, Türkiye'de bu gün din psikolojisinin aldıgı şekil, aniann temellerini attıgı bir vizyona baglı olarak gelişmiştir denebilir. Bu ilk araşbrmacılann çoğunlugu çalışmalarında yabancı dilde (Fransızca, Almanca ve İngilizce) yazılmış literatürden yararlanmak durumunda kalmışlar, araşbrma konusu ve kavramlan da buna göre şekillenmiştir. Bunun yanında·, çok az olmasına ragmen din psikolojisi konusunda ilahiyatiann dışında araşbrma yapanlar da bu alana katkıda bulunmuşlar ve yer yer bulunmaya da devam etmektedirler (Özbaydar, 1970 ilk örnek olarak gösterilebilir). Çogunluğu alan araşbrmasına dayalı bu ampirik geleneğin yanında (öncesinde ve sonrasında olmak üzere) kuramsal olan felsefi agırlıklı (Örneğin Pazarlı, ı982 ve Topçu, 1998-derlenrniş olarak) ve -başlıklardan da çogu kez arılaşılabilecegi gibi-
İslam'i/dini yorum ağırlıklı çalışmalardan aynca söz edilmesi gerekir (Örneğin bkz. Şentürk, ı 984; Daryal, ı 994; Certel, 2000)
ı 990'Iı yıllarda çoğu özellikle bu ilk kuruculann yetiştirdikleri araştırmadardan oİuşan ikinci nesil din psikologlan, kısa sürede ampirik bulgulanyla diğerlerinin yanında yer alarak alana katkıda bulunmaya çalışmışlardır. Burada bu ikinci kuşağın çalışmalannın hepsine tek tek değinmek güçtür. Ancak (dinle bağlantılı olarak) çalışılan konularla ilgili bir fikir vermek açısından birkaçma yer verilebilir. Kimlik (Kula, 200ı), anlam arayışı (Bahadır, 2002b), din~ stres {şüphe, çelişki vb.) {Hökelekli, 1988; Ok, 2002; Bahadır, 2002a), dini başa çıkma (Kula·, 2005), ölüm psikolojisi (Karaca, 2000; Yıldız, 2006), yabancılaşma {Karaca, 200ı), dini dönüşüm (Köse, ı997), çoğulculuk ve farklılıklan algılama (Örneğin bkz. Ok, 2006; Yapıcı, 2004), kişilik ve diri (Mehmedoğlu, 2004; Uysal, ı996; Gürses, 2006) vb. bunlar arasında yer alır. Batı'da yapılan çalışmalardaki konularla ortaklığa sahip bu konuların yanında doğrudan İslami bir içerikle ilgili ya da dini gelişim aşamalan da dahil bazı dini davranışlar konusunda yapılan ampirik araştırmalar da hatın sayılır bir düzeye ulaşmıştır (Kayıklık, 2000; Kayıklık,
2003; Uysal, ı994; Karacoşkun, ı999). Bu arada önemli yabancı eserlerin Türkçe'ye yapılan tercümelerini, · derleme (edit) çalışmalan (Bkz. Hökelekli, 2006) ve artan sayıda "din psikolojisi" adlı alanla ilgili genel konulan kapsayan ve ders metni olabilecek kitaplan (Örneğin bkz. Hökelekli, ı993; Şentürk, ı997; Peker, 2000; Certel, 2003) da hatırlatmak gerekir: Yine tasavvuf psikolojisi bu alandaki araştır-
,. macıların ilgisini çeken başka bir konu olmuştur (bkz. Yavuz, ı990; Peker, ı993; Küşat, 2002)
Türkiye'de makale düzeyindeki çalışmalan
yayımlamak için sadece din psikolojisine özgü ya da genel olarak dinin sosyal-bilimsel ampirik araştır
maları ile ilgili bir dergi bulunmamaktadır. Dolayısıyla çalışmalar genellikle ilahiyat fakül~ telerinin çıkardıklan dergiler ile ilahiyat alanında veya dinle ilgili yayın yapan sayıJim sınırlı birkaç akademik dergide yer almaktadır. Bu değerlendirmeleri ve yöntemle ilgili aşağıdaki yorumlan göz önünde . bulundurarak din psikolojisinin Türkiye'de kendine özgü bir kimlik oluşturma sürecinin birkaç açıdan henüz tamamlanmadığı ama ciddi bir aşama k~ydettiği ileri sürülebilir.
Din psikolojisi nasıl tanımlanabilir? Din psikolojisinin kimliği (tanımı, yöntemi ve içeriği) ile ilgili değerlendirmel~r . şimdiye kadar yapıla gelmiştir. Bg.tson (ı 977) din ile psikoloji konularını birbirine bağlayan' üç ayrı disiplin olduğunu belirtir. Bunlardan birincisi psi\5olojinin din ta~fından ele · alınmasıdır (psychology by religion). Buna örnek . . '
TÜRKİYE'DE DiN PSİKOLOJİSİ...
olarak daha çok Hıristiyan Batı Avrupa geleneğinde din adamlannın kullandıklan terapötik psikoloji gösterilmektedir ve buna bazen pastoral teoloji veya pastoral psikoloji adı verilmektedir. İkincisi, özellikle bir ruh çözümlemed (psikanalitik) görüngeyi benimseyen ve 'dinin özünün ya da J.<aynağının ne olduğu' konusuyla ilgilenen psikoloji lillr.ffmcılannın kul~ landıklan bir yaklaşımdır. Bu model 'psikoloji tarafından ele alınan din/teoloji' (religion by psychology) olarak isimlendirilir. Son olarak, (bireysel dinin diğer psiko-sosyal unsurtarla olan ilişkisini de içerecek şekilde) bireylerin dini inanç ve davranışlarını inceleyen bilimsel çalışma şeklidir. Batson işte bu sonuncusunu din psikolojisi olarak benimser (s. 3). Yukandaki şekilden yola çıkarak din psi(<olojisinin tanımıyla ilgi!! bir deneme yapmak gerekirse; din psikolojisi, din psikoloğu ismini hak eden bilim insanlannın diğer meslektaşlanyla iş birliği halinde·, geliştirilmiş .belirli bir paradigma, kuram, metodoloji ve tekniklerle belirli kurallan takip ederek veya onlan kullanarak bireylerin "dinsel" davranışlarını ya da anlamlandırmalannı (meaning-making) ve bunlarla ilgili diğer değişkenlerini belirleme, yordama, betimleme ve açıklama aktivitesidir denebilir.
Böyle tanımlanabilecek din psikolojisini diğer branşlardan ayıran özellikleri (kimliği), yakalaması gereken bir standardı ve elde etmesi gereken bir saygınlık düzeyi olmalıdır. Türkiye'de din psikolojisi çalışmalan yakalaması gereken standardı yakalamış mıdır ve arzu edilen saygınlığa sahip midir? Bunlar için kriterler neler olabilir ve bunl~r nasıl elde edilebilir?
Din psikolojisinin saygınlık düzeyini artırmaya, onun temelde metodolajik açıdan ortaklığı bulunan ve kimliğini belirlemesinde önemli rol oynayan sosyal bilimlerle, bir alt branş olarak kendisinden aynidığı genel psikoloji'nin başka alanlannda yapılan çalışmalar ile yapılacak karşılaştırmalar katkıda bulunabilir. Öte yandan bu akademik aktivitenin ortak olarak kabul edilen kendi temel prensiplerine bağlı kalınarak ortaya konacak nitelikli ve işlevsel araştırmalar da din psikolojisinin saygınlık düzeyini artı ra
. bilir. Aşağıdaki bölümlerde yukarıda sunulan modelin öğeleri çerçevesinde, onun olumlu ve sınırlı yönleriyle ilgili yorumlarda bulunularak din psikolojisinin saygınlık düzeyi belirlenmeye çalışılacaktır.
A. Din psikolojisi aktivite sisteminin aktörü olarak din psikoloğu
Peki din psikoloğu kimdir? Kısaca söylemek gerekirse yukanda tanımlanan din psikolojisi aktivite sistemini işlevset yaparak özne rolünü alabilecek kişilerdir. Yani alanın kurallan çerçevesinde din psikolojisi çalışma alanındaki aletleri. kullanarak insanın anlamiandırma ile ilgili davranışlarını kısmen
443
' ·
----~--_____ ...
ÜZEYİROK
tutum ve görüşlerden uzaklaşma ya da onlan geçici olarak "askıya almayı" gerektirir mi? Hood dini araşbrmaya ilgi duyan psikologlann bir inanç görüngesinden .kopmadan, bir dini terk etmeden ya da mevcut inanç görüngesini 'düzeltmek' istemeden açıklayıcı bakış açısına geçmeyece~ini ileri sürmektedir (Hood, 2000 s. 536). Açıkça belirtmek gerekirse, din psikolojisi konusunda araştırma yapanlar e~er araştırmalannda din psikolojisinin bu günkü yaygın "ana akım" bilimsel (scientific) paradigmasını merkez alırsa büyük bir olasılıkla teolojik dünya görüşünü o degeriere uygun olabilecek bir şekilde yeniden yorumlamak, ya da onlara . karşı vefasızlık duygusu yaşamak pahasına bazı temel de~erlerinden ödün vermek durumunda kalabilir, ya da alternatif olarak kendi değerlerine ba~lı kalarak din psik<?lojisin~ yeni bir paradigma peşinde olabilir veya din psikolojisinin prensiplerinden ödünler verebilir. BUÖun bir sonucu' olarak örneğin, din! şüpheyi çalışan bir kişi şüphe ve eleştirel yaklaşımın (çalışmasının eğitimle ilgili do~urgulanna değinirken) egitim açısından bir düzeye kadar yararlı olduğu fikrini kendi teolojik bakış açısıyla do~rulayabi~r veya reddedebilir.
Din psikolajisi aktivite sisteminin yöntemle ilgili sayılabilecek di~er bir konusu, eleştiri gelene~i ile ilgilidirS. Din psikolojisi çalışmalannda (belki diger alanlar da dahil) Türkiye'de kendine özgü arzu edilen düzeyde bir eleŞtirel gelene~in gelişmemiş olması
dikkat çekicidir6. Bunun nedenlerinin cesurca sorgulanması gerekir. Çünkü eleştirel gelenek, üniversite yerleşkesinde yer almanın kaçınılmaz en önemli belirleyicilerindendir. Bu eleştiri, içeri~e yönelik olmanın yanında içerikle ilgili düşüncelere yöneltilme cesareti gösteremezse tamamlanmış · sayılmaz. Oysa yerinde, uygun, bilimsel etik kurallan içinde ve seviyeli eleştirel bir yaklaşımın karşıt bir "saldınyı" zorunlu kılmaması gerektiği ve aksine böyle bir yaklaşımın din psikolojisi alanının gelişmesine katkıda bulunacağından dolayı teşvik edilmesi gereken bir olgunluğu gerektirmektedir. Kısaca bu alanda Türj{iye'de öncelikle haklı ve yerinde eleştiriyi benimseme kültürünün yeterli bir düzeyde olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Din psikolo~unun din psikolojisi aktivite sistemini yürütmek için kullanabileceği aracılardan bir
5 Eleştiri becerisi bu çalışmadaki aktivite modeli çerçevesinde düşünüldügünde din psikologunun yaşam boyu gelişiminin bir özeUigi olarak düşünülebilecegi gibi, onun kullanabUecegi bir "alet" olarak ta ele alınabilir. Bir alet olarak uygulanması açısından da din psikolojisi aktivite sisteminin kural- · lanyla da yakından ilgilidir.
6 Ömegin, referans gösterme konusunda da deginildigi gibi literatürdeki referans gösterme biçimleri genellikle eleştirel bir nitelik taşımadan argüman destekleme amaçlı yapılmaktadır.
446
di~eri psikoloji ekaileri ve psikolojik kuramlardır. Argyle (2000) din psikolojisi ile ilgili olabilecek genel psikoloji okullarından bahsederken artık davranışçılann nesiinin tükendiğini belirtir. Ona göre, psikanaliz geleneksel olarak dine olumsuz yaklaşmış olmasına ragmen yer yer din psikologlan ve özellikle de dini psikologlar tarafıı:ıdan kullanılmışbr. Bununla birlikte psikanaliz normal bir bilim (science) branşı oldugunu daha az iddia eder ve bu yüzden de akademik ve araşbrma çevrelerince de çok ciddi olarak ele alınmaz. Dine pek çok açıdan daha yakın olmasına ragmen Jung'un yaklaşımını bilimsel açıdan doğrulamak ise daha zordur (s. 9-10).
Türkiye'de din psikolojisi alanında yapılan çalışmalarda bu ülkenin kültürüne özgü ya da bu kültürde yapılan ampirik çalışmalarqan yola çıkarak geliştirilmiş veya yaygınlık kazanmış bir psikoloji ekolünün ya da kuramının varlıgından söz etmek henüz erken gözükmektedir. Çalışmalar daha çok Kuzey Amerika ve Batı Avrupa (Hıristiyan) geleneginde geliştirilenlerin İslami ortamdaj<i bir tekran, test edilmesi, ya da onlara yapılan katkılardan ibaret olmaya devam etmektedir. Yerel olmayan bu türden kurarrılara ve tipiemelere (fürkiye'de yapılan bazı çalışmalarla birlikte) örnek olarak psikanaliz (Köse, 2000), yükleme/atıf kuramı (Yaparel, 1994; Yapıcı, 2003), logoterapi (Bahadır, 2002b), çeşitli dindarlık öpoloji/eri (Detay için bkz. Subaşı, 2002; Çelik, 2005), nesne ilişkileri kuramı, bağlanma kuramı (attachment theory), inanç ve ahlak gelişim kuramlan7, bilişsel uyumsuzluk (dissonance) kuramı, kişisel kurgu psikolojisi {personal construct psycho/ogy) (Ok & Cross, 2003) gösterilebilir. Bu tür kuramiann bazen ampirik çalışmalarla destektenerek ya da yanlışlanarak yerel literatüre kazandıniması önemli bir katkı olmakla birlikte bu konudaki sorunlardan biri de bunlann (ampirik çalışmalarla test edilme~e birlikte) sık sık kuramsal olarak ele alınması ve çok fazla köklü eleştiriye tabi tutulmadan bireysel yorumlarla
·okuyucuya sunulmasıdır. Dolayısıyla, bu tür kuram-lara yönelik yerel güçlü eleştiriler geliştirilmelidir.
Ancak böylelikle bir kurarn Türkiye bağiarnı için özümsenmiş ve uygun bir hale getirilmiş olabilir.
Burada ampirik çalışmaların mutlaka bir kurarn çerçevesi içinde gerçekleştirilmesi gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Kültüre özgü kurarn geliştirme, aynı konuda sistematik ve birden çok ampirik araşbrmalann sonuçlanndan yola çıkılarak gerçekleştirilmiştir (Detay için bkz.Strauss & Corbin, 1990 veya diğer baskılar). Ancak, bunun uzun zaman ve enerji gerektirdi~i de ortadadır.
7 Tamamen inanç gelişimi kuramı konusunda teorik ve ampirik nitelikli bir çalışma yazar tarafından 2007'de yayımlanmak üzere tamamlanma aşamasına gelmiştir.
,.
Kurarn ile · ilgili deg~rlendinneler (Deney, vak'a çalışması VE} tarama. modelleri gibi) onlara uygun genel stratejileri ya da tasaninlan ve bu tasanmlar ya da stratejiler için (görüşme/mülakat, anket, gözlem, vb. gibi) uygun veri toplama tekniklerini akla getinnektedir. Din psikolojisi her iki anlamda da yöntem bakımından kendine özgü degildir.· Sosyal bilimlerin kullandıgı araşbnna tasanmında yer alan unsurlar (paradigma, teknik/alet, strateji, vb.) sosyal bilimler (sosyoloji; psikoloji, sosyal psikoloji, antropoloji, etnografya vb.) tarafından çogu kez ortak olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla din psikolojisi de yöntem bakımından bu disiplinlerle büyük oranda ortaklık içindedir. . .
Bilindigi gibi din psikolojisi aktivitesinde kullanılan yöntemle ilgili kavramlar Türkiye'deki akademik kültüre bu branşın dogup geliştiği Kuzey Amerika ve Bab Avru~a ülkelerinden !:!eçmiştir. Bu geçişle ilgili bir sorun, özellikle Ingilizce'den Türkçe'ye yapılan teknik kavram tercümelerinde sıklıkla karşılaşılan kavram kargaşalan gözlemlenmektedir. Ömegin ömeWem seçme yöntemlerinden biri olan rastgele/seçkisiz (random) kavramı farklı bir biçimde amaçsal (purposive) ya da uygun (convenient). ömeklem seçme biçimlerinin yerine kullanılabilmektedir. Örnek vennek gerekirse, bir araşbnnacı söz gelimi evren olarak seçtigi 500 kişilik bir egitim fakültesinde ögrencilerinin bir konudaki tutumunu rast gele örneklem seçimini kullanarak ömegin 200 ögrenciden öğrenmek istediğinde 500 ögrenciden her birinin bu 200 kişi arasında bulunma şansı eşit olmalıdır. Dolayısıyla 200 kişi eger belirfi bir günde kantinde bulunanlardan, koridorcia gezinenlerden ya· da sınıfa o gün derse gelenlerden seçildiyse bu seçilen ömeklem gerçek anlamda rastgele ömeklem olarak isimlendirilemez (bu konuda bkz. ömegin Fraenkel & Wallen, 1990). Yine bir araşbnna modelini veya tasanmını niteleyen "deneysel" (experimental) kelimesi, bulgulann genel özel-
. liğini niteleyen "ampirik" kelimesi yerine kullanılabilmektedir. Bu tür belirsizlikterin üstesinden gelmek, her halde din psikologlarmın ortak tenninoloji konusuna egilmelerini gerektinnektedir.
Türkiye'de din psikolojisi çalışmalan içerisinde son yıllardaki degerli niceliksel çalışmalara ragmen, (ampirik olmayan) kuramsal çalışmalar agırlıgını korumaktadır. Yürütülen niceliksel tasanmlar (quantitative studies) diger uluslarda oldugu gibi bağıntısal (correlational) çalışmalar şeklinde katılımcının
ömegin sosyo-ekonomik yapısı ile dini degeriere inanma ya da dini davranışlar sergileme arasında illntinin _olup olmadıgı gibi daha çok bağınbsal, sebep-sonuçsal olmak üzere kesitsel/enlemesine yöntem (cross-sectional) tasanmı Kullanma boylamasma (longitudinal) tasanmlara göre agırligını
TÜRKİYE'DE DiN PSiKOLOJiSi...
korumaktadır. Bu istatistiksel karşılaştınn.alarda, sonu.çlar daha çok %'lerle, bazen Çhi karesi •. varyans ve faktör analizi veya benzeri daha çok betimsel istatistik işlemler biçiminde yer almaktadır. Bu türden
. betimsel istatistiksel araşbnna tasanmlan, deneysel (experimental) olmasa bile· deney benzeri (quasiexperimental) tasanmlarla ve regre$9on analizi, çok değişkenli analiz (ma1tivariate analysis) gibi ileri düzey istatisRk çalışmalannın kullanılması ile geliştiriJip zenginleştirilebilir.
Ampirik araştinnalar içerisinde ise niteliksel (qualitative) tasanmlara niceliksel çalışmalara göre daha az rastlanmakta ve bu yöntemle elde edilen bulgular bazen son derece. öznel yorumtarla sunulabilmektedir. Oysa bilindigii gibi niteliksel çalışmalar için geçerlilik ve güvenirlik konusunda üçleme/ çeşitierne (triangulation), cevaplayıcı dotjrulaması
(respondent validation) (bkz. Silvennan, 2000, s. 1 77) kodlayıcılar arası güvenirlik (inter-rater reliability) gibi yöntemler bulunmaktadır. Bu ve benzeri yöntemlerle son yıllarda önem kazanan niteliksel veriler safi öznel yorumlar olmaktan çıkanlabilir ve böylece derinlemesine yapılan bu türden çalışmalar bilgi birikimine önemli katkıda bulunabilir.
Türkiye'de din psikolojisi alanında ölçek geliştinne ya da uyarlama çalışmalan ·da etkin bir şekilde devam etmektedir (Hökelekli 1 989'da bu konudaki eksikliğe dikkat çekmişti). Türkiye'ye özgü orijinal ölçek geliştinne çabalan artbgında başka kültürlerden uyarlanan ölçekierin kültürel uyarlamasındaki muhtemel aksaklıklar ile daha az karşılaşılmış olur.
Netice olarak belirtmek gerekirse, ampirik araşbnnalar bir birinden ayniamayacak öğelere sahiptir ve bir araşbnnacının kendisini bu konularda yenilerneye çalışması .bir gereksinimdir. Genel olarak söylemek gerekirse bu bileşerder arasında
proje önerisi hazırlama, araştırma tasarlama, ölçek/anket geliştinne ya da araşbnna paradigma ve stratejilerini tarhşma vb. gibi unsurlar yer alabilir.
C. Din Psikolojisinde Uyulması Gereken Etik kurallar: intihal ve kaynak gösterme örneği
Din psikolojisi aktivite sisteminde yer alan bireylerin ve özelliWe de özne konumunda bulunan psikologun uyması gereken bir dizi kurallar bulunmaktadır. İşievsel veriler elde etmek için metodolajik kurallan takip etmenin yanında etik kurallar din · psikologunun diğer meslektaşiara ve onların çalışmalanna yönelik tutumlanyla ilgilidir ve bu da özellikle alınbda ve atıfta bulunma konusunu gündeme getinnektedir.
Diger alanlarda oldugu gibi din pslkologlannın
447
1 ,
_ ... _ ...• ---.---
ÜZEYİROK
bir konudaki çalışması {eğer yapılmışsa) kendisininkinden önce yürütülen çalışmalara bir şekilde entegre olmasıyla zenginlik ve önem kazanmaktadır. Ancak bu şekilde mevcut literatür geliştirilebilir ve araştırmacılar gelecekteki çalışmalannın konulannı belirlemek için hangi alanlarda boşluk olduğunu görebilir. Bazı araştırmacılar, çalıştıklan konu lle ilgili literatür oluştururlarken bazen kendi çalışma konulanyla doğrudan ilgili diğer bir çalışmadan (yayımda bulunduğu derginin bir kaç sayı öncesinde konuyla ilgili böyle bir çalışma yayıt111anmış olmasına rağmen) genellikle söz etmemeyi ve. ~tıda bulunmamayı tercih etmektedirler. Bu yüzden örneğin bir araştırmacının, çalışmasına aynı konu ile ilgili iki çalışmadan birinden alıntıda bulunma diğerinden bulunmama tutumunun (her iki çalışmadan haberdar olunduğuna dair açık ipuçlan bulundugu halde) ciddi olarak sorgulanması ge~ekmektedir. Bu konu eleştirel yaklaşım geleneğinin gelişip yaygınlaşması ve ortak bir veri tabanı oluşturma gibi diğer konularla yakından ·ilgili gözükmektedir.
Öte yandan, .din psikolojisi araştırmalannda Türkiye'de bir atıfta bulunma ya da kaynak gösterme (Örneğin metin içinde veya dipnotta gösterme gibi) geleneği kuşkus~ bulunmaktadır. Ancak, bu konuda APA, MLA veya CBE gibi kurumlaşma gerçekleşernemiş ve ortak bir kriter (her üniversite enstitüsünün kendi düzenlemesi haricinde) geliştirilememiştir. -Türkiye'de din psikologlaı:ının kullandığı referans gösterme ve atıfta bulunma biçiminin bir ismi bulunmalıdır ve bu sistemin yukanda bahsedilen uluslararası yaygın olarak kullanılan referans kullanma sistemlerine tercih edilmesi gerekiyorsa bunun gerekçelerinin belirtilmesi gerekmektedir. Bu konuda belirli bir standardın olmayışı, araştırmacılann ortak bilimsel dil geliştirmelerini engelleyebilir.
Kaynak gösterme ve alıntılarda bulunma bu alandaki akademik etik kurallarla birlikte düşünülür. İntihal, "başka bir kaynaktan alınan kelime ya da düşüncenin kasıtlı ya da k~ıtsız olarak sana aitmiş izlenimi vererek sunmak" olarak tanımlanmaktadır (Ciines & Cobb, 1997, s. 40). Tanımdan da anlaşılabilecegi gibi, başkasına ait bir düşünceyi temsil eden ifadeler, kelimeler degiştirilerek alındıgtnda bile yazanna atıfta bulunmak gerekmektedir. Yine yapılan alıntıda kullanılan kelimeler araştırınacıya ait değilse, bunlann tırnak işareti içinde gösterilerek yazara atfedilmesi gerekmektedir. Burada intihal ile ilgili sadece iki kriteri sunmak intihal'in ne kadar detaylı akademik bir etik kural oldugu konusunda okuyucuya bir ipucu verebilir (Örnekler Clines ve Cobb, 1997, s. 40-41'den uyarlanmıştır).
448
Orijinal Cüml~: (Ok, 2005b, s. 38'den alınmıştır)
Sorgulanla ve kuşku duyma modem egitim sistemlerinin en önemli özeUiklerinden biridir. Genel egitim içinde yer alan din egitiminin kendini bundan bagımsız tutması beklenemez.
Örnek 1: Kelimesi kelimesine intihal:
Üzeyir Ok'a göre (2005) sorgulama ve kuşku duyma mo- · dem egitim sistemlerinin en önemli özelliklerinden biridir. Genel egitim içinde yer alan dirı egitiminin kendini bundan bagımsız tutması beklenemez (s. 38).
Yorum: Görüldügü gibi yazar burada Üzeyir Ok'tan alıntı yaptığını atıfta bulunarak göstermiştir ancak yine de tırnak işareti kullanmamak suretiyle kelimeler kendine aitmiş gibi izienim vermektedir. Dolayısıyla bu bir intihal sayılmalrtadır.
Örnek 2: Alıntı yapılan bütün bilgilerin alıntı oldugunu göstermemede intihal:
Üzeyir Ok'a göre (2005) sorgulama ve kuşku duyma modem egitim sistemlerirıiİl en önemli özeUiklerinden biridir. "Genel egitim içinde yer alan din egitiminin kendini bundan ba!;!ımsız tutması beklenemez" (s. 38)
Yorum: Burada yazar alıntının sadece bir parçasını tırnak içinde göstermiştir. Tırnak içinde olmayan bölüm kendine aitmiş gibi izienim uyandırmaktadır. Dolayısıyla bu da bir intihal kabul edilmektedir.
Bu bölümde bahsedilen iki ömegin dışında, araştırmaya katılan katılımcılann kimliklerinin gizliliğini koruma konusunda güvenirlik gibi diger etik ilkeler de bulunmaktadır. Bu ve benzeri ilkelerin ciddi olarak uygulanması, din psikolojisi araştırmalanna katılacak katılımcılar için güven telkin ·edici olacaktır. Etik kurallara uymanın din psikolojisi derslerinin içeriginin önemli bir parçası olarak görülmesi ve yapılan araşbrmalann ihmal edilmemesi gereken önemli bir bileşeni olarak ele alınması kaçınılmaz gözükmektedir.
D. Din Psikolojisinin Nesnesi: Din psikolojisinde teoloji'ye ya da teoloji'de din psikolojisine yer bulmak
Reich'in belirttigi gibi, din psikolojisi aktivitesinin konu nesnesi neTann ne de dinlerin dünya görüşleri; ne akıl karşısında inanç ne de bilim karşısında· dindir. Din psikolojisinin konusu insandır (1998). Din psikolojisi daha çok psikolojinin sosyal psikoloji ve ilgili yakın alaniann konulan çerçevesinde yapılmaktadır. (Belki bu yüzden din psikolojisi alanında yapılan hatın sayılır sayıdaki çalışmalar nesneleri veya değişkenleri itibanyla safi bir 'din psikolojisi' olmaktan ziyade bir 'din sosyal psikolojisi' isimlendirilmesine yakın gözükmektedir). Böyle bir e~ilim, insan psikolojisi ile ilgilenen psikologlann, "bireyin içinde davranışta bulunduğu ortamlan da bilme" ye istekli oluşlanndan kaynaklanmış olabilir
(Yaparel, 1998, s. 118). Aynca Yaparet'in belirtti~! gibi dil ve sosyal tutumlar ömeginde oldu~ gibi psikoloji ve sosyolojinin kaçınılmaz biçimde bazı alanlardaki ayn tutulması güç olan iç içeligi bulunmaktadır (s. 120). Bu alanlar sosyal davranışı, inançtan, sosyal ilişkileri, dil konusunu, kişili~i ve iyi olma (well-being) gibi din psikOlojisinin pek çok · yönünÜ içeren geniş bir kullanım alanına sahiptir (Argyle, 2000).
Din psikologlarının görevi do~rudan dini de~il, zihinde, toplumda ve kültürde dini düşünce ve davranışm keyfiyetin!, dini davranışı, güdüyü, algı ve bilişi psikolojik görüngeden yola çıkarak araşhrmakhr (Spilka, Hood, Hunsberger, & Gorsuch, 2003, s. 3). Dolayısıyla din psikolojisi teolojiyi çalışmasının dogrudan bir nesnesi olarak bile görmez. O, teolojik içeri~in insan düşüncesine yansımasının nasıl oldu~unu ya da "aş~" ya da "metafizik" boyuta sahip insan eylemlerini (güdülerini, algıl~nnı, davranışlarını, duygularını vs.) inceler. Insan yaşamının diger de~işkenlerinden ba~ımsız olmadı~ından bu yön, incelenirken insan yaşarnını etlqleyen diger psikolojik özellikler de dikkate alınır. Belirli denencelerden yola çıkan din psikol$ bakış açısına göre bazen dini bazen de psişik diger unsurlan ba~ımlı degişken olarak ele alabilir.
Din psikologlannın normatif ifadelerden ve de~er koyuculuktan kaçınması gere~i ilkesi onların zorunlu olarak dini içerige kayıtsız kalması, onunla ilgisinin olmaması aniamma gelmemektedir. Nesnesi, degerierin zihinde temsil edilişi olan din
,. psikolojisinin teolojik argümanlardan kendini tamamen bagımsız tutması gerekti~i fikri gözden geçirilmelidir. Çünkü teolojinin uygulama alanını çalışırken, bir psikol~ o de~erlere karşı bir tutum geliştirrnemesi ya da en azından bir tutumunun öteden beri varlı~ının farkına vannaması çok güçtür. Bu konu yukarıda tarhşılan 'bir özne olarak din psikolo~unun hem kendisiyle hem de kullanaca~ı paradigmayla yakından ilgilidir. Yukarıda da değinildigi gibi din psikolojisi konusunda araşhrma yapmak, zorunlu olarak dinsel de~erler karşısında bir tutum belirlemek demektir. Teolojik içerik, din psikologlannm dogTUdan çalışma nesnesi olmamakla birlikte, bir bireyin dindar olma biçimine teolojik içerigin yapısının etkisinin olup olmadı~ı sorusu, ister istemez din psikologlannı teolojik içerikle ilgilenmeye götürür. Kaldı ki yukanda da deginildigi gibi din psikologlannın, insanların dini deneyimlerini genel psikolojinin. geleneksel egiUmine baglı olarak sadece ·zihinsel ya da fizyolojik olanla açıklama girişimi, zaman zaman eleştiriimiş v~ zihinsel veya . davranışsal eylemleriri onlan!'l dışındaki etkileyici unsurlardan ba~ımsız qlarak ele alınmasının tamam-
TÜRKİYE'DE DiN PSIKOLOJiSi...
layıcı olmayaca~ı düşünülmüşruı-8. Hiç kuşkusuz teolojik bir içerik olarak İslami
degerierin pozitivist paradigmayla ele alınması araştırmacılar için !ek alternatif oluşturmaz. Pozitivist yaklaşım tarzının . dışında bilindigi gibi, post-positivizm, yapısalcılık, iortirnculuk, yapı bozmacılık (destructuralism), feminizm gibi paradigmalar da bulunmaktadır. Böyle olunca Hood'un da ileri sürdü~ü -gibi din psikolojisi meşruiyetini, güvenirlik ve geçerliligini genel bilimsel (scientific) çerçevede kabul ettirebildiği sürece her hangi mevcut bir paradigmayı seçebilir ya da yenisini geliştirebilir.
Reich'in belirttiği gibi. bir araşhrmacının dini . tanımlama biçimi onun diG psikolojisini algılayışını ve o alanda araşhrma yapma biçimini etkiler. Reich bununla ilgili olarak dinin Durkeim'e uzanan sosyolojik anlaşılışma paralel olarak sosyal d~ psikolojisi çalışmalan ile James'in dinin klasik bireysel tanımına uygun. olarak yapılan birey yönelimli din psikolojisi çalışmalarını örnek verir (Reich, 1992). Türkiye'de din psikologlannın yukanda Hood'un önerdi~i gibi teolojik içeri~i dikkate aları, hem niteliksel deneyim betimlemelerini hem de bireysel ampirik psikolojik yönü birlikte bulundurabitecek bir teoloji veya "din" anlayışı geliştirmeleri önemlidir. Gerçi ortalama her bir bireyin bütünsel ya da parçasal, açık ya da zımni bir din teorisi vardır ve her din psikoloğunun, araşhrması gereği kendi bireysel din teorisinin yanında (onunla entegre halinde) "birlikte" araştırma yaph~ı diğer kahlımc~annın "din teorileri" konusunda bir teorisi olması gerekir. Aşagıda bu bireysel "din teorileri" ile ilgili ampirik din psikolojisi geleneği ile uyumlu olabilecek yeni bir "din teorisi" geliştirilmeye, kısaca din psikolojisinin nesnesiyle ilgili içeri~! yeniden tanımlanmaya çalışılacakh~. Bu denemede, sosyo-kültürel aktivite kuramı ile inanç gelişimi kuramından yararlarulmışhr. (Bu konuda yazann daha önceki bir denemesi için bkz. Ok, 2005a). Buna göre:
"Din" kelimesi bugün "kurumlaşmış" "yerleşik" "birikerek çoğalmış" ve "geleneksel" değer sistemlerini isimlendirrnek için kullanılan bir kavramdır. Oysa din psikologlan, alanın sadece kurumsal bir dine mensup ki~ilerin psikolojilerini değil (ki genellikle insanlar Bab Avrupa'dakinden farklı düzeyde Türkiye'de m!ıneviyatlannı geleneksel bir dinle [ki bu genellikle İslam'dır] isimlendirirler) aynı zamanda kurumsal dinden ayrılan (deconverts) ya da tamamen kurumsal bir geleneğin dışında m!ıneviyat (spirituality) geli~tiren bireylerin (sayılan az da olsa)
8 Öme~in inanç gelişimi 'kuramına zihinsel yapılara öncelik ve a~ırlık verdi~i ve içeıi~e yeterince yer verrnedi~i gerekçesiyle ciddi eleştiriler yöneltilmektedir (Streib, 2001).
449
1 .
-· _____ ,..-
ÜZEYİROK
"inanç"lannı ya da deger yöneUmlerini de kapsadıgını iddia ederler. Bu yüzden akla, alanın isminde geçen "din" kelimesinin daha kapsamlı bir isimle degiştirilmesi düşüncesi gelmektedir. Bu çalışmada muhtemel alternatiflerden biri olarak . din kelimesinden daha genel bir kavram olan "inanç psikolojisi" ya da "mane-vi-yat psikolojisi" isimleri önerilebilir. (Birincisinin "iman" olarak algılanması halinde kurumsal diniere özgü bir kavram olarak algılanacak olmasından. dolayı) Özellikle ikincisi baz alındıgında, kurumsal bir gelenek içinde veya dışında olsun bireyin anlam-yapmalannda (veya anlam-oluşturmalarında) yer alan zihinsel, davranışsal ve ilişkisel he~ eylem bu kelimenin içerigine dahil olmuş olacaktır. Böylelikle din psikolojisi ismi arılam yapmanın/maneviyatın belirli bir biçimini (yani kurumsal dinlere. baglı ,.Piarak anlam-yapmayı} dayatma durumund~ kalmayabilir.
' Ne inanç (faith) kelimesi ne de bazen maneviyat diye tercüme edjlen ruhsaUık (spirituality) kelimesi genel olarak anlam-yapma diye isimlendirilen eylemi tam olarak tanımlar. Çünkü bu kelimelerin arılamlan geleneksel anlamda dinseldir. Maneviyat kelimesi her ne kadar günlük dilde bazılan için İslam'a özgü bir kavram olarak algılansa ya da gözükse de etimolojik geçmişi dikkate alındıgında onun kuramsal qlarak İslami olmadı~ görülür. Yaygın olarak kullanılabilir Türkçe bir karşılıgı olmayan, bu kelimenin Arapça kökü ma nan'dır ve bunun türevleri de manevi ve maneviyatbr. Mana sözlülde duyu, anlam, önemseme, kavram, fikir, düşünce gibi soyut kelimelerle tanımlanmıştır (bkz. Wehr, 1980 ilgili madde). Bununla uyumlu olarak manevi kelimesinin "anlamla, düşünceyle, soyut, zihinsel (maddi olanın karşıtı olarak) olanla ilgili" gibi anlamlan bulunmaktadır. Kelimenin maneviyat türevinin ise ideal, maddi olmayan şeyler gibi içerikleri vardır. Kelimenin eylem kipi olan ana ''zihinde bir şey edinme/(' anlamına gelmektedir. Böylece bireyin zihniyle dış dünya arasındaki ilişki ve etkileşime vurgu yapılmış olmaktadır.
Bu anlamda insanoglu zorunlu olarak belirli bir tarihsel deger· gelenegi içerisinde olmak zorunda kalmaksızın yapısı geregi anlam üreten bir yaratıktır. Bu anlam yapma eylemi, teorik açıdan düşünüldügünde, bilişsel bir eylem olarak algılanabilir .ancak o tamamen bir insan grubu içinde oluşturulur yani sosyaldir. Sosyal olmayan zihin/bilinç içeriginden söz etmek mümkün degildir. Bu yüzden anlam yapma bireysel düzeyde aynı içeri~i kendine özgü kılma bakımından büyük bir benzerlige sahiptir ve sayılamayacak ve belidenemeyecek kadar çok bireysel ve sosyal degişkenler tarafından etkilenebilir.
Bireysel anlam yapma eyleminin sosyal boyutu-
450
nun dışında diger. aynlmaz bir bileşeni daha vardır: yaşamın bu bireysel ve sosyolojik yönünden kuramsal olarak bagımsız olan maddi yönü. Anlam ve·. madde, birey ve toplum ikileminde de oldugu gibi birbirinin karşıtı degildir. Bunlar karşılıklı etkileşirnde bulunarak birbirini etkiler ve tamarrılar. Bu, anlam
· yapmanın her şeyden önce tarafsız bir eylem oldugu anlamına gelir. Bir kömür madencisinin, makine mühendisinin, çiftçinin, sosyologun vb. maneviyatlan (yani organizmalann kendi çevreleri ile etkileşimleri sonucu onların zihninde oluşan ve kişiligin bilinç veya bilinçaltı tabakaianna yerleşik olan V? kişinin şimdiki ve gelecek planlannı ve kararlarını etkileme gücüne sahip artarak birikmiş ve birikmeye devam eden soyut kümeleşmeler} vardır . . Bilişsel olarak oluşturulan bu soyut anlamlar, geniş çaplı "dil oyunlan", sanatlar, eylemler vb. gibi sembol ve göstergeler (signs) tarafından terrısil edilirler ve bunlar bireyin anlam yapmasına aracılık ederler. Bilişsel düzeyde bireyler arılam yapmaya aracılık eden sembolleri hafızada tutma yetisinden dolayı makro düzeylerde (tek ve basit kavramalardan} yapmalanna ragmen, bunlar bilişsel olarak yıgılırlar ve bir hiyerarşik (ideolojik) düzen içerisinde organize olurlar. GelenekSel dini düşünceler ve kururnlar bu tür birikerek çogalan geleneklerin tek otnlasa da en yaygın ve en çekici türlerinden biridir. İşte bir teoloji olarak İslami degerler, insanların yaşamlarını anlamlı kılmalarına katkıda bulunan ve yorum biçimi orılar tarafından oluşturulmuş bir dil semboller sistemi olarak ele alınabilir. Buna göre o, insanların yaşamIanna aracılık eden degerler sisteminden biridir. İslami degerierin zihinde temsil edilişi sayısı belirsiz degişkenlerle etkileşim içindedir ve bu yüzden her bireyin kültürün sundugu semboller sistemini yorumlaması (hermenötigi) temelde farklıdır.
Geleneklerin bu kadar uzun süreli ve çekici olmasını saglayan faktörlerin neler oldugu önemli bir konudur. Bu, orılann aşkın veya "kutsal" boyutu olmalanndan dolayı mıdır? · Onların bireyler arasındaki ilişkiler için gerekli erdemli degerieri barındırmalan ile ilgili olması mıdır? Yoksa orılar üzerindeki gizli sosyal konsensüsün gücü müdür? Kısaca özetlemek gerekirse geleneksel "din psikolojisi" disiplini paradigma düzeyinde de ele alınıp bu konuda yeni kurarnlar geliştirilebilir gözükmektedir. 9
E. Din psikolojisi aktivitesinin sonuçlan
Koç (2004) bir ilahiyat fakültesinde din psikolojisi alanında 12 yıl içerisinde yapılan araşhrmalan incelemesine dayanarak bu çalışmalann çogununun betimsel, uluslararası çalışmaların tekran, dini
9 Burada yazann yaklaşımında aktivite kuramı, sembolik etkU~im kuramı (symbolic interactionism) ve hermenötik yaklaşımiann bir sentezini hissetmek milmkündür.
'
gelişim konusu ile ilgili olduğu ve metodolajik nite"liklerin yeterli düzeyde olmadığı sonucuna ulaşır. Böyle bir genellerneyi bir bütün olarak Türkiye'deki din psikolojisi için yapmak zor olmakla birlikte, din psikolojisi alanındaki literatüre bir' göz atıldığında, bu alanda yapılan ampirik çalışmalann kuramsal çalışmalara göre daha az yer aldığı ve niteliksel olarak önemli bir mesafe kat etmesine rağmen belki arzu edilen bir düzeye . henüz ulaşılamadığı. ileri sürülebilir.lO Bu durum ampirik verilere yönelmek için kullanılacak teknik konusunda gerekli . hazırlığın olup · olmadığı sorusunu akla getirmektedir. Alan araştırması gözlemleri, ampirik araştırmalar yürütmenin özellikle aşağıda betirrılenecek yerel bağlamla ilişkilendirilebilecek bir dizi güçlüklerinin bulun-duğunu göstermektedir. ·
Diğer taraftan, aı:npirik araştırma sonucu elde edilen bulgular belirli bir konuyla ilgili henüz az
1
düzeyde bütünsel bitı görüntü sağlayabilmekte ve bazen aynı konuda çok farklı sonuçlar ortaya çıkabilmektedfr. Bu durum örneklem özelliklerinin ötesinde, yöntemler konusundaki farklı arılayıştan, araştırmacılar arası iletişim eksikliğinden veya buna bağlı olarak ortak literatür kullanımının gelişmemesinden kaynaklanmış olabilir.
Din· psikolojisi aktivite sisteminde üretilen bilgilerin hitap ettiği kitlenin veya uygulama alanının tanımlanması gerekir. Üretilen bulgular doğrudan din eğitimi alanlan (okul ve yetişkin din eğitimi), ruh sağlığı, klinik psikoloji, dinsel psikolojik danışmanlık, kampus danışmanlığı (university chaplaincy), kışla moral hizmetleri gibi alarılarla ilişkilendirilebilir. Din psikolojisi ismi sadece alana verilen bir isimdir. Oysa yukanda değinildiği gibi, din psikoloğu bireyin yaşamını dini olan ya da olmayan olarak ikiye ayırması · söz konusu değildir. Dirıle ilgili ya da daha geniş anlamda anlam-yaprnayla ilgili olan yaşamın her boyutu ve bağiarnı din psikoloğunun ilgi çerçevesi içinde yer ak
Din psikolojisi doğrudan "inanç besleyici" ya da "dinsel kültüre uyüm sağlayıcı" gibi bir hedefe sahip olmamakla birlikte, elde ettiği gü~enilir ampirik veriler uygun bulunduğu yerlerde din. eğitimcileri, uygulama yapan klinikçiler ve din görevlileri tarafın-
. dan bu amaçlarla kullanılabilir. Din psikolojisinin Hökelekli'İıin, 80'1i yılların sonlarında belirttiği "günümüz ·şartlarında uyumlu, dengeli, sağlam kişilik sahibi mürnin , fertleri n yetiştirilmesinde:.. din psikolojisi araştırmaları[nın) önemli katkılar"ının olabileceği ile ilgili düşüncesi (din psikolojisi için normatıf bir çıkaı:ıı"!l. <?larak değerlendirilebilir olmasına
~
10 Son dönemle~de yapılan degerli ampirik çalışmalann sayısı artmaktadır. Bunlar arasında özellikle, Yapıcı'nın (Yapıcı, 2002; Yapıcı & Zengin, 200~; Yapıcı, 2003) degerli çalışmalannı habrlatmak gerekir.
TÜRKiYE'DE. DİN PSİKOLOJİSİ...
ve betimsel ve açıklayıcı olmaya öncelik veren bu alanın bu konuyla doğrudan ilgilenip ilgilenmemesi tartışılabilir olmasına rağmen) bu anlamda değerlendirilebilir. Yine, Francis'in de belirttiği gibi, teoloji din hizmetlerini şekillendirmek için psikolojinin bulgulanndan yardım alabilir., Söz gelimi, inanç gelişimine psikolojik bir yakf'aşrtn din öğretimi sürecine yardım edebilir. Din hizmetlerine psikolojik yaklaşım, din adamlannın sağlığını ve. etkinliğini artırabilir· (Francis, 2005). ·Hatta Kur'an metnine tarihsel-etkileŞimsel ve psiko-linguistik bir yaklaşım teolojik içerikle ilgili argümarılara farklı bir boyut katabilir (Örneğin bkz. Ok, 2004)
F. Din Psikolojişine Katkıda bulunan Topluluklar: İyi bir ~ışma ağı ve alanlar arası ilişki gereksinimi
Aydın din psikologları arasında bir iletişim eksikliği olduğunu gözlemlemiştir (Aydın, 2004). Hökelekli'nin (1989) "araştırmacıların sıkı bir işbirliğine girerek, bilgi ve tecrübe alışverişinde bulunmalan gerekir" önerisi ve bir sempozyum özlemi hala güncelliğini koruyor ve Türkiye'de din psikologlan genellikle bireysel çalışmaktan hoşlanıyar gözükmektedir. Çünkü birden çok yazarlı makale sayısı oldukça sınırlıdır. Oysa günümüzde ekip çalışmalanna çok önem verilmekte ve ekip çalışması, araştırmalann kalitesinin artmasına katkıda bulun- · makta ve büyük ve kapsamlı projelerin üstesinden gelinerek çalışılan konuyu daha iyi aydınlatabilmektedir. Ayrıca ekip çalışmasında bulunabilme, kablımcı araştırmacıların ekip halinde çalışma becerisine sahip olduklannın da bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Günümüzde gelişmiş teknoloji iyi değerlendirildiği takdirde, aynı ekibi oluşturan kişilerin aynı üniversitede ya da şehirde olmalan zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Ekip çalışması sadece ilahiyat araştırmacılan arasında değil, diğer sosyal bilimler disiplinlerinde çalışanlar arasında da gerçekleştirilebilir. İyi bir çalışma ağı sadece ekip çalışmasını değil aynı zamanda araştırmacıların ortak bir literatürü etkin kullanmalan ile de ilişkilendirilebilir.
Din psikologlanndan ve hatta diğer sosyal bilimcilerden çalıştıklan · konularda literatür bölümlerini en azından ulusal düzeyde önceki çalışmalarla bütünlük içinde görmek isteyenler için konulanyla ilgili makale ve kitap özetlerini ve başlıklarını içeren (uluslararası bir veri tabanı olan ATLA benzeri) ulusal bir veritabanı geliştirilmesi gereği yine son derece acil ve önemli bir konudur. Buna TÜBİTAK ve İSAM gibi devlet kurumlanndan biri aracılık edebileceği gibi, geniş projeleri destekleyen Avrupa Birliği proje . destek üniteleri de katkıda bulunabilir.
Diğer taraftan din psikolojisi, bilindiği üzere din
451
'·
__ ____ _... ____ .-~ ..
ÜZEYiROK
eğitimi ve din sosyolojisi gibi ilahiyat disiplinleri ile yöntem ve konular açısından yakından ilgilidir ve bu ~~ alanlarla etkili çalışma işbirli!;li gerçekleştirilebilir. ÇUnkü Gnernli sayıda din e!;Jitlmcilerinin ve din sosyologlannın hatta ilahiyat dışındaki sosyolog ve psikologlann yapbğı bazı araşbrmalar din psikolojisi olarak isirnlendirilme özelliğine sahiptırll.
Uygulamalı alanlar olan din egitimi, din hizmetleri ve din politikası gibi alanlarda problemleri çözmek için ampirik bulgulara asgaıi düzeyde başvurulması, bu sınırlılığın bir sonucu olarak görülebilir. Yine dini danışmanlık (pastoral counsellingin tam tercümesi belki dinsel psikolojik danışmaniıli şeklinde ol.abilir) din psikolojisinin geliştirumeye açık bir alt dalıdır12 ve din psikolojisinin bulgularının din eğitim-öğretimi etkinlikleri için etkin bir uygulama alanı olarak düşünülmelidir (Bu konunun önemine Yavuz'da (1988, s. 2Ş7) deginmiştir). Din psikolojisinin bir alt alanı olan dinsel psikolojik danışmanlık, din psikolojisi araşbrmalannı uygulamaya taşırnak için önemli bir araç işlevi görebilir. Ne var ki, başlangıç düzeyindeki bu alanın kendini güçlü bir şekilde akademik düzeyde ortaya koyması zorunludur.
Bu alanda yapılan bazı çalışmalann verilerine sosyal biliml~r alanında çalışanlar tarafından yapılan atıflar sınırlı olabilmektedir. Bunun muhtemel nedenleri arasında (bazı dindarlann psikolojiye yönelik olabileceği gibi) mesleki psikologların da dine karşı önyargıya maruz kalmalan olabilir (Spilka ve ark., 2003, s. 4). Bu ön yargı, din psikolojisinin an/am-yapma gibi teolojik bir alt yapıya dayandınlmış olabileceği düşüncesine ve/veya "din" konusuna psikoloji gele'neğinin olumsuz yaklaşmasına dayandınlabilir. Dolayısıyla bu tür tutumlann din konusundaki araşbrma ve yorumlara yansıdı!;lı ileri sürülmektedir. Yine bir neden olarak, din psikologlarının ortaya koyduğu çalışmaların niteliginin ilahiyat dışındaki psikoloji araşbrrnalarının fonnabyla uyumlu olup olmadığının gözden geçirilmesi gerekir. Diğer taraftan ampirik yöntemle elde edilen din psikolojisi verileri, bazı teolojik çevreler tarafından belki teolojik içeriğe kayıtsız, kab ve soğuk algılanabilme riski taşıyabilir.
G. Din Psikolojisinin Bağlamları: Kurumsallıl<, Ulusallık ve Uluslararasılık
Din psikolojisi aktivite sistemini şekillendiren ve
ll Muhafazakarlık, türban vb. gibi elinin sosyal-psikolojik yönüyle ilgili alanlarda son dönemlerde yürütülen yaygın etkiye sahip stratejik geniş çap~ ampirik çalışmalann ilahiyat dışındaki araşbnna kurumlannda yer alması ilahiyat fakültelerindeki özellikle psikoloji ve sosyoloji gibi branşlann işlevi ve araştınna gizil güçleri konusunda düşündürücü olmuştur.
12 Hood'da aynı görüştedir (kişisel görilşme, Bielefeld, 2005)
452
etkileyen ve onun içinde yer aldıgı üç baglamdan söz etmek mümkündür. (a) kurum olarak üniversite'lerin ilahiyat fakülteleri (b) sosyo-politik şartlan ile siyasi ve kültürel bir birim olarak Türkiye ve (c) Yerelligin ötesinde kültürler üstülügu t~msil eden diğer ulusIann oluşturdugu uluslararası ortam.
Hökelekli'nin (1989) din psikolojisinin "Müslüman ülkelerde hangi temele oturtutması gerektigi" konusundaki sorusu din psikolojisi aktivitesinin yerellikle uluslararası boyutu arasındaki uyurnla' ilgili önemli b!r konudur (s. lll). Bir soruyla dile getirmek gerekirse, yerel kültüre özgü ulusal çalışmalarla uluslararası çalışmalar arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?
Din psikolojisini Türkiye'ye özgü kılan. özellikleri arasında her şeyden önce ömeklem ve popiliasyon özelliklerini · belirleyen sosyo-kültürel şartların kendine özgü olmasıdır Yani Türkiye'de nüfusun tamamına yakınının farklı versiyonlanyla bii-likte kendine özgü biçimde Müslüman olmasıdır. BeitHallahmi'nin belirttigi gibi araşbrmacılann dinle ilgili geliştirdJkleri araştırma sorulan onlann içinde bulunduklan kültürel şartlardan etkilendi!;linden (BeitHallahmi, 1985, s. 18), elde edilen veriler Türkiye'ye özgü bir araşbrma probleminden (di~ psikolojisinin nesnesi) yola çıkılarak elde edilmiş olmaktadır. Bu da ölçekierin kültürler-arası uyarlanması, popülasyon parametrelerinin dikkate alınması gibi sonuçlan beraberinde getirir.
Araşbrmacılann gündeminin kültürel şartlan tarafından beUrlenmişli!;line ve ömeklem özelliklerinin farklılığına ra!;Jmen, Türkiye'deki din psikolojisi ile Bab Avrupa ve Kuzey Amerika'daki din psikolojisi çalışmalarının ortak yönleri vardır. Bu gUn din psikolojisine hakim olan paradigma ve temel varsayımlar Hıristiyan kültürü de dahil kültürler üstü kabul edilmektedir. Yukanda da belirtildiği gibi bu özellikler için geliştlgi kültürel d~gerlerle de her zaman banşık değillerdir. Bu yüzden Islami içerigin diger her hangi bir içerik gibi din psikolojisinin geleneksel yöntembilimini {kullandıgı kavramları, ölçekleri, teknikleri) yeniden şekillendirip şekillendirmemesi geregi önemli bir konudur. Kuzey Amerika ve Bab Avrupa kökenli din psikolojisinin "kültürler üstü" temel prensiplerinin kabul edilmesi istenirse, o zaman onlar. üzerinde yapılacal< kültüre özgü yeniden yorumlar, · tanımlamalar ve şekillendirmeler geleneksel anlamda din psikolojisi olma niteligini kaybedecektir. Buna karşılık, bu materyalierin bağlamsal ve kültürel özelliklerinin dikkate alınmaması basit bir taklitçilik ve farklı kültürlerin normlannın yerel kültüre zorla uyarlanması anlamına gelecektir.l3
13 Bu konuda.J.ü tamşmalar ve önerler için bkz. (ai-Hashimi 1981) . .
Din psikolojisi branşının konu · olarak birey yaşammda "din"i ele alınası ya da Türkiye'de bir ilahiyat disiplini olması saygınlıgının azalması anlamına gelınemelidir. Ne var ki din psikolojisinin yukanda deginildigi gibi psikoloji merkezli olmasının bir geregi olarak kullandıgı yöntemin özellikleri arasmda değer serbestliği, nesnellik, yeniden test edilebilirlik, gözlemlenebilirlik vb. bulunmakta ve böylece bu kavramlar birlikte bütünsel ~bir paradigmayı temsil etmektedir. Bu tür özellikleri ile din psikolojisi, sınıf gözlemlerinden de anlaşılabilecegi gibi özellikle bazı lisans ögrencileri için inançlan bakımından güçlük oluşturabilmektedir14. Bilim-din konusunda ikilem yaşayabilecek ögrencilerle ilgili neler yapılabilecegi, ilahiyat egitimi için üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridir.
Din psikologlannır.ı içinde bulundugu baglama özgü olarak yakındarl ilgilenmesi gereken birkaç güçlük bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, din psikolojisi dersinin ilahiyat fakültelerinde (belki diger benzeri din bilimleri dersleri ile birlikte) ögrenciler tarafından diger temel İslam bilimlerine göre daha az tercih edilmesiyle ilgilidir15. Bazı araşhrmacılar için sınıf gözlemlerinden de çıkanlabilecegi gibi, özellikle, din psikolojisinin kullandıgı 'degerlerden bagımsız olma' ve 'dogruluk ve gerçekligin ne oldugu ya da olması gerektigi düşüncesi peşinde koşmama' gibi ilkeler bazı ögrencilerin geleneksel düşünme biçimleriyle örtüşmemekte ve bilişsel çelişkiler ve karşıt tepkiler geliştirmeye sebep olabilmektedir. Buna ilahiyat müfredatının temel İslam bilimleri agırlıklı olınası ve sosyal bilimler derslerinin çogunlukla son iki yıla dagıhlmış olmasının ve böylece ögrencilerin insan merkezli düşünme alışkanlıgı geliştir~memiş olmalannın veya normatif {naslara dayalı) düşünme alışkanlıkİannm da katkısı oldugu söylenebilir. Ne var ki bu durum bunlardan daha kapsamlı olarak öğrencilerin içinde bulunduğu "inanç bakım çevresi ya da atmosferinin ortalama beklentisi", {"moda! level of faith development"), inanç gelişimi aşamalan
14 Bir çalışmada (Ok, 2002, s. 258) d1n konusunda farklı düzeylerde çelişki yaşayan ögrencUer arasında dinin iddialan ile diğer bilimlerin bulgulan arasında çelişki yaşadıgını belirten Uahiyat·ögrencisi %10.2 olarak belirlenmiştir.
15 2002 tarihinde yazar tarafından bir ilahiyat fakültesinde 85 kişiyle yapılan ankette ögrencilerin bilimsel disiplinler topluluguna ilgi duyma yüzdeleri şöyle belirlenmiştir. Diller %15.2, Temel İslam bilimleri, %55.7, felsefe ve din bUimleri %20.3, Türk Islam tarihi ve sanatlan %8.9. Kuşkusuz küç~ bir ömeklemle yapılan bir fakültedeki tutum diger fakülteler i·çin genelleştirilemez. Ancak ileriki çalışmalar
için bir denence olUŞturmaya ışık tutabilir. Yine bir ilahiyat ~ fakültesrnden yapılan başka bir araştırmada ilahiya~ oku
tulan 19 ders arasından ögrencilerin. yaklaşık 14%'ü (n=25) din psikolojisine ilgi .duydugunıi belirtmiştir (Özdemir, 2003).
TÜRKİYE'DE DİN PSİKOLO~Sİ...
ve ilahiyat ögrencilerinin bilimden ve mesleklerinden beklentileri ile ilintili olarak ele alınabilir {Fowler, 1981, s. 294), Fowler'in inanç gelişimi kuramı ışıgında söylemek gerekirse temel İslam bilimlerinin ögrencilerin geleneksal ve mitolojik düşünme biçimini felsefe ve din bilimlerine Höre-daha fazla besleme gizilgücüne sahip olduŞtı anlaşıin;'akt:adır.l6
İkinci güçlük, Türkiye baglamıyla ilgilidir. Türkiye, nüTüsunun farklı versiyonlanyla tamamına yakınının Müslüman olınası nedeniyle din konusundaki araşhrmalar için adeta bir laboratuar gibidir. Buna ragmen, din psikolojisi çalışmalannın ya da din konusunda ampirik çalışmalar yürütmenin hala birtakım sosyo-politik ve teoiÇ>jik güçlükleri ve sınırlılıklan devam etmektedir (İ4ökelekli aynı problemi 1989'da dile getirmiştir, bkz. s. 112).
Türkiye'nin gelişim tarihinin dinle ve dinsel konularla iç içe olmasının bir sonucu olarak din genellikle hem bireyler hem de siyasi oluşumlar için 'hassas' bir konu olma özelligine sahip olagelmiştir. Türkiye'deki laiklik anlayış ve uygulamalarının
zaman zaman samimi dindar insanları da rencide edecek {ideolojik ırkçılık olarak isimlendirilebilecek), bir tür din karşıtı kampanyalara dönüşmesi sonucu, yer yer samimi dini tutumlann saklı kalmasını ya da tepkisel bir aşınlıga varmasını doguran atmosferin oluşmasına yol açtıgı dile getirilebilir. Bazılan için din eger bir işieve sahip. olması. gerekiyorsa, bireylerin kişisel anlam yapma araçları olarak görülmesinden önce, milli birlik ve vatandaşlık egitimi için bir araç olarak görülebilmektedir. Böyle bir atmo.sferde insanlar arasında din konusunda bireysel tutum ve düşünceleri samimi olarak dile getirme özgüveninin yeterince gelişmemiş olması olasılıgı yüksektir. Bunun bir yansıması olarak, kimi devlet kurumları {milli egitim, diyanet, üniversite vb.) din konusundaki bilimsel araştırmalarda gereginden fazla temkinli davranabilmektedirler. Bunu benzeri kurumlara yönelik araştırma yapma girişiminde dogrudan gözlemleme.k mümkündür. Buna baglı olarak bireyler de böyle "modem" olmayla ve milli güvenlikle ilişkilendirilen dinsel tutumlannı ve düşüncelerini daha çok kendilerine. saklamayı tercih edebilmektedirler. Böyle durumlarda ampirik araşhrma yapmanın güçlügü ortadadır.
Din psikolojisi her ne kadar farklı cografyalardaki farklı dini degerieri incelese de sosyal bilimler merkezli alınasından dolayı temel düzeyde ya da "din" ortak kelimesinde çok kültürlü ve uluslararası bir alan olma iddiasını taşır. Bir sosyal bilim branşı olarak din psikolojisinin entegre olması gereken bir
16 İnanç gelişimi ve aşama kuramı ile ilgili çoğunluğu yurt dışında olmak üzere büyük bir literatür oluşmuştur. (Fowler, 2000; Ok, 2005a) ·
453
' ·
üZEYİROK
uluslararası boyutu bulunmaktadır. Din psikologlannın Türkiye'de yürüttükleri ve Türkiye'deki akademik dergilerde yayımlanan değerli çalışmalannın yanı sıra, yabancı bir dille sosyal bilimler abf indeksi (SSCQ; sanat ve insan bilimleri indeksi (A&HCO veya benzeri veri tabanlarında yer alan uluslararası dergilerde yayımda bulunmalanru teşvik etmek ulusal din psikolojisine uluslararası bir boyut kazandıracaktır. Böyle belirli bir standardı takip eden dergilerde.yayımlanan çalışmalarla ulusal dergilerde yayımlanan çalışmalar arasında genelde bir dizi belirgin farklar olduğu bir: gerçektir. Bu farklar özellikle araştırma konusunda, kullanılan yöntemde ve kullanılan literatürün ortaklık düzeyinde, yayım için gerekli diğer kriterlerde ve onlara bağlılıkta vb. görülebilir. Globalleşmenin hızla gerçekleştiği bir· dünyada geniş bir literatür ağına sahip deneyimlere entegre olonması ôzelde din psikolojisi için arzu edilen bir hedef olmalıf:hr. .
Sonuç Din psikolojisinin bir gelenek olarak b.elirli aralık
larla mevcut durumunu gözden geçirmek ve sınırlılıkianna işaret etmek, bu alandaki araştırmacılar için yenileyici bir fırsat sağlayabilir. Bu çalışma böyle bir düşünceden kaynaklanmıştır. Yazar, pek çok konuya değinmekle birlikte bu konularda detaylı bir tartışmaya ·girmemiştir .. Burada yazann gözlem ve deneyimlerinden elde edilen bulgular onun görüngesiyle kısa notlar şeklinde sınırlandırılmıştır.
Şimdiye kadar ki tartışmalar özetlerıecek olursa, bu gün yaygın olarak kabul edilen görüşe göre, Spilka ve arkadaşlannın (Spilka ve ark., 2003) da belirttiği gibi din psikolojisinin yaklaşımı ampirik ve bilimseldir (scientific) (s. 3). Din psikolojisinin pek çok açıdan psikoloji merkezli olmasının bir gereği olarak kullandığı yöntemin özellikleri arasında değer serbestliği, nesnellik, yeniden test edilebilirlik, gözlemlenebilirlik vb. bulunmakta ve bu kavramlar bütünsel bir paradigmayı_ temsil ebnektedir. Bu yüzden, din psikologlan tarafından din psikolojine yönelik tutum, farkında olunsun ya da olunmasın aslında paradigmatik bir tavır alıştır ve bu alandaki araştırmalann şekillenmesinde de önemli rol oynamaktadır. Din psikolojisini güçlü alternatif paradigmalar ve stratejiler geliştirildiği müddetçe katı pozitivist bir görüngeye bağlı kalmasını zorunlu kılacak bir neden gözükmemektedir.
Öte yandan, yöntem de din psikologlannın bir araya gelebilecekleri ortaklık platformunu belirlemesi açısından merkezi bir öneme sahiptir ve din psikolojisinin saygınlık ve güvenirlik kazanması, din psikologlannın etik kurallar ve yöntem konusunda ortak bir dil ve gelenek geliştirmeleri ve bu geleneği sıkı ve eleştirel bir biçimde revize ederek koruyup
. 454
sürdürebilmeleri ile yakından ilgili olabilir. Din psikolojisi aktivite sistemi ve unsurlan bir
bütün olarak birbiriyle ilişki halindedir ve bir alandaki sorun diğer alarılan da yakından etkiler. ·Din psikolojisi sorunlanndan bazıları doğrudan din psikologlan ile ilgili olduğu halde diğerleri din psikolojisinin içinde bulunduğu bağlarola ilgilidir ve dolayısıyla yalnızca bilim insanlan tarafından çözüml~nemeyebilir. Bu konuda bilimsel çalışmalara yönelık bürokratik iyileştirmelere ve kolaylaştırmaiara ihtiyaç duyulmaktadır.
Birbiri~den kopuk bireysel din psikolojisi çalış":~l~n •. bır yandan bu alanda belli bir araştırma bırikirrune neden olurken, öte yandan da birlikte çalışmanın gizilgücünün atıl kalmasına neden ola?ilmektedir. Bu yüzden düzenlenebilecek ortak proJeler ve meslektaşlar arası işbirlikleri ve yıllık seminer toplantılan bu alanın gelişmesine önemeli katkıda bulunabilir.
Bu ,çalışmada, din psikologlarının teolojide din psikolojisine ya da din psikolojisinde teolojiye nasıl yer verdikleri ya da verebilecekleri üzerinde durularak, özellikle alanda yeni çalışmaya başlayan araştırmacılarin din psikoloğu kimliğine dönük farkındalık geliştirmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Kuşkusuz bu konu, sonuç itibariyle yöntem konusundaki görünge edinişte kendirtl hissettirecektir. Yine din psikolojisi başlığında geçen din olgusunun taİumı yükselme trendi içinde olan bu alanm yöntem anlayışına uygun biçimde tanımlanması da bir gerekliliktir. . .
.. . ~On!JÇ~ o~arak söylemek gerekirse, din psikoloJı~ını~ .Islamı bağlamdaki ulusal kimlik oluşturma surecını tamamlayarak ve gücünü kendine özgü orijinal yaklaşımlanndan alarak uluslararası tartışmalara entegre olması beklenmektedir.
Kaynakça
al·Hashimi, A. H. (1981). On lslarnizing the discipline of pscyhology. In I.R.al-Faruki & A. O. Nassef (Eds.), Social and Na~ral_ Sciences (pp. 49-70). Jedde: King Abdul Aziz Unıversıty. .
Argyle, M. (2000). Psychology and Religion. London: Routledge. ·
Annaner, N. (1980). Din Psikolojisine Giriş I. Ankara: Ayyıldız Matbaası. ·
. Ay~~· A. . R. (2004). Çagdaş araşbrrnalar ışığında din psıkoloıısıne bır bakış. Din Bilimleri Akademik Araşbrrn Dergisi, 4, 49-59. a
sa:,ıad.ır, fl: .. (2002a). Ergenlik döneminde dini şüphe ve tereddutler. (lçınde) H.Hökelekli (Ed.), Gençlik Din ve Degerler Psikolojisi, Ankara: Ankara Okulu.
~ahadır, A. (2002b). İnsanın Anlam Arayışı ve Din. İstanbul: Insan.
Batson, C. D. (1977). An agenda item for psychology of
religion: getiing respecl In B.Spilka and D.N.Mclntosh (Eel.), The Psychology of Religion: Theoretical Approaches (Oxford: Westview Press.
Beit·Hallahmi, B. (1985). Religiously based differences in approaches to the psychology of religion: Freud, Fromm Allport and Zilboorg. In L.B.Brown (Ed.), Advances in the psychology of religion {pp. 18-33). Oxford: Pergamon.
Certel, H. {2000). Kur'an'da insan. Isparta: Tugra Matbaası.
Certel, H. (2003). Din Psikolojisi. Ankara: Aziz Andaç.
Clines, R. H. & Cobb, E. R. {1997). Research writing simplified: a documentation guide. North Florida: AddisonWesley.
Çelik, C. (2005). Dindarlık tipolojilerine metodolejik bir yakl~ım. İslamiyat, 8, 71-90.
Daryal, A. M. (1994). Kurban Kesmenin Psikolojik Temelleri. İstanbul: lFA V yay.
Egemen, B. Z. (195211 Din Psikolojisi: Saha, Kaynak ve Metot Üzerine bir Deneme, Ankara: Türk Tarih Kwumu.
Fırat, E. (1977). Ünive~ite ögrencilerinde Allah inancı ve Din Duygusu {Yayınlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi.
Fırat, E. (1982}. Şahsiyet Gelişiminde Tövbenin Fonksiyonu (yayımlanmamış doçentlik tezi}. Ankara Üniver· sitesi Ilahiyat Fakültesi, Ankara.
Fowler, J. W. (1981). Stages of faith: the psycholcigy of human development and the quest for meaning. New York: HarperCollins.
Fowler, J. W. {2000). lman bilincinin evreleri (Çev. Mehmedo1)1u, A. U.). M.Ü. Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 85-104.
Fraenkel, J. R. & Wallen, N. E. (1990}. How to Design and Evaluate Research in Education. New York: McGraw-HUI Pub.
,. Francis, L. J. (2005). Faith and Psychology: personality, religion and the individual. London: Darton, Longman and Todd. .
Gtirses, 1. {2006). Dindarlık İle Ilgili Tutumlar ve Otoriteryen Kişilik ilişkisi. In H.Hokelekli {Ed.), ( istanbul: DEM.
Hood, R. W. {2000). AmeriCiiJl psychology of religion and the Journal for the Scientific Study of Religion. Journal for the Scientific Study of Religion, 39, 531-543.
Hökelekli, H. (1983). Ergenlik Ça1)ı •. Gençlerinin Dini Gelişimi {yayınlanmamış doktora tezi). Uludag Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi, Bursa. ·
Hökelekli, H. (1988}. Ergenlik döneminde dini ştipheler. M.E.B. Din Ögretimi Dergisi, 73-82.
Hökelekli, H. (1989). Türkiye'de din psikolojisi çalış
malannda karşılaşılan gtiçltikler ve bazı temel meseleler. Ôçinde} Gtintimüz Din· Bilimleri Araşbrmalan Sempozyurnu (27-30 Haziran 1989} Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Yayırılan.
Hökelekli, H . . (l.Q9Ş}. Din Psikolojisi. Ankara: TDV Yayınlan. · , ,
Hökelekli, H. (2006}. Gençlik, Din ve Degerler Psikolojisi. (2 ed.} istanbul: DEM. -
. . Karaca, F. (2000). Öltim. Psikolojisi. istanbul: Beyan.
TÜRKİYE'DE DİN PSIKOLOJiSI...
Karaca, F. (2001). Psiko-sosyal açıdan yabancı!~ ve dini hayat. İstanbul: Bil.
Karacoşkun, M. (1999}. Psik<>1iosyal açıdan iman (dini inanç). Ondokuz mayıs üniversitesi, Samsun.
Kayıklık, H. (2000). ~Dini Yaşayaş Biçimleri: Psikolojik temelleri açısından bir degerlendirme. E>okuz Eylül Üniversite· si, !zmir. ., .:,
Kayıklık, H. (2003).' Orta Yaş ve Vaşlılıkta Dinsel Egilimler. AdaM: Baki Kitabevi.
Koç, M. (2004). Uludag Üniversitesi'nde din psikolojisi ile ilgili yapılan tezler (198Q-2002) üzerine bir araşbrma. Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 9, 43-66.
Köse, A. (1997). Neden lslam'ı Seçiyorlar. Istanbul: !SAM. ·
Köse, A. (2000}. Freud ve i'i>in. Istanbul: Iz yayıncılık. Kuhn, T. (1970). The Structure of Scientific Revolutions.
Chicago: Universi~· of Chicago Press.
Kula, N. (2001). Kimlik ve Din. İstanbul: Ayışıgı.
Kula, N. (2005). Bedensel Engellilik ve Dini Başaçıkma. Istanbul: DEM.
Ktişat, A. (2002}. Nefis mertebelerine psikolojik yaklaşımlar. Tasawuf, 9. 119-128.
Mehmediı!llu, A. U. (2004). Kişilik ve Din. Istanbul: DEM yay.
Ok, U. (2006}. Faith Development and Perception of Diversity: Implications for religious education. In International Seminar on Religious Educalian and Values X)./ Driebergen. Özbaydar, B. (1970}. DinveTann inancının gelişmesi üzerine bir araşbrma. istanbul: Saha Matbaası.
Ok, O. & Cross, V. (2003}. Islami Dindarlık Bilinci: bir grup Müslüman Uahiyatçının 'hakiki' Müslümaniann arzu edilir nitelikleri konusunda oluşturduldan bilişsel kurgular. Degerler Egitimi Dergisi, 1, 149-171. ·
Ok, O. (2002). Challenges of Studying Religion at University Level: an inquiry into stress experienced by Turkish Muslim theology srudents in their thinking about religion. (Basılmamıs Doktora Tezi), University of Birmingham, Birmingham, İngiltere.
Ok, O. (2004). Kur'an okı.ımanın "metalinguistik" yapısı: bir sosyo-külturel aktivite yakl~ımı.lslarniyat, 6, 151-170.
Ok, Ü. (2005a}. Bir Aktivite Sistemi Olarak "İnanç": inanç ' gelişimine sosyo-külturel bir yaklaşım. Din Bilimleri, 5, 111-ı3s.
Ok, O. (2005b). Dini düştincede y~an siresin (şüphe, uyumsll21uk, çelişki vb.) boyutlan. Dini Araşbrmalar, 8, 11-40.
Özdemir, Ş. (2003). ilahiyat fakültesi ö1)rencilerinin e1)itim-ögretim beklentileri (Darende ilahiyat faktillesi öme1)i). Akademik Araştırmalar Dergisi, 85-106.
Özbaydar, B. (1970). Din ve Tann inancının gelişmesi üzerine bir araşbrma. İstanbul: Saha Matbaası.
Pazarlı, O. (1982). Din Psikolojisi. istanbul: Remzi Kitabevi.
Peker, H. (1979). Din De1)iştirmede Psiko-sosyolojik Etmenler (yayırılanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi, Ankara.
Peker, H. (1987). Suçlularda Dini Davranışlar. Samsun:
455
'·
--·----- - ·~- .. _ ...... ---..----
üZEYiROK
Peker, H. (1993). Tasawuf ·psikolojisi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi bahiyat Fakültesi Dergisi, 35-52.
Peker, H. (2000). Din Psikolojisi. Samsun: Aksisecia Matbaası. -
Reich, K. H. (1992). Religious development across the life span: conventional and cognitive developmental approaches. In D.L.Featherman, R. M. Lemer,. & M. Perlmutter (Eds.), Ufe-span development and behavıor (pp. 145-188). London: Lawrence Erlbaum.
Reich, K. H. (1998i. Psychology of "religion: what one needs to know. Zygon, 33, 113-120.
Silverman, D. (2000). Doing qualitative research: a practical handbook. London: Sage.
Spilka, B., Hood, R. W., Hunsberger, B., & Gorsuch, R. (2003). The psychology of religion. (3 ed.) London: The
Guilford. sıra~. A. ~ Corbın: J. (1990). Basics of Qualitative
Research: Grounded Theoıy Procedures and Techniques. London: Sage.
Streib, H. (2001). Faith development theoıy revisited: the religious styles perspective. The International Journal for the Psychology of Religion, ll, 143-158.
Subaşı, N. (2002). Türk(iye) dindarlıgı: yeni tipolojiler.
islamiyat, 5, 1 ~40.
Şentürk, H: (1984). Psikoloji Açısından Hz. Peygamberin ibadet Hayab. istanbul: Bahar Yay
Şentürk, H. (1997). Din Psikolojisi. Konya: Esra.
Topçu, N. (İ998). Bütün Eserleri 6 islam ve Insan; Mevlana ve Tasawuf. istanbul: Dergah
Uysal, V. (1994). Psikososyal Açıdan Oruç. Ankara:
TOV. Uysal, V. (1996). Din Psikolojisi Açısından Dini .!utum
Davranış ve Şahsiyet Özellikleri. Istanbul: Marmara Univer-
456
sitesi ilahiyat Fakültesi Vakfı.
Wehr, H. (1980). A dictionaıy of modem written Arabic. London: Macdonald &Evans.
Yaparel, R. (1987). Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dini Hayat ile Psiko-Sosyal Uyum Arasındaki Ilişki üzerine Bir Araşbrma (yayınlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitusü, Ankara.
Yaparel, R. (1994). Depresyon ve dini inançlar ile tabiatastü nedensel yüklemeler arasındaki Uişkiler. D.E.Ü. Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 275-299.
Yaparel, R. (1998). Din psikolojisi-sosyal psikoloji ilişkisi: sosyal psikolojide konu ve metod sorunu. D.E.Ü.llahiyat Fakültesi Dergisi, 113-132.
Yapıcı, A. & Zengin, S. (2003). ilahiyat fakültesi ögrencilerinin dinin etkisini hissetme düzeyleriyle psiko-sosyal uyumlan arasındaki ilişki. Ç.Ü.Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 3, 65-127.
Yapıcı, A. (2002). Dini yaşayışın farklı görüntüleri ve dogmatik dindarlık. Ç.Ü.İiahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 75-117.
Yapıcı, A. (2003). Fiziksel ve sosyal hadiselere sebep atfetrnede dinin rolü. Ç.Ü.IIahiyat Fakültesi Dergisi, 3, 127-165.
Yapıcı, A. (2004). Din Kimlik ve Ön yargı (Biz ve Onlar). Adana: Karahan
Yavuz, K. (1983). Çocukta dini duygu ve düşüncenin gelişmesi. Ankara: DİB yay.
Yavuz, K. (1988). Günümüzde din psikolojisi. Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 8, 253-262.
Yavuz, K. (1990). Yunus Emre'nin iç benine dini ve psikolojik yaklaşımlar. Atatürk Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 9, 12-21
Yıldız, M. (2006). Ölüm Kaygısı ve Dindarlık. !zmir: Birleşik Mat.