~ hanİfİğulları' ndan osman b. talha ebu tal ... 60 okka kabak, mevsimine göre so okka...

2
66, 68; K. Nielsen, An Introduction to the Phi- losophy of Religion, Hong Kong 1982, s. 65- 66, 80; A. Plantinga, "Rationality and Religious Belief", Contemporary Philosophy of Religion [ed. S. M. Ca h n- D. Shatz). New York 1982, s. 259 vd ., 260, 261; a.mlf., "Theism, Atheism, and Rationality", Truth: A Journal of Modern Thought, lll, London 1991, s. 2; a.mlf., "Re- formed Epistemology", A Companian to Philo- sophy ofReligion [ed. P. L. Ouinn- C. Taliaferro). Oxford 1997, s. 383; C. S. Evans, Philosophy of Religion, lllinois 1985, s. 23, 24-25, 185; J. L. Ma eki e The Miraele of Theism, New York 1986, s. 199,, 207; Mehmet S. Din Felsefesi, mir 1987,s. 16,18,66-75,250, 254-257;D.Z. Phillips, Faith After Foundationalism, London 1988, s. 5, 8, 12; M. Peterson Reason and Religious Belief: An Introduction to the Philosophy of Religion, New York 1991, s. 18- 19, 20, 35, 37, 38, 41, 121; T. Penelhum, "Fide- ism", A Companian to Philosophy ofReligion [ed. P. L. Ouinn - C. Oxford 1997, s. 377-380, 381; M. Martin, "Religious Commit- mentand Rational Criticism", The Philosoph- ical Form, 11/1, Bostan 1970, s. 107-1 08; Mus- tafa "Gazzall", DiA, XIII, 499. L ÖZCAN iM ARE (ö}cwf) Kabe'yi ve Mescid-i hale getirme, orada huzuru görev ve yetkisi. _j Cahiliye döneminde Kabe'ye hizmet için daha çok kimseye yetki vermek siyaseten küçük olan imare. sika- ye, hicabe, sidane gibi görevler ihdas edil- el-Endelüsl imarenin Mescid-i Haram'da zulme, çirkin söze izin vermeme yetkisi demek ve Kil- be'ye hizmet görevi olan si dane ile anlama kaydeder ( rü'l-veclz, 149). Ebu Ubeyd b. Sellam, Cahiliye devrinde sidane görevi- nin liva göreviyle birlikte belirtir (Garfbü'l- 288; bk. Usanü'l-'Arab, "sdn" md.). Abdülhay el-Kettanl de Hu- zal'den iktibasla hicabenin imare ve sida- ne ile vazife söyler (et- Tera- tibü'l-idariyye, 194). Cahiliye döneminde imare görevini Hz. Peygamber'in Abbas b. Abdülmut- talib'in yürütmekte rivayet edilir. Hz. biyografisini ima- re da bilgi veren Abdülber, imareyle görevli Mescid-i Haram'- da çirkin söz söylenmesine izin verme- ve m escidi imar etmeye yön- kaydeder ( el-isti'ab, III, 8 I). Mekke'nin fethinde Hz. Ali ile birlikte Kabe'nin istemesi bu görevi bir müddet ret Ancak ResGl-i Ekrem'in Kil- be'nin hicabe görevi Kusay'- dan beri kendilerinde olan Abdüddaro- Osman b. Talha b. Ebu Tal- ha'ya bilinmektedir. Hz. Abbas'a da Taif'te mali yük getiren sikaye görevini verdi. Osman b. Talha'dan sonra bu görevi üstlenen ay- aileye mensup b. Hz. ömer'in Kabe'deki hazineyi insanlar ara- taksim etmesine (Müsned, III, 4 O; Buhar!, "I:Iac", 48, 2) imare görevlisinin Kabe hazine- sini tasarrufa ve Mescid-i Haram çevre- sinde Kabe'den yüksek (FakihT, 338-339) çevre- nin im da yetkili Mescidleri kimlerin imar si- kaye ve imarenin Allah'a ve ahiret günü- ne iman ve Allah yolunda cihadla bir ol- vurgulayan ayetler (et-Tevbe 9/ 9) ve nüzul sebepleriyle ilgili rivayetler. gerek Cahiliye devrinde gerekse ilk döneminde bu görevleri yürütmenin iftihar vesilesi ve birçok arnel- den üstün ortaya koymak- (Müslim, Ta beri, X, 94- 96; Kes!r, II, 343). Hz. Peygamber. Cil- hiliye devrinde müfahare vesilesi olan Mescid-i Haram'la ilgili görevleresidane (imare. hicabe) ve sikaye son ver- III, 410; EbO DavOd, "Di- yat", 24). : Lisanü '1-'Arab, "sdn" md.; Müsned, ll, 36, 03; lll, 41 O; V, 412; Buharl, "l:lac", 48; sam", 2; Müslim, lll; Ebü Davüd, :.Diyat" , 17, 24; Ebu Ubeyd b. Sellam, Muhammed Haydarabad 1384/1964, 237, 288; Fakihl. baru Mekke (n Abdülmelik b. Abdullah). Mek- ke 1407/1986, 338-339; Taberl, Cami'u'l-be- yan, X, 94-96; Abdürabbih, el-'il5:dü'l-ferfd Müfld M. Kumeyha-Abdülmedd et-Terhlnl). Beyrut 1404/1983, lll, 268; lbn Abdülber. el-ls- tf'ab (Bicavl), lll, 811; ei-Endelüsl. el- Muharrerü '1-vecfz, Rabat 1981, VIII, 149; Muhib- büddin et-Taberi. Ümmi'l-/5:ura ( Mustafa es-Sekka). Kah i re 1390/1970, s. 502-506; Kesir, Tefsfrü '1-/fur' an, ll, 343; Ali b. Muhammed ei-Huzai. Tal]rfcü'd-delalati's- Ahmed M. Ebü Selame), Kahire 1401/1981, s. 130, 147; Sübülü'L-hüda, V 366-369· Hak Dini, IV, 2478-2484; Ali, V, 251; Ali Hüsni ei-Har- bütli. Tarf/]u'l-Ka'be, Beyrut 1408/1987, s. 115; Abdülhay ei-Kettani, et-Teratfbü'l-idariyye (Özel), 173-174,194-196. [!ibJ BOZKURT L (bk. EMIR). _j L .:) iMARET döneminde fakiriere ve medrese talebesine yiyecek müessesesi. Vesikalarda bazan imarethane olarak da geçen kavram kelime olarak "imar demek olup cami, mescid, medrese. tabhane, darülit'am. kervansaray, muvakkit- hane, türbe gibi birimlerin için gibi bu binalardan biri olan ne için de Anadolu ve Ru- meli'deki pek çok mimari eserin kitabe- sinde imaret Evliya Çelebi imareti hem külliye hem de birimlerinden biri olarak Osman Nuri Ergin. bu konudaki imaretin "imar söyle- mektedir. Ancak kaynaklarda imaret ge- çer. Mesela Hezarfen Hüseyin Efendi, Fa- tih Külliyesi'nin bahsederken cami, medrese. tetimme. türbe, mektep, tirnarhan e, tabhane ve tabha- nenin imarete giden bir sonra "Bu imaret dedikleri ma- hal bir muhawete-i azlmenin derununda bina diyerek gece gündüz burada fukaraya, gure- baya ve talebeye (Telhisü 'l-beyan, s. 49). Kelimenin her iki anlamda da buna benzer pek çok kaynakta görmek mümkündür. Nitekim mühimme defterlerindeki ka- da imaret hem hem külliye Devleti'nde birçok içtimal ve beledi hizmet lanmakta olup çesitli eser ve hizmetlerin bilinmektedir. de her biri birer olan külliyeleri n parça- veya müstakil kurumlar olarak ni- zam namelerine göre Bu durum- da imaretle ücret gibi imare- tin ne kadar ve ye- mek yemekierin de bu nizarnname ve vaktiyelerde Büyük bir külliyenin ol- mayan küçük de daha çok misa- fir ve fukara için hizmet verirdi. imaretlerdeki biçimi göre olmakla birlikte birbirine ben- zemektedir. Genel olarak iki yemek bu mekanlarda ramazanlarda iki 219

Upload: others

Post on 02-Mar-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ~ HANİFİğulları' ndan Osman b. Talha Ebu Tal ... 60 okka kabak, mevsimine göre SO okka yoğurt. 30 kil e pirinç. 1 O okka badem, 1 O okka incir, 87 okka sade yağ. 140 okka bal

66, 68; K. Nielsen, An Introduction to the Phi­losophy of Religion, Hong Kong 1982, s. 65-66, 80; A. Plantinga, "Rationality and Religious Belief", Contemporary Philosophy of Religion [ed. S. M. Ca h n- D. Shatz). New York 1982, s. 259 vd ., 260, 261; a.mlf., "Theism, Atheism, and Rationality", Truth: A Journal of Modern Thought, lll, London 1991, s. 2; a.mlf., "Re­formed Epistemology", A Companian to Philo­sophy ofReligion [ed. P. L. Ouinn- C. Taliaferro). Oxford 1997, s. 383; C. S. Evans, Philosophy of Religion, lll inois 1985, s. 23, 24-25, 185; J. L. Ma eki e The Miraele of Theism, New York 1986, s. 199,, 207; Mehmet S. Aydın, Din Felsefesi, İz­mir 1987,s. 16,18,66-75,250, 254-257;D.Z. Phillips, Faith After Foundationalism, London 1988, s. 5, 8, 12; M. Peterson v.dğr., Reason and Religious Belief: An Introduction to the Philosophy of Religion, New York 1991, s. 18-19, 20, 35, 37, 38, 41, 121; T. Penelhum, "Fide­ism", A Companian to Philosophy ofReligion [ed. P. L. Ouinn - C. 'Jlıliaferro). Oxford 1997, s. 377-380, 381; M. Martin, "Religious Commit­mentand Rational Criticism", The Philosoph­ical Form, 11/1, Bostan 1970, s. 107-1 08; Mus­tafa Çağrıcı, "Gazzall", DiA, XIII, 499.

L

~ HANİFİ ÖZCAN

iM ARE (ö}cwf)

Kabe'yi ve Mescid-i Haram' ı

bayındır hale getirme, orada huzuru sağlama görev

ve yetkisi. _j

Cahiliye döneminde Kabe'ye hizmet için daha çok kimseye yetki vermek amacıyla siyaseten küçük farkları olan imare. sika­ye, hicabe, sidane gibi görevler ihdas edil­mişti. İbn Atıyye el-Endelüsl imarenin Mescid-i Haram'da zulme, çirkin söze izin vermeme yetkisi demek olduğunu ve Kil­be'ye hizmet görevi olan si dane ile aynı anlama geldiğini kaydeder ( el-MuJ:ıarre­rü'l-veclz, vııı. 149). Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam, Cahiliye devrinde sidane görevi­nin liva göreviyle birlikte Abdüddaroğul­ları'nda bulunduğunu belirtir (Garfbü'l­/:ıadiş, ı. 288; ayrıca bk. Usanü'l-'Arab, " sdn" md.). Abdülhay el-Kettanl de Hu­zal'den iktibasla hicabenin imare ve sida­ne ile aynı vazife olduğunu söyler (et-Tera­tibü'l-idariyye, ı: 194).

Cahiliye döneminde imare görevini Hz. Peygamber'in amcası Abbas b. Abdülmut­talib'in yürütmekte olduğu rivayet edilir. Hz. Abbas'ın biyografisini anlatırken ima­re hakkında da bilgi veren İbn Abdülber, imareyle görevli kişinin Mescid-i Haram'­da çirkin söz söylenmesine izin verme­diğini ve halkı m escidi imar etmeye yön­lendirdiğini kaydeder ( el-isti'ab, III, 8 ı I). Mekke'nin fethinde Hz. Ali ile birlikte Kabe'nin anahtarını istemesi Abbas'ın bu

görevi bir müddet yapmış olduğuna işa­ret sayılabilir. Ancak ResGl-i Ekrem'in Kil­be'nin anahtarını. hicabe görevi Kusay'­dan beri kendilerinde olan Abdüddaro­ğulları ' ndan Osman b. Talha b. Ebu Tal­ha'ya verdiği bilinmektedir. Hz. Abbas'a da Taif'te bağları olması dolayısıyla mali yük getiren sikaye görevini verdi. Osman b. Talha'dan sonra bu görevi üstlenen ay­nı aileye mensup Şeybe b. Osman'ın, Hz. ömer'in Kabe'deki hazineyi insanlar ara­sında taksim etmesine karşı çıkmasından (Müsned, III, 4 ı O; Buhar!, "I:Iac", 48, "İ'ti­şam", 2) imare görevlisinin Kabe hazine­sini tasarrufa ve Mescid-i Haram çevre­sinde yapılan Kabe'den yüksek binaları yıktırmasından (FakihT, ı. 338-339) çevre­nin im arına da yetkili olduğu anlaşılmak­tadır.

Mescidleri kimlerin imar edeceğini. si­kaye ve imarenin Allah'a ve ahiret günü­ne iman ve Allah yolunda cihadla bir ol­madığını vurgulayan ayetler (et-Tevbe 9/ ı 9) ve nüzul sebepleriyle ilgili rivayetler. gerek Cahiliye devrinde gerekse İslam'ın ilk döneminde bu görevleri yürütmenin iftihar vesilesi olduğunu ve birçok arnel­den üstün görüldüğünü ortaya koymak­tadır (Müslim, "İmare", ı ı ı; Ta beri, X, 94-96; İbn Kes!r, II, 343). Hz. Peygamber. Cil­hiliye devrinde müfahare vesilesi olan Mescid-i Haram'la ilgili görevleresidane (imare. hicabe) ve sikaye dışında son ver­miştir(Müsned, III, 410; EbO DavOd, "Di­yat", ı7. 24).

BİBLİYOGRAFYA : Lisanü '1-'Arab, "sdn" md.; Müsned, ll, 36,

ı 03; lll, 41 O; V, 412; Buharl, "l:lac", 48; "İ'ti­sam", 2; Müslim, "İmare", lll; Ebü Davüd, :.Diyat" , 17, 24; Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam, Carfbü'l-l).adfş (nşr. Muhammed Azlmüddiiı). Haydarabad 1384/1964, ı, 237, 288; Fakihl. Atı­baru Mekke (n ş[ Abdülmelik b. Abdullah). Mek­ke 1407/1986, ı, 338-339; Taberl, Cami'u'l-be­yan, X, 94-96; İbn Abdürabbih, el-'il5:dü'l-ferfd [nşr. Müfld M. Kumeyha-Abdülmedd et-Terhlnl). Beyrut 1404/1983, lll, 268; lbn Abdülber. el-ls­tf'ab (Bicavl), lll, 811; İbn Atıyye ei-Endelüsl. el­Muharrerü '1-vecfz, Rabat 1981, VIII, 149; Muhib­büddin et-Taberi. el-/fıra' li-/5:aşidi Ümmi'l-/5:ura ( nşr. Mustafa es-Sekka). Kah i re 1390/1970, s. 502-506; İbn Kesir, Tefsfrü '1-/fur' an, ll, 343; Ali b. Muhammed ei-Huzai. Tal]rfcü'd-delalati's­sem'iyye(nşr. Ahmed M. Ebü Selame), Kahire 1401/1981, s. 130, 147; Şami. Sübülü'L-hüda, V 366-369· Elmalılı, Hak Dini, IV, 2478-2484; C~vad Ali, ~1-Mufaşşal, V, 251; Ali Hüsni ei-Har­bütli. Tarf/]u'l-Ka'be, Beyrut 1408/1987, s. 115; Abdülhay ei-Kettani, et-Teratfbü'l-idariyye (Özel), ı , 173-174,194-196. Gı:1

[!ibJ NEBİ BOZKURT

L

İMARET

(bk. EMIR). _j

L

İMARET (..:.ı).c • .:)

iMARET

Osmanlı döneminde fakiriere ve medrese talebesine

sıcak yiyecek dağıtmak amacıyla kurulmuş hayır müessesesi.

Vesikalarda bazan imarethane olarak da geçen kavram kelime olarak "imar edilmiş, inşa edilmiş" demek olup cami, mescid, medrese. tabhane, darülit'am. darüşşifa, aşevi, kervansaray, muvakkit­hane, türbe gibi birimlerin tamamı için olduğu gibi bu binalardan biri olan aşha­ne için de kullanılmıştır. Anadolu ve Ru­meli'deki pek çok mimari eserin kitabe­sinde yapılar imaret adıyla zikredilmiştir. Evliya Çelebi imareti hem külliye hem de birimlerinden biri olarak kaydetmiştir. Osman Nuri Ergin. bu konudaki yayın­Iarında ısrarla imaretin aşevi olmayıp "imar edilmiş" anlamına geldiğini söyle­mektedir. Ancak bazı kaynaklarda imaret doğrudan doğruya "aşevi" manasında ge­çer. Mesela Hezarfen Hüseyin Efendi, Fa­tih Külliyesi'nin yapılışından bahsederken cami, medrese. tetimme. türbe, mektep, darüşşifa, tirnarhan e, tabhane ve tabha­nenin imarete giden bir kapısı olduğunu yazdıktan sonra "Bu imaret dedikleri ma­hal bir muhawete-i azlmenin derununda bina olunmuştur" diyerek gece gündüz burada pişen yemeğin fukaraya, gure­baya ve talebeye verildiğini yazmaktadır (Telhisü 'l-beyan, s. 49). Kelimenin her iki anlamda da kullanıldığını buna benzer pek çok kaynakta görmek mümkündür. Nitekim mühimme defterlerindeki ka­yıtlarda da imaret hem aşevi hem külliye manasında kullanılmıştır.

Osmanlı Devleti'nde birçok içtimal ve beledi hizmet vakıflar tarafından karşı­lanmakta olup çesitli eser ve hizmetlerin vakfedildiği bilinmektedir. İmaretler de her biri birer vakıf olan külliyeleri n parça­sı veya müstakil kurumlar olarak vakıf ni­zam namelerine göre işlerdi. Bu durum­da imaretle çalışanların alacakları ücret vakıf tarafından belirlendiği gibi imare­tin nasıl işleyeceği. ne kadar ve nasıl ye­mek dağıtılacağı. dağıtılacak yemekierin çeşidi de bu nizarnname ve vaktiyelerde kayıtlıydı. Büyük bir külliyenin parçası ol­mayan küçük aşevleri de daha çok misa­fir ve fukara için hizmet verirdi.

imaretlerdeki işleyiş biçimi vakıflarına göre farklı olmakla birlikte birbirine ben­zemektedir. Genel olarak iki öğün yemek çıkarılan bu mekanlarda ramazanlarda iki

219

Page 2: ~ HANİFİğulları' ndan Osman b. Talha Ebu Tal ... 60 okka kabak, mevsimine göre SO okka yoğurt. 30 kil e pirinç. 1 O okka badem, 1 O okka incir, 87 okka sade yağ. 140 okka bal

iMARET

vakit birleştirilerek sadece iftar yemeği

verilirdi. Cuma ve kandillerde ise daha gü­zel yemekler çıkarılması ve tatlı verilme­si birçok imaretin vaktiyesinde kayıtlı dır.

Eğer imaret bir külliyenin parçası ise sa­dece kendi memurlarını değil bütün kül­liye çalışanlarını , medrese varsa talebe­Ieri doyurmak vazifesini üstlenirdi.

İmarette görev yapan memurların sa­yısı kurumun büyük veya küçük olmasına göre değişebilirdi. istanbul 'daki büyük imaretlerde imaret şeyhi, vekilharç, ka­tip. nakib. bewab. aşçı. ekmekçi, kilerci , kiler katibi. et hamalı. ambarcı. buğday ve pirinç ayıklayanlar. çanakyıkayıcı (kase­şOy), kasekeş . ferraşlar. kayyım . çerağdar

ve harnallar görev yapardı. Bunlardan imaret şeyhi idareci olup yapılan işlerin tamamına nezaret eder ve gelen misa­firleri karşılayarak hoş tutulmalarını sağ­Iardı. Vekilharç imarete gerekli gıda mad­delerinin alınmasına nezaret eder. katip ise gelir gider kayıtlarını tutardı. Kilerci, alınan gıda maddelerinin muhafaza edi­lip gerektiğinde mutfağa verilmesi göre­vini üstlenirdi. Kaseşüy ve kasekeş. ta­bak taşımak ve yıkamak işlerinde mut­fakta aşçı yardımcısı gibi hizmet görürler: ferraş , kayyım ve çerağdar ise imaretin tamamının bakım ve temizliğini yapardı.

imaretierin gelirleri ve buradaki görevli­lerin sayısı verilecek hizmet, vakfın bü­yüklüğü ve zenginliğiyle mütenasip olur­du. Bunların en büyükleri olan Fatih ve Süleymaniye külliyelerine bağlı imaretler­de verilen yemekierin cinsine kadar bir­çok bilgiye ulaşmak mümkündür. Külliye­leri n tesisi ve faaliyete geçmesiyle birlik­te hazırlanan vakfiyelerde aşhane. darüz­ziyafe ve tabhanede verilmesi gereken yiyeceklerin cinsi. miktarı ve kimlere ve­rileceği de kaydedilmişti r.

Bir aşevi olarak imaretten yemekyiyen­ler öncelikle misafirler, külliyedeki görev­Iiler ve öğrencilerdi. Müderrisler, daniş­mendler, muldler. bewablar, evkaf kati bi, vekilharç. ki lereL tabhane imamı ve mü­ezzini: aşçılar, ekmekçiler. tabak taşıyan­lar, kazan ve çanakyıkayıcıları , çerağcılar,

ahırcılar. kapıcılar. nöbetçi yeniçeriler: ca­mi görevlilerinden imamlar, müezzinler: saatçi. bekçi . hatız-ı kütübler, perdeciler, kayyımlar, na'thanlar. mektep muallimi, mutemetler. türbedar, noktacı , dolapçı .

kurşuncu, darüşşifada görevli hekimler ve yardımcıları. hastalar, çamaşırcılar gi­bi bütün külliye vazifelileriyle talebenin günlükyemek ihtiyacı da buradan karşı­Ianırdı. Bunlardan başka sayısı değişen ihtiyaç sahipleri vardı. Çalışanlar, öğrenci ,

220

misafir ve f akirierin sayıları göz önüne alınırsa büyük imaretlerde günde yakla­şık 1 000-2000 kişi arasında insana yete­cek kadar yemek çıkarılmış olmalıdır.

Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi 'ndeki Fa­tih Külliyesi vaktiyesinde imarette çalı­şanlar şöyle sıralanmıştır: Bir katip, bir vekilharç. bir kilerci. iki ferraş. iki kayyım .

iki çerağdar. dört nakib, iki bewab. altı

aşçı. altı ekmekçi. bir et hamalı , iki buğ­day ayıklayıcı, iki çanakyuyucu, iki imaret ahırına bewab. bir ambarcı , bir odun ha­malı. bir duvarlara yazılan uygunsuz ya­zıları silen kişi (maniu"n-nuküş) . Söz konusu vakfiyeye göre imarette her gün sabah akşam iki defa yemek verilmekte olup bunlar genellikle sabahları pirinç çorba­sı, akşamları buğday aşı idi. Her gün ima­ret için alınan 350 okka et ise bu yemek­Ierin yanında et de verildiğini göstermek­t edir. Bunlardan başka imarete giren di­ğer günlük malzeme sabahları verilen pi­rinç çorbası için maydanoz. 1 S okka so­ğan, 100 dirhem kimyon, 40 dirhem bi­ber, yarım kile nohut. kabak mevsiminde 60 okka kabak, mevsimine göre SO okka yoğurt. 30 kil e pirinç. 1 O okka badem, 1 O okka incir, 87 okka sade yağ. 140 okka bal idi (Ün ver, İstanbul Risaleleri, I. 280-282). Cuma günleri ise sabahları buğday aşı -ki bu t uzsuz pişirilir ve isteyen tuz ekip pi­lav gibi, isteyen şeker ekip tatlı gibi yer­di- akşamları pirinç pilavı ile içine incir, üzüm gibi kuruyemiş katılan ve bir nevi pelte olan zirbaç (zirva) ikram edilirdi. imarete gelen misafirlere günlük olarak yemekten başka SO dirhem bal ve bir ekmek (fodla) verilirdi. imarette her gün kırk sofra hazırlanır, misafirlerden her dört kişi için bir sofra kurulurdu.

istanbul 'un ilkyapılarından biri olan Mahmud Paşa Külliyesi'nde imaret şeyhi, kilerci, vekilharç. üç nakib, üç aşçı. iki bev­vab, bulaşıkçı. üç ekmekçi (habbaz) . ha­mal, ahırcı , buğday ayıklayıcı. ferraş gibi görevliler vardı. Burada da her gün çorba ve fodla, ramazan. cuma ve kandil günle­rinde daha zengin bir sofra olarak pirinç pilavı ile zerde ve zirbaç verilirdi. Bunla­rın dışında Fatih Külliyesi imareti'nde ol­duğu gibi çeşitli turşu ve sebze yemekle­ri de hazırlandığı kullanılan malzemeler­den anlaşılmaktadır (a.g.e., lll, 181 ).

Anadolu'daki külliyelerden biri olan Sin­canlı'daki (Afyonkarahisar) Sinan Paşa imareti'nin aşevinde ise adam başına sa­bah akşam birer ekmek ve 30 dirhem bal, SO dirhem karabiberli pirinç pilavı ile 25 dirhem et verildiği: ramazan, cuma ve kandil günlerinde istanbul imaretlerin-

de olduğu gibi bunlara zerde ilave edilme­si gerektiği vaktiyesinde kaydedilmiştir (Eyice, X 11973). s. 31 O) Adı geçen üç ima­retle de sistem aynı şekilde işlemekteydi.

imaretler, Osmanlı toplum hayatında önemli bir yardım kurumu olarak görevini asırlarca yerine getirmiştir. Bu dönemde daha çok bir külliyenin mimari programı içinde yer alan imaretlerden özellikle İs­tanbul'da Fatih, Bayezid, Haseki Sultan, Şehzade , Süleymaniye, Atik Valide Sul­tan, Sultan Ahmed, Yeni Valide, Nuruos­maniye, Laleli ve Mihrişah Sultan külli­yelerinin imaretleri mimari açıdan önem­li örnekler olarak bilinmektedir (b k. KÜL­

LiYE). Yerli kaynakların dışında özellik­le XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı top­rakların ı gezen yabancıların da dikkatini çeken imaretler, bütün şehir fukarası dı­şında misafirleri ücretsiz dayuran bir ku­rum olarak hayranlık uyandırmıştır. Il. Meşrutiyet döneminde ikisi hariç kapatı­Ian imaretler, bugün vakıfların desteğiy­le fakir ve muhtaçlara dağıtılan sıcakye­mek dolayısıyla varlığını eski şaşaasından çok uzak bir şekilde sürdürmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

Fatihimareti Vak[ıyesi(haz . Osman Ergin), istanbul 1945; Süleymaniye Vakfıyesi (haz. Ke­mal Edi b Kürkçüoğlu). Ankara 1962, tür. yer.; He­zarfen Hüseyin Efendi, Telhfsü'l-beyan tr ka­vanfn-i AL-i Osman (haz. Sevim ilgürel). Ankara 1998, s. 49; Osman Ergin. Türk Şehirlerinde imaret Sistemi, istanbul 1939; Hasan Özönder, "Karaman-Oğlu İbrahim Bey imareti ve Vak­fıyesi" , ll. Vakı{Ha{tası:3-9Aralık 1984 (Ko­nuşmalar ve Tebliğler), Ankara 1985, s. 127-147; i. Aydın Yüksel, "İmaretler", a.e., s . 163-1 67; A. Süheyl Ünver. "Fatih Külliyesi ve Zama­nı ilim Hayatı", istanbul Risaleleri (haz. İsmail Kara). istanbul 1995, 1, 245-248, 279, 280-282; a.mlf., "Türkiye Gıda Hijyeni Tarihinde Fatih Devri Yemekleri", a.e., lll, 181; a.mlf .. "Fatih Aş hanesi Tevzl'namesi". a.e., lll, 335-383; a.mlf., "Fatih Külliyesine Aid Diğer Mühim Bir Vakfıye", VD,! ( 1938). s. 39-46; Ömer Lutfi Barkan, "Fatih Cami ve imareti Tesislerinin 1489-1490 Yılına Ait Muhasebe Bilançoları" , iFM, XXlll/1-2 (1963). s. 297-341; a.mlf .. "Sa­ray Mutfağının 894-895/1489-1490 Yılına Ait Muhasebe Bilançosu", a .e., s . 380-398; a.mlf., "Edirne ve Civarındaki Bazı imaret Te­sislerinin Yıllık Muhasebe Bilançoları", TTK Belgeler, 1/2 ( 1965). s. 235-377; a.mlf., "Süley­maniye Camii ve imareti Tesislerine Ait Yıllık Bir Muhasebe Bilançosu 993-994 ( 1585-1586)", VD, IX ( 197 ı). s. 109-161; Enver Be h nan Şapolyo. "Türkler'de imarethaneler", Önasya, 111/25, An­kara 1967, s. 10-11, 20; Semavi Eyice, "Sincan­lı ' da Sinan Paşa imareti", VD, X (ı 973). s. 303-336; Tülay Reyhanlı, "Osmanlı Mimarisinde ima­ret: Külliye Üzerine Notlar", TKA, XV/1-2 ( 1976). s. 121-141 ; Halil inalcık, "İstanbul: Bir islam Şehri" (tre. İbrahim Kalın). Dergah, 11/24, istan­bul1992, s. 14- 15; 111/25 (1992). s. 15-17.

li] Z EYNEP T ARIM ERrUG