van_.pdf

Upload: serkan-kececi

Post on 06-Jul-2018

215 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    1/6

    505

    Ankara 2007, VIII, 519; a.mlf., “Vâmýk u Azrâ’-lara Genel Bir Bakýþ”, JTS, XIV/1 (1990), s. 21-32; Selami Ece, Manisalý Camiî’nin Vamýk u Azra Mesnevisi (doktora tezi, 2002), Atatürk Üniversi-tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; M. Esat Harman-cý, Manisalý Câmi‘î: Muhabbet-nâme (Vâmýk u Azrâ): Ýnceleme-Metin-Nesre Çeviri (doktora te-zi, 2003), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; ÝskenderPala, Ansiklopedik Divan Þiiri Sözlüðü, Ýstan-

    bul 2007, s. 471-472. ÿGönül Ayan

    – — 

     VAN

    Doðu Anadolu bölgesinde þehir ve bu þehrin merkez olduðu il.

    ˜ ™ 

    Doðu Anadolu bölgesinin Yukarý Murat- Van bölümündeki Van gölü kapalý havza-sýnda yer almaktadýr. Eski Van þehri Vangölünün doðu sahilinde iken 1915 yýlýn-da Ermeniler tarafýndan tamamen yakýlýp

    tahrip edilmesi sonucu kýyýdan 7 km. ka-dar uzaklýkta (Tuncel, s. 488) hafif eðim-li bir alan üzerinde yeniden kurulmuþtur. Van adýnýn kökeni hakkýnda akla en yat-kýn ve bilimsel görüþ Urartuca Biane veya Viane’den geldiði yolundaki görüþtür. Ýs-lâm fetihlerine dair Arapça kaynaklarda Van ismine pek rastlanmaz. Van adýnýn Arap kaynaklarýnda ve Ýslâmiyet öncesi de- virlerde geçmemesinin sebebi, buranýn ka-leden ayrý bir yerleþme yeri þeklinde ku-rulup geliþmesinin daha sonraki dönem-lerde gerçekleþmiþ olmasýdýr.

    Þehrin bulunduðu yörenin yerleþme ta-rihi milâttan önce 4000 yýllarýna kadar iner. Van Kalesi’nin 6 km. güneyinde bulunanTilkitepe ile Van gölünün kuzeyinde Ernismezarlýklarýndaki kazýlarda Kalkolitik, Bronz ve Demir dönemlerine ait kültürel bulun-tulara rastlanmýþtýr. Milâttan önce 2000’-lerde Van gölünden itibaren Kýzýlýrmak ve Yeþilýrmak’ýn Karadeniz’e döküldüðü yer-lere kadar uzanan bölgede Hurriler hâ-kimdi. Milâttan önce XIII. yüzyýlda Hurri-Mitani siyasî teþekkülü merkezî otoritesi

    zayýflayarak beyliklere bölündü. Asur kral-larý bu küçük beylikleri hâkimiyetleri altýnaalmaya çalýþtý ve bu sýrada, Van gölü çev-resinden Batý Ýran’a kadar uzanan bölgedeNairi ve Uruatri ülkeleriyle Asurlular ara-sýnda mücadeleler baþladý. Urartu ve Asurmücadelesi milâttan önce IX. yüzyýlýn or-

    talarýna kadar sürdü. Asurlular’ýn daðlýk arazi þartlarýna sahip bölgeyi hâkimiyet al-týnda tutmasýnýn zorluðu yüzünden Urar-tu Kralý I. Sardur, Urartu Devleti’ni kurmayýbaþardý ve baþþehri Tuþpa (bugünkü VanKalesi) oldu. Urartu döneminde Van Kale-si’nin imarý geniþ ölçüde tamamlandý; bufaaliyetlerin büyük bir kýsmý Kral Ýspuini(m.ö. 830-810) ve II. Sardur (m.ö. 764-735)zamanýnda gerçekleþti. Urartular’ýn Van’-daki hâkimiyetinin milâttan önce VII. yüz- yýlýn baþlarýna kadar sürdüðü ve milâttanönce 609’dan hemen sonra Urartu ülke-

    sini Ýskitler’in ele geçirdiði bazý arkeolojik buluntulardan anlaþýlmaktadýr.

    Urartular’dan sonra bölgeye sýrasýyla Ýs-kitler, Medler ve Persler hâkimiyet kur-du. Persler zamanýnda Van yöresine uzunmüddet Halde denildi. Büyük Ýskender’inPers Ýmparatorluðu’nu ele geçirmesi vemilâttan önce 323’te ölmesi üzerine böl-ge onun generallerinden Selevkius’un ida-resine geçti. Ardýndan Van yýllarca Bizansile Ýran arasýnda siyasî mücadeleye sahneoldu ve sürekli biçimde el deðiþtirdi. Mi-lâttan önce 66’da Roma idaresi kuruldu;

    þehir Roma ve Part devletleri arasýnda birtampon bölge konumunda kaldý. Milât-tan sonra 200  yýllarýna kadar Partlar veBizanslýlar arasýnda sürekli el deðiþtirdi.II.-VII. yüzyýllar arasýnda Sâsânî idaresin-de kaldý. 625’te bölgeye Hazar Türkleri gel-di. Hazar Türkleri’nin VIII. yüzyýlýn sonun-da Ýslâmiyet’i benimseyip halifeyi kabul et-melerinden sonra bu yörede Abbâsî ida-resinin tesis edildiði tahmin edilmektedir.IX. yüzyýlýn ilk yarýsýnda Van ve çevresin-de Abbâsî-Bizans ve Abbâsî-Ermeni mü-

    devri þairlerinden Manisalý Câmiî, SinanPaþa’nýn kaptan-ý deryâlýðý döneminde(1550-1554) onun emriyle Kanûnî SultanSüleyman adýna bir Vâmýk ve Azrâ yaz-mýþtýr. Muhabbetnâme adýyla da bilinen ve 181 varak tutarýndaki tek nüshasý Süley-maniye Kütüphanesi’nde kayýtlý olan eser

    (Fâtih, nr. 4142) 5240 beyit olup hikâyeningenel özelliklerini taþýmakla birlikte hemenhiçbir þairden etkilenmemiþ hissini uyan-dýracak bir anlatýma sahiptir. Aþk ve sa- vaþ etrafýnda geliþen hikâye boyunca sev-menin ve iyiliðin sembolü olan aþkýn nef-ret ve kötülüðün sembolü olan savaþa üs-tünlüðü dile getirilir. Þair eserine serpiþtir-diði gazel ve kasidelerle daha serbest dav-ranma imkâný bulmuþ ve diðer Vâmýk ve Azrâ’lardan farklý bir mesnevi meydanagetirmiþtir. Eser üzerine iki doktora tezihazýrlanmýþtýr (bk. bibl.). Bursalý Mehmed

    Tâhir bunlardan baþka Havâî Mustafa Bur-sevî (ö. 1017/1608)  ve Havâî Abdurrah-man Ýstanbulî’nin de (ö. 1122/ 1710) birerVâmýk ve Azrâ kaleme aldýklarýný söyler(Osmanlý Müellifleri, II, 488, 489).

    Muhammed Ali Terbiyet (Mašålât-ý Ter- biyet, s. 38) ve Muhammed Þefî‘ (Me¦ne- vî-i Vâmýš u £Azrâ, s. 38), Bursalý Sûfîzâ-deler’den Hamzavî’nin beþ mesnevisindenbirinin Vâmýk ve Azrâ olduðunu kayde-derse de böyle bir mesneviye rastlanma-mýþtýr. Yine Muhammed Þefî‘, Cemâlî adlýbir þairin de Vâmýk ve Azrâ yazdýðýndan

    bahseder. Agâh Sýrrý Levend, Blochet’ninhazýrladýðý Paris Millî Kütüphanesi Türk-çe Yazmalar Kataloðu’nda K adirî Çelebiadýna bir Vâmýk ve Azrâ mesnevisininkayýtlý bulunduðunu, ancak bunun Lâmiî Çelebi’ye ait eser olduðunu belirterek bu yanlýþý düzeltir (Türk Edebiyatý Tarihi, s.134). K adirî Çelebi, Lâmiî’nin bu hikâyeyimesnevi haline getirmesine yardým eden-lerden biri olmalýdýr.

    BÝBLÝYOGRAFYA :Unsurî, Me¦nevî-i Vâmýš u £A×râ (nþr. Muham-

    med Þefî‘), Lahor 1967, s. 38; Sehî, Tezkire (Kut),s. 224; Âþýk Çelebi, Meþâirü’þ-þuarâ, ÝÜ Ktp., TY,nr. 2406, vr. 135b; Latîfî, Tezkiretü’þ-þu’arâ ve tabsýratü’n-nuzamâ (haz. Rýdvan Caným), Ýstan-bul 2000, s. 208, 457, 502; Beyânî, Tezkire (haz.Ýbrahim Kutluk), Ankara 1997, s. 33; Künhü’l- Ahbâr’ýn Tezkire Kýsmý (haz. Mustafa Ýsen), An-kara 1994, s. 153; Kýnalýzâde Hasan Çelebi, Tez- kiretü’þ-þuarâ, Süleymaniye Ktp., Hekimoðlu AliPaþa, nr. 602, vr. 262b; Osmanlý Müellifleri, II,96-97, 488, 489; E. Blochet, Catalogue des ma- nuscrits persans de la Bibliothèque Nationale,Paris 1928, IV, 75 (nr. 2120);  Agâh Sýrrý Levend,Türk Edebiyatý Tarihi, Ankara 1973, s. 134; M. Ali Terbiyet, Mašålât-ý Terbiyet (nþr. Hüseyin Sýd-dîk), Tahran 2535 þþ., s. 38; Gönül Ayan, Lâmi’î Vâmýk u Azrâ: Ýnceleme-Metin, Ankara 1998, s.

    13-54; a.mlf., “Vâmýk u Azrâ Hikâyesinin Men-þei”, II. Uluslararasý Büyük Türk Dili Kurultayý,

    VAN

    Van’ýn

    XVII. yüzyýl

    içindeki

    durumunu

    gösteren

    bir minyatür

    (TSMA,E. nr. 9847)

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    2/6

    506

    VAN

    ile Van’ý ele geçirdi. Anadolu Selçuklu Hü-kümdarý Alâeddin Keykubad’ýn doðuyadoðru geniþleme siyaseti neticesinde Van1232’de Selçuklu hâkimiyetine girdi. Ar-dýndan yerli beylerin burada Selçuklular’atâbi olarak yaþadýklarý ileri sürülür. XIII. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren Ýlhan-

    lýlar’ýn yöreye zaman zaman akýnlar yap-týklarý ve Argun Han zamanýnda (1284-1291) Van gölünün kuzeydoðusundaki Ala-dað’ýn bunlarýn yaylaklarý olduðu bilinmek-tedir. Bu sýrada Van Kalesi’ne Hakkâri bey-leri hâkim durumdaydý.

    Bölgede Karakoyunlular’ýn egemen güçdurumuna gelmesine kadar geçen dönem-de Van yöresinde sürekli biçimde Ýlhanlý-lar’ýn ve yerli beylerin idareyi ele geçirmekavgalarý yaþandý. Ýlhanlýlar’ýn yaptýðý akýn-lar sonucunda Van ve yöresinde kýsa süre-li bir hâkimiyet tesis edildi. Ýlhanlýlar dev-

    rinde Doðu Anadolu bölgesi Hülâgu Han’-dan baþlayarak iki askerî eyalete ayrýldý.Bunlardan biri merkezi Musul olan, Mar-din ve Diyarbekir yörelerini de içine alaneyalet, diðeri merkezi Ahlat olan, Van yö-resini içine alan eyaletti. XIV. yüzyýlýn or-talarýndan itibaren Van gölü çevresindeKarakoyunlular’ýn hâkimiyet kurma faali- yetleri baþladý. Karakoyunlular’ýn idareyitamamen ele geçirmesi ancak 1374’tensonra gerçekleþti. Karakoyunlular, CelâyirHükümdarý Sultan Üveys’in ölmesi, Eret-na Devleti’nin zayýf düþmesi ve Sutaylýlar’ýn

    ortadan kalkmasý üzerine eskiden beri el-lerinde bulunan Van gölü kýyýsýndaki Er-ciþ’in yaný sýra Erzurum, Avnik, Hasanka-le, Musul, Sürmeli, Alakilise, Hoy ve Nah-cývan gibi yerleri ele geçirdiler.

    Karakoyunlu Kara Mehmed dönemindeTimur, Van yöresine sefer düzenledi. 789(1387) baharýnda kýþý geçirdiði Karabað’-dan kalkarak Karakoyunlular’ýn üzerine yü-rüdü, Van gölü havzasýna inip yirmi günlük bir muhasaranýn ardýndan Van Kalesi’ni

    zaptetti. Timur buranýn idaresini yerli bey-lerden Melik Ýzzeddin Þîr’e verdi. Timur’un Van çevresine yaptýðý akýnlar sýrasýnda veKarakoyunlu-Timur mücadelesi esnasýn-da Van’ý elinde tutan Ýzzeddin Þîr, Timur’-la birlikte hareket etti. Ancak 1405’te üze-rine yürüyüp kendisini bozguna uðratan

    Karakoyunlu Kara Yûsuf’un hâkimiyetinitanýdý. Kara Yûsuf’un ölümüne kadar ge-çen zaman içinde Van’da hâkimiyetini de- vam ettirdi. 1420’de Kara Yûsuf’un ölü-mü üzerine baðlýlýðýný bildirmek için Adil-cevaz, Ahlat ve Erciþ kalelerini teslim alanTimurlu Hükümdarý Þâhruh’un huzurunaçýktý. Fakat Þâhruh Horasan’a döndüktensonra Karakoyunlu Hükümdarý ÝskenderBey tekrar bu yörenin hâkimiyetini elinealýp 828’de (1425) Þîr’i öldürttü. 1426’da ye-niden Van’a yürüyen Ýskender Bey, Van hâ-kimi Melik Esed’in hazineleriyle birlikte ser-

    bestçe buradan ayrýlmasýna izin verdi vekaleyi ele geçirdi. Bu sýrada Van’ýn idaresinioðullarýndan Yar Ali’ye verdiði anlaþýlmak-tadýr. Yar Ali halka zulmetmesinden dola- yý Ýskender Bey’e þikâyet edilince 1432’dekaçarak Þâhruh’a sýðýndý. Ardýndan Van’-da Ýskender Bey’in oðlu Cihan Þah hâkimi- yet kurdu. Ýskender Bey’in 1438’de oðluÞah Kubâd tarafýndan öldürülmesi üzeri-ne Cihan Þah, Karakoyunlu hükümdarý ol-du. Cihan Þah döneminde (1438-1467) Van ve çevresi Karakoyunlular’ýn hâkimiyetin-de kaldý.

    Karakoyunlu-Akkoyunlu mücadelesi so-nunda Uzun Hasan bu yörede Akkoyunluhâkimiyetini baþlattý (1467). Akkoyunlu-lar döneminde sürekli mücadeleler yüzün-den asayiþ saðlanamadý. Akkoyunlu bey-lerinden Bîcan Süleyman Bey’in Van þeh-rinde Bîcâniye Medresesi diye anýlan birmedrese yaptýrdýðý bilinmektedir (BA, KK,nr. 209, s. 110). Safevîler’in Van ve çevre-siyle ilgilenmeye baþladýklarý yýllarda böl-geye Ýzzeddin hânedanýndan II. Zâhid b.

    cadelesi hüküm sürdü. 852’de, Arap kay-naklarýnda içinde Van’ýn da yer aldýðý, Er-meniye vilâyeti diye adlandýrýlan bölge Ab-bâsîler hizmetindeki Türk kumandanlarýn-dan Boða el-Kebîr tarafýndan fethedildi.

    IX. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren Van ve civarýnda yerli sülâleler hâkim devletle-

    re baðlanarak yarý baðýmsýz þekilde yaþa-dýlar. 885’te Bagrat hânedanýndan Aþotönce halife ve ardýndan Bizans imparato-ru tarafýndan Ermenistan kralý olarak ta-nýndý ve Vaspurakan prensleri de bunla-ra baðlandý. Vaspurakan Kralý Gagik’in IX. yüzyýlda Vastan þehrini tahkim ettirmesi, Akdamar adasýný saðlam bir iç kale hali-ne getirmesi ve adada Surp Haç Kilisesi’-ni yaptýrmasý devrin önemli olaylarýndan-dýr. Ayný yüzyýlýn sonlarýnda Sâcid hâneda-nýndan Afþin, Van’ý ve Vastan’ý iþgal ediphadým kölelerini bu kesime vali tayin etti.

     X. yüzyýlda Van ve çevresi Sâcid hânedaný, Vaspurakan Ermeni Prensliði, Mervânîler ve Bizanslýlar’ýn hâkimiyetinde kaldý. 1021’-de Bizanslýlar’ýn Van ve yöresini ele ge-çirmesinden sonra 40.000 Ermeni ailesiprenslerinin arkasýndan Sivas ve Kayseri’- ye gitti. XI. yüzyýlýn baþlarýnda artýk bu yö-renin hâkimi olarak Bizanslýlar görülmek-tedir. Ermeni ve Gürcü prensliklerinin va-sal özelliði de kalmadý, bunlarýn prensle-ri Bizanslýlar’ýn yönetici ve kumandanlarýdurumuna geldi. 409’da (1018) SelçukluÇaðrý Bey’in akýnlarý neticesinde Van gölü

    havzasýnýn büyük bir kýsmý Türk kuvvetle-rinin denetimine girdi, ancak kale 1064 yý-lýnda Sultan Alparslan’ýn oðlu Melikþah ta-rafýndan etrafýndaki birçok kale ve þehir-le birlikte fethedildi. Sultan Alparslan busefer sonunda buralarýn yönetimini sefe-re katýlan vasal emîrlere býraktý. Van gölüçevresi böylece Nahcývan Emîri Sakaroð-lu Ebû Dülef’in yönetimine geçti.

    Selçuklu Sultaný Muhammed Tapar, 493’-te (1100) Diyarbekir Mervânîleri’nin elin-de bulunan Ahlat ve yöresini halkýn da is-teði üzerine Selçuklu emîrlerinden Sök-men’e verdi; bu tarihten itibaren Sökmen-liler (Ahlatþahlar) adýyla anýlan beylik ortayaçýktý. Bunlar Malazgirt, Ahlat, Erciþ, Adil-cevaz, Eleþkirt, Van, Tatvan, Silvan ve Muþgibi yerleþme yerlerini içine alan bir hâki-miyet kurdular. 1207 ’de Selçuklu TuðrulÞah ile Ahlatþahlar arasýndaki anlaþmaz-lýktan faydalanan Eyyûbî Hükümdarý el-Melikü’l-Âdil’in oðlu Necmeddin Eyyûb (el-Melikü’l-Evhad) þehir ahalisinin davetiyle Ah-lat’a gelip yerleþti ve Ahlatþah hâkimiyetison buldu (Ebü’l-Ferec, s. 490). Eyyûbîler’inbölgedeki hâkimiyeti uzun sürmedi. 627 (1230) yýlýnda Celâleddin Hârizmþah, Ahlat

    Van Kalesi’nin

    kapýsýve burçlarý

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    3/6

    507

    cu gün kale fethedildi (24 Aðustos 1548).Böylece Þah Tahmasb’ýn, “Madem ki be-nim sarý kayam fermaným altýndadýr Os-manlý sultanlarýndan ne korkum vardýr!”diyerek övündüðü Van Kalesi bir daha eldeðiþtirmemek üzere Osmanlý hâkimiye-tine girdi. Van Kalesi’nin fethinden sonra

    bölge beylerbeyilik haline getirildi ve bey-lerbeyiliði Anadolu Defterdarý Ýskender Pa-þa’ya tevcih edildi. Bu sýrada Vastan, Erciþ, Adilcevaz ve Ahlat tekrar Osmanlýlar’ýn eli-ne geçti. Þah Tahmasb, Kanûnî’nin Halep’ehareketinin ardýndan Van’a yürüyerek bu-rayý kuþattýysa da bir sonuç alamadý. Os-manlý ordusunun Ýstanbul’a dönmesiyleÞah Tahmasb’ýn ana hedefini yine Van Ka-lesi teþkil etti. Ramazan 959’da (Aðustos-Eylül 1552) Ahlat’ý muhasara edip þehri ve kaleyi tamamen tahrip ettirdi, Erciþ’ide ele geçirdi. Sinan Paþazâde Mustafa

    Bey’in müdafaa ettiði Adilcevaz Kalesi’nialamadý. Nahcývan seferinin ardýndan ya-pýlan Amasya Antlaþmasý’yla Van ve çev-resinin Osmanlýlar’a ait olduðu kabul edil-di (1555).

     Van, 1555-1578 yýllarý arasýndaki sakindönemde Osmanlýlar için önemli bir sýnýrkalesi ve beylerbeyilik merkezi özelliðinikorudu. 1559-1562 yýllarýnda cereyan eden,Kanûnî Sultan Süleyman’ýn oðlu ÞehzadeBayezid’in Ýran’a ilticasý meselesinde Vankilit rol oynadý. Van Beylerbeyi Hüsrev Pa-þa, Þehzade Bayezid’i teslim almak için

    Ýran’a gitti. Bulunduðu coðrafî ve jeopoli-tik konum sebebiyle Van merkezli beyler-beyilik Osmanlý-Safevî münasebetlerindeetkili rol oynadý. Ýran tarafýndan casuslar vasýtasýyla haber toplamak, tamiri gere-ken sýnýr kalelerini tamir ettirmek, silâh ve asker ikmalini saðlamak, Ýran’dan ge-len elçileri aðýrlayýp Ýstanbul’a göndermek,sýnýr ve su anlaþmazlýklarýný çözmek, ba-rýþ zamanlarýnda barýþa aykýrý hareketleriönlemek, Ýran’dan gelen mültecilere dir-lik tevcih etmek, onlarý korumak, ilticayýteþvik etmek, Ýran’a konulan ticarî am-bargonun kontrolünü yapmak, barýþ za-manlarýnda Ýran tarafýndan gelen gidentüccarlarýn yollarda ve menzillerde güven-liklerini temin etmek, gerek Osmanlý Dev-leti gerekse Ýran sýnýrlarý içerisindeki ma-hallî beylere istimâletnâmeler göndererek Osmanlý Devleti’ne itaatlerini saðlamak,esir deðiþimi yapmak, Ýran’dan hac için ge-leceklerin hac seyahatlerini düzenlemek,Osmanlý Devleti ile Safevî Devleti arasýn-daki yazýþma ve görüþmelerde aracýlýk yap-mak, fethedilen kalelerin muhafazasý vebu kalelere tayin edilen neferlerin ulûfe-lerini belirleyip defterlerini tanzim etmek,

    fethedilen yerlerin tahririni yaptýrmak, ge-rektiðinde Ýran içlerine akýn düzenlemek  ve fetih hareketlerine giriþmek, bölgede-ki diðer beylerbeyi, sancak beyi ve ümerâile istiþare edip stratejiyi belirlemek, ge-rektiðinde Osmanlý ordusunun Ýran cep-hesi serdarlýðýný üstlenmek Van beylerbe-

     yilerinin en önemli görevlerindendi. 1578’-de baþlayan Osmanlý-Ýran savaþlarý Van’ýnbu özelliðini daha da açýk hale getirdi.

    Osmanlý-Ýran siyasî münasebetleri çer-çevesinde Van, geliþen her olaydan doð-rudan veya dolaylý biçimde etkilendiyse deOsmanlý hâkimiyetinden çýkmadý. Van’ýnsiyasî tarihindeki en acý olay XX. yüzyýlda yaþandý. Ermeni isyanlarý Van’da etkili ol-du. Ýlk isyanlar 1896-1897  yýllarýnda gö-rüldü. Osmanlý Devleti’nin seferberlik ilânetmesiyle Van ve çevresindeki Ermenilerkomitacýlarýn tâlimatýyla harekete geçti.

    Bu harekâtýn amacý Kafkasya Ermenileriile birlikte Ruslar’ýn ilerlemesini kolay-laþtýrmaktý. I. Dünya Savaþý ilân edilincebu silâhlý gruplar Van’da jandarmaya, me-murlara, müslüman ahaliye ve kendileri-ni desteklemeyen Ermeniler’e saldýrma- ya baþladý. 1915 Þubat ve Mart aylarýnda Van þehrinde 5000’den fazla Ermeni eþ-kýya tedhiþ hareketinde bulundu; birçok devlet dairesi havaya uçuruldu, müslümanmahalleleri yakýldý. 7 Nisan 1915’te Van ta-mamen kuþatýldý, 30.000 Ermeni çeteciþehir halkýndan binlerce kiþiyi katletti. Van

    þehri tamamen tahrip edildi ve bir dahaeski yerinde inþasý mümkün olmadý, bu-günkü yerinde yeni Van þehri kuruldu. I.Dünya Savaþý öncesinde Van merkezininnüfusu 70.000 civarýnda iken Türk ordu-sunun þehre girdiði Nisan 1919 sýralarýn-da nüfus 10-15.000’e düþmüþtü.

    Fizikî ve Sosyal Yapý.  Van tarihi çað-lar boyunca kale temelli bir yerleþim yeridurumunda kalmýþtýr. 1046’da Tebriz’den Van’a gelen Nâsýr-ý Hüsrev buranýn sade-ce adýný anmakla yetinir. Ahlatþahlar dö-neminde þehrin geliþme kaydettiði, Vangölünde iþleyen gemilerle ticarî hayatýnilerlediði ifade edilir. Ancak buranýn kale-siyle dikkat çektiði açýktýr. Nitekim Kazvî-nî burayý kale diye zikreder, vergi gelirinidiðer yerlere göre az gösterir. Bu durum XIII. yüzyýlda Van’ýn henüz çok önemli bir yerleþim yeri sayýlmadýðýna iþaret eder. Van’ýn þehir olarak geliþmesi Osmanlý dö-neminde gerçekleþti. Bilhassa Van Kalesisýnýrda ve stratejik bakýmdan önemli bir yerde bulunduðundan korunmasýna özelihtimam gösterildi; bu sebeple asker çe-þitliliði ve sayýsý bakýmýndan iç kalelerde-ki askerî teþkilâtlanmadan daha farklýdýr.

    Ýzzeddin hâkimdi. Safevîler’in Van’ý ele ge-çirmesi sýrasýnda Van’a Ýzzeddinli hânedaný-nýn sahip olduðu hususunda Osmanlý bel-gelerinde bazý bilgiler mevcuttur (BA, MD,nr. 14, s. 524, hk. 730). 1507 ’de Safevî kuv- vetleri Van’a girdi. Van, Bitlis ve Erciþ yöre-sine Kurd Bey kumandan, Dulkadýroðlu

    Behram Bey nâib tayin edildi. 1529’da ÞahTahmasb, Van yöresine nâib olarak ÜrkmezBey’i býraktý. Ancak Safevî nâibleri yerli bey-lerden Bitlisli Þeref Han, Mahmûdî hâki-mi Ývaz ve Hakkâri hâkimi Melek beylerlesürekli mücadele etti. Ürkmez Bey’in ar-dýndan Van muhafýzlýðý ve nâibliði Þah AliSultan’a geçti. Þah Ali Sultan nâiblikte ba-þarý saðlayamayýnca yerine Tekeli UlamaHan getirildi. Ulama Han çoðunlukla Vanile Vastan’da oturdu ve 1530’da Ýran’dakiiç karýþýklýklar sebebiyle oraya döndü. Dahasonra Safevîler’e isyan edip tekrar Van’a

    geldi, ardýndan Kanûnî Sultan Süleyman’aitaatini bildirerek Ýstanbul’a gitti.

    Osmanlýlar’ýn Van çevresinde etkili bi-çimde faaliyet göstermeleri Irakeyn Seferi yýllarýna (1533-1535) rastlar. 940 Saferinde(Eylül 1533) Ýran üzerine gönderilen Ýbrâ-him Paþa, kýþý geçirdiði Halep’ten ayrýlma-dan 1534 ilkbaharý sonunda Van Kalesi’ninanahtarlarý kendisine teslim edildi ve ka-lenin muhafazasý için Þam Beylerbeyi Hüs-rev Paþa önceden gönderildi. Ýbrâhim Pa-þa 14 Haziran 1534’te Han Süvarbey adlýmenzile geldiðinde Ahlat, Adilcevaz, Er-

    ciþ ve Amuk kalelerinin Osmanlý kuvvetle-rine teslim olduðu haberi kendisine ulaþ-tý. Osmanlý kuvvetlerinin çekilmesiyle ÞahTahmasb Erciþ ve Van’ý geri aldý, Van Kale-si’nin muhafýzlýðýný Ahmed Sultan UstacluSofioðlu’na verdi (Þeref Han, s. 186). 1536 yýlý baþýnda gerçekleþen bu olayýn ardýn-dan Van’da Safevî idaresi yeniden kurul-du. Osmanlýlar 1548’deki Ýran seferine ka-dar Van yöresiyle yeterince ilgilenemedi.Ýkinci Ýran seferi sýrasýnda Erzurum üze-rinden Adilcevaz’a varýldýðýnda Ulama Pa-þa ve Karaman Beylerbeyi Pîrî Paþa VanKalesi’ni kuþatmakla görevlendirildi. Ön-ce Tebriz’e yönelen Kanûnî Sultan Süley-man Temmuz 1548’de üçüncü defa Teb-riz’e girdi, bir süre burada kaldýktan sonra Van’a yürünmesini uygun gördü. 15 Aðus-tos 1548’de padiþahýn otaðý Van ovasýnakuruldu ve Sadrazam Rüstem Paþa’ya VanKalesi’ni kuþatmasý emri verildi. Kale birhafta süreyle kuþatýldý. Kuþatmanýn doku-zuncu günü kalede bulunan Þah Ali Sul-tan birkaç adamýný halatlarla surlardansarkýtýp indirdi; daha önce Osmanlýlar’a il-tica etmiþ olan Þah Tahmasb’ýn kardeþi El-kas Mirza aracýlýðý ile eman diledi ve onun-

    VAN

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    4/6

    508

    VAN

    cuttu. Þehri üç taraftan saran surlarýnüzerinde toplam yetmiþ kule vardý. Sul-tan Veled Kulesi ve Ali Paþa Kulesi önem-li kulelerdi. Orta kapýnýn iç yüzünde PaþaSarayý yer alýyordu. Bunun dýþýnda diðerüst düzey görevlilerin ve þehrin ileri ge-lenlerinin oturduðu, saray diye anýlacak 

    müþtemilâtlý kýrk beþ büyük konak bulu-nuyordu. Yukarý kalenin kuzeybatý tarafýn-da yeniçeri aðasýnýn konaðý mevcuttu. Ýç-kale’de yeniçeri baþçavuþu, yeniçeri kâti-bi, yeniçeri kethüdâsý ve kale dizdarlarý-nýn konaklarý vardý. Yeniçeri, topçu, cebe-ci, hisareri ve azeblerin kýþlalarý ile cepha-nelik Ýçkale’deki diðer binalardandýr.

    Evliya Çelebi’nin seyahatnâmesinden vearþiv kaynaklarýndan Van’da dokuz müs-lüman, üç Ermeni mahallesi olduðu anla-þýlmaktadýr. Paþa, Horhor, Câmi-i Kebîr,Suluk, Ýskele Kapýsý, Orta Kapý, Tebriz Ka-

    pýsý, Çadýrcý ve Kavak Pýnarý (Aynülkavak)mahallelerinin adýný sayan Evliya Çelebi,Ermeni mahallelerinin isimlerini kaydet-memiþtir (Seyahatnâme, vr. 257a; BA, MD,nr. 6, s. 464, hk. 1003; TK, TD, nr. 202, vr.27a; VGMA, Anadolu Sadis, nr. 592, s. 249,sýra nr. 183). Van þehrinde dýþ surlarýn dý-þýnda mezarlýklardan Edremit’e kadar olanbölgede çok sayýda bað ve bahçe vardý. Bubaðlardan en meþhurlarý Mallý Kaya Çele-bi, Þýyrek ve Süleyman Bey baðlarý idi (Ev-liya Çelebi, vr. 259a).

     Van’ýn Osmanlý klasik dönem nüfusunu

    tesbit etmek için kullanýlacak veriler sýnýr-lýdýr. Van’a ait mufassal tahrir defterlerinebugüne kadar rastlanmamýþ olmasý, hânesayýlarýna dayanarak tahminî nüfus hesap-lamasý yapýlmasýný belli bir döneme kadarzorlaþtýrmaktadýr. Eldeki verilere göre XVII. yüzyýlýn ortalarýnda Van þehrinde 33.000, Van sancaðýnda 85.000 civarýnda müslü-man nüfusu vardýr. Van þehrindeki Erme-ni nüfusu 11.000 civarýndadýr (Kýlýç, XVI.ve XVII. Yüzyýllarda Van, s. 255-257). Van veçevresindeki Ermeni nüfusu XIX. yüzyýlýnsonlarýna doðru nisbeten artmýþtýr. 1882 yýlýndan itibaren siyasî bir varlýk meydanagetirmek için Kafkasya’dan gizlice Ermenigöçmenleri getirtilmiþtir. Bu durum Batýlýseyyahlar tarafýndan da teyit edilir. XX. yüzyýlýn hemen baþýnda þehri ziyaret edenseyyahlar Van yöresindeki kiliselerin 1850’-lerden sonra revaçta olduðuna dikkat çe-ker (Lynch, II, 80; Bachman, s. 31-33).

     Van Kalesi’nde ve þehrinde birçok dinî  ve sosyal yapý bulunduðuna kaynaklardaiþaret edilir. Yukarý kaledeki tek cami Sü-leyman Han Camii’dir. Ulucaminin dýþýn-

    da Van’daki diðer camiler Osmanlý döne-minde yapýlmýþtýr. Kýzýl Cami (Sinan Bey

    Camii, Tebriz Kapýsý Camii), Hüsrev PaþaCamii (Kurþunlu Cami), Hürrem Bey Ca-mii (TK, TD, nr. 202, vr. 127), Mustafa Pa-þa Camii (VGMA, Anadolu Sadis, nr. 592,s. 249, sýra nr. 183) ve Ýskele Kapýsý CamiiOsmanlý döneminde yapýlan, vakfiye kayýt-larýnda da isimlerine rastlanan camilerdir.

    Bunun dýþýnda Ýskender Paþa Mescidi, Yu-karý Kale Mescidi, Þah Pýnarý Namazgâhý,Hýzýr Nebi Mescidi, Abdülmecid Mescidi,Süleyman Bey Mescidi, Sultaniye Mesci-di, Can Ahmed Mescidi ve Koçi Bey Mesci-di’nin (Kaya Çelebi Camii) bulunduðu va-kýf kayýtlarýndan anlaþýlýr (TK, TD, nr. 202,vr. 22a-50b; VGMA, Vakfiye Defteri, nr. 581,s. 170, sýra nr. 185; Evliya Çelebi, vr. 252a).

    1315 (1897-98) tarihli Van Vilâyet Salnâ-mesi’ne göre Van merkez kazada toplamotuz iki cami ve mescid vardý. Vilâyetin ta-mamýnda ise altmýþ sekiz cami ve mes-

    cid ibadete açýktý (s. 163-182, 207). Eski Van þehrinde birçok medrese ve muallim-hâne mevcuttu (Ulucamii Medresesi, Bi-câniye Medresesi, Hacý Ýzzeddin Þîr Med-

    resesi, Ýskender Paþa Medresesi, Hüsrev

    Paþa Medresesi, Tebriz Kapýsý Medresesi,

    Horhor Medresesi, Abbas Aða Medrese-

    si, Hüsrev Paþa Muallimhânesi, Kaya Çe-

    lebizâde Koçi Bey Muallimhânesi). Maarif salnâmelerine göre 1897 ’de Van merkezkazada on medrese yer alýyordu. 1898’demerkez kazada iki rüþdiye (biri askerî);1899 yýlýnda üç ibtidâiye, bir rüþdiye, bir as-

    kerî rüþdiye, dört medrese; 1901-1903 yýl-larýnda on ibtidâiye, bir rüþdiye, dört med-rese kaydedilmiþti. Þehirde birkaç Ermenimektebi ve Amerikalýlar’a ait okullar dafaaliyet gösteriyordu. 1903’te Van’da biriibtidâiye, biri rüþdiye seviyesinde eðitim veren iki Amerikan okulu bulunuyordu. XX. yüzyýlýn baþlarýnda Ermeni okullarýna gi-den öðrenci sayýsý yaklaþýk 1020, Amerikanokullarýna giden öðrenci sayýsý 575 idi (Ke-leþ, s. 17). 1315 tarihli Van Vilâyet Sal-nâmesi’ndeki kayýtlara göre Van merkezkazadaki kilise ve manastýr sayýsý on beþti.

    1903’te Van þehrini ziyaret eden seyyah-lar þehirde iki kiliseden söz eder. Bu kilise-ler Surp Petros ve Surp Paulos kiliseleridir(Bachman, s. 31-33). Van þehrinin dýþýnda Varak daðýnýn eteklerindeki Varak (Yedi Ki-lise) Kilisesi mevcuttu (Lynch, II, 112-116;Bachman, s. 33-40). Van Kalesi’nin çevresin-deki en önemli su kaynaklarý Horhor bah-çelerinde çýkýyordu. Ýç kalenin altýndaki sukaynaklarýna kayalardan oyularak yapýlmýþmerdivenlerle inilirdi. Mezarlýklar þehir sur-larýnýn güney cephesinin dýþýnda bulunuyor-du. Surlarýn dýþýndaki hendeklerden sonra

    mezarlýklar baþlýyordu. Müslümanlarýn vegayri müslimlerin mezarlýklarý ayný yerde

     Van Kalesi’nde görev yapan ulûfeli aske-rin mevcudu XVII. yüzyýlýn baþlarýnda 1758-2280 arasýnda deðiþiyordu (BA, MAD, nr.16366, s. 107-119; nr. 7425, s. 77). Bu sayý1639 yýlýndan itibaren 3000 civarýnda tu-tuldu. Bunlar yeniçeri aðasý kumandasýn-daydý. Ayrýca geçici olarak Van muhafaza-

    sýnda bulunan askerler de burada ikametediyordu. Van Kalesi’nin kadrolu askerleri yerli yeniçeriler, dizdarlar, yerli topçular, yerli cebeciler, Van gýlmaný, azebler, müs-tahfýzlar, mülâzýmlar ve martoloslardanoluþuyordu. Kalede görev yapmayan timar-lý sipahiler de Van’ýn dâimî askerî kuvvet-leri içerisinde sayýlabilir.

     Van Kalesi göl seviyesinden yüksekliði80 m. olan sarp kayalýklar üzerinde kurul-muþtur. Doðu-batý uzunluðu 1200 m. (Bel-li, s. 3), kuzey-güney uzunluðu 120 met-redir (Sevgen, I, 331; Alper, s. 44). Eski

     Van þehri kalenin güney tarafýndaydý veiç içe iki dýþ surla çevrilmiþti. Kalenin ku-zey cephesinde iskân yoktur. Evliya Çele-bi, Aþaðý Kale’de þehrin yer aldýðý kýsým-da 8800 hücre bulunduðunu, bütün evle-rin kireç ve cibisle sývalý, ikiþer kat, kâgir ve düzgün yapýlý, bütün caddelerinin te-miz, geniþ ve kaldýrýmlý olduðunu yazar(Seyahatnâme, vr. 257a).  Van þehri, Os-manlý Devleti’nin doðuya açýlan kapýsý du-rumundaydý ve özellikle dýþ ticaret konu-sunda önemli bir merkezdi. Ýran-Van-Di- yarbekir-Halep ve Batum-Erzurum-Van-

    Tebriz yollarýnýn üzerinde yer almasý buönemini bir kat daha arttýrýyordu. 1664’te Van’ý ziyaret eden Tavernier (Les six vo- yages, I, 307), Van’ýn önemli bir alýþveriþmerkezi olduðunu ve ticaretin buradakihalk için bir gelenek durumuna geldiðinikaydeder. Ýçkale’nin doðu, batý ve kuzey taraflarý yer yer yüksekliði 30 metreye ula-þan üç sur ve bu surlarýn üzerindeki kule-lerle çevrilmiþti. Güneye þehre bakan kýs-mýnda surlar vardý. Çünkü bu kýsmýn alttarafý insan týrmanmasýna meydan ver-meyecek derecede dik kayalýktý. Kuruluþkitâbesinde kalenin yapýmýnda kullanýlanblok taþlarýn Alnium þehrinden getirildiði yazýlýdýr. Kalenin güneyinde Sardur Burcu’-nun duvarlarýnda yer alan taþ bloklar üze-rindeki kuruluþ kitâbeleri Urartu tarihininbilinen ilk yazýlý kaynaklarýdýr. Kalenin ko-runmasýna ve saðlamlýðýna Osmanlý döne-minde özel bir gayret gösterildi, birçok de-fa tamir edildi. Aþaðý Kale denilen ve þehriçevreleyen dýþ surlarýn muhtelif kýsýmla-rýnda Tebriz Kapýsý, Orta Kapý, Uðrun Ka-pý ve Yalý (Ýskele) Kapýsý adýyla anýlan kapý-lar bulunuyordu. Dýþ surlarda bu kapýlarýnardýnda iç surlarda birer iç kapýlarý mev-

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    5/6

    509

     yetleri arasýndaydý. Van gölünde bulunanticarî ve askerî amaçlý gemiler Van’dakigemi tersanelerinde yapýlýyordu. Bu ge-milerin yapýmý Van’da bulunan gemi mi-marlarý tarafýndan gerçekleþtiriliyordu(BA, MD, nr. 32, s. 231, hk. 430). 1582’dedevlet adýna dört gemi iþliyor ve bunlar göl

    kenarýnda biriken odunlarý naklediyordu.1633-1634  yýllarýnda gölde otuz üç azebgemisi iþliyordu (BA, D.BÞM, nr. 167, s. 8).

    Ýdarî Teþkilât. Van’ýn 1548 yýlýnda bey-lerbeyilik olarak kurulmasýndan sonra bey-lerbeyiliðe baðlý sancak sayýsý 1558-1740 yýllarý arasýnda 13-34 arasýnda deðiþmiþ-tir. Sancak sayýsýnýn bu kadar deðiþmesi-nin en önemli sebebi eyaletin sýnýrda yeralmasý ve Ýran tarafýndan ele geçirilen yer-lerin belirli aralýklarla Van’a baðlanmasý-dýr. Bunun yaný sýra Tebriz’in bir beyler-beyilik halinde teþkilâtlanmasý da Osmanlý

    hâkimiyetinde kaldýðý zamanlarda bu sayý-nýn azalýp fazlalaþmasýný etkilemiþtir. Çün-kü Tebriz’in Osmanlý hâkimiyetinde bu-lunduðu dönemlerde daha önce Van eya-leti içerisinde olan, Tebriz’e daha yakýnsancaklarýn buraya baðlandýðý tesbit edil-mektedir. Bundan dolayý XVI-XVIII. yüz- yýllarda Van eyaletine elli üç ayrý sancak baðlanmýþtýr. Eyalete baðlý sancaklar si- yasal ve sosyal geliþmelere göre deðiþeniki ayrý statü ile yönetilmiþtir. Klasik Os-manlý sancaklarý ve ocaklýk diye nitelendi-rilen sancaklar Adilcevaz, Bitlis, Erciþ, Muþ,

    Bargiri, Hizan, Hakkâri, Müküs, Kârkâr, Þýr- vi, Kisan, Espayrid, Aðakis, Mahmudi veKotur, Van eyaleti bünyesinde devamlýlýðýolan sancaklardýr. Osmanlý döneminde Vansancaðýna baðlý nahiyeler þunlardýr: Er-çek, Van, Gevaþ, Amuk, Kârcikân ve Vas-tan. XVII. yüzyýlýn baþlarýnda bu altý nahiye- ye tâbi toplam 166 köy ve seksen iki mez-raa yer alýyordu (BA, TD, nr. 730, s. 1-35).

    Beylerbeyiliði paþa sancaðý olduðundan Van’a tayin edilen paþalar Van þehrinde

    otururdu. Van beylerbeyileri XVI ve XVII. yüzyýllarda 1.000.000-1.320.990 akçe ara-sýnda deðiþen has gelirlerine sahipti. Van’-da beylerbeyi yahut valinin yaný sýra bir-çok idarî, malî, askerî, adlî, inzibatî ve di-nî görevli vardý. Van Kalesi’nin muhafaza-sýnda bulunan yerlikulu gönüllü yeniçe-

    rilerle nöbetçilik suretiyle gelen Dergâh-ý Âlî yeniçerilerinin kumandaný olan bir ye-niçeri aðasý burada görev yapýyordu. Bu-nun yanýnda cebecibaþý, çavuþbaþý ve top-çubaþý da önemli askerî þahsiyetlerdi. Bey-lerbeylerine en yakýn yardýmcý olarak birkapý kethüdâsý baðlý idi. XVI ve XVII. yüz- yýllarda Van kapý kethüdâlarý beylerbeyi-nin kapý halkýndan seçkin bir kiþi, genel-likle de akrabalarýndan biri olurdu.

    Tanzimat’ýn ilânýndan sonra Van’ýn idarî  yapýsýnda bazý deðiþiklikler meydana gel-di. 1845’te Tanzimat’ýn Erzurum eyaletin-

    de uygulanmaya baþlanmasý ile ErzurumRedîf-i Mansûre Müþirliði kuruldu; müsta-kil eyaletler olan Van, Çýldýr, Kars bu mü-þirliðin idaresi altýna alýndý ve birer ferik tayin edildi. Bu tarihten itibaren Erzurumeyaleti bünyesindeki altý sancaktan biri de Van idi (Takvîm-i Vekåyi‘, Birinci tertip, 29Muharrem 1261, s. 1; Salnâme-i Devlet-i 

    Aliyye-i Osmâniyye ). 13 Aralýk 1847 ’de Van ve Muþ sancaklarý Erzurum eyaletin-den ayrýlýp müstakil eyalet haline getiril-di. Meclis-i Vâlâ’nýn 3 Kasým 1850 tarihlikararý ile Van sancaðý yeni kurulan Hakkâ-

    ri eyaletine dahil edildi (BA, Ý.MVL, 186-5633). 1856’da Van eyaleti Hakkâri, Van veMusul sancaklarýndan müteþekkildi. An-cak bir süre idaresi Hakkâri ile iliþkilendi-rildi. Aralýk 1859’da bazý eyalet valiliklerimutasarrýflýða çevrilince Hakkâri vilâyetide mutasarrýflýk haline getirildi, Resul Pa-þa mutasarrýflýða tayin edildi (BA, A. MKT.UM., nr. 386-5). Bu tarihten sonra ResulPaþa, Van ve Hakkâri mutasarrýfý diye anýl-dý ve bu görevi 1862 yýlýna kadar sürdü.1864’te çýkarýlan Ýdâre-i Vilâyet Kanunuile birtakým yeni düzenlemeler yapýldý. Busürecin ardýndan yayýmlanan 1294 (1877)tarihli Devlet Salnâmesi’nde Van on üçkazaya sahip müstakil bir valilik olarak kay-dedildi. 1908’de Van vilâyeti, Van ve Hak-kâri sancaklarýndan meydana geliyordu. Van’a baðlý beþ kaza, sekiz nahiye, 885köy bulunmaktaydý (Baykara, s. 125-142).1923 sonrasýnda Van, Türkiye Cumhuriye-ti’ndeki vilâyetler listesinde yer aldý. 1315tarihli Van Vilâyet Salnâmesi’ne göre Van merkez sancaðý ve baðlý kazalarýnýn(Van, Gevaþ, Þatak, Erciþ, Müküs, Karçýkan,

    Bargiri, Adilcevaz ve Mahmudi) toplam yetiþkin nüfusu 169.377 kiþi olup bunun

    olup aralarýnda boþ bir alan vardý (VGMA,Anadolu Sadis, nr. 592, s. 249, sýra nr. 183).

    Eski Van þehrindeki ticarî faaliyetler, enmerkezî kýsým olan Hüsrev Paþa Camii ileUlucami arasýndaki bölgede Ulucami veOrta Kapý mahallelerinde yapýlmaktaydý(Lynch, II, 80; Kýlýç, XVI. ve XVII. Yüzyýllarda 

    Van, s. 237). Rüstem Paþa Haný (BA, MAD,nr. 2775, s. 899), Ýskender Paþa Haný ve Si-nan Bey hanlarý (VGMA, Vakfiye Defteri, nr.581, s. 170, sýra nr. 185) XVI. yüzyýlýn ikin-ci yarýsýndan itibaren þehirde faaliyet gös-termiþtir. 1556’da eski kapan ve pazarkervansaraya dönüþtürülmüþtü (BA, MD,nr. 2, s. 1, hk. 11). Þehir de Gümrük Haný,Kapan Haný ve bedestenin yaný sýra çar-þýlar vardý. Van’ýn çarþý ve pazarlarý þunlar-dý: Uzun Çarþý, Mezgitli Çarþý, Hüsrev Pa-þa Çarþýsý, Yukarýkale Çarþýsý, Van Pazarý,Tabbâhîn Pazarý, Haffafhâne Çarþýsý, Gö-

    zehâne. Van’da devlete ait olup muk ataadiye kaydedilen bazý küçük sanayi iþletme-lerine de rastlanýr. Bozahâne, boyahâne,þemhâne, meyhâne, þýrahâne ve macun-hânenin bulunduðu tesbit edilir (Kýlýç, XVI.ve XVII. Yüzyýllarda Van, s. 240-243). Þe-hir civarýnda baðcýlýk geliþmiþti. 1610 yý-lýnda baðlardan alýnan vergilerden çýkarý-lan sonuçlara göre sadece þehir çevresin-de 600.000 kök vardý (BA, MAD, nr. 3260,s. 71). Ayrýca Van sancaðýnýn çeþitli yerle-rinden elde edilen güherçile için þehirdeambarlar yer alýyordu (BA, MD, nr. 14, s.1070, hk. 1576).  XVI. yüzyýlýn son çeyre-ðinde güherçile tahsiline mültezim olan-larýn Van ambarýna teslim etmeleri gere-ken miktar üç yýlda 1200-2000 kantardý(BA, MD, nr. 24, s. 23, 76, hk. 68, 209). Vansancaðýna baðlý Kârcikân (Karçýkan) ve Ge- var nahiyelerinde demir madenleri mev-cuttu. Bu madenlere baðlý olarak harp sa-nayii geliþmiþti; þehirde bir top dökümha-nesi vardý. Top ve tüfek güllesi dökümü ve barut üretimi diðer harp sanayii faali-

    VAN

    Eski Van

    þehrininkalýntýlarý

  • 8/17/2019 Van_.pdf

    6/6

    510

    VAN

    Sempozyumu, Ýstanbul 2010, s. 1-11; Abdurrah-man Acar, “Ýslâm Coðrafyacýlarýna Göre Van Gö-lü ve Çevresi”, a.e., Ýstanbul 2010, s. 148-159;Metin Tuncel, “Van Yöresi”, a.e., s. 485-489; Tak- vîm-i Vekåyi‘, I. tertip, nr. 281 (1261); H. D. Andre-asyan, “Aktamar Kilisesi”, TD, XVI/21 (1966), s.77; J.-L. Bacqué-Grammont, “Un plan ottomaninédit de Van a XVIIe siècle”, Osm.Ar., II (1981),s. 97-122; Mehmet Çevik, “Tarihte Van (XX. Yüz-yýl)”, Van Kütüðü, sy. 8, Van 1992, s. 125-127;Mükrimin Halil Yinanç, “Akkoyunlular”, ÝA, I,267; Nejat Göyünç, “Van”, a.e., XIII, 197-202; V.Minorsky – [C. E. Bosworth], “W an”, EI 2 (Ýng.), XI,135-136. ÿOrhan Kýlýç

    Bugünkü Van.  XIX. yüzyýlýn sonlarýnadoðru geniþ bir bölgenin önemli ekono-mik ve ticarî merkezi, ayný zamanda nü-fusu fazla bir þehri durumunda bulunan Van XX. yüzyýlýn baþlarýnda Ermeni isyan-larýyla tarihinin en acý olaylarýný yaþadý. Buisyanlar XIX. yüzyýlýn son yýllarýnda baþla-

    sa da I. Dünya Savaþý’nýn ilân edilmesiylebirlikte Van þehrindeki Ermeni hareket-leri daha etkili duruma geldi. I. Dünya Sa- vaþý esnasýndaki Rus iþgalinde iþgalcileridestekleyen Ermeni komitacýlarýnýn çýkar-dýðý kargaþalýklar sonucunda Van’da bir-çok devlet dairesi tahrip edildi, müslümanmahallelerinin çoðu yakýldý. Tahribe uðra- yan þehir Van Kalesi’nin güneyindeki düz-lükte günümüzde Eski Van denilen kesim-de yayýlýyordu. Nüfusu söz konusu tah-riplerden önce 30-35.000 arasýnda tah-min edilmektedir. Van þehri I. Dünya Sa-

     vaþý’na gelinceye kadar þekil ve fonksiyonbakýmýndan iki farklý kýsýmdan meydanageliyordu. Bunlardan biri, batýda göl kýyý-sýnda þehrin antik çekirdeðini oluþturan ve üzerinde heybetli kaleyi taþýyan kalkertepenin güneyindeki sýkýþýk sokaklý eskiþehirdi. Surlarla çevrilen bu kesimde tica-ret yerleri, resmî daireler ve mâbedler bu-lunuyor, burasý o dönemdeki Van’ýn iþ veticaret merkezini teþkil ediyordu. Surlarýndýþýnda bu kesimden tamamen farklý 5-6km. uzunluðunda ve 2-3 km. geniþliðinde yeþillikler arasýna serpilmiþ binalarýn oluþ-turduðu bir “bahçe þehri” mevcuttu.

    2 Nisan 1918 tarihinde Van düþman iþ-galinden kurtarýldý. Ýþgal sýrasýnda Ana-dolu’nun baþka taraflarýna göç eden Van-lýlar’dan geri dönenler, savaþ yýllarýnda ha-rap duruma gelen göle yakýn Van’ý onar-maktansa bugünkü Van’ýn yerinde yenibir þehir kurmayý tercih ettiler. Bu yeni yerleþme göl kýyýsýndan 7 km. kadar içeri-de eski gayri müslim mahallelerinden Nor-þen ve Arak’ýn yerinde kurulmuþtu. Þeh-rin yer deðiþtirmesinde bu mekânýn tercihedilmesinin sebebi, iþgal yýllarýnda müslü-man mahallelerinin oturulamayacak kadar

    tahrip görmesi ve iþgalcilerin gayri müslimmahallelerine dokunmamasýdýr. Cumhu-riyet dönemine il merkezi olarak giren Van þehrinin nüfusu yeni yerinde uzunsüre yavaþ arttý. 1927 sayýmýnda nüfusu7000’i bile bulmuyordu (6981 nüfus). Ýþ-gal yýllarýnýn sýkýntýlý günlerinde sadece þeh-

    rin nüfusu azalmakla kalmamýþ, insan gü-cünün azalmasý etkisini ticaret ve sanayihayatýnda da göstermiþ, meselâ Van’ýn ün-lü el sanatlarý (baþta gümüþ iþlemeciliði) ile-rideki yýllarda biraz canlanmak üzere he-men hemen ortadan kalkmýþtý. Þehrin çev-resindeki tarým ve hayvancýlýk da bir haylizayýfladýðýndan tarýmsal ve hayvansal ürün-ler için geçmiþ yýllarda önemli bir ticaretmerkezi durumundaki Van bu özelliðinide kaybetmiþ bulunuyordu. Bundan do-layý sur içindeki eski ihtiþamlý Van Çarþýsý,Þerefiye mahallesinde küçük bir alana ta-

    þýndý. 1935 sayýmýnda nüfusu 9362 olan Van bu yýllarda bir kasaba boyutlarýndaydý.Nüfusu ilk defa 1940 sayýmýnda 10.000’iaþtý (11.735) ve 1945 sayýmýnda 14.266’- ya ulaþtý. Cumhuriyet döneminin baþýn-dan günümüze kadar nüfusu sürekli ar-tan Van’da sadece 1950 sayýmýnda küçük bir nüfus azalmasý görüldü; 1950’de þeh-rin nüfusu 13.664’e düþtü. Bu düþüþe II.Dünya Savaþý’nýn sona ermesiyle Van gar-nizonundaki asker sayýsýnýn azaltýlmasý ve1945 yýlýnýn Temmuz ayýnda baþlayýp Ara-lýk ayý ortalarýna kadar devam eden dep-

    remler yol açmýþtýr. Depremler dizisininen þiddetlilerinden biri olan ve 20 Kasým1945 tarihinde vuku bulan sarsýntýda ikikatlý binalarýn çoðu yýkýldý, tek katlý evlerde oturulamayacak hale geldi. Evleri otu-rulamayacak duruma gelen çok sayýda Vanlý’nýn baþka þehirlere göç etmesi birsonraki sayýmýn sonuçlarýný etkilemiþ gö-rünmektedir. 1950’de Van þehri on iki ma-halleden meydana gelen oldukça daðýnýk küçük bir þehirdi. Kerpiç, düz damlý, bir veya iki katlý evleri bahçeler içine daðýl-mýþ vaziyetteydi. Þehrin merkezi günü-

    müzdeki gibi Cumhuriyet caddesiydi. Ku-zey-güney doðrultusunda uzanan bu cad-de üzerinde küçük dükkân ve maðazalar,otel ve lokantalarla bazý resmî binalar sý-ralanýyordu. Binalarýn arasýnda ileride do-lacak boþluklar bulunuyordu. Bu görünü-þüyle Van henüz geliþmekte olan bir þe-hir intibaýný veriyordu.

     Van þehrinin nüfusu 1955  yýlýna kadar yavaþ bir seyirle arttý, 1960’ta 22.043’eulaþtý ve 1927 ’deki nüfusun üç katýný geç-miþ oldu. Ardýndan hem nüfus hem me-kân bakýmýndan daha hýzlý bir geliþme sü-recine girdi ve nüfusu 1965’te 31.431,

    103.260’ý müslüman, 66.427 ’si gayri müs-limdi. Ayný yýllarda Van merkez kazasýnýnnüfusu (Erçek, Týmar ve Havasur nahiyeleri ilebirlikte) 63.698’dir (Keleþ, s. 52-53). 1914 yýlý resmî istatistiðine göre Van vilâyetin-de 179.380 müslüman, 67.792 Ermeni ya-þamaktaydý (Süslü v.dðr., s. 114-115).

    BÝBLÝYOGRAFYA :TSMA, E 9847 (XVII. yüzyýl Van krokisi); Ebü’l-

    Ferec, Târih, II, 490; Evliya Çelebi, Seyahatnâme,TSMK, Baðdat Köþkü, nr. 305, III-IV, vr. 251a-259b; Þeref Han, Þerefnâme (trc. Mehmet EminBozarslan), Ýstanbul 1971, s. 186; Peçuylu Ýbrâhim,Peçevi Tarihi (haz. Bekir Sýtký Baykal), Ankara1981, I, 130-131; Solakzâde Tarihi (s.nþr. VahidÇabuk), Ankara 1989, II, 180; J.-B. Tavernier, Les six voyages en Turquie, Perse et aux indes, Pa-ris 1682, I, 307; Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Os- mâniyye, Ýstanbul 1263; Van Vilâyet Salnâme- si, Van 1315, s. 163-207; H. F. B. Lynch, Arme- nia Travels and Studies, London 1901, II, 80,112-116; W. Bachman, Kirchen und Moscheen 

    in Armenien und Kurdistan, Leipzig 1913, s.31-40; Van Tarihi ve Kürtler Hakkýnda Teteb- buat, Ýstanbul 1928, s. 22, 92; Kadri Perk, Ce- nup Doðu Anadolu’nun Eski Zamanlarý, Ýstan-bul 1943, s. 242; Nazmi Sevgen, Anadolu Kale- leri, Ankara 1959, I, 331; Osman Turan, Doðu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Ýstanbul 1980,s. 86, 106; Hakký Dursun Yýldýz, Ýslâmiyet ve Türk- ler, Ýstanbul 1980, s. 154; Cengiz Alper, Çeþitli Yönleriyle Van, Ankara 1983, s. 24-25, 31-32,44; Faruk Sümer, Kara Koyunlular, Ankara 1984,I, tür.yer.; Veli Sevin, “Van Bölgesi Yüzey Araþtýr-masý, 1984”, III. Araþtýrma Sonuçlarý Toplantýsý,Ankara 1985, s. 291; a.mlf. – M. Taner Tarhan,“Van Kalesi ve Eski Van Þehri Kazýlarý, 1988 (ÖnRapor)”, Höyük, sy. 1, Ankara 1988, s. 65-70; Afif Erzen, Doðu Anadolu ve Urartular, Ankara1986, s. 15-27, 41; Runciman, Haçlý Seferleri Ta- rihi, III, 183; Þemseddin Günaltay, Yakýn Þark:Anadolu En Eski Çaðlardan Ahameniþler Ýsti- lasýna Kadar, Ankara 1987, II, 317-320; TuncerBaykara, Anadolu’nun Tarihî Coðrafyasýna Gi- riþ I: Anadolu’nun Ýdarî Taksimatý, Ankara 1988,tür.yer.;  Ali Sevim, Anadolu’nun Fethi, Ankara1988, s. 20, 42-43; Aydýn Talay, Bizim Eller Van,Ýstanbul 1988, tür.yer.; Doðuþtan Günümüze Bü- yük Ýslâm Tarihi, Ýstanbul 1988, VIII, 44, 466; Yaþar Yücel, Timur’un Ortadoðu Anadolu Se- ferleri ve Sonuçlarý: 1393-1402, Ankara 1989, s.6-7; Ahmet Akgündüz, Osmanlý Kanunnâmele- ri ve Hukukî Tahlilleri, Ýstanbul 1992, IV, 551;

     Azmi Süslü v.dðr., Türk Tarihinde Ermeniler (Te- mel Kitap), Ankara 1995, s. 114-115; Orhan Ký-lýç, XVI. ve XVII. Yüzyýllarda Van: 1548-1648,Van 1997, tür.yer.; a.mlf., 18. Yüzyýlýn Ýlk Yarý- sýnda Osmanlý Devleti'nin Ýdarî Taksimatý-Eya- let ve Sancak Tevcihatý, Elazýð 1997, tür.yer.;a.mlf., “Ocaklýk Sancaklarýn Osmanlý Hukukun-da ve Ýdari Tatbikattaki Yeri”, Fýrat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XI/1, Elazýð 2001, s.257-274; a.mlf., “Van Eyaleti’ne Baðlý Sancak-lar ve Ýdarî Statüleri (1558-1740)”, Osm.Ar., XXI(2001), s. 189-210; Hatice Keleþ, Salnamelere Gö- re Van ve Bitlis Vilayetlerinde Dini-Sosyal Yapý (yüksek lisans tezi, 2009), Fýrat Üniversitesi Sos-yal Bilimler Enstitüsü, s. 17, 52-53; Oktay Belli,

    “Eskiçaðda Anadolunun En Görkemli Baþkenti Van Kalesi”, V. Uluslararasý Van Gölü Havzasý