travel and gourmets - eylül 2015 - sayi 1

90
ARTI BOZCAADA BAğ BOZUMU FESTİVALİ EYLÜL’DE HANGİ BALIK? “TÜRKİYE’NİN EN İYİ LEZZETLERİ, OTELLERİ VE RESTAURANTLARI” KUTLU ÖZEMRAK GOURMETS TRAVEL AND AY LIK ONLINE Y EMEK , İÇMEK VE GEZİ K ÜLT ÜRÜ DERGİSİ / E Y LÜL 20 15 EN RENKLİ 5 DÜNYA MUTFAĞI Lübnan, Yunan, İspanyol, Meksika ve Hint mutfağının en güzel örnekleri MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN 4 YER Ömre ömür katan 4 tatil yeri bu ay derginizde Bir İspanyol klasiği Paella

Upload: bilgehan-aras

Post on 23-Jul-2016

247 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Aylık Yeme, İçme ve Gezi Kulturu Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

ARTI

BozcAAdA BAğ Bozumu FesTİvAlİ

eYlÜl’deHANGİ BAlIK?

“ T Ü R K İ Y E ’ N İ N E N İ Y İ L E Z Z E T L E R İ , O T E L L E R İ V E R E S TA U R A N T L A R I ” K u T l u Ö z e m R A K

gourmetStravelaND

A Y L I K O N L I N E Y E M E K , İ Ç M E K V E G E Z İ K Ü L T Ü R Ü D E R G İ S İ / E Y L Ü L 2 0 1 5

EN RENKLİ 5 DÜNYA MUTFAĞI

Lübnan, Yunan, İspanyol, Meksika ve Hint mutfağının

en güzel örnekleri

MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN 4 YER

Ömre ömür katan 4 tatil yeri bu ay derginizde

Bir İspanyol klasiği

Paella

Page 2: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

3 … 2 … 1 Ve Başlıyoruz… Yeme, içme ve gezi sektörünün hayatın en önemli parçası oldu-ğunu düşünüyorum. Neden çalışıyoruz? Yemek, içmek ve gez-mek için dersek gülümser misiniz? Doymak için değil lezzet için yemek, yeni yerler ve yeni kültürlerle tanışmak hep heye-can vermiştir bana. Yıllardır birçok dergi, gazete ve internet sitesinde yazılar yazdım. Tadım organizasyonlarına katıldım, restoranlara danışmanlık yaptım ama artık tüm bu çalışmaları ve tecrübeleri bir yayınla pekiştirmek çok keyifli olacak benim için.

Günümüzde çoğu şeyin olduğu gibi yayıncılığın da dijital ortama taşınması, herkes için kolay erişilebilirliği ve okumayı sağlıyor. Biz de bunu dikkate aldık ve böylelikle her ay dijital ortamda sizlerle birlikte olmaya karar verdik. Yeni trendler doğrultusunda sürekli dinamik olup herkesin kolay tüketebile-ceği bir dergi hazırladık. Büyük görseller, başlıklar, kısa notlar ve kolay tüketilebilir yazılar ile size gezdiğimiz yerleri ve tattı-ğımız her lezzeti hızlıca aktaracağız.

Amacımız; trendleri, yeni ve klasikleşmiş ama mutlaka gör-meniz gereken yerleri farklı bir açı ile gösterebilmek. Yeme, içme sektörü için önemli noktaları da sizler için keşfetmek ve birbirinden güzel yemek tariflerini paylaşmak olacak.

Bunları yaparken gastronomi dünyasını herkes için anlaşı-labilir ve kolay bir yöntemle anlatacağız. Herkesin kendi çapın-da gurme olduğuna inanmak zor değil. Daha çok gezip daha çok tadarak kendisini geliştirmek isteyen herkesle birlikteyiz.

Her an iletişim halinde olup sizlerin de katkısıyla daha da büyümek, mutluluğumuzu sizinle de paylaşmak istiyoruz. Sadece yayın organımız ile değil, organizasyonlar ile de sizlerle birlikte olacağız. Yeni projeler geliştireceğiz.

Biz Travel and Gourmets’de birbirinden değerli birçok yazarımız ile samimi bir dergi hazırladık. Katkıda bulunan her-kese sonsuz teşekkürler.

Haydi başlayalım…

BU AY

KUTLU ÖZEMRAKGenel Yayın Yönetmeni

Page 3: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

EDİTÖRDEN

Page 4: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

YAzIŞmA AdResİ / ŞuBe6436/2 NO:4 d:1 YALI MH. KARşIYAKA - İZMİR

TEL: 0 (532) 604 30 34MAIL: [email protected]

meRKez AdRes dEREBOYU CAd. ZÜMRÜT SOK. 2/d KAT: 2

MASLAK / İSTANBULTEL: 0 (533) 552 04 49

www.TRAVELANdGOURMETS.COM

gourmetStravelaND

İmTİYAz sAHİPleRİKUTLU ÖZEMRAK [email protected] / BİLGEHAN ARAS [email protected]

GeNel YAYIN YÖNeTmeNİ / edİTÖR (soRumlu)editör

Yazı İşleri

Görsel TasarımÇeviri

KUTLU ÖZEMRAK [email protected]

Katkıda Bulunanlar

Reklam

Güneş Köksal, Çetin Güney, Engin Çıkıkçı, Ebru Ece Ulutaş, Müberra Bağcı, Murat Yıldız, Serhat Saçkesen, Merih Hasaltun Yumlu

0 (532) 604 30 34 [email protected]

Yayına Hazırlayan Baras Medya

Travel And Gourmets bir Enkon Grup LTd. şTİ. markasıdır.

Travel And Gourmets basın meslek ilkelerine uymayı kabul etmiştir. Reklamların sorumlulukları reklam verenlere, yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir.

didem Mazlum Özgür Kaya Ebru Ece ulutaş Bilgehan Aras Erhan dalgıç

Page 5: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 6: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

PH

oT

oG

rA

PH

S: m

AN

ufA

cT

ur

er

S

gurmerehberi.comGURME İSENİZ REHBERİNİZFGE Danışmanlık Hizmetleri’nin size sunduğu gur-merehberi, değindiği farklı konuları ve kolay kulla-nımıyla birçok bilgiye anında ulaşmanızı sağlıyor.Eylül 2001’den bu yana gurmeguide.com olarak hizmet veren web sitemizi daima yenilenen gün-cel bilgileriyle www.gurmerehberi.com olarak yenilenmiş görsel ve içeriği ile sizlerin kullanımına sunuyoruz.

Birçok bilgiye anında ulaşabileceğiniz sitemizde;Gurme Rehberi,Mekan Rehberi,Şarap Rehberi,Haberler,Yemek Kültürü, gibi farklı konularda bilgi sahibi olabileceğiniz gibi,her gün yenisi eklenen yemek ve kokteyl tarifle-rinden de faydalanabilirsiniz.

İSTANBULLIFE

istanbullife.com.tr

Page 7: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

ONLINE

İstanbul’u anlatan en güzel rehber dergilerden biri olan İstanbulLife 20. yılına yaklaşırken, hayatın ritmini tutmaya devam ediyor.

Haziran 1996’da yayın hayatına başlayan İstanbul Life dergisi, ilk günden bu yana

şehri yaşayanların kılavuzu olmaya devam ediyor. 16 yıldır hem kentten keyif almanın inceliklerini anlatıyor, hem de pratik bilgilerle yaşamı kolay-laştırıyor. Her İstanbullu için vazgeçilmez olan İstanbul Life, konserlerdan sergilere, festival-lerden tiyatrolara şehrin nabzı-

nı tutuyor. Kaçırılmaması gere-ken etkinlikler, semtler, tarihi mekânlar, seyahat önerileri, partiler, yeme-içme ve eğlence adresleri derginin sayfalarında buluşuyor. Şehri seven ve doya-sıya yaşamak isteyenler için bir kent rehberi ve ajandası. Kent yaşamı ve kent insanına ilişkin her şeyi sayfalarına taşıyan der-gi, İstanbul’un tadını çıkarmak isteyen herkes için vazgeçil-mez.”

feritdemirkan.comTÜRKİYE’NİN EN İYİ YEME İÇME REHBERLERİSingapur mutfak açısından Asya’nın vitrini gibi bir lokasyon. Herşeyin en iyisini, çok kaliteli bir sunumla bulmak mümkün. Sushi Tei de Japon mutfağının en iyi temsilcilerinden. Önündeki kuruklardan da belli oluyor. Aslında Endonezya, Avustralya, Brunei, Malezya ve Çin’de de şube-leri olan uluslararası bir zincir. Benim gittiğim Paragon Mall’daki şubeydi.

Menüsü çok başarılı. Moriawese, nabemo-no, temaki gibi bu restoranlarda rastlayıp anla-madığımız terimlerin açıklamasını da içeriyor.

Menünün yanında barda önünüzde tabaklar içinde sushiler de görüyorsunuz. Sadece sushi değil kızarmış dumplingler (Ebi Gyoza), edama-ne, tofu gibi başlangıçlar, noodle souplar, sushi sevmeyenler için et seçenekleri de var. Mangolu king prawn gibi orjinalliğe sadık kalınarak hazır-lanmış yeni roll’ler bulmak mümkün. Batıda bu tür emprovizasyonlar genelde garip kaçıyor. İçki olarak Japon biraları içinde bize en çok uyanı Asahi’yi tercih ettim. Meraklısına sake çeşitleri de sonsuz.

Page 8: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

YA

ZI:

DA

N r

eA

D

fo

To

Ğr

Af

LA

r:

Ür

eT

İcİ

EN İYİ AÇIK HAVA MEKÂNLARIDuvarlar arasından sıyrılıp kendimizi havadar mekânlara atmaya kararlıyız.

Page 9: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

NOKTA ATIŞI

Page 10: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

A lardır yazın gelmesini, kendimizi mekânların açık hava kısımlarına atmayı bekliyoruz. Sonunda mayıs gel-di, biz de manzarasına ve havasına

doyum olmayan mekânların listesini çıkardık, iyi de yaptık. Bu yaz tatlı tatlı esen rüzgârın keyfini çıkarabileceğiniz mekânların müdavimi haline geleceksiniz!

İSTANBUL MODERN CAFESadece sanat aşkımız için gitmiyoruz İstanbul

modern’e. Çünkü bağımlılık yapan bir kafesi de mevcut buranın. Sergiyi dolaştıktan sonra yorgun düşenler için düşünülmüş olabilir ama bir şekilde keşfedenler için de uğrak yeri adeta. Yalnız gideceğiniz saati de bilmeniz gerek: Bize göre en ide-ali gün batımı saatlerinde İstanbul modern cafe’ye uğramak. Bize göre en ideali gün batımı saatlerinde İstanbul modern cafe’ye uğramak. Zira herhangi bir filtre aplikasyonuna ihtiyacınız olmadan en güzel kareyi yakalayıp sosyal medya hesaplarınızda rahatlıkla paylaşabileceksiniz. Hem sadece kahve ya da manzara keyfi için değil, yemekleri için de uğramalısınız.

Kılıçali Paşa Mah. Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası No: 4, Beyoğlu, 0212 292 2613

BACKYARDetiler’in kaçış durağı Backyard yeşile hasret

kaldığımız bu günlerde bol oksijen ve huzur vaat edi-yor misafirlerine. Backyard’ın tek özelliği bu değil tabii; New York’ta bulunan The culinary Institute of America okulundan mezun Beril Şanal, mutfak takımının başında olunca, lezzetli yemekler de kaçınılmaz oluyor. Diyeceğimiz o ki mayıs ayı geldi içimiz kıpır kıpır. Kendimizi yeşilliklere atmak için sabırsızlanıyoruz. Bunun yanında lezzetli atıştırmalıklar ya da bol çeşitli pazar brunch’ı için adımlarımızı Backyard’a düşürmeye kararlıyız

Otlukbeli Cad. Bebeköy Sok. No: 4, Etiler, 0212 287 1500

NEOLOKALNeolokal de havaların güzelleşmesiyle birlikte

teras mevsimini açan mekânlardan bir tanesi. mevsimsel ve taze ürünler kullanarak sağlıklı beslen-meyi başrole koyan Neolokal, Karaköy’ün vazgeçilmez duraklarından. Anadolu’nun lezzetlerini bugünün modern teknikleri ve yenilikçi bir bakış açısıyla sunan mekân, yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarından kaçmak, hafif ve lezzetli yiyecekler deneyimlemek, yüzünüze çarpan.

SALT Galata, Bankalar Cad., Karaköy, 0212 244 0016

MEZZALUNA ACARKENTİtalyan mutfağına olan zaafımızı hiç inkâr

etmedik. Siz de takdir edersiniz ki mezzaluna da bu konudaki en iddialı restoranlardan biri. Acarkent’teki şubesi yeşilliklerle bezeli, insana adeta sayfiyede yemek yiyormuş izlenimi veriyor. o derece sakin ve huzurlu. Hâlihazırda yaz sıcakları da bastırmak üzereyken bir doz rüzgâra muhtaç olacağımız gün-lerde tercih edebilirsiniz.

Coliseum Yaşam Merkezi Acarkent, Çubuklu, 0216 485 4252

MODA TERASKadıköylüler’in kaçış noktalarından biridir moda

Teras. Hani kahvaltı için de, romantik bir akşam yemeği için de tercih edilebilen mekânlar vardır ya, tam da onlardan. en yakın zamanda planlarınıza dâhil edin, pişman olmazsınız. en yakın zamanda planlarınıza dâhil edin, pişman olmazsınız. fiyatlar diğer moda mekânlarına göre biraz daha tuzlu olsa da manzaraya doyabileceğiniz bir yer. Özellikle de brunch’larıyla çok iddialılar. Zaten her pazar yaşanan kalabalık da bunu kanıtlar nitelikte. en yakın zaman-da planlarınıza dâhil edin, pişman olmazsınız.

Kadıköy Merkez Mah. Moda Mektebi SokNo: 1, Kadıköy 0216 338 7040

NOKTA ATIŞI

BACKYARD NEOLOKAL

İSTANBUL MODERN CAFE

MODA TERAS

MEZZALUNA ACARKENT

Page 11: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Nezih Kebap & Yuvalama, Boğaz hattında sizlere çok farklı

bir kahvaltı sunuyor. farklı olmasının sebebi özünde kebapçı oldukları için kah-valtıya damga vuran yöresel lezzetlerin yanına çok özel ürünler ekleniyor.

Bakır kaplar, kaseler , sahanlar ve toprak güveçler ile sunumlar da dikkat çeki-yor. Kahvaltıdan her gün ve her saat yararlanabilmek ayrı güzel.35 çeşit kahvaltı-

lık emrinize amade. İçlerinde en sevilenleri, kavurmalı yumurta, pişi ve güveçte gelen Antep peyni-ri. Bakır kaplar, kaseler , sahanlar ve toprak güveçler ile sunumlar da dikkat çeki-yor. Kahvaltıdan her gün ve her saat yararlanabilmek ayrı güzel.35 çeşit kahvaltı-lık emrinize amade. İçlerinde en sevilenleri, kavurmalı yumurta, pişi ve güveçte..Rumelihisarı - İstanbul. (0212) 265 74 55

Kendi ürettikleri ekmekleri Antakya’dan gelme zeytin ezmeli zeytinyağına banarak yiyebilirsiniz. Ekmeğiniz mi? Tercihniz Kurudomatesli Tam Buğdaylı Ekmek olsun.Dev bir çınarın altında kendinizi evinizin salo-nunda hissedeceksiniz. Sarp Levendoğlu, İbrahim Kutluay ve Orhan Gencebay müdavimi. Kahvaltıdan sonra bir de ‘hayal salatası’ sipariş edin. GOP - Ankara. (0312) 467 79 21

CAfEmİz ANKARA

NEZİH KEBAP MANZARASIYLA İDDİALI

Page 12: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lezzet Paella

İspanya’nin en tipik yemeklerinden biri olan Paella, kökeni itibariyle Valencia kentine özgü bir yemek olmakla birlikte, bugün artık tüm ülkeye yayılmıştır. Her bölgede,

o bölgeye özgü malzemelere ağırlık verilerek hazırlanmaktadır.

Bir İspanyol klasiği:Paella

Page 13: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lezzet Paella

Bir İspanyol klasiği:Paella

Page 14: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lezzet Paellaaëlla , (“paelya” olarak okunur) esasen Katalancada , paelyanın pişirildiği iki kulplu kocaman tavanın ismidir. Zaman içinde bu yemek, içinde pişirildiği tavanın adını almıştır. İlginç olan, bunun bugün İspanya’da bile unutulmus olması ve

paelyanın pişirildiği bu tipik tavaya “Paëllera” ( paelyera: Payelya yapılan kap anlamında) denilmesidir. Paelya’ nin hiç değişmeyen temel malzemesi pirinç ve safrandır. İçine, bölgesine göre, çeşitli etler, (özellikle tavuk, tavşan ve balık) taze fasulye, bezelye, kırmızı ve yeşil dolmalık biber, kabak gibi çeşitli sebzeler ve deniz mahsulleri konularak hazırlanan birçok paëlya çeşidi vardır. Hatta , Barcelona’da, mürekkep balığının mürekkebi sos olarak kullanılarak hazırlanan ve pişirildiği zaman pirinci bu sostan dolayı siyah renk alan siyah paelya dahi yapılmaktadır.

Burada, en zengin malzemeyi bir araya getiren ve genelde de en tipik olarak bilinen “karışık Paelya” “Paëlla mixta” veya “Paëlla completa” tarifini veriyoruz.

KARIŞIK PAELYA (Paëlla completa)8 kişi için gereken malzeme:500 gr ufak parçalara ayrılmış tavuk eti veya 8 parça baget but, 750 gr midye ( tercihan daha küçük olan kum midyesi)½ kg melek, (Angel) (isp: almejas)2 orta kalamar, halka halka doğranmış olarak, 500 gr , veya yaklaşık 15-20 tane (kişi başına 2-3 olmak üzere) iri karides veya kara biga, 300-400 gr taze veya donmuş yeşil fasulye250 gr taze veya donmuş iç bezelye, 1 kırmızı, 1 yeşil etli iri dolmalık biber, 3 veya 4 kırmızı domates, 2 orta kuru soğan, 2 diş sarmısak, 500gr (3 su bardağı da olabilir) Baldo Pirinç (arroz bomba) Not: Paelya’da kullanılan pirinç mutlaka sişman, iri taneli pirinç olmalıdır. Basmati veya yasemin pirinç paelya için uygun değildir.Sızma zeytinyağısafran, tavuk suyu (4-4, 5 ölçü)tuz, karabiber, isteğe bağlı maydonoz, limon;

Page 15: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lezzet PaellaHAZIRLANMASI:1. Bir tencerede 3-4 kaşık zeytinyağında, tavuk

parçaları renk alıncaya kadar kızartılır, daha sonra su eklenerek, tuz , karabiber konur ve kısık ateşte 35-40 dakika kadar pişirilir.

TAvUKLAR PİŞERKEN;2. midye ve melekler bol soğuk suda fırçalanarak

yıkanır, iyice kumları temizlenir. Bir kaç kaşık zeytinyağında, ince doğranmış veya ezilmiş 1 diş sarmısak çevrilir, yanmadan hemen temizlenmiş midyeler ve melekler içine atılır ve kabukları açılana kadar pişirilir. Pişme sırasında çıkan su süzülür ( içinde kum olabilir) ve bir kenara ayrılır. midyelerin kabuklarının bir parçası ayrılır ve atılır. Başka bir deyişle midye tek kabukla bırakılır. Sonra, Tencerenin kapağı kapatılarak bir kenara beklemeye alınır.

3. Taze fasulye ve bezelyeler, ayrı ayrı kaynamakta olan tuzlu suya atılarak yaklaşık 5’er dakika pişirilir; renklerinin bozulmamaı için hemen soğuk sudan geçirilerek bir kenara ayrılır.

4. Domatesler kaynar suda kısa bir süre tutularak, kabukları soyulur, sonra ortadan kesilip içlerindeki sulu kısım alınır. Domatesler küçük parçalar halinde, biberler de, küçük küpler şeklinde doğranır. Kuru soğan ince kıyılır, sarmısak ezilir.

5. Bu arada pişmiş olan tavukların suyu, paelyaya konulmak üzere ölçülür ve sıcak olarak bekletilir. Kullanılacak pirincin miktarına ve cinsine göre, 1’e 2 veya 1’e 1, 5 ölçüsünde hazırlanır, bu miktar kabukluların da suyu konulmak istenildiğinde ona

Page 16: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lezzet Paella

göre ayarlanır. İçine safran ilave edilir, gerekiyorsa (midye suyu tuzlu olabilir) tuz ve karabiberi kontrol edilir.

6. Paella’nin içinde pişirileceği büyük tava (son yıllarda ülkemizde de Tefal marka paelya tavası satılmaktadır) ocağa konur, içinde 4-5 kaşık sızma zeytinyağı biraz kızdırılır. Önce kuru soğan şeffaflaşıncaya kadar kavrulur, sonra domates eklenir ve suyunu çekmesi beklenir. Daha sonra sarmısak, biberler, kalamar sırasıyla eklenir ve bunların da saldıkları suyu çekmesi beklenir.

7. Bundan sonra yıkanıp süzülen pirinç tavaya atılarak harlı ateşte hızlı şekilde çevrilir. Daha sonra içine safran eklenmiş olan ve ölçerek bir kenara ayırmış olduğumuz tavuk suyu ve varsa kabukluların suyu konulur ve hızlı ateşte kaynamaya bırakılır.

8. Pirince eklenen su kaynar kaynamaz, tüm kalan malzeme sırayla ilave edilir: önce fasulye ve bezelyeler eklenir ve iyice karıştırılır, ardından küçük kabuklular (melek) konulur ve karıştırılır. Tavuk parçaları aynı şekilde tavaya eklendikten sonra, en üstüne karidesler dekoratif bir şekilde yerleştirilir ve paella harlı ateşte üstü açık olarak pişmeye bırakılır.

9. Pişme süresinin ortasında, ateş kısılır ve bir kabukları alınmış midyeler en üste yerleştirilir. İsteğe bağlı olarak kıyılmış maydonoz serpilebilir.

10. Pirinç bütün suyunu çektiğinde ocak kapatılır.

Paelya, piştikten ve dinlendirildikten

sonra hemen servis edilmelidir. İçinde

deniz mahsulleri ve et olduğu için

bekletilmesi doğru değildir, çünkü

okside olabilir. Eğer bir süre önceden

hazırlanmak isteniyorsa ,

içine konulacak malzemeler normal

bir tavada pişirilip bir kenarda bekletilmeli, son pişirilme aşaması

servis zamanından hemen önce kendi

özel kabında yapılmalıdır. (7.

aşamadan itibaren)

Üstü bir bez veya kağıt havlu ve alüminyum kağıtla kapatılarak 5-10 dakika dinlendirilir. Daha sonra, içinde pişirildiği ve adını da almış olduğu tipik tavasıyla limon dilimleriyle birlikte servis edilir.

Paelya, piştikten ve dinlendirildikten sonra hemen servis edilmelidir. İçinde deniz mahsulleri ve et olduğu için bekletilmesi doğru değildir, çünkü okside olabilir. eğer bir süre önceden hazırlanmak isteniyorsa , içine konulacak malzemeler normal bir tavada pişirilip bir kenarda bekletilmeli, son pişirilme aşaması servis zamanından hemen önce kendi özel kabında yapılmalıdır. (7. aşamadan itibaren)

Paelya İspanya’da genellikle öğlenleri yenilir. eğer akşam için düşünülmüşse, yanında başka bir yemek veya giriş yemeği öngörülmemelidir. Yeşil salatanın bile arkadan servis yapılması tercih edilmelidir. Buna karşılık aperitif olarak, zeytin çesitleri, kanapeler, sarküteri gibi mezeler ikram edilebilir ki İspanya’da “tapa” denilen bu mezelerin çok geniş bir yelpazesi bulunmaktadır.

Bu tarifi www.hispanatolia.com sitesinde bulunan Gurme bölümünden, sayın Selda ÖZÇer’den izin alarak bloguma ekledim... Ben yaptım, yedim ve çok keyif aldım.

Size’de önerim, bir an önce mutfağa girip kollarısıvayın. Afiyet olsun

Page 17: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 18: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

MövenpIck Hotel İzMİr executIve Şef

ş E F M U R A T Y I L d I Z

DAnA kuYruĞu, Şevketİ BoStAn ve tAtlI pAtAteS GnoccHI

MAlzeMelerDana Kuyruğu: 500 gr Taze Rozmarin: 5 grKereviz: 1 adet orta boy Taze Kekik: 5 grHavuç: 1 adet Şevketi Bostan: 350 gr Kuru soğan: 1 adet Krema: 150 grSarımsak: 2 diş

YAPILIŞÖncelikle kuyruklarımızı bir satır yardımı ile ufak parçalar haline getirelim. Daha sonra tencereye bir miktar zeytinya-ğı koyup tuz ve karabiberle marine ettiğimiz kuyrukları tencerede mühürleyelim. Aynı tencerede küp olarak doğra-dığımız kuru soğan, kereviz, havuç ve sarımsakları kavura-lım. Salçayı, domatesleri ve taze baharatları ilave edip sıcak su koyalım. Kaynadıktan sonra mühürlediğimiz kuy-rukları da ilave edip tencerenin kapağını kapatıp üç saat kadar kısık ateşte pişmeye bırakalım. Kuyruklarımız piştik-ten sonra onları kemiğinden ayıralım ve kuyrukları pişirdi-ğimiz suyunu süzelim. Bu sos yemeğimizin sosu olacaktır. Ayıkladığımız şevketi bostanları püre olacak şekilde haşla-dıktan sonra süzüyoruz. Krema ve tereyağını da ateşte bir miktar kaynattıktan sonra püre olacak şevketi bostanlarla bir kaba alıp el blendırıyla püre haline getiriyoruz. Tuz, karabiber ve taneli hardalı ilave edip hazır hale getiriyoruz.Tatlı patatesleri 200 derecedeki fırına atıyoruz, yaklaşık 40 dk içinde pişen patateslerin kabuğunu soyduktan sonra çok az soğumaya bırakıyoruz. Daha sonra soyulmuş pata-teslerin içine un, yumurta, tuz ve permasanı ilave edip bir hamur elde ediyoruz. Bu hamuru yuvarlak bir kalem halin-de uzun uzun yapıyoruz ve bir bıçak yardımı ile istediğimiz boyutta kesiyoruz. Hamurun hepsini yaptıktan sonra kay-nayan tuzlu suda bu tatlı patates gnocchi’leri 5 dk haşlaya-lım ve süzelim. Bunları daha önce ayırdığımız kuyruğun sosuyla birlikte bir taşım kaynatalım ve tabaktaki gibi önce şevketi bostan püresi, sonra kuyruk soslu gnocchi’yi ve dana kuyruğunu koyalım. Son olarak da bir miktar yeşillikle dekor edip sunalım.

AnAnASlI SAlAtAlIk rIAttA

MAlzeMelerAnanas 1 dilimSalatalık 1 adetYoğurt 200 gr.Mısır 100 gr.Nar 50 gr.Chery domates 1 adetDereotu 1 tutamMaltosec 1 gr.Domates kıtırıMor viola 2 adet

YAPILIŞYoğurdu zeytinyağı ve tuz ile tatlandıralım. Salatalığı Slayzerde kesip zeytinyağ ve limonlar ile marine edelim. Ananası ince dilim yapıp tereyağında şeker ile flambe yapalım. Maltosec tozunu zeytinyağı ile karıştırarak zey-tinyağı tozu elde edelim. Tabaktaki gibi nar taneleri, mısır taneleri, dereotu, mor viola ve domates kıtırı ile sunuma hazır edebilirsiniz.

AnAnASlI SAlAtAlIk rIAttA

Tereyağ: 25 grDomates: 150 gr Tatlı Patates: 250 grDomates Salçası: 100 gr Taneli Hardal: 35 grDefne Yaprağı: 2adet Yumurta: 2 adetTuz, Karabiber Un: 200 grZeytinyağ: 150 ml Permasan: 150 gr

Page 19: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

DAnA kuYruĞu, Şevketİ BoStAn ve tAtlI

pAtAteS GnoccHI

Page 20: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

cHef De pArtİeMövenpİck Hotel İzMİr

ş E F S E R H A T S A Ç K E S E N

ÇuprA BuĞulAMA

MAlzeMeler2 adet çupra 2 orta boy domates1 adet soğan2 diş sarımsak1 adet limon½ maydanoz2 adet bahçe biberiBir çay kaşığı kırmızı toz biberTuz ve karabiber½ zencefil rendesi½ çay bardağı zeytinyağı4 adet defne yaprağıTereyağı 100gr

TARİFSebzeler elma dilimi şeklinde doğranır. Biberler uzunlamasına kesilir, içleri temizle-nir. Maydanoz dalları uzun bırakılıcak şekil-de koparılır. Zeytinyağının bir kısmı ile balıkların dışı yağa bulanır. Defne yaprakları da balıkların karnına yerleştirilir. Doğranan malzemelerin bir kısmı borcamda tabana yerleştirilir. Üzerine balıklar koyulur, en son limonlar dizilir ve kalan zeytinyağına zencefil rendesi karıştırılıp baharatlarla balığın üstünden gezdirilir. Tereyağı parçalar halin-de gelişigüzel borcama koyulur. Normal ev fırınında 200 derecede 45 dk pişirilir.

MAlAtYA zeYtİnlİ BruScHettA

MAlzeMelerMalatya zeytiniBergama tulumuİzmir çiğdem içiTaze bahçe biberiTatlı kiraz domatesMaydanoz SarımsakZeytinyağıKızarmış minik ekmek dilimleri

TARİFİtalyan icadı olan muhteşem kızarmış ekmek dilimlerini, Ege ve İç Anadolu ile harmanla-dım. Füzyon mutfağı denen çılgınlık da buna benzer bir şey zaten. Önce sarımsakla zey-tinyağı robotda püre haline getirilir. Minik ekmek dilimlerine azar azar sürülür. Daha sonra bu ekmekler fırında 180 derecede hafif çıtırlaşana kadar kızartılır. Daha sonra tulum peyniri, kiraz domates, biber minik minik doğranır ve bir tabakta karıştırılıp güzel bir şekilde ekmeklerin üstüne koyulur. En son Malatya zeytini ilave edilir ve çiğdem içi serpilir. Malatya zeytinin suyundan çok hafif üzerine gezdirilir. Yemekten önce sunabileceğiniz çok hafif ve güzel bir aperatif.

MAlAtYA zeYtİnlİ BruScHettA

Page 21: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

ÇuprA BuĞulAMA

Page 22: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

u ilk sayıda sizlere ulaşmak benim için çok heyecan verici. Sevgili Kutlu Özemrak’tan bana telefon geldiğinde ailemle beraber Bodrum’da tatildey-dim. Kutlu görüşme esnasında gezi ve yemek üzerine bir dergi çıkaracağını ve benim de bu dergi için alanımla ilgili birkaç sayfa katkıda bulunmamı rica etti. Tabii ki heyecanla kabul ettim.

Pazarlarında her mevsim envai çeşit sebzenin ve doğal otların satıldığı,

annelerin her akşam mükemmel Ege sofraları kurduğu, neredeyse her evde mükemmel “zeytinyağlı yemekler” ve “mezeler” yapıldığı bir şehirde yaşıyorum.

Zeytinyağlısından otuna, deniz ürünlerinden mezelere özel ilgisi olan bir mutfak insanı olarak farklı tarifleri sizlerle paylaşacağım. Standart bir Ege zeytinyağlısı ve ızgara balık tarifi vermeyi tercih etmiyorum, daha farklı şeyler yapmayı planlıyorum. Bütün bunlar aklımdan saniyeler içinde geçerken bir anda kendimi Datça feri-botuna yer ayırırken buldum, evet bilinç altım çoktan çözümü bulmuştu büyücünün yanına gidiyordum, bana ancak o yardım ederdi.

Ertesi sabah keyifli bir deniz yolculuğundan sonra olmak istediğim yerdeydim, Fevzi’nin Yeri Balık Lokantası. Kumluk plajında devasa bir nar ağacının altı-na kurulmuş bu salaş balık lokantası, amcam Fevzi Çıkıkçı tarafından çeyrek asırdır işletiliyor. Amcamın sihiri kendi elleriyle Datça’nın dağlarından topladığı envai çeşit şifalı bitki ve meyve ile hazırladığı müthiş menüsüyle her akşam ağırladığı misafirlerine ziyafet vermesinden gelir. Aşçılık mesleğine ilk başladığım yıl-larda, akademiden sonra yanına staj yapmaya gitmiş-tim. Okuldan öğrendiklerimle kendi çapımda biraz hava atayım dediğimde bıyık altından bana gülüp “yeğen o pahalı malzemelerle herkes yapar” deyip enseme şaplak attığı dün gibi aklımda.

Mutfak aynı hatırladığım gibiydi, bütün ekip akşam hazırlığı için mutfağa doluşmuş, amcamın sabahın ilk saatlerinde topladığı bitkiler ve meyveler aşçıların sihirli ellerinde tekrar can buluyordu. Stajyerler telaşla oradan oraya koşup fırça yememek için büyücünün talimatlarını yerine getirmeye çalışıyorlardı (benim için tanıdık bir duygu) her köşeden müthiş kokular geliyordu. Salamura fıçıları, yabani meyvelerle yapılmış nefis likör-ler ve şerbetler, tuzda kurutulmuş balıklar ve yüzlerce kimileri taze kimileri kurutulmuş aromatik bitkiler... Kendisine sürpriz yapmak için haber vermeden gitmiş-

tim. Önce bir şaşkınlık, arkadan sıkı bir kucaklaşmadan sonra derdimi anlattım. Biraz fikir alışverişinden sonra tezgahın başındaydık. Bu kadar çeşitlilik içinden, herke-sin evinde kendi mutfağında basit malzemelerle kolay-lıkla yapacağı ve gelen misafirlerini şaşırtacak bir menü yapalım dedik.

Meze olarak Koruklu Bal Kabağı, salata olarak da Balık Salatası. Balık salatası için her türlü balığı kullanabilirsi-niz yeter ki balığınız beyaz ve sıkı etli olsun. Biz bu sala-ta için Trakonya balığını tercih ettik. Ardından da ana yemek olarak Ahtapot Pasta yapalım dedik. Neşeli bir çalışmanın ardından soframız hazırdı. Eşim Anastasia da güzel soframızı ölümsüzleştirerek fotoğraflarını çekti. Artık saat de yavaştan bizi sofraya davet ediyordu, zevkle ışıklandırılmış o güzel nar ağacının altındaki mütevazı masamızda keyifli bir akşam yemeği için sabır-sızlanıyordum...

TARİFLERkoruklu BAl kABAĞI (4 kişilik)1 dilim bal kabağı (soyulmuş ve temizlenmiş)Bir çay bardağı koruk suyu (bulamazsanız limonla da nefis oluyor)5 iri diş sarımsak (siz kendi damak zevkinize göre sayıyı değiştirebilirsiniz)Yarım çay bardağı sızma zeytinyağlı

YApIlIŞIKoruk suyu ve havanda iyice dövülmüş sarımsak bir

kabın içinde hazırlanır, kabaklar yarım parmak kalınlı-ğında patates cipsi şeklinde doğranır ve kızgın çiçek yağında altın sarısı olana kadar kızartılır. Kızaran kabak-ların bir kağıt havlu yardımıyla fazla yağı emdirilir. Daha sıcakken koruk suyu ve sarımsak kabakların üzerine dökülür ve soğumaya bırakılır. Daha sonra isteğinize göre tabağa dizilip üzerine zeytin yağı gezdirilir. Servise hazırdır. Şık bir sunum için üzerine birkaç dal dereotu yakışır.

BAlIk SAlAtASI (4 kişilik)2 adet beyaz ve sıkı etli balık (Trokonya, Adabeyi, Kikla)Bir demet dereotuBir demet maydonozBir tutam taze naneBir demet rokaBirkaç yaprak marul

BBu İlk SAYIDA Sİzlere ulAŞMAk BenİM İÇİn Çok HeYecAn verİcİ

ş E F E N G İ N Ç I K I K Ç I

Page 23: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

3 diş sarımsak2 adet limon (isteğe göre nar ekşisi de yakışır)Bir çay bardağı sızma zeytinyağıKüçük bir kuru soğanTuz

YApIlIŞIBalıklar temizlenir, bir tepsiye dizilir. Önceden ısıtıl-

mış fırının ızgarasında iki tarafıda üzerlerine bir fırça yardımıyla zeytinyağı sürülerek kızartılır. Kızaran balık-lar bir kenara alınarak soğuduktan sonra etleri güzelce ayıklanır.

Taze yeşillikler ve soğan ince bir şekilde kıyılır, çukur bir kaseye alınır. Ayıklanmış balık etleri, ince kıyım sarımsak, limon ve zeytinyağı da bu kaseye alınıp elle iyice bir harmanlanır, daha sonra bu salatamızı temiz bir salata kasesine alıp istediğiniz gibi süsleyip servis edebilirsiniz. (Biz dekor için kiraz domates kullandık)

AHtApot pAStA (4 kişlilik)4 adet iri ahtapot bacağı2 adet kırmızı biber2 adet yeşil biberKaşar peyniri (250gr)4 diş sarımsakBir çay bardağı sızma zeytinyağıBir tutam tarhun otu (kurutulmuş)Bir tutam kekik10 adet tane karabiberTuz

YApIlIŞIAhtapot kolları düdüklü tencerede 45 dakika kaynatı-

lır. (Kaynatma suyunun içine defne yaprağı, sarımsak ve sirke atabilirsiniz) Biberler kibrit çöpü şeklinde kesilir, sarımsaklar pul pul dilimlenir ve orta ateşte zeytinya-ğıyla bir tavada hafifçe öldürülür, düdüklüde çatal giri-cek kıvamda pişmiş ahtapotlarımız da halka halka dilim-lenerek tavaya ilave edilip kısa bir müddet beraber çev-rilir. Ocaktan almaya yakın baharatlar eklenir, bir kenarda soğumaya bırakılır. Ahtapotlu karışımımız iyice ılıdıktan sonra içine rendelenmiş kaşar peyniri eklenip karıştırılır. 4 adet muffin kalıbının içi tereyağıyla bolca yağlanır. Fırın 180 dereceye ayarlanır. Yağlanmış kalıp-larımızın içine kabın yarısı dolacak şekilde kaşıkla iyice bastırarak karışımımızdan koyulur, yarım parmak kalın-lığında kare ya da silindir şeklinde kestiğimiz kaşar pey-niri kabın içine yerleştirilir, kabın diğer yarısı da yine iyice bastırılarak harcımızla doldurulur. En üste bir par-ça kaşar peyniri yerleştirilir. Aynı işlem diğer kalıplara da uygulanarak 4 adet ahtapot harçlı kalıbımız 180 derecelik fırında 25 ila 30 dakika arası pişirilir.

Pişme işlemi bittikten sonra kaplarımız el değecek sıcaklığa ulaştıklarında, kalıplar ters çevrilerek küçük birer pasta şeklindeki ahtapotlu yemeğimiz sunuma hazırdır. (Biz o pişerken çok acıktığımiz için sunum için süsleyecek kalıp bulamadık, sunumu sizin yaratıcılığınıza bırakıyorum.)

Afiyet olsun.

Page 24: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Meet Shinichi Morohoshi, a man who likes dangerous people, bōsōzoku bike gangs, and lights up Tokyo’s dark heart with his neon-lit Diablo…

K ü b a ’ d a İ n e c e K v a r !

Y A Z I : M e r İ H H A S A l t u n Y u M l u

Page 25: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

K ü b a ’ d a İ n e c e K v a r !

KÜBA

Page 26: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 27: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

öneli birkaç hafta oldu. Sanki yıllardır orada yaşıyormuş gibi, memleketi burnunda tüten bir vatandaşıymış gibi özledim Küba’yı. Bahsi her açıldığında ya da içimi kıpır kıpır eden Küba müziğini her duyuşumda iç çekiyorum, orada olmak istiyorum. Bu yaşımda ve şu an

yaşadığım hayatta Küba’yı sevmem ve gitmek istemem için neden çok, ama içgüdüsel olsa gerek, daha lise öğrencisiyken de değişim öğrencisi olarak Küba’ya gitmek istemiştim. Nedenini hala bilmiyorum ama bu her yanı hayranlık uyandıracak ülkeyi görmekte çok geç kalmış olduğumu biliyorum.

Neden Küba?Bizi Küba’ya çeken bir sürü durum var tabii.

Öncelikle müzik ve dans. Eşimin dans eğitmeni olması ve benim de yıllardır latin dansları yapıyor olmam, Küba’nın bize uzaktan hep göz kırpmasına neden oldu. “Bir de 1950’lerden kalan komünist rejimli ülke” tanımlaması da oldukça çekici. Birçok şey 1950 lerden, hatta çok daha eskilerden kalmış olabilir ama sizi temin ederim Küba’da komünizm diye bir şey yok! Benim deyişimle; Kapitalizme elini vermiş ve kolunu kaptırmaya hazır ama bundan haberi olmayan bir sosyalizm mevcut. İşin kötüsü ise halk, Amerika ile aralarında esen sıcak rüzgarlardan çok mutlu. Başlarına geleceklerden habersiz ambargonun kalkıp kredi kartı ve internet gibi “ÖZGÜRLÜK!!” lerin gelmesini istiyorlar. Biz ise, özelleştirilmiş banka ve şirketlerin olmadığı, parmak izlerimizin her yana saçılmadığı, internet ve teknolojinin bizi ele geçirmediği basit yaşama geri dönmek istiyoruz. Özgürlük anlayışlarımız ne kadar farklı!

Küba’nın siyasi durumunu bir kenara bırakıyorum ve bu güzel ülkeyi benim gözümden görmek isteyenler

D için maceralarıma başlıyorum. Öncelikle bu güzel ülkeyi keşfetmek ve bir Kübalı

gibi gezmek istiyorsanız turla gitmeyeceksiniz. İnternetten gideceğiniz tarihin uçak biletlerini araştırmak, bir Küba cep rehberi ve haritası almak bu ülkeyi keşfetmek için yeterli. Hele ki bir de size yol gösterecek İzmir’de yaşayan Kübalı arkadaşınız varsa daha ne isteyebilirsiniz ki? Sizin yoksa sorun değil çünkü sizin Kübalı “muchacha” nız artık benim :)

Küba’ya gitmenin en kötü yanı çok uzak oluşu diyebilirim. Bence uçak bileti alırken en çok dikkat edilmesi gereken nokta uçuş süresi, yoksa havalanında telef olabilirsiniz. Biz, havaalanı bekleme süreleri oldukça az olduğu için Rus firması olan Aeroflot’u tercih ettik. 23 kilo bagaj hakkı olması ve +1 kilodan bile 100 euro alması sebebiyle yolculuk biraz eziyetli başladı. Bavullarımızı tekrar açıp 23 kiloya eşitlememiz, yanımızda 2 el bavulu ve 2 sırt çantası ile seyahat etmemiz gerekti. Uzun yolculuklarda konfor arayan biri iseniz, suratsız ve aşırı kuralcı hostesleri, kötü yemekleri ve pek de konforlu olmayan uçakları ile Aeroflot’u tercih etmeyin derim. En azından terlik, battaniye ve yastık ücretsiz diye avuttum kendimi. Biliyorsunuz bizim ülkemizde onu da vermeyenler var :)

Ve Küba göründü!Güneş tüm parlaklığıyla uçağın içine doldu, adeta

“cennete yaklaşıyorsunuz” der gibi... Kübalılar “Viva Cuba, viva sol” diye bağırıp şarkı söylemeye ve dans etmeye başladılar. Yanımızda oturan ve Çin’de çalıştığı için 2 yıldır ülkesine gelemeyen Kübalı ise uçak piste indiği anda ağlamaya başladı. (Şimdi onu çok daha iyi anlıyorum.) Uçakta inanılmaz bir duygu seli yaşanıyordu ve biz bunun bir parçasıydık. Kalbim küt küt atıyor, etrafımı izlemekten gözlerim dolmuş bir şekilde hala Küba’da olduğuma inanamayarak uçağın durmasını bekliyorum...

KÜBA

Page 28: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

KÜBA

Moskova’dan 13.5 saatlik ama toplamda 24 saatlik uzun, yorucu ama sıkıcı olmayan (ne de olsa balayındayız) yolculuğun ardından dünyanın her yerinden akın akın insanların geldiği Jose Marti havaalanına indik. Bu kadar kalabalığı hiç beklemiyordum. Panama, Paris, Londra’dan gelen uçaklar, inanılmaz bir gümrük kuyruğu, tam 1 saatlik bavul bekleme süresi...

Havaalanından çıktığım anda ılık bir hava, hoş bir puro kokusuyla karşılaştım. Sanmayın ki o hoş puro kokusu tatil boyu sizinle olacak! O çok beğendiğimiz nostaljik arabalardan çıkan egzos maalesef çok daha etkin.

İlk 2 adım: Konaklama ve para birimini algılamaSizler için nasıl bilemem ama benim için

seyahat; yürümek, görmek ve keşfetmekten ibaret olduğu için kaldığım yerin temiz olması dışında aradığım başka özelliği yok. Sadece akşamdan akşama göreceğim bir yatak için servet ödemek bana saçma geliyor. Özellikle de Küba gibi keşfetmesi haftalar, aylar süren bir rota seçtiyseniz konakladığınız yerin lükslüğü pek bir anlam ifade etmiyor. Amacınız Küba kültürünü, yaşam tarzını

keşfetmekse, Casa particular denen evler tam size göre! Tabii ki bu evleri önceden ayarlamanız gerekiyor. İnternette bu evleri görmenizi ve ev sahipleriyle iletişime geçmenizi sağlayan bazı siteler mevcut. Ama bana kalırsa macera aramayın ve yakın zamanda test edip onaylamış olduğumuz Maritza’nın evine rezervasyonunuzu yaptırın.

Nerede kalacağım?Küba’da üzerinde çapa işareti olan evlerde

konaklayabiliyorsunuz. Bu evlere casa particular deniyor. Ev sahibi size kendinize özel banyonuz, buzdolabınız, kasanız ve genellikle basit bir mutfağınızın olduğu bir oda veriyor. Kaldığınız süreyi ve vizelerinizi defterine işleyerek devlete bilgi veriyor, yani her şey yasal ve tamamen güvenli. Oda fiyatları ise genelde günlük 30-40 CUC arası değişiyor.

Kübalı arkadaşımızın bizim için ayarladığı ev Vedado’daydı. Tabii ki otelde kalmadık ve casa particular denen Kübalı ev sahibinizin olduğu bir evi tercih ettik. Havaalanındaki kalabalıktan sonra ikinci şaşkınlığımı, koloniyel dönemden kalma bu gösterişli evi görünce yaşadım. Girişte bizi karşılayan dev muz ağaçları ve palmiyeler, yüksek

Page 29: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

2 9

THE MASTER iAn cAlluM HAS BEEn AT woRK AGAin

GlASS RooF GivES THE F A FEElinG oF AiRinESS

Page 30: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

KÜBA

tavanlar, gösterişli tavan işlemeleri, yan evlerden gelen salsa müziği... İkinci kattaki geniş odamıza yerleşip buzdolabındaki buz gibi “cerveza”ları kapıp terastaki koltuklara yerleştik. Aman tanrım işte Küba’dayız!

Ev sahibimiz Maritza çok hoş ve kibar bir kadındı. Bize gideceğimiz mekanlar, restoranlar ve ulaşım konusunda inanılmaz yardımcı oldu. Yardımcısı Amerilis ise komedi filmlerinden fırlamış neşeli ve fırlama bir kadındı. Evde sohbetler, danslar, müzikler... Anlayacağınız çok tatlı bir aileydik.

Eğer casa particularda kalmayı düşünüyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum. Geceliği 35 CUC, kahvaltı ise 5 CUC.

Adres: Calle E# 104 e/5ta y Calzada, VedadoTel: 537 836 71 64 (Maritza)Eğer otel tercih edenlerdenseniz birçok seçenek

mevcut. En popüler otellerden bazıları şu şekilde;Hotel NacionalMimarisiyle hayran bırakan bu otelin manzarası

da oldukça iddialı. Nacional, zamanında bir çok

ünlü ismi ağırlamış Küba’nın en meşhur oteli ve de oldukça pahalı.

Adres: Calle 21 y O, Vedado, Plaza, Ciudad de la Habana, Cuba

Tel: (53-7) 836 3564 al 67Hotel Habana LibreVedado’nun tam göbeğinde yer alan bu otel,

devrimden önce Hilton oteliymiş. Devrim sırasında Castro bu oteli üç ay boyunca ofis olarak kullanmış. Eski bir Hilton oteli hayal edin, lüks aramayın.

Adres: Calle M, La Habana, KübaTel: +53 7 8346100Hotel Inglaterra Küba’nın en eski oteli olan Inglaterra, koloniyal

dönemin atmosferini tam anlamıyla yansıtıyor. Neo klasik stildeki bu otel, eski Havana’nın merkezinde Capitolio’nun yanında bulunuyor.

Adres: 416 Paseo de Martí Havana Vieja (Old Havana)Tel: +53 7 608593

Yazının devamı bir sonraki sayımızda!

Page 31: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 32: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Car versus train across America Lest, optassi taecusapid ut id magnihil maionsequis rem.

SuntConsecat iature minvendam quosti

Asma yaprağında

Gelibolu mutfak kültüründe sıkça tüketilen ve mayhoş tadına doyamayacağınız bir lezzettir asma yaprağında sardalya ızgara. Bunun başlıca nedenlerinden biri de Türkiye’de en bol ve en güzel sardalyaların Gelibolu’dan çıkıyor olmasıdır. Eylül ayında yiyebileceğiniz en lezzetli balıklardan biri olan sardalyanın asma yaprağıyla birleşince damaklarda nasıl bir tat bıraktığını merak ediyorsanız işte size ağız sulandıran bir tarif.

• 10-15 adet sardalya• 10-15 adet taze ya da salamura asma yaprağı• 2 yemek kaşığı zeytinyağı• İsteğe göre tuz ve karabiber• Limon

Önce yıkayıp temizlediğiniz sardalyaları tuz, karabiber ve limonla marine edin. Daha sonra sardalyaları asma yaprağına rulo şeklinde sarın. Üzerlerine fırçayla zeytinyağı sürüp ızgaraya koyun. Ortalama 5-7 dakika sonra çevirip diğer yüzünü de kızartın. Servis tabağına alın ve afiyetle yiyin.

Sardalya

Page 33: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Sardalya

Page 34: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

0 6 2 E Y L Ü L 2 0 1 5 J W H E R E T U R K I Y E . C O M

BAĞ BOZUMU

Geleneksel olarak her sene Bozcaada Belediyesi tarafından düzenlenen ve eylül ayının ilk haftası başlayan Bozcaada Bağ Bozumu festivali, adalı şarap üreticilerinin kendi bağlarında düzenledikleri sembolik bağ bozumuyla açılıyor.

Bozcaada Bağ Bozumu Festivali

Page 35: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

W H E R E T U R K I Y E . C O M J E Y L Ü L 2 0 1 5 0 6 3

Bozcaada Bağ Bozumu Festivali

Page 36: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

şçiler, halk ve dışarıdan gelen misafirler hep birlikte bağlara giderek üzümleri

topluyorlar. Üzümler toplandıktan sonra bir ritüel gibi at arabaları, eşek sırtları, traktör ve küfelerle Cumhuriyet Meydanı’na getirilir. Davul, zurna eşliğinde açılışı yapılan festival, üzümlerin dağıtımı ve şarap tadımlarıyla

devam eder. Festival boyunca kale içinde akşam saatlerinde konserler, sergiler, yarışmalar ve çeşitli etkinlikler düzenlenir.

Bozcaada Bağ Bozumu Festivali adayı görmek, gezmek ve keyifli vakit geçirmek için en güzel zamana denk gelir. Bu yıl 4-5-6 Eylül tarihlerinde düzenlenecek geleneksel bağ bozumu festivalini kaçırmayın diyoruz.

Bağ bozumu nedir? Üzümlerin

toplanma zamanına bağ bozumu denir. Bağ bozumu, üzüm son olgunlaşma dönemine girdiği zaman yapılır. Her yörenin kendine özgü bağ bozumu gelenek ve görenekleri vardır. Toplanan üzüm salkımları, bağ bıçağı ve bağ makaslarıyla kesildikten sonra sepet ve küfelere doldurulur ve amaca göre, kurutulur, şarap ya da pekmez yapımında kullanılır.

BAĞ BOZUMU

Page 37: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 38: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecan

Page 39: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecan

1700metrelik

özgürlük!>

Page 40: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecan

Gkanımızda akmaya başlamıştı. Çirkin seslerimizle “solda güneş yükseliyordu, güneye giderkeeeen” şarkısını söyledik. Hiçbir rezervasyonumuz yoktu otel ya da yamaç paraşütü için. Oteli Fethiye’ye girmeden bir saat önce hallettik, paraşütü de orada. Eğer iki kelseniz, biri kız biri erkek; ilgiyi üzerinize çeker ve her işinizi kolaylıkla halledersiniz. Arabayı park ettik, yamaç paraşütü firmamızı bulduk ve yarım saat içinde Babadağ’a çıkacak servisteydik. Uçurum kenarında, bariyersiz toprak yolda 1700 metreye çıktık. Her an düşme tehlikesi! Vufff! Adrenalin her an kanımızda... Yol boyunca siyaset konuşuldu, heyecan yatıştırıcı olarak... İndik, hava serin, karşımızda hafif beyaz bulutlar... Bütün bunları net göremeyebilirsiniz çünkü bacaklarınız titriyor olacak heyecandan

Can, hızlı bir vedadan sonra aşağıda buluşmak üzere semaya karıştı. Asıl heyecan beklemek. Her

ünlerdir süren heyecanımın adı; yamaç paraşütüydü! Ve bir Çarşamba sabahı

yola çıktık. İlk deneyimim olacağı için kafamda binbir türlü soru vardı. Yapabilirim, yapamam çelişkileriyle yıllarım geçti. Direkt havalansak bence okeydi ama o uçuruma doğru koşmak yok mu... Neyse ki mucizelerin hayatıma

girmesine izin vermiştim ve istediğim her şey fazlasıyla gerçek

oldu.Yamaç paraşütü arkadaşım; adı Can.

Tanıştık ve bir hafta sonra yola çıktık. “Hadi yapalım!” diyen birileri olsun hayatınızda.

Neyse, tatlı arkadaşım ve ben spontane bir şekilde buluşma saatinden önce hareket ettik. Spor bir arabanın içinde “hınnnnn” sesleri eşliğinde 260 km hızı gördük. Adrenalin sabah 9:00 itibariyle

Page 41: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecan

Page 42: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecan

Page 43: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Gökyüzünde Heyecansaniye katlanarak artıyor. Şlak, şlak, şlak... bütün kilitler tamam. İçinden; “beni bunlar mı tutacak havada” demeden edemiyor insan.

Ve hazırız!

• Ben napıcam Hakan?• Koş sadece.• Bana koş de ama.• Tamam.• Bacağımdaki kilit dizime geliyor rahat koşamam.• Sık o zaman.• Tamam.• Bana koş demeyi unutma.• Tamam sen de oturmayı unut, oturmak yok.• Tamam.• Koşşşşşşş

Koşmayı çok ciddiye almıştım. Bir, iki, üçüncü adımda havadaydık. Ben dört, beş, altı devam ettim havada taa ki Hakan oturabilirsin diyene kadar. Uff! Havada olmak harika.

• Hakan bulutların içinden geçebilir miyiz?• İstiyor musun?• Çooook!Ve girdik. Havada olmak yetmiyormuş gibi bir de

bembeyaz bulutların içindeydik. Rüya gibi... Korkunun esamesi yok. Gökyüzü güvenli, korkmak aklına gelmiyor inan. Mavi... Her yer mavi! Burası bir harika dostum, hadi gelsene!

1700 metre...• Hakan havada uzun kalalım tamam mı?• Tamam.• Eyyy öz-gür-lük!Fethiye’ye havadan giriş yaptım, çok havalı... • Hep havada kalsak olmaz mı Hakan?• Deneriz.• Hakan havada biraz dönelim mi?• Hiiii Hakaaan durabilir miyiz?!?Baş dönmesi eşliğinde, mide bulantısı!Ve iniş... Ne zaman yarım saat geçti? Gökyüzü saatiyle

yeryüzü saati bir değil miydi? • Ben kalk deyince kalk tatlım.• Tamam Hakan. Gökyüzü Hakan’a da iyi geldi Off... Ayaklarım yere bastı yeniden. Çok sıradan. • Caaan! Nasıl geçti?• Midem bulanıyor.• Sanırım benim de. Haydi meyve yemeye.Ofiste herkesin elinde incir, elma... Uçuş sonrası

şartları; meyve yiyin, önemli! Fotoğraflar bir harika. Cd’ye aktarıldı ve tarafımızdan satın alındı. Can çok şeker, her şeyi halletti!

• Hakaaan seni seviyorum! Teşekkürler harikaydı.• Sen de öyle Gökyüzü maceramız bittikten sonra otele

yerleşmek üzere yola çıktık. Kaybolduk herhalde dediğiniz noktada arabanızı park etmeniz gerekiyor.

Ne oluyor yahu otel de nerede demeye kalmadan sizi “kamyojeep” olarak adlandırdığım bir vasıtayla gizli cennete götürüyorlar. Vaauv! Doğa hiç bozulmamış. Her yer mavi ve yeşil. Nee! Rüya mı? Burası gerçek mi? “Kusursuz”un kelime anlamı bu olsa gerek. Sizi resepsiyonda manzaranın karşısındaki iki koltuk karşılıyor. Huzura hoşgeldiniz.

Fethiye’ye gelmekteki asıl nedenimiz yamaç paraşütü yapmaktı. Rezervasyonumuzu yolda tesadüf eseri ‘Nautical’a yaptırdık. Sadece bir gece kalabildik ne yazık ki ama otel paraşütün de önüne geçti. Odamız küçük olmasına rağmen bizi bir sürpriz bekliyordu; balkonda jakuzimiz bile vardı!

Vuff! Tanrım, açlıktan ölüyoruz. Hızlıca bir şeyler yedik diyerek geçemeyeceğim çünkü her şey harikaydı. Bir Ahmet abi var ki mutfak şefi... Bu arada vegan kimdir, ne yer, ne içer bilen Ahmet abi bana kendimi çok özel hissettirdi. İsteyebileceğim her şeyi akşam için hazırlayabileğini söyledi ve ben de seçimi O’na bırakarak en doğrusunu yaptım. Zeytinyağlı taze fasülye bir harika. Diyebilirsiniz ki; taze fasülye ne kadar harika olabilir? Olabilir. Veganlığıma özel ikramlarla birlikte şahane yemekler yedik.

Otelin deniz kısmına gelecek olursak; yapaylıktan oldukça uzak bir tarzı var. Kayaların üstünden yürüyerek iniliyor. “Dur şuraya bir plaj yapalım” denmemiş olması, doğalın korunması nefis. Uff hele geceyse ve denizin içindeki kayaların ortasında ay ışığı da yüzüyorsa sizinle birlikte... Gece denize girin! Lütfen! Suda olmak özgürlüğün diğer adı.

Çalışanlar o kadar güleryüzlüydü ki sanki herkese mutluluk hapı verilmiş gibiydi. Otel müdürü Seda için bunlardan fazlasını söylemeliyim. Farkındaysanız ‘Seda Hanım’ değil, Seda. Resmiyetin soğukluğundan ve yalanından uzak, öyle candan sohbet ediyor ki kesin bir yerlerden tanıyorum diyorsunuz. Bu arada renkli gözlerinden ve bohem tarzından bahsetmiyorum bile.

Ne yazık ki gerçek hayata geri dönmek zorundaydık. Ertesi sabah, kahvaltıdan hemen sonra diğer misafirler dahil herkesle vedalaştık ve yola koyulduk. Neyse ki dönüş yolu da keyifli geçti de gözümüz arkada kalmadı.

Köyceğiz - Yuvarlak Çay, öğle yemeği molası. Gürül gürül akan suyun yanında güveçte, mantar, biber, domates. Hepsi de organik. Çayın ortasındaki salıncak instagram paylaşımları için gayet uygun görünüyor

Bu yolculuk benim için ilklerle dolu oldu. Yol arkadaşlığını, seyahat etmenin özgürlüğünü, bu özgürlüğün aslında insanı olması gereken en doğal haline döndürdüğünü daha iyi anlamış oldum. Haa bu arada birbirinizi eleştirmeyin ne olur. Hele tatilde hiç. Yanında “ben” olabildiğimiz insanlara ihtiyaç var.  I am that I am. 

SevgiyleGüneş Köksal

Instagram: gunes.koksal

Page 44: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 45: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Y A Z I : k u t l u ö z e M r A k

dünya mutfağının en renkli 5 ülkesi olan Lübnan,

Yunan, İspanyol, Meksika ve Hint mutfağının en güzel

örnekleri bu ay derginizde...

eN ReNKlİ

MUTFAĞIDÜNYA5

Page 46: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

LÜBNAN MUTFAĞI

Page 47: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Lübnan mutfağı Güney Doğu, Arap, Ege ve Akdeniz mutfaklarının karışımıdır. Bu yüzden de göz alıcı bir renkliliğe sahiptir. Meze zengini, yoğurdu ve sarımsağı en çok kullanan mutfaktır. Zahter, tabule, humus, lebeniye, falafel bu mutfağın başlıca yemeklerindendir.

LÜBNAN MUTFAĞI

Page 48: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

YUNAN MUTFAĞI

Page 49: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Yunan mutfağı Türk ve İtalyan mutfaklarından etkilenmiş olduğundan zeytinyağı, sebze ve baharatlar bolca kullanılır. Deniz ürünleri bol ve her daim taze olarak tüketilir. Deniz ürünleri ve zeytinyağlı yemekler bu mutfağın baş tacıdır. Türk mutfağında aşina olduğumuz lezzetler, değişik isim ve sunumlarla Yunan mutfağında yer almıştır.

YUNAN MUTFAĞI

Page 50: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

İSPANYOL MUTFAĞI

Page 51: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

İspanyol mutfağında balık ve et başı çekse de sebze kullanımı da yadsınmayacak şekildedir. Akdeniz ikliminin mucizeleri incir, üzüm, zeytin ve narenciye bu mutfağı zenginleştiren öğelerdir. İspanyol mutfağı denildiğinde aklımıza ilk önce Paella ve Tapas gelmektedir. Son derece renkli ve farklı lezzetleri barındıran İspanyol mutfağı Arap yemek kültürünün etkilerini yansıtır.

İSPANYOL MUTFAĞI

Page 52: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

MEKSİKA MUTFAĞI

Page 53: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Baharat ve acının dostluğu Meksika mutfağının adeta temel taşı gibidir. Bu ayrılmaz ikili sayesinde Meksika mutfağı çeşitlenmiş ve lezzetin doruklarına çıkaran yemekleri ortaya çıkarmıştır. Fasülye, mısır ve meyve-sebze çeşitleriyle yapılan yemekler çokca tüketilir. Taco en favori yiyeceklerindendir.

MEKSİKA MUTFAĞI

Page 54: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

HİNT MUTFAĞI

Page 55: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Kuzey, güney, doğu ve batı olarak dört bölgeye ayrılan Hint mutfağı dünyanın en karmaşık ve çeşitli mutfaklarından biridir. Daha çok vejetaryen yemek kültürüne sahip olan bu mutfakta dana harici et çeşitlerine rastlayabilirsiniz. Baharat ve köri bu mutfağın özü sayılır. Köri bizim kullandığımız şekliyle baharat karışımı bir toz değil, her yemeğin kendine özgü yapılan sosuna verilen isimdir. Tatlıdan tuzluya her yemekte baharata rastlayabilirsiniz.

HİNT MUTFAĞI

Page 56: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 57: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Av yasağı 1 Eylül itibariyle kalkıyor. Denizlerimizin nimetlerinden en

doğru şekilde yararlanmak için balıkları mevsiminde avlayıp

tüketmek gerekiyor. Eylül’de hangi balıkları tüketmeniz gerektiğini ve yararlarını merak ediyorsanız, hiç

vakit kaybetmeden yazımızı okuyabilirsiniz.

HANGi BALIK?EYLÜL’DE

Page 58: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Eylül’de Hangi Balık?

SARDALYA: eylül ayında tüketilmesi tavsiye edilen balıkların başında gelir “Sardalya”. Bu dönem iyice yağlanır ve en lezzetli halini alır. Tabii bir de ızgarada yaparsanız parmaklarınızı bile yiyebilirsiniz. Sardalya yüksek besin değerlerine sahiptir. Vitamin ve mineral doludur. omega 3, d vitamini, B12 vitamini, kalsiyum ve fosfor deposudur. Kalp ve beyin dostu bu balığı eylül ayında sofralarınıza misafir edebilirsiniz. Eskiden deniz üstünün ateşle aydınlatılmasıyla avlanmalarından ötürü halk arasında “ateş balığı” diye de anılır.

ÇİNgENE PALAMUDU: Av yasağının kalkmasıyla birlikte ağlar ve tezgahlar “Çingene Palamudu”yla dolup taşmaya başlar. mevsimin en gösterişli ve üç ay boyunca başrolünde olan bir balıktır. Izgara ve fırında yapılması tavsiye edilir. Balık türleri içerisinde en fazla protein ve d vitamini barındırır. Ayrıca fosfor, sülfür ve vanadyum da bolca bulunur. Saçı, cildi ve dişleri besler. Diğer tüm balıklar gibi gözlere faydalıdır.Türleri arasında en zeki, çevik ve süratli bir balıktır.

İSTAvRİT: Denizlerde en çok avlanan ve tüketilen balık türüdür “İstavrit. eylül ayında da iyice lezzetlenir. Tavada pişirmek için idealdir. Izgarası da tavsiye edilir. İstavrit hormon seviyesini düzenler, kolestrol seviyesini ve yüksek kan basıncını düşürür, yüksek oranda omega 3 içerir. migren ve eklem ağrılarına iyi gelir. İstavrit kelimesi Yunan kültüründen gelmektedir.

KIRLANgIÇ BALIğI: Hemen hemen bütün denizlerimizde bulunan “Kırlangıç Balığı” ızgara ve tavaya uygun bir balık değildir. Tavsiye edilen tüketim şekli buğulama ve çorbasıdır. Bembeyaz eti çok lezzetli ve yararlıdır. Kafası, kuyruğu ve kemikleri başlı başına bir tatdır. Protein açısından en zengin balık türüdür. Yağ oranı düşük bir balık olduğundan kırmızı ete göre daha sağlıklıdır.Kırlangıç balıkları, eşiyle veya sevgilisiyle dolaşır. 30 metreye kadar uçabilme yeteneğine sahiptirler.

Page 59: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 60: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Frankfurt’ta düzenlenen tek şarap festivalinde, Rheingau bölgesinin şarap tüccarları 600 çeşit şarabı görücüye çıkarıyor. Şarap tutkunları her yıl Frankfurt’ta çeşit çeşit ve birbirinden güzel şarapları Rheingau Festivali kapsamında keyifle tadıyorlar.

R h e i n g A u Şarap FeStİvalİ

frankfurt, Almanya2-11 Eylül 20151

F e s T İ vA l l e R

Page 61: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 62: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Münİh ekİM FeStİvalİ (OktOberFeSt Münich)

Almanya / Münih19 Eylül – 4 Ekim 20152

F e s T İ vA l l e R

Her yıl 6 milyon kişinin katıldığı Oktoberfest (Ekim Festivali) tam 16 gün sürüyor. Festival Münih Belediye Başkanının büyük bir ahşap bira fıçısına çeşme çakmasıyla start alıyor. Kutlamalar için özel olarak Oktoberfest birası mayalanıyor. Sadece Münih’li bira üreticilerinin bu özel birayı sunmalarına izin veriliyor ve bu sunum adı Bierzelt olan binlerce kişinin sığabileceği devasa çadırlarda yapılıyor.

Page 63: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 64: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Galway UlUSlararaSi İStiridye ve deniz ürünleri FeStivali

İrlanda / Galway24-27 Eylül 20153

F e s T İ vA l l e R

İstiridye açmak, güzellik yarışmaları, deniz ürünleri, şarap ve eğlenceli partiler ilginizi çekiyorsa bu festival tam da size göre. İngiliz The Sunday Times gazetesi tarafından dünyanın en iyi 12 festivali arasında yer alan “galway Uluslararası İstiridye ve Deniz Ürünleri Festivali” her yıl binlerce yerli ve yabancı konuk ağırlıyor.

Page 65: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 66: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

MUtlaka GÖrMenİz Gereken 4 yer

Page 67: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

HUACACHINA (PERU)

ÇöldE vAHA115 nüfusa sahip Peru’nun

güneybatısındaki ica Region’da bulunan bir köy olan Huacachina 1940

ve 1950 yılları arasında Peru’nun zengin iş adamlarının dinlenme yeri olarak kullanılmıştır.

Kum tepelerinin arasında, küçücük bir gölün etrafına kurulmuş bu köy, 1990 yılından

itibaren dünyaya tanıtılmıştır. Turistlerin ilgi odağı olan

Huacachina’nın her geçen gün popülerliği artmaktadır.

MUtlaka GÖrMenİz Gereken 4 yer

Page 68: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

CHEFCHAOUEN / ŞAFŞAvAN

(FAS)Gökyüzü vE CENNEtİN

mAvİSİ1471 yılında Fas’ın kuzeybatısında Rif dağlarının eteklerine kurulan bu şehir

mavi boyalı evleriyle adını duyurmuştur. Mavi renk akımını 1930 yılında İspanya’dan sürülen

Yahudiler başlatmıştır. Bunun nedeni ise mavi rengin gökyüzü, cenneti ve

yardımı sembolize etmesidir. otantik havasıyla sizi etkisi altına alan şehrin rengarenk sokaklarında

kendinizi kaybedebilirsiniz.

Page 69: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 70: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 71: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

dUBROvNIk (HIRvAtİStAN)

CENNEtİN yERyüzüNE yANSImASI

Dubrovnik için Hırvatistan’ın en güzel şehri demek az kalır, burası dünyanın en

güzel ve en görülmesi gereken yerlerinden biridir. Adriyatik denizinin kıyısında yer alan

Dubrovnik Türklerin yanı sıra İngilizlerin de en çok tercih ettiği turistik bir şehirdir.

ortaçağ’dan kalan mimarisi yüzyıllardır özenle korunmuş, çevre adalar ve

kilometrelerce uzanan sahil şeridiyle tatiliniz için ideal bir destination

olacaktır.

Page 72: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

AlBARRACIN (İSPANyA)

ORtAÇAğ’IN AltIN ŞEHRİorta-Kuzey İspanya’da yer alan ve özünü hiç kaybetmeden günümüze kadar gelen bir ortaçağ fotoğrafını andırıyor adeta bu kent. Yapılarda

el ve taş işçiliği, geleneksel süslemeler hakim. Daracık sokaklarda gezerken

sanki geçmişten bir görüntüye rastlayacakmışsınız gibi her binadan

tarih ve hikaye fışkırıyor. Tarihe merakınız varsa bu kent zaten

görüntüsüyle sizi çağıracaktır.

Page 73: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 74: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SArAYBoSnAHÜzÜnlÜ ve GÜzel ŞeHİr

SArAYBoSnAHÜzÜnlÜ ve GÜzel ŞeHİr

Makedonya, Arnavutluk, Karadağ ve Bosna’yı kapsayan Balkan turumun en etkileyici şehirlerinden biri Saraybosna’ydı. Saraybosna’yı birkaç kelime ile özetlemek gerekirse hüzünlü, güzel, huzurlu ve etkileyici bir şehir denebilir. Şehrin bir tarafına baktığınızda mermi izlerini taşıyan binalar, mezarlıklar, diğer tarafında ise güzel kafeler, canlı bir eğlence hayatı… Yani hüzün ve sevinç, ölüm ve yaşam bir arada, tıpkı hayat gibi.

Y A Z I v E F O T O Ğ R A F L A R M Ü B e r r A B A Ğ c I

Page 75: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SARAYBOSNA

SArAYBoSnASArAYBoSnA

Page 76: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Saraybosna, önce osmanlı, daha sonra Avusturya- macaristan hâkimiyetinde kalmış bir şehir. Dolayısıyla mimariden yemeğe kadar bu iki kültürün etkisini görmek mümkün. Özellikle Başçarşı gibi osmanlı mimarisinin korunduğu yerlerde insan kendini yurt dışında değil de Türkiye’de gibi hissediyor.

NERELERİ gEZMELİ?Savaş Tüneli/ Yaşam TüneliŞehrin genelinde savaşın izlerinin görüldüğü bir şehir Saraybosna. Bizim de buradaki gezimizin ilk durağı savaş tüneli/ yaşam tüneli oldu. Bu tünel Bosna Savaşı zamanında havalimanına gelen gıda, ilaç gibi yardımların güvenli bir şekilde ülkeye taşınması amacıyla yapılmış. Yapım aşaması bir hayli zorlu olan bu tünel yaklaşık iki yıl kullanılmış. Yaşam tüneli 10 km uzunluğunda ve tünelin yüksekliği 1,5 metre içinde, bu yüzden içinde yürümek bir hayli zor. Bu tünel şu anda müze haline getirilmiş ve savaş döneminde evini bağışlayan ailenin torunları tarafından idare ediliyor. müzenin içerisinde ne var derseniz, bir odada ziyaretçilere savaşın hikâyesini anlatan bir kısa film izletiliyor. Diğer kısımda ise o dönemden kalma işçi giysileri, tünelin kazılmasında kullanılan aletler, fotoğraflar vs sergileniyor. Ayrıca görmek isterseniz tünelin çok az bir kısmı açık. müzeyi 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Milli KütüphaneTünelden sonra yine savaşı hatırlatan bir başka mekandaydık: Bosna Savaşı’nda topa tutulan milli Kütüphane binası. Saraybosna’nın hafızası olarak bilinen bu kütüphanede pek çok matbu ve el yazması eser ne yazık ki yok olmuş. Bu tarihi bina Avusturya- macaristan imparatorluğu döneminde yapılmış ve önce belediye ve mahkeme binası olarak kullanılmış. Daha sonra ise milli Kütüphane haline gelmiş. restorasyonu 18 yıl süren bina tarihi özelliğini kaybetse de çok güzelliğini koruyor.

BaşçarşıBu hüzünlü manzaralardan sonra eski bir osmanlı mahallesi olan Başçarşı’ya gittik. Başçarşı Saraybosna’nın merkezinde her türlü alışveriş malzemesini bulabileceğiniz büyük ve turistik bir yer. Başçarşı’nın ve Saraybosna’nın sembolü durumunda olan Sebil 1753 tarihinde yapılmış. Sebil şehirde bir buluşma noktası, aynı zamanda etrafında oturup bir şeyler içip dinlenebileceğiniz mekânlar var. Burada bulunan Başçarşı camii ise çarşının kalbi konumunda.

Bakırcılar ÇarşısıÇok eski bir çarşı olan Bakırcılar Çarşısı’nda bakır pek çok ürünü bulmanız mümkün. Bunlar arasında en yaygın olanı ise kahve setleri.

Gazi Hüsrev Camii ve Saat KulesiŞehrin en hareketli noktası Başçarşı civarında bulunan ve şehrin önemli dini yapılarından bir tanesi olan Gazi Hüsrev camii. caminin bahçesinde medrese ve türbe de bulunmakta. Hemen yanında ise Saat Kulesi var.

Sarajeva Müzesi1914’te Latin Köprüsü’nde gerçekleşen ve I. Dünya Savaşı’nın başlamasına sebep olan Avusturya veliahtı franz ferdinand suikastinin yaşandığı yer daha sonra müze haline getirilmiş.

Gazi Hüsrev Begov Bedesteniİçinde hediyelik eşyaların, bakır ürünlerin, şal ve fular tarzı aksesuarların satıldığı bir çarşı.

Ferhadiye CaddesiBaşçarşı civarında yer alan bu cadde oldukça işlek. Araç trafiğine kapalı olan cadde üzerinde sağlı sollu pek çok dükkan bulunmakta.

BAKiRcilAR ÇARŞiSi

Mİllİ KüTüPHAnE

SARAYBOSNA

Page 77: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SAvAŞ TünElİ / YAŞAM TünElİ SAAT KulESİ

Page 78: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SaraybOSna’da ne yeMelİ

Boşnak mantısıBoşnak böreği

Boşnak köftesi cevabiSoğan dolmasıBoşnak kahvesi

FERHADİYE cADDESİ

SARAYBoSnA KATEDRAlİ

SaraybOSna’dan ne alMali?Bakır ürünler, kahve takımla

Page 79: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SARAYBOSNA

Page 80: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Saraybosna Katedraliferhadija caddesi üzerinde bulunan bu katedral şehirdeki Katoliklerin merkezi durumunda.

Kanlı PazarBosna Savaşı sırasında 67 kişinin bomba ile öldürüldüğü yer, bu alan camlı bir bölmeye alınmış. Burası şimdi sürekli pazar olarak kullanılıyor.

Şehitler MezarlığıSaraybosna’da en çok gördüğüm şeylerden bir tanesi şehitlikti. Bu şehitlikte Saraybosna’nın ünlü lideri Aliya İzzetbegoviç’in anıt mezarı da yer alıyor.Şehitler mezarlığından yukarı doğru yürüdüğünüzde şehrin tepe noktalarından bir tanesine ulaşıyorsunuz. Burası manzara izlemek ve fotoğraf çekmek için ideal bir yer. Burada oturup dinlenebileceğiniz ve bir şeyler içebileceğiniz bir alan da var.

Bosna Milli Parkı, Ilıca Parkı, Vrelo ParkıSaraybosna’daki gezimizin sonuna doğru yaklaşırken sırada çok huzur verici, dinlendirici, yemyeşil bir mekan vardı. Burası Vrelo Parkı ya da diğer adıyla Bosna milli Parkı. Bu park Ilıca adlı semtte bulunuyor. Illıca, daha çok cafelerin ve eğlence mekanlarının bulunduğu bir semt. Park, tam bir mesire yeri. Burada yeşilin binbir tonu arasında yürüyüş yapabileceğiniz gibi Aşıklar Yolu’nda faytona da binebilirsiniz. fayton özellikle turistler tarafından tercih ediliyor. Buranın girişinde bir de köşk var. ferdinand’ın kaldığı söylenen bu köşkte Avusturya mimarisinin etkisi görülüyor.

NELER YEMELİ?Boşnak böreği ve Boşnak mantısıBosna’da ne yemeli deyince ilk akla gelen Boşnak böreği ve mantısı oluyor elbette. Ben bunların her ikisini de Başçarşı’da tattım. Börek çok güzeldi, mantı ise üzerindeki yoğurtla beklediği için yumuşaktı. mantı burada iki şekilde yapılıyormuş: biri börek gibi fırınlanarak pişirilip kesildikten sonra üzerine yoğurt dökülen çeşidi. Diğer Boşnak mantısı ise klepe/kelepe denen ravyoliye benzeyen mantı, o çok daha lezzetli oluyor. İlginçtir ki 3. bir çeşit Boşnak mantısını ise daha sonra Bodrum’da Boşnak Köftecisi’nde yedim. o da birer lokmalık kıymalı böreğin üzerine yoğurt dökülerek - sosyete mantısına benzer şekilde- servis edilmişti ve gayet lezzetliydi.

Diğer Bosna LezzetleriBosna deyince akla hemen börek ve mantı gelse de tabii yemek kültürü bundan ibaret değil. Bana tatmam önerilen lezzetlerden biri soğan dolması idi. Öne cıkan bir başka lezzet size Balkan turu boyunca karşılaştığım cevabici/cevapcici gibi adlandırmaları olan köfteydi. Bir de yine Balkan mutfağında önemli yere sahip kuru etten bahsetmek gerek. Kuru etin tadı pastırmayı andırıyor, ancak belirgin bir is kokusu var. Bunlar dışında “cevap” olarak da adlandırılan papaz kebabı, bizde de papaz yahnisi olarak bilinen et yemeği. Bosna’nın geleneksel mutfağında yer alan kebap çeşitleri osmanlı mutfağı ile ilişkisini göstermekte.Tatlı olarak ise meşhur Balkan tatlısı trileçenin yanı sıra sütlaç, kadayıf, kalburabastı gibi geleneksel Türk tatlılarını da menülerde görebiliyorsunuz. Tabii osmanlı mutfağı ile etkileşimine değinmişken Avusturya mutfağının etkisine de işaret etmemiz gerekir. Özellikle hamurlu ve almalı tatlı çeşitleri oldukça lezzetli.

Boşnak KahvesiKahve Boşnak kültüründe önemli bir yere sahip. Kahve cezvede geliyor, içinde iki fincan kahve ve yanında lokumla şık bakır aksesuarla sunuluyor. Bosna’da kahve için kullanılan yaklaşık 20 adlandırma varmış. Karşılama kahvesi, sohbet kahvesi, efkar dağıtma kahvesi, alışkanlık kahvesi, üst üste içilen kahve, ikindi kahvesi gibi. Biz de günün sonuna doğru yaklaşırken yine tarihi bir mekan olan moriça Han’da bir yorgunluk kahvesi içtik.

Saraybosna doğal güzelliği, tarihi yapısı, mutfak kültürü ile kesinlikle görülmesi gereken güzel şehirlerden biri.

ilicA PARKi

Page 81: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

SARAYBOSNA

ilicA PARKi

SaraybOSna’da nerelerİ GÖrMelİ?

Yaşam tüneliSebil

Başçarşı ve çevresiGazi Hüsrev Bey camii

Şehitlik, İ. Begoviç’in mezarılatin köprüsü

Bedestenkatolik katedrali

Moriça Haneski kütüphane

Sarı tabya

Page 82: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

ZEUS’UN CENNET ADASI

THASSOS

Page 83: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

THASSOS (TAŞOZ ADASI)

Page 84: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

Yunan mitolojisi Zeus’un hikayeleriyle bezelidir malumunuz. İşte bu cennet ada da Zeus’un Phonecian kraliçesini kaçırdıktan sonra bir süre sığındığı ada olarak yer almıştır mitolojide. Thassos, bizim bildiğimiz adıyla Taşöz adası ege Denizi’nin kuzeyinde, Yunanistan’ın Kavala iline bağlı bir adadır. Bizans kalıntıları ve antik tiyatrolarıyla tarihi bir görsellik sunan bu ada antik devirde mermeri ile de ün salmıştır.

Keramoti kasabasından feribot ile yaklaşık 40 dakikada Thassos’a ulaşıyorsunuz. Adayı hızlı bir tur ile 4 saatte gezebiliyorsunuz. Koyların güzelliğine aldanmayıp dilerseniz tüm gününüzü adadaki şirin kasaba ve köyleri gezerek değerlendirebilirsiniz.

Adanın en önemli yerleşim bölgeleri Potamia, Skala rahoniou, Potos, Neos Prinos, Aliki ve Sotiras’dır. oldukça güzel kumsallara sahip olan bu ada eğlence mekanından çok sakinlik arayanlar için birebirdir. Lüks otellerin yanı sıra, küçük butik otelleri daha ilgi çekicidir. merkezde ya da denize sıfır otel/pansiyon’larda konaklayabilirsiniz.

coğrafya bakımından şanslı olan Thassos, çok zengin ve gelişmiş bir deniz ürünleri menüsüne sahiptir. Ahtapot bacağı, peynir ve domatesle doldurulmuş kalamar, füme uskumru, sebzeli pilav üzerinde soslu karides, midyeli saganaki, hamsi mutlaka tatmanız gereken lezzetlerden birkaçı. Deniz ürünlerinin yanı sıra Türk mutfağına çok benzer lezzetler de menüde yer alır. Yunan usulu soslu-yoğurtlu köfte, yaprak sarma, caciki, musakka, patlıcan ve kırmızı biber mezeleri, mücver, etli dolma, kaşarlı mantar dolma ve greek salad gibi.

Thassos adasının her plajı tarifsiz bir güzelliğe sahiptir. Gidebileceğiniz plajları şöyledir; Tosca Beach, Papalimani Beach, La Scala Beach, Alyki Beach, Golden Beach, elia Beach, Glifoneri Beach, Psili Ammos Beach, Atrium Beach, Saliara marble Beach, Agios Ioannis Beach.

Gözleriniz yeşil ve mavinin her tonunu bu adada görecek, hayalinizdeki o bembeyaz kumlu plaj ve denizlerin adeta ayağınızın altına serildiğine şahit olacaksınız.

THASSOS (TAŞOZ ADASI)

Page 85: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 86: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

mAKedoNYA CUMhURİYETİBAŞkent ÜsküpnÜfuS 2.3 milyonpArA BIrİMİ Denar ( MKD ) BAĞIMSIzlIk 8 Eylül 1991reSMİ Dİl Makedonca, bölgesel olarak Türkçe, Arnavutça, Sırpça

ulAŞIM Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yollarının hemen hemen her gün Üsküp’ e tarifeli seferleri vardır. Karayolu ile ulaşım sağlayan otobüs firmalarıd mevcuttur.

1 Lira = 18 Denar1 Euro = 61 Denar

ÜSkÜp’ De GörÜlMeSİ Gereken Yerler ;Üsküp Kalesi ( MS. 6. yy ) Mustafa Paşa Cami ( 1492 ) Davud Paşa Hamamı ( 15.yy ) Kapan Han ( 15.yy )Kurşunlu Han ( 16.yy )İshak Bey Cami ( 15.yy)Murat Paşa Cami ( 15.yy)İsa Bey Cami ( 15.yy )Osmanlı Bedesteni ( 15.yy)Bey Kulesi ( 17.yy ) Saat Kulesi ( 16.yy)Makedonya bağımsızlık takıMakedonya mücadele müzesiArkeoloji MüzesiŞehir MüzesiUlusal MüzeMilenyum HaçıAziz Ohrid Kliment KatedraliAziz Saviour Kilisesi

Bakanların renkli ülkesiMakedonya’nın başkenti

Üsküp’den merhaba .

Üsküp’ün kalbi Makedonya Meydanı’nda

Makedon tarihinin izleri görülmekte.Meydanın

orta yerindeki Büyük İskender heykeli.

Makedonya Meydanında sevgi temalı bir heykel çalışması.

Merkez ve Vardar Nehri kıyısında yer alan parkların yeşilliğişehrin doğal dokusunun korunduğunun göstergesidir.

Page 87: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

FoToGEZİFOTOĞRAFLAR: çETİN GÜNEY

Yüksek bütçelerle Şehrin kalbine konumlandırılan heykeller tarihi

Üsküp şehrini açık hava müzesine dönüştürmektedir.

Makedon birası Skopsko’nun tadına keyifli yürüyüşler sonrası şehrin her köşe başında bakabilirsiniz.

Vardar Nehri üzerindeki 15.yy 12 kemerli Taş Köprü Türk bölgesi ve yeni Üsküp’übirleştiren şehrin simgelerindendir.

Üsküp şehrini ikiye ayıran Vardar Nehri kıyısındaki yürüyüş parkurları sonbahar gezintilerinin olmazsa olmazıdır.

Vardar Nehri’nin güneyinde yer alan yerleşim yerleri şehrin en hareketli noktalarıdır. Üsküp Kalesi’nin çevresi ve Vardar Nehri

nin kuzeyi Türk yerleşimi olarak bilinir.Şehrin diğer bölgelerinde Türk izlerine rastlanmaktadır.Halk Bankası ülkenin en büyük bankalarından biridir ve reklam panolarında sıklıkla görülür.

Page 88: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

A U g U S T 2 0 1 4 J T O P g E A R . C O M

inSTAgRAM: YEME İÇME AŞKINAgourmetS

travelaND

KUTLU ÖZEMRAK

Page 89: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1
Page 90: Travel And Gourmets - Eylül 2015 - Sayi 1

ONLINE HAFTALIK FİLM KÜLTÜRÜ DERGİSİ

ISSUU UYGULAMASI İLE IPAD, IPHONE VE ANDROID’LERDE

ARKA PENCERE

ARTIK HER YERDE OKUNABİLİYORUZ!

issuu