t.c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ gÜzel sanatlar …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts02942.pdf ·...

70
 T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GRAFİK ANASANAT DALI DİJİTAL İLLÜSTRASYON TEKNİĞİ İLE TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE İNSAN APENDİKÜLER İSKELET KEMİKLERİ TIBBİ İLLÜSTRASYON UYGULAMALARI Serap YILMAZ Yüksek Lisans Tezi Danışman: Yrd. Doç. Murat ÇELİKER ISPARTA, 2017

Upload: others

Post on 30-Jan-2021

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  •  

    T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

    GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GRAFİK ANASANAT DALI

    DİJİTAL İLLÜSTRASYON TEKNİĞİ İLE TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE İNSAN APENDİKÜLER İSKELET KEMİKLERİ TIBBİ

    İLLÜSTRASYON UYGULAMALARI

    Serap YILMAZ

    Yüksek Lisans Tezi

    Danışman: Yrd. Doç. Murat ÇELİKER

    ISPARTA, 2017

  • i

    ÖNSÖZ

    İlk çağlardan bu yana insan hayatında olan illüstrasyon, görsel iletişimin temel

    araçlarından biridir. Günümüzde teknolojik ilerlemelerle birlikte sürekli değişen ve gelişen

    illüstrasyon sanatının, farklı uygulama alanları ile disiplinlerarası iletişim sağladığı

    görülmektedir.

    Bilim ve sanatın ortak dilini oluşturan tıbbi illüstrasyon, tıp alanında görsel ve eğitsel

    bir eksiliği tamamlamaktadır. Tıbbi illüstrasyonun tanımı ve uygulama süreci ile tıp ve sanat

    disiplinlerinin birbirleri için gerekliliklerinin incelendiği çalışmada, tıbbi illüstrasyonun bilgi

    aktarımına ve tıp eğitimine sağladığı katkıları anlatmak amaçlanmıştır.

    Bu çalışmanın ortaya çıkış sürecinde, lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca

    eğitimdeki özverili çabalarıyla daima örnek olduğu gibi çalışmamın her aşamasında da aynı

    özveriyle destek veren danışmanım Yrd. Doç. Murat Çeliker’e, lisans eğitimim boyunca

    sağladığı bilgi ve disiplin için sayın hocam Prof. Dr. Ali M. Bayraktaroğlu’na, çalışmamın

    ortaya çıkmasında görüşleriyle destek olan değerli hocam Yrd. Doç. Ece Çalış Zeğerek’e,

    sahip olduğu bilgi ve birikimleriyle tez sürecinde desteklerini esirgemeyen tıbbi illüstratör

    sayın hocam Prof. Dr. Ahmet Sınav’a, tıbbi illüstrasyon alanında başarı elde etmenin yollarını

    gösteren tıbbi illüstratör sayın Dr. Levent Efe’ye, her kararda yanımda olarak sağladığı

    imkanlar için aileme ve kaynaklarından yararlandığım tüm araştırmacılara teşekkür ederim.

    SERAP YILMAZ

    Isparta, 2017

  • ii

    ÖZET

    DİJİTAL İLLÜSTRASYON TEKNİĞİ İLE TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE

    İNSAN APENDİKÜLER İSKELET KEMİKLERİ TIBBİ İLLÜSTRASYON

    UYGULAMALARI

    Serap YILMAZ

    Süleyman Demirel Üniversitesi,

    Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik Anasanat Dalı, Yüksek Lisans Tezi

    Yıl: 2017, Sayfa: 61

    Danışman: Yrd. Doç. Murat ÇELİKER

    Bilim, yayın ve reklam başta olmak üzere birçok alanda kullanılan illüstrasyon,

    günümüz tıp biliminde bir gereklilik haline gelmiştir. Tıp eğitimi başta olmak üzere, bilimsel

    çalışmalar ve toplumsal bilgilendirmelerde insan vücudunun daha net ve anlaşılır şekilde

    görüntülenmesi tıbbi illüstrasyonlar ile mümkün olabilmektedir.

    Görselleştirmenin tıp bilimi tarihi boyunca vazgeçilmez bir araç oluşu göz önüne

    alınırsa, kaliteli bir tıp eğitiminin parçası -yeterli bilimsel düzeye sahip- tıbbi illüstrasyonlar

    olmalıdır. Aynı şekilde, illüstrasyonun anlaşılır bir biçimde uygulanması da tıp bilgisinin

    doğruluğunu yansıtması açısından son derece önemlidir. Bu yüzden, tıbbi illüstrasyonun etkili

    bir aktarım sağlayabilmesi ancak yeterli tıp ve sanat bilgisi ile mümkün olabilmektedir.

    Bu çalışmayla, tıbbi illüstrasyonun tarihsel gelişimini, tekniklerini ve tıp biliminde

    illüstrasyonun gerekliliğini vurgulamak amaçlanmıştır. Tıbbi illüstrasyonun uygulama

    aşaması için günümüzde en yaygın teknik olarak kullanılan dijital illüstrasyon tekniğine

    başvurulmuştur. İnsan hareket sisteminde yer alan apendiküler iskelet kemiklerinin dijital

    illüstrasyon tekniği ile oluşturulan uygulama örneklerine yer verilmiştir.

    Anahtar Kelimeler: Tıbbi illüstrasyon, Hareket sistemi, Tıbbi illüstratör, Dijital

    illüstrasyon, Tıp eğitimi.

  • iii

    ABSTRACT

    PROCESS OF MEDICAL ILLUSTRATION WITH DIGITAL PAINTING AND

    MEDICAL ILLUSTRATION APPLICATIONS OF HUMAN APPENDICULAR

    SKELETON BONES

    Serap Yılmaz

    Süleyman Demirel University,

    Institute of Fine Arts, Graphic Department, MA Thesis

    Year: 2017, Pages: 61

    Supervisor: Asst. Prof. Murat ÇELİKER

    The illustration, including science, publications and advertisements, has become a

    necessity in today's medical science. Especially in medical education, medical studies and in

    social information, it is possible to visualize the human body in a clear and understandable

    way through medical illustrations.

    Considering it is an indispensable tool visualization throughout the history of medical

    science, is part of a quality education in medicine, should be sufficient scientific level with a

    medical illustrations. Illustration implementation understandably, is extremely important in

    terms of reflecting the accuracy of medical information. Therefore, medical illustration can

    provide an effective transfer is only possible with sufficient knowledge of medicine and the

    arts.

    With this work, it is aimed to emphasize the historical development, techniques of the

    medical illustration and necessity of illustration in medical science. Digital illustration

    technique, which is the most common technique used today, has been applied for the

    application phase of the medical illustration. Examples of applications created by the digital

    illustration technique of the appendicular skeleton bones in the human motion system are

    given.

    Key Words: Medical illustration, Locomotor system, Medical illustrator, Digital

    painting, Medical education.

  • iv

    İÇİNDEKİLER

    Sayfa No

    SUNUŞ .......................................................................................................................................i

    ÖZET ........................................................................................................................................ii

    ABSTRACT .............................................................................................................................iii

    RESİMLER DİZİNİ ................................................................................................................v

    GİRİŞ ........................................................................................................................................1

    I. BÖLÜM

    1. TIP BİLİMİNDE İLLÜSTRASYON ................................................................................ 3

    1.1. Tıbbi İllüstrasyon Nedir? .............................................................................................. 4

    1.2. Tıbbi İllüstrasyonun Tarihsel Gelişimi ......................................................................... 6

    1.2.1. Tarih Öncesi ve İlk Çağda Tıbbi İllüstrasyon .......................................................7

    1.2.2. Avrupa’da Tıbbi İllüstrasyon .............................................................................12

    1.2.3. Osmanlı İmparatorluğu’nda Tıbbi İllüstrasyon ...................................................23

    1.2.4. XXI. Yüzyılda Tıbbi İllüstrasyon .......................................................................27

    1.3. Tıp Biliminde Tıbbi İllüstrasyonun Gerekliliği ..........................................................32

    II. BÖLÜM

    2. TIBBİ İLLÜSTRASYON UYGULAMA SÜRECİ VE TEKNİKLERİ .......................36

    2.1. Araştırma ve Ön Hazırlık Süreci ................................................................................37

    2.2. Geleneksel Teknikler ..................................................................................................39

    2.3. Bilgisayar Destekli Teknikler .....................................................................................43

    2.3.1. İnsan Apendiküler İskelet Kemikleri Tıbbi İllüstrasyon Uygulamaları ............49

    III. BÖLÜM

    3. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ...................................................................................54

    KAYNAKÇA ..........................................................................................................................57

  • v

    RESİMLER DİZİNİ Sayfa No

    Resim 1. Frank H. Netter’e Ait Tıbbi İllüstrasyon Örneği ........................................................ 3

    Resim 2. Retrobulber Anestezi Enjeksiyonu İllüstrasyonu, Dr. Levent Efe ….......................... 5

    Resim 3. Kanun fi’t-Tıb’ın Avrupa’da Basılan Nüshası …....................................................... 6

    Resim 4. Ramesseum Papyrus, James E. Quibell, M.Ö. 2000 ................................................. 8

    Resim 5. Edwin Smith Cerrahi Papirüsü, M.Ö. 1600 .............................................................. 8

    Resim 6. Ebers Papirüsü, M.Ö. 1600 ........................................................................................ 8

    Resim 7. The Book Of The Dead, M.Ö. 1300 ........................................................................... 9

    Resim 8. Plastik Burun Ameliyatı, Sushruta, M.Ö. 600 .......................................................... 10

    Resim 9. Karşıdan Görünen Ayak Çizimi Örneği, M.Ö. 510–500 ......................................... 10

    Resim 10. Kan Dolaşımı Şeması, Galenus .............................................................................. 11

    Resim 11. Battle of Ten Nude Warriors, Antonio de Pollaiuolo, 1472 …............................... 12

    Resim 12. Diseksiyonu Tanımlayan Ağaç Baskı Örneği, Mondino da Luzzi, 1478 ............... 13

    Resim 13. Fasciculus Medicinae’ye Ait Bir Sayfa, 1491 ........................................................ 13

    Resim 14. Leonardo da Vinci’ye Ait Tıbbi İllüstrasyon Eskizleri ......................................... 14

    Resim 15. Vitruvian Man, Vitruvius Pollio, M.Ö. 20-30 ........................................................ 14

    Resim 16. Vitruvian Man, Leonardo da Vinci, 1490 .............................................................. 14

    Resim 17. De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem, Andreas Vesalius, 1543 .................. 15

    Resim 18. De dissectione partium corporis humani, Charles Estienne, 1545 ........................ 16

    Resim 19. De re Anatomica, Mateo Realdo Colombo, 1559 .................................................. 16

    Resim 20. Historia de la composicion del cuerpo humano, J. Valverde, 1560 ...................... 17

    Resim 21. El Cerrahisi, Ambroise Pare, Les Ouvres, 1564 .................................................... 17

    Resim 22. De Anatome Corporis Humani, Vidi Vidii Florentini, 1611 ................................. 18

    Resim 23. De Motu Cordis, William Harvey, 1628 ................................................................18

    Resim 24. Dr. Nicolaes Tulpius’un Anatomi Dersi, Rembrandt, 1632 ................................... 19

    Resim 25. Cerebri Anatomy, Christopher Wren, 1664 ............................................................ 19

    Resim 26. Anatomia Humani Corporis, Govert Bidloo, 1685 ................................................ 20

    Resim 27. Tabulae Sceleti Musculorum Corporis Humani, Vandelaar ve Albinus, 1747 ..... 20

    Resim 28. Practice of Midwifery, William Smellie, 1754 ...................................................... 21

    Resim 29. Elin Kas Yapısı, C. Bernard ve C. Huette, 1848 .................................................... 21

    Resim 30. Boyun Diyagramı, Henry Vandyke Carter, 1858 .................................................. 22

    Resim 31. Brödel Çizgisini Tanımlayan Örnek İllüstrasyon, Smith ve Tanagho, 2012 ......... 22

    Resim 32. Kemik İliği Biyopsisini Anlatan Tıbbi İllüstrasyon, Frank H. Netter .................... 23

    Resim 33. Cerrahhiyyetü’l Haniyye, Sabuncuoğlu Şerefeddin, 1465 ..................................... 24

    Resim 34. Ürogenital Sistem Şeması, Şemseddin-i İtaki ........................................................ 25

    Resim 35. Miyârü’l-Etibbâ, Şanizade M. Ataullah ................................................................. 26

  • vi

    Resim 36. Body World Sergisinden Bir Fotoğraf, İstanbul, 2010 ........................................... 27

    Resim 37. Prostat Kanseri Gösteren Dijital İllüstrasyon, Body Scientific .............................. 28

    Resim 38. Dış Kulağı Tanımlayan İllüstrasyon, Ahmet Sınav ............................................... 29

    Resim 39. Robotik Timektomiyi Tanımlayan Ödüllü İllüstrasyon, Levent Efe .................... 29

    Resim 40. Kadınlarda Kardiyovasküler Hastalıklar, Christy Krames ..................................... 30

    Resim 41. Bir Sandviçin Olağanüstü Sindirim Yolculuğu Makalesi, Arthur Lidov, 1962 .....33

    Resim 42. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dergisi, Levent Efe, 2017 ................................. 33

    Resim 43. Tıbbi İllüstrasyon Kaynak Kitabı, AMI ................................................................. 33

    Resim 44. Sezaryen İşlemi İllüstrasyonu, Christy Krames .................................................... 34

    Resim 45. Kardiyovasküler Sistem, CIBA, Frank H. Netter .................................................. 35

    Resim 46. Rahimdeki Fetüsü Anlatan Bir Eskiz, Leonardo da Vinci ..................................... 38

    Resim 47. Altamira Mağarasındaki Figür Çizimleri ................................................................39

    Resim 48. Kol Yapısını Tanımlayan Kara Kalem Tekniği, Tasha Obrin, 2012 ...................... 40

    Resim 49. Kemik Yapısını Tanımlayan Kuru Kalem Tekniği, Timothy H. Phelps ................ 40

    Resim 50. Pelvisi Tanımlayan Pastel Kalem Tekniği, Medical-Artist ................................... 41

    Resim 51. Omuriliği Tanımlayan Suluboya Tekniği, Frank H. Netter ................................... 41

    Resim 52. Kafatasını Alttan Gösteren Guaj Boya Tekniği, Patrick Lynch, 2007 .................. 42

    Resim 53. Akciğeri Tanımlayan Mürekkep Tekniği, Mesa Schumacher ................................42

    Resim 54. Boyun Yapısını Tanımlayan Akrilik Boya Tekniği, Jane Lichorowic .................. 43

    Resim 55. Grafik Tablet ve Kalem Teknolojisi ....................................................................... 44

    Resim 56. Sanal Gerçeklik (VR) Teknolojisinde Anatomi İncelemesi ................................... 44

    Resim 57. 3D Model Uygulaması, Biodigital, 2017 ................................................................ 45

    Resim 58. 3D Yazıcıda Kalp Baskısı ....................................................................................... 46

    Resim 59. Organların Piksel Görüntüleri ................................................................................. 46

    Resim 60. Piksel Tabanlı Böbrek Kesiti İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2016 .......................... 47

    Resim 61. İnsan Derisini Gösteren Vektör Tabanlı İllüstrasyon ............................................. 48

    Resim 62. Kürek Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 49

    Resim 63. Köprücük Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017............................................ 50

    Resim 64. Kol Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................... 50

    Resim 65. Ön Kol ve Dirsek Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .............................. 50

    Resim 66. El Kemikleri İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 51

    Resim 67. Kalça Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 52

    Resim 68. Uyluk Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ................................................ 52

    Resim 69. Diz Kapak Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ......................................... 52

    Resim 70. Baldır ve Kaval Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ................................. 53

    Resim 71. Ayak Kemikleri İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ............................................... 53

  • 1

    GİRİŞ

    Fransızcadan dilimize geçen ve Türkçe karşılığı “resimleme” olan

    illüstrasyon, açıklamak, süslemek veya örneklendirmek amaçlı hedef kitleye

    iletilmek istenen mesajı resimlendiren sanat dalı olarak tanımlanabilir. Grafik

    tasarımın bir dalı olan illüstrasyonun amacı, hikaye, şiir ve makale gibi metin

    bilgilerini görsel tasarım uygulamalarıyla açıklamak ya da ilintili oldukları konuları

    görselleştirerek, kolayca algılanmasına yardımcı olmaktır (Gikow, 1991:10).

    Bilim, teknoloji ve sanat alanlarındaki gelişmeler, yeni yaklaşımları ortaya

    çıkarmaktadır. Bu yaklaşımları tek bir alanda düşünme ve değerlendirme dönemleri

    geride kalmıştır. Günümüzde birbirinden farklı disiplinler etkileşim halindedir, bu da

    bizi disiplinlerarası olarak adlandırılan bir sürece götürmektedir. Dolayısıyla tıp ve

    illüstrasyon disiplinlerinin birlikte anılması disiplinlerarası bir süreci başlatmaktadır.

    Bu bağlamda, tıbbi illüstrasyondan bahsederken tıp alanından soyutlayarak

    açıklayabilmek mümkün değildir. Öte yandan tıp bilimi, insan vücuduyla

    ilgilenmektedir, detaylı cerrahi teknikler ve radyolojik işlemler uygulamaktadır. Bu

    uygulamaların görsel anlatımla desteklenmesi ve bilgilendirmeyi amaçlaması yayın

    alanında önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, hedef kitleyi bilgilendirmek ve

    bilinçlendirmek amacıyla yapılan infografikler ve ortaya çıkan yeni tıbbi teknikler

    veya araçların tanıtımında tıbbi illüstrasyonlardan yararlanılmaktadır.

    İllüstrasyon, yayın dünyasında; öğretici, bilimsel, teknik ve mesleki

    illüstrasyonlarda; ayrıntıları vurgulayarak güçlü bir anlatım aracı olarak yer

    almaktadır (Özdemir vd., 2003:248). Dolayısıyla, tıp eğitiminde de insan vücudunun

    görüntülenmesinde kullanılan illüstrasyonların öğretici ve kalıcı bir anlatım sağladığı

    söylenebilir. Büyükmumcu vd. (2013:72), “bir öğrenme etkinliği ne kadar çok duyu

    organına hitap ederse o kadar kalıcı bir öğrenme sağlanır ve unutma geç olur”

    ifadesiyle kalıcı öğrenme ve duyu organlarının arasındaki ilişkiyi vurgulamıştır.

    Akman vd., (2009:1)’e göre, sanatın tıp eğitiminde iki farklı işlevi vardır; “hastaların

    görsel bulgularını daha iyi tanımlama veya belirsizlikle baş etme becerisinin

    geliştirilmesi gibi enstrümantal (araçsal) işlevler ve kişisel gelişim, biyomedikal

    perspektifin ötesinde düşünme ve kendini ifade etme biçimlerinin geliştirilmesi gibi

  • 2

    enstrümantal olmayan (araçsız) işlevler” olduğunu belirterek tıp eğitiminde sanatın

    yerini vurgulamıştır.

    Tıbbi illüstrasyonun gelişimi tıp alanındaki bilimsel yeniliklere paralel bir

    şekilde süregelmiştir. Öyle ki, tıp biliminde öğrenme alanlarının sürekli genişlediği

    ve yeni uzmanlık alanlarının oluştuğu görülmektedir. Bu hızlı gelişme, görsel

    kaynakların da aynı paralelde geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir (Sınav,

    2008b:55). Günümüzde tıbbi illüstrasyon, teknolojinin sağladığı imkânlarla daha

    etkili ifade araçlarına kavuşmuştur (Seylan, 2016:85). Bu illüstrasyonların

    oluşturulmasında, sanatçının gerekli araştırma ve ön hazırlık sürecinden geçerek

    konuyu tam olarak özümsemesi ve dijital veya geleneksel tekniklerden yaralanarak

    konuyu en anlaşılır ve etkin şekilde ifade etmesi büyük önem taşımaktadır (Özdemir

    vd., 2003:248). Öyle ki, sanatçının yaptığı iki veya üç boyutlu ya da hareketli dijital

    illüstrasyonlar gerçek bilgileri ortaya koyması açısından oldukça eğitici olmaktadır

    (Akar, 2015:355).

    Konu ve problem ilişkisi bağlamında, tıp biliminde bir gereklilik haline gelen

    illüstrasyonun, kullanım alanlarının -özellikle dijital çağla birlikte- daha da geniş

    alanlara hitap etmesi gerektiği ve tıbbi illüstrasyonun oluşum sürecinde nitelikli

    eserlerin ortaya koyulabilmesinin tıp ve sanat alanlarında yetkinlik gerektirdiği gibi

    sorunlar ele alınacaktır. Tıbbi illüstrasyonun tanımı ve uygulama süreci ile tıp ve

    sanat disiplinlerinin birbirleri için gerekliliklerini inceleyen bu çalışma, tıbbi

    illüstrasyonun tıp biliminde önemli gelişmeler sağlayabileceğini anlatmak amacıyla

    yapılmıştır.

    Tıp bilimi ve illüstrasyon sanatının birbirleri için gerekliliklerinden ve tıbbi

    illüstrasyonun gelişim sürecinden uygulama örnekleriyle bahsedilecektir. Ayrıca, tıp

    alanında sanatın varlığının eğitim ve birçok alanda olumlu gelişmeler sağlayacağı

    varsayılmıştır. Literatür taramaları, Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesi,

    Pamukkale Üniversitesi Kütüphanesi, süreli yayınlar ve internet ortamındaki bilimsel

    kaynaklardan yapılmıştır.

  • 3

    I.BÖLÜM

    1. TIP BİLİMİNDE İLLÜSTRASYON

    İnsanoğlu imgeyi, görme ile ilişkilendirerek ve bir anlam vererek

    tanımlamaktadır. Bu tanımlama, insanlararası iletişim dilini oluştururken, görsel ve

    işitsel duyuların önemini de anlatmaktadır. Resmin iletişim dili olarak, tarih

    kaynaklarında yazıdan daha önce var olduğunu görmekteyiz. Buna ek olarak, sanatın

    alegorik, tarihsel ve bilimsel birçok konuyu görselleştirdiği bilinmektedir (Seylan,

    2016:86).

    Bilim alanında görsel materyal kullanımı, öğrenmenin hızı ve kalıcılığı

    konusunda etkilidir. Sayfalarca yazı ile anlatılan olgu, tek bir resimle daha kolay

    ifade edilebilmektedir (Küçük, 2009:43). Seylan (2016:89)’a göre illüstrasyon,

    anlamlandırma sürecinde dil farklılıklarından ve teknik terminolojiden kaynaklanan

    problemlerin de kolaylıkla aşılmasına yardımcı olmaktadır. Amerikalı tıp ressamı

    Frank H. Netter bir makalesinde “insanlar bir konuyu anlamışlarsa onu kafalarında

    üç boyutlu olarak hayal edebiliyorlar demektir” ifadesini kullanmıştır (Sınav,

    2008b:54). Öte yandan Burdett (2001:70)’e göre, zihinde bir resim oluşturmadan

    bilginin hafızada kalıcılığının uzun ömürlü olmayacağı otoritelerin hemfikir olduğu

    bir düşünce olarak kabul edilmektedir. Konunun anlaşılırlığı ile hayali resim

    oluşturma arasındaki bu güçlü bağ, insanın öğrenmesinde ne kadar çok görsel

    duyuya hitap edilirse o kadar çabuk ve kalıcı öğrenme sağlanacağının bir kanıtı

    olarak kabul edilebilir.

    Resim 1.: Frank H. Netter’e Ait Tıbbi İllüstrasyon Örneği

  • 4

    Kalıcı öğrenmenin görsel hafızayla ilişkisi olduğunu eğitimde sıklıkla

    görebiliriz. Bedene dair öğrenilen yeni bilgi ve kullanılan tedavi yöntemi görsel

    kaynak oluşturularak eğitimde kullanılmıştır. Günümüzde öğrenilen birçok tıbbi

    bilgi, bu kaynaklar sayesinde gelişim göstermektedir. Bu yüzden ameliyat

    tekniklerinin, protezlerin, dokuların, hatta hastalıkların oluşum sürecinin illüstrasyon,

    animasyon veya video yoluyla anlatılma ihtiyacı ve zorunluluğu her zaman devam

    edecektir (Akar, 2015:368).

    1.1. Tıbbi İllüstrasyon Nedir?

    Görselliğin önemine bağlı olarak, herhangi bir konuyu anlamaya, özellikle

    anlatmaya çalışırken konu ile ilgili resim veya şema çizmenin insanın doğal

    içgüdülerinden meydana gelen bir faaliyet olduğu söylenebilir (Netter, 1967:166). Bu

    faaliyetlerin kısa tanımı olarak bilinen illüstrasyon, metinlerin, fikirlerin

    betimlenmesi amacıyla uygulanan en yaygın resimleme türüdür (Becer, 1990:210).

    Fleisman’a göre, “... yazılı bir metine eşlik eden ve onu tamamlayan bir çizimin

    üretim sürecidir.” (2004:3). Saçan (1998:1)’a göre ise, ilintili olduğu metni

    tanımlayıp, değişik anlam ve boyutlarda yeniden algılanmasına yardımcı olmaktadır.

    İllüstrasyon bir sanat dalı, tıbbi illüstrasyon ise bilimsel bilginin aktarılmasını

    sağlayan bu sanatın bir alt dalıdır (Yıldırım, [22.09.2016]). Tıbbi illüstrasyon,

    bilimin ve illüstrasyon sanatının birleşerek tıp biliminde uygulama alanı bulmasıdır

    (Özdemir vd., 2003:249). Tıbbi İllüstratörler Derneği (AMI)’nin tanımıyla tıbbi

    illüstrasyon, tıbbi veya biyolojik bilgileri taşıyan, maddi veya sanal bir ortamda ifade

    edilen, sanat becerilerinin sonucunda oluşan bir görsel ifadedir (Seylan, 2016:89).

    Sanatsal becerinin yanı sıra tıbbi bilginin de önemli oluşundandır ki, resmedilen

    konunun eksiksiz anlatılabilmesi ancak o konu hakkında elde edilen detaylı bilgiyle

    mümkün olmaktadır. Öyleyse tıbbi illüstrasyon, tıp bilimindeki bilgilerin ve

    metinlerin yorumlanması ve resimlendirilmesi olarak tanımlanabilir.

    Tıbbi illüstrasyonun amacı, karmaşık metinleri veya görüntüleri en anlaşılır

    biçimde aktarmayı mümkün hale getirmektir. Öyle ki, illüstrasyonun anlaşılır bir

    biçimde uygulanması tıp bilgisinin doğruluğunu yansıtması açısından son derece

    önemlidir. Örneğin; Kitabü’l Haşhayiş ile Acâibü’l Mahlûkât ve Garâibü’l-Mevcûdât

  • 5

    gibi eserler yüzyıllar boyunca doğaya bakılmadan tekrar kopya edilerek

    çoğaltılmıştır. Bu çoğaltma sırasında sanatçının atladığı bazı ayrıntılar ya da yaptığı

    bazı değişiklikler kopyaların asıl örnekten farklılaşmasına neden olmuştur.

    Kopyalamalar sonucunda giderek deforme olan bazı tasvirler doğal halinden

    uzaklaşmıştır. Böylece, doğru olan bilgi bir sonraki nesillere olarak yanlış

    aktarılmıştır (Sarı, 2008:24). Öyleyse, bir illüstrasyonun doğruluğu, metinde

    anlatılanlara veya örnek alınan görsel kaynağa uygun olmasına bağlıdır. Bu yüzden,

    tıbbi illüstrasyonun anlaşılır bir aktarım sağlayabilmesi ancak iyi bir gözlem sonucu

    yeterli tıp ve sanat bilgisi ile mümkün olabilir.

    Tıbbi illüstrasyonlar, eğitimle ilgili konular başta olmak üzere tüm tıp

    branşlarında etkin olarak kullanılmaktadır. Tıp ve sağlıkla ilgili konularda canlıların

    anatomik yapılarını, prosedürleri ve patolojik durumları gereksiz ya da dikkat dağıtan

    unsurlardan uzaklaşarak açıkça anlatmaktadır (Özdemir vd., 2003:249). Öyle ki, tıbbi

    içerikli bir kaynağın içinde konuyu destekleyici görsellerin olması, konuya verilen

    önemi ve konunun hedef kitle tarafından kolay anlaşılır olmasını sağlamaktadır.

    Örneğin, bir ameliyatın canlı video görüntüleri ile illüstrasyon uygulamaları

    karşılaştırıldığında tıbbi illüstrasyonun anlatım yalınlığı fark edilmektedir (Sınav,

    1994:127). Bunun yanında, illüstrasyonların anlaşılır bir biçimde uygulanması,

    anatomik doğruluk, karmaşık içeriğin çeşitli izleyicilerin ilgisini ve anlayışını

    geliştirmek için profesyonel, unutulmaz ve estetik olarak iki boyutlu ve üç boyutlu

    görsellere dönüştürülebilmesi son derece önemlidir. Dolayısıyla tıbbi illüstrasyonlar

    yaratmak için çeşitli yazılım paketleri ve dijital araçlar kullanmada uzmanlık

    kazanmak kaçınılmazdır.

    Resim 2.: Retrobulber Anestezi Enjeksiyonu İllüstrasyonu, Dr. Levent Efe

  • 6

    1.2. Tıbbi İllüstrasyonun Tarihsel Gelişimi

    Yaşamın içinde sürekli var olan sanat, toplumlara yön vermiştir. Tarihsel

    gelişimlerin gelecek nesillere aktarılması mağara duvarlarındaki figürler, kil

    tabletler, el yazmaları, papirüsler ve gravürler sayesinde olmuştur. Bu yüzden, tıbbi

    illüstrasyonun tarihi, resmin yeryüzünde ortaya çıktığı zamanlara dayanmaktadır. Öte

    yandan tıp bilimi, tarih boyunca görselliğin vazgeçilmez olduğu bir alan olmuş ve

    yazılı kaynaklarda tıbbi bilgiler daima resimlenerek açıklanmıştır. Öyle ki, yazının

    keşfinden sonra bilginin kayıt altına alınması ve faydalanılması için yazılı kaynaklar

    oluşturulmuştur. Doktor ve sanatçının ortak çalışmalarıyla insan bedeninin bölümleri

    resmedilmiştir. Tedavi için çeşitli tekniklerin denendiği Mısır, Yunan, Hint, Çin ve

    Mezopotamya uygarlıklarında, tıp dünyasını etkileyen hekimler önemli eserler ortaya

    çıkarmıştır. Dinsel baskılar sebebiyle bedenin kesilerek incelenmesinin yasaklandığı

    bir dönemde, hayvanlar üzerinde yapılan diseksiyonlar1, yüzyıllar boyunca yanlış

    anatomi bilgisi edinilmesine sebep olmuştur (Akar, 2015:17).

    Yüzyıllar boyunca devam eden incelemeler önemli gelişmeleri de beraberinde

    getirmiştir. Örneğin, bedenin kutsallığına sadık kalınması sonucu, tıp bilgisi eski

    metinlerin çevirileri yapılarak araştırılmıştır. İslam dünyasında “Şeyhü’r-reis”,

    Batı’da ise “Avicennae” olarak tanınan İbn Sina (980-1037), devrinin bilim dallarına

    200’den fazla eser vermiştir. Zamanın en büyük tıbbi eseri olan “Kanun fi’t-Tıb”,

    Batı dünyasında “Tıbbın İncil’i” olarak tanımlanmaktadır (Bayat, 2010:224).

    Resim 3.: Kanun fi’t-Tıb’ın Avrupa’da Basılan Nüshası

    1 Seçici fonksiyonların ve bileşenlerin ilişkilerinin gözlemlenmesi için sökme ve içyapının belirlenmesi amacıyla yapılan yardımcı bir işlemdir.

  • 7

    16. ve 17. yüzyıllarda bu incelemeler tüm Avrupa tıp eğitiminde kullanılmaya

    başlanmıştır. İnsan vücudunun içyapısını öğrenmek için mücadele eden anatomistler,

    en büyük desteği sanatçılardan almıştır. İnsan bedenini tasvir eden ünlü ressam ve

    heykeltıraşlar, kadavra diseksiyonlarına katılarak yüzeysel şekillerin altındaki

    yapıları inceleme fırsatı bulmuştur. Gözlemler sonucu ortaya çıkan sanatsal değerleri

    yüksek illüstrasyonlar, anatomistlerin hazırladıkları kitaplarda kullanılmıştır. Akılcı

    düşünceyi temsil eden bilim ile estetik duyguları yansıtan sanat arasındaki uyum

    gerçekleşmiştir (Yılmaz ve Mesut, 2008:77-78). Bu işbirliği sayesinde anatomi ve

    görsel sanatların en önemli oluşumu olan tıbbi illüstrasyon ortaya çıkmıştır.

    1.2.1. Tarih Öncesi ve İlk Çağda Tıbbi İllüstrasyon

    Hastalık kavramının ne olduğu konusunda henüz bir bilgisi olmadığı

    zamanlarda ilk insanlar, bu durumu kavrayana kadar belli bir süre geçirmiştir.

    Hastalık nedenlerini bulmaya çalışan insanoğlu, doğa, güneş, ay, deniz, gök

    gürültüsü ve şimşeğin hareketlerinden tedavi edici doğa güçlerini ortaya çıkarmaya

    çalışmıştır (Aydın, 2006:6). Sebeplerini bilmediği hastalıklar ve olaylar karşısında,

    yöntemler geliştirerek korunma yolları aramıştır.

    İnsan topluluklarının zamanla yerleşik hayata geçmesiyle, tıbbi bilgi ve

    uygulama kendini daha belirgin bir şekilde göstermiştir. Yazının bulunmasıyla

    edinilen bilgiler, tecrübeler, efsane ve ritüeller kayıt altına alınmaya başlanmıştır.

    Mezopotamya, Sümer, Akad, Babil, Mısır, Çin, Yunan, Roma ve İskenderiye

    uygarlıkları, tıbbi bilgilerini ve uygulamalarını, el yazmalarına, papirüslere, kil

    tabletlere, gravürlere aktarmışlardır (Akar, 2015:18).

    Eski Mısır’da papirüs üzerine çizilmiş tıbbi uygulamalar ilk tıbbi illüstrasyon

    örnekleri olarak kabul edilmektedir (Sınav, 2008b:53). Kağıt üzerinde metni

    destekleyici veya bir olaydaki anı vurgulayıcı görsel materyallerin M.Ö. 2000’li

    yıllara kadar uzandığını görmekteyiz. İngiliz Mısır bilimci James E. Quibell

    tarafından bulunan “Ramesseum Papyrus” resmedilmiş ve bilinen en eski papirüs

    rulodur (Diringer, [06.06.2017]).

  • 8

    Resim 4.: Ramesseum Papyrus, James E. Quibell, M.Ö. 2000

    Edwin Smith Cerrahi Papirüsü (M.Ö. 1600), bilinen tıbbi papirüsler içinde en

    bilimsel olanıdır. Travmatik yaralanmaların tedavileri sistemli bir şekilde

    sınıflandırılmıştır. Baş, boyun, göğüs ve omurga travmaları aktarılmıştır (Bayat,

    2010:64).

    Resim 5.: Edwin Smith Cerrahi Papirüsü, M.Ö. 1600

    Öte yandan, Ebers Papirüsü (M.Ö. 1500), 700 büyü formülünün yanında,

    timsah ısırığından, ayak tırnağı ağrısına kadar 250 civarında hastalık ve 875 tedavi

    reçetelerini içermektedir. Özellikle dolaşım sistemi, kalp ve kan dolaşımı hakkındaki

    bilgiler doğru kabul edilmiştir (Akar, 2015:19). Ayrıca bilinen diğer papirüsler ise

    şunlardır; Hearts Papirüsü (M.Ö. 1500), Kahun Papirüsü, Karlsberg Papirüsü.

    Resim 6.: Ebers Papirüsü, M.Ö. 1600

  • 9

    Eski Mısır Uygarlığı’nda, resim özelliği taşıyan ve tamamen dekoratif düzene

    sahip “Hiyeroglif” adı verilen yazılara rastlanmaktadır. Okunma özelliğinin yanı sıra

    mezar ve abideleri süslemek amacıyla kullanılmıştır. “The Book of The Dead (Ölüler

    Kitabı)” mısır dönemi el yazmalarına verilecek en önemli örneklerdendir (Küçük,

    2009:9). Öte yandan eski Mısır hiyerogliflerinde gösterilen kalbin inek kalbi,

    gırtlağın sığırın nefes borusu ve kafası şeklinde, rahmin bir kadınınkinden farklı bir

    biçimde çift boynuzlu görünümde tasvir edilmiş olmaları nedeniyle, anatominin

    hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalardan öğrenildiği anlaşılmaktadır (Lewis,

    1998:64).

    Resim 7.: The Book of The Dead, M.Ö. 1300

    Zamanla daha kullanışlı ve işlevsel olan yazı malzemesi papirüs, yerini

    kağıda bırakmıştır. Öyle ki, insanlara tıbbi konuların aktarılması kitaplarla

    gerçekleştirilmiştir. Amacın daha iyi aktarılabilmesi için yazının yanında konuyu

    anlatan illüstrasyonlara sıkça yer verilmiştir (Küçük, 2009:14).

    Hint uygarlığında, hastalıkların tedavisi dini ritüellerle yapılmasına rağmen,

    cerrahi bir sanat olarak görülmüştür. Antik Hindu cerrah Sushruta Samhita’nın

    “Sushruta Samhita” isimli kitabında cerrahi teknikler, göz ve plastik

    ameliyatlarından bahsedilmiştir. Örneğin, günümüzde estetik burun ameliyatlarının

    öncülüğü olan rinoplasti operasyonu gerçekleştirilmiştir (M.Ö. 600). Burnu kesilen

    zina suçlularına plastik burun ameliyatı uygulanmıştır. Alından ya da yanaktan deri

    alınarak ve iki kamış parçası yardımıyla yeni bir burun yapma yöntemi kullanılmıştır

    (Akar, 2015:19).

  • 10

    Resim 8.: Plastik Burun Ameliyatı, Sushruta, M.Ö. 600

    Mısır resimleme tekniğinin etkisinde kalan Eski Yunan’da, zamanla

    gözlemleme ön plana çıkarak dönemin kendi tarzı oluşturulmuştur. Sanatçılar tarihte

    ilk kez, karşıdan görünen bir ayağın resmini çizdiklerinde, sanat tarihinde muazzam

    bir dönüşüm yaşanmıştır (Gombrich, 1995:81).

    Resim 9.: Karşıdan Görünen Ayak Çizimi Örneği, M.Ö. 510–500

    Anatomi, M.Ö. 500 yıllarında tıp biliminin ayrılmış bir kolu olarak

    tanınmıştır. İlk gelişmeler Hipokrat (M.Ö. 460-370) ve Aristoteles (M.Ö. 384-322)

    tarafından gerçekleştirilmiştir. Aristoteles, anatomik illüstrasyonları bilimsel

    çalışmalara dayandıran tarihteki ilk kişi olarak bilinmektedir (Tsafrir ve Ohry,

    2001:100). Yunan tıbbının büyük hekimi Hipokrat, gözlemi dahil ederek tıbbı

    mitolojik anlayıştan kurtarmıştır. Öyle ki, onun tıbbi anlayışı zaman içinde

    geliştirilerek bugünkü modern tıbbı ortaya çıkarmış, geçmişin ampirik hekimliği

    değerini kaybetmiştir. (Bayat, 2010:34).

  • 11

    Roma döneminde, Galenus (M.Ö. 129-200), tıbba en önemli katkılarını

    anatomi ve fizyoloji alanlarında sağlamıştır. Kadavra üzerine çalışmalar ilk kez

    Galenus tarafından yapılmıştır (Küçük, 2009:55). Hippokrates’in “Humoral Patoloji”

    ve Erasistratos’un “Pneuma (ruh)” teorilerini sentezleyip kendi teorisini ortaya

    koyma biçimini Bayat (2010), şöyle açıklamaktadır:

    Temel organların (kalp, beyin, karaciğer) sağlığından özel bir

    pneuma’nın (nefes, ruh) sorumlu olduğunu; kandan arınmış

    sinirlerdeki pneuma’nın vücudun hareketini ve fonksiyonlarını

    düzenlediğini; vücudun, kalpteki hayati ruh, beyindeki hayvani ruh,

    karaciğerdeki doğal ruh ve dört humor (kan, balgam, safra, kara

    safra) ile yönetildiğini savunmuştur (Bayat, 2010:141).

    Resim 10.: Kan Dolaşımı Şeması, Galenus

    Dönemin bir diğer önemli tıp yazarı Aulus Cornelius Celsus (M.Ö. 25-

    50)’un, tıp klasikleri arasında yer alan eseri “De Medicina (Tıp Üzerine)” üç

    bölümden oluşmuştur. Eserde cerrahi tedavi yöntemi olarak akıl ve kalp

    hastalıklarının tanısını ve atardamar kanamalarının durdurulması için damarın

    bağlanmasını açıklayan ilk kaynak olmuştur (Akar, 2015:20). Öte yandan, M.Ö. 1.

    yüzyıldan günümüze ulaşan Roma duvar resimlerinde Herophilos’un tıbbi

    uygulamaları betimleme olarak yer almaktadır (Üster, 2002:8).

  • 12

    1.2.2. Avrupa’da Tıbbi İllüstrasyon

    Avrupa’da hızla gelişen bilimsel icatlar, yeni yerlerin keşifleri, ticaret

    yollarının artması ve özellikle matbaanın icadıyla, bilginin hızla ve ucuz olarak

    paylaşılması Rönesans’a geçiş dönemini hızlandırmıştır. Böylece 14. yüzyılda,

    Aristo ve Galen’in tanımladığı bilgilerde eksik kısımların tespit edilmesiyle tıp

    alanında Rönesans başlamıştır (Akar, 2015:361).

    Rönesans’la birlikte tıp adamları, felsefi tartışmaları bırakıp ampirik

    metodunu bilimsel bilgi üretim metoduna dönüştürmeye çalışmışlardır. Bu dönemde

    akılcı, araştırmacı, bilim ve felsefi düşünce daha ön plana çıkmıştır. Gerçekleşen

    gelişme sadece tıp alanında değil özellikle başta sanat olmak üzere toplumu

    ilgilendiren her alanda kendini göstermiştir (Küçük, 2009:61). Sanatsal çalışmalar,

    bilginin etkili anlatımı için oldukça gereklidir. Bu çalışmalar için seçilen yöntemler,

    çağın getirdiği olanaklarla iyi resmi elde etmeye yöneliktir. Öyle ki, sanatçı

    resmettiği figür resminin doğru ve etkileyiciliğini, doğru anatomi bilgisiyle eş

    tutmaktadır (Akar, 2015:20). Rönesans devrinde birçok hekim ve sanatçı, modern tıp

    alanında önemli çalışmalar yapmış, fakat devrim olarak nitelendirilebilecek

    çalışmalarından dolayı bazı isimler ön plana çıkmıştır.

    15. yüzyıldaki ilerlemelerin bir ölçüsü olan Antonio del Pollaiuolo (1433-

    1498)'nun "Battle of Ten Nude Warriors (On Çıplak Savaşçının Savaşı)" isimli

    eserinde muazzam gravürler görülmektedir. Koyu ve açık değerleriyle Roma

    kabartması olduğu düşünülen bir manzara karşısında modellenen bu figürler,

    yüzyıllarca sürecek bir anatomik gösterim söylemi oluşturmuştur (Rifkin vd.,

    2013:8).

    Resim 11.: Battle of Ten Nude Warriors, Antonio de Pollaiuolo, 1472

  • 13

    Anatomik şekiller 13. yüzyıldan itibaren, bir tahta parçası üzerine çizilerek ve

    mürekkeplenerek kağıda basılmıştır. Bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulduğu bu

    dönemde tıp ve felsefe eğitimi veren Mondino da Luzzi (1270-1326), 1316 yılında

    biten ve ilk kez Padova’da 1478’de yayınlanan “Anathomia” adında ilk anatomi

    kitabına imzasını atmıştır. Mondino güncel anatomik yaklaşımları bir çalışma haline

    getirerek ve anatomiyi insan kadavrası üzerinden öğreterek tıp tarihine büyük

    katkılarda bulunmuştur (Lewis, 1998:56).

    Resim 12.: Diseksiyonu Tanımlayan Ağaç Baskı Örneği,

    Mondino da Luzzi, 1478

    Birbirinden oldukça farklı ve bağımsız altı tıbbi tezden oluşan “Fasciculus

    Medicinae (tıbbi fasikül)” ilk resimli tıbbi eser olarak dikkat çekmektedir. İçindeki el

    yazmalarından sadece birinin sahibi olan Johannes de Kethamın bu eseri iki el

    yazmasıyla ilk kez 1491 yılında basılmıştır (Yiğitler, 2003:109).

    Resim 13.: Fasciculus Medicinae’ye Ait Bir Sayfa, 1491

  • 14

    Hem sanat hem de tıp alanında başarılarıyla bu dönemde en önemli

    isimlerden biri olan Leonardo da Vinci (1452-1519)’nin, insanları ve nesneleri titiz

    biçimde gözleyip resimlemesi, toplumun rasyonelliğe güvenmesini sağlamıştır

    (Bayat, 2010:168). Bilimsel araştırmalarıyla sanatı birleştirerek, araştırmanın ve

    merak etmenin önemini vurgulamıştır (Akar, 2015:7). Ayrıca 30’dan fazla kadavra

    üzerinde çalışan Leonardo, oluşturduğu illüstrasyonlarla tıbbi özelliklerinden çok

    sanatsal özellikleriyle değerlendirilmektedir (Loechel, 1960:169).

    Resim 14.: Leonardo da Vinci’ye Ait Tıbbi İllüstrasyon Eskizleri

    Leonardo, 1506-1513 yılları arasında, ikinci Milano döneminde Pavia’lı

    anatomist Marcantonio della Torre ile birlikte genel bir anatomi kitabı hazırlamıştır.

    Daha önce Roman mimar Marcus Vitruvius Pollio (M.Ö. 75-15)’un tanımladığı

    Vitruvian Man’in yorumlanan halini de içinde bulunduran “Anatomi Notları”,

    önemli eskizler içermektedir. 12 cilt ve 750 adet olağanüstü çizimden oluşan ve hiç

    yayınlanmayan 20 yıllık çalışmalarını sadece çağdaşları görebilmiştir (Seylan,

    2016:87).

    Resim 15.: Vitruvian Man, Resim 16.: Vitruvian Man,

    Vitruvius Pollio, MÖ. 20-30 Leonardo da Vinci, 1490

  • 15

    Rönesans’ta dini etkiden arınmış tıbbın ilk adımını, Andreas Vesalius

    olağanüstü anatomi çalışmalarıyla atmıştır. 1538’de Padua Üniversitesi’nde anatomi

    profesörü olan Andreas Vesalius (1514-1564), Galenus’un bilgilerine göre

    hazırladığı ilk anatomi kitabı “Tabulae Anatomicae Sex (Altı Anatomi Levhası)”nı

    yayınlamıştır. Ancak, bir süre sonra Galenus’un verdiği anatomi bilgilerinin

    hayvanlara ait olduğunu tespit ederek, kendi gözlemlerine göre yeni bir anatomi

    kitabı yazmaya karar vermiştir (Bayat, 2010:169). Daha sonra Vesalius, ham

    eskizlerle kendi diseksiyonunu çizmiştir. Vesalius 1543’te, o zamana dek yazılmış

    en büyük bilim kitaplarından biri olan ve 300’den fazla çizim içeren 663 sayfalık

    “De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine Yedi

    Kitap)” isimli kitabını yayınlamıştır. Bu kitap, anatominin bilim ve sanatta daha

    önceki tüm çabalarını tamamen geçersiz kılmış ve tıp literatürü tarihinde büyük yer

    tutmuştur (Rifkin vd., 2013:14). Flaman sanatçı Jan Stefan van Kalkar’ın yardımıyla

    çizilen Vesalius’un baskılarında, öğrencilerin diseksiyon sürecinde gördükleri şeyin

    hafızalarında canlandırdıkları şekil ile bağdaştırmaları amaçlanmıştır. Vesalius, insan

    anatomisini Galenus’un yanlış bilgilerinden kurtarıp diseksiyon masalarına götüren

    ve böylece modern tıbbın temeline ilk taşı koyan kişi olarak tanınmıştır (Bayat,

    2010:175).

    Resim 17.: De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem,

    Andreas Vesalius, 1543

  • 16

    Charles Estienne (1504-1564)’nin birtakım önemli tıbbi keşifleri içeren “De

    dissectione partium corporis humani (İnsan bedeninin diseksiyonu)” kitabı

    1530’larda yazılmıştır. Ancak Vesalius’un eserinden iki yıl sonrasına kadar

    yayınlanmadığı için bu eserin gölgesinde kalmıştır (Rifkin vd., 2013:16).

    Resim 18.: De dissectione partium corporis humani,

    Charles Estienne, 1545

    Öte yandan, Vesalius’un öğrencisi olan Mateo Realdo Colombo (1516-

    1559)’nun ölümünden sonra yayınlanan “De re Anatomica” kitabının çizimlerini de

    Michelangelo Buonarroti (1475-1564) yapmıştır. Vesalius’un “De Humani Corporis

    Fabrica” adlı eserinden sonra İtalya’da yayınlanan ikinci önemli yapıttır (Eknoyan,

    1997:8).

    Resim 19.: De re Anatomica, Mateo Realdo Colombo, 1559

  • 17

    Vesalius’un diğer bir takipçisi olan Juan Valverde de Amusco (1525-

    1588)’nun, “Historia de la composicion del cuerpo humano (İnsan Vücudunun

    Tarihçesi)” kas ve omurga üzerine çalışmalar içermektedir (Rifkin vd., 2013:27).

    Resim 20.: Historia de la composicion del cuerpo humano,

    J. Valverde, 1560

    Modern cerrahide önemli bir yere sahip olan Ambrose Paré (1510-1590), tıp

    eğitimini usta berber-cerrah olarak tamamlamıştır. Savaş cerrahı olarak görev

    yapması sayesinde kesilen el ve ayakların yerine ortez ve protezleri tasarlamıştır.

    Göz protezleri, cerrahi aletler ve doğum forsepslerini tanımladığı tüm eserlerini Les

    Oeuvres’de toplamıştır (Akar, 2015:10).

    Resim 21.: El Cerrahisi, Ambroise Pare, Les Oeuvres, 1564

  • 18

    Vidis Vidius ise, “canalis pterygoideus (kafatası kanalı)” ve bu kanaldan

    geçen sinir, arter ve ven’i göstererek anatomi tarihine geçmiştir. Daha sonra 1611’de,

    insan anatomisini kapsamlı bir şekilde anlatan “De Anatome corporis humani”

    kitabını yazmıştır (Yılmaz ve Mesut, 2008:81).

    Resim 22.: De Anatome Corporis Humani, Vidi Vidii Florentini, 1611

    İngiliz doktor William Harvey (1578-1657), insan vücudundaki kanın akışını

    incelemiştir. O zamana dek insanların çoğu, yiyecekler vücut tarafından yakıt olarak

    kullanıldığında karaciğer tarafından kana dönüştürüldüğüne inanmaktaydı. Harvey,

    “Exercitatio de Motu Cordis Sanguinis” eseriyle tüm vücutta dolaşan kanın kalpte

    nasıl pompalandığını ve devridaim yaptığını açıklamıştır. Böylece, kalp ve kan

    damarlarındaki tüm modern araştırmaların temelini oluşturmuştur (Ülman, 2009:62).

    Resim 23.: De Motu Cordis, William Harvey, 1628

  • 19

    17. yüzyılda anatomik araştırmaların merkezi Kuzey Avrupa ülkelerine

    kaymıştır. Hollandalı ressam Harmenszoon van Rijn Rembrandt (1606-1669),

    anatomist Dr. Nicolaes Tulpius (1593-1674)’un diseksiyon çalışmalarından

    etkilenmiştir. Hekimler, tüccarlar ve halktan oluşan izleyicilerin dahil olduğu

    cerrahlar locasında yapılan incelemeden ilham alan sanatçı 1632 yılında dünyaca

    ünlü “Anatomi Dersi” tablosunu tamamlamıştır. Renklerin ve açık – koyu kontrastın

    emsalsiz örneği sayılan bu kompozisyon, konusu itibariyle de sanat ile tıp biliminin

    birlikteliğini en iyi şekilde göstermiştir (Yılmaz ve Mesut, 2008:82).

    Resim 24.: Dr. Nicolaes Tulpius’un Anatomi Dersi, Rembrandt, 1632

    İngiliz hekim Thomas Willis (1621-1675), beyine aşağıdan yaklaşarak

    kafatasından ayrı incelediği araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmaları içeren, “Cerebri

    Anatomy (Beyin Anatomisi)” ve “The Anatomy of the Brain and Nerves (Beyin ve

    Sinirlerin Anatomisi)” isimli kitapların çizimlerini ise çalışma arkadaşı Christopher

    Wren (1632-1723) yapmıştır (Üstün, 2004:273-274).

    Resim 25.: Cerebri Anatomy, Christopher Wren, 1664

  • 20

    Govert Bidloo (1649-1713)’nun resmettiği “Anatomia Humani Corporis” adlı

    kitabın illüstrasyonları metal baskı kitaplarına verilebilecek örneklerden birisi

    olmuştur. Bu baskı tekniğinin en belirgin özelliğinin ayrıntıyı daha iyi yansıtması

    olduğu söylenebilir (Küçük, 2009:90).

    Resim 26.: Anatomia Humani Corporis, Govert Bidloo, 1685

    Öte yandan, Flaman sanatçı Jan Vandelaar (1690-1759) ve Bernard Siegfried

    Albinus (1697-1770)’un başarılı işbirliği ile 1747 yılında “Tabulae sceleti

    musculorum corporis humani” isimli büyük anatomi atlası basılmıştır. Tüm

    iskeletlerin üç açıdan gravürü ve erkeklere ait tüm kasların dokuz adet gravürü

    benzersiz bir illüstrasyon süreci kullanılarak üretilmiştir (Wilson-Pauwels, 2009:10).

    Resim 27.: Tabulae Sceleti Musculorum Corporis Humani,

    Vandelaar ve Albinus, 1747

  • 21

    William Smellie (1697-1763), “A Sett of Anatomical Tables, with

    Explanations, and an Abridgement, of the Practice of Midwifery (Açıklamalı

    Anatomi Tabloları Seti ve Ebelik Uygulamasının Kesintisi)” isimli eserini geniş

    deneyimleriyle harmanlamıştır. 531 vaka içeren bu eser 3 ciltten oluşmaktadır.

    Resim 28.: Practice of Midwifery, William Smellie, 1754

    Deneysel tıbbın kurucusu cerrah Claude Bernard (1813-1878), Charles Huette

    ile beraber 1848’de ilk cerrahi atlasını hazırlamıştır. Atlasın içeriğinde, operatif

    cerrahi ve cerrahi hakkında temelde farklı prosedürler ve cerrahi teknikler hakkında

    bilgiler verilmiştir. Ayrıca, damar cerrahisi ve alt ekstremite cerrahi ampütasyonu2 da

    detaylı bir şekilde gösterilmiştir (Akar, 2015:25).

    Resim 29.: Elin Kas Yapısı, C. Bernard ve C. Huette, 1848

    2 İyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma işlemi.

  • 22

    Dr. Henry Gray (1831-1897)’in anatomi çalışmalarını içeren “Gray’s

    Anatomy”nin ilk baskısı 1858 yılında yapılmıştır. 1200'den fazla ikonik anatomik

    diyagramın yer aldığı kitabın illüstrasyonlarını anatomist ve ressam Henry Vandyke

    Carter (1831-1897) hazırlamıştır. Zamanının en kapsamlı ve ulaşılabilir kaynağı

    olmuştur (Pearce, 2009:292).

    Resim 30.: Boyun Diyagramı, Henry Vandyke Carter, 1858

    Bir başka ünlü tıbbi illüstratör olan Max Brödel’in (1870-1941) modifiye

    ederek geliştirdiği nefropeksi3 ameliyatında kullanılan Brödel Dikişi ve böbrekteki

    Brödel çizgisi tıp literatürüne geçmiştir (Schultheiss vd., 2000:55). Max Brödel,

    modern tıp illüstrasyonu eğiliminin en önemli yenilikçilerinden ve yaratıcılarından

    biri olarak tanınmıştır (Crosby, 1991:131).

    Resim 31.: Brödel Çizgisini Tanıımlayan Örnek İllüstrasyon,

    Smith ve Tanagho, 2012

    3 Sarkan böbreğin yerine getirilmesi ameliyatı.

  • 23

    Medikal illüstratörlüğü “görülemeyeni ve hiç yapılmamış olanı çizmek ve

    bunu binlerce insana sözsüz olarak söylemek” olarak ifade eden Frank H. Netter

    (1906-1991), insan anatomisi, fizyolojisi ve patolojisinin yanı sıra tıpta çığır açan

    keşiflerin illüstrasyonlarını da üretmiştir. Daha sonra, insan anatomisini,

    embriyolojisini, fizyolojisini, patolojisini ve her bir sistemde ortaya çıkan

    hastalıkların ilgili klinik özelliklerini kapsayan bir dizi atlas serisini yayınlamıştır

    (Seylan, 2016:88).

    Resim 32.: Kemik İliği Biyopsisini Anlatan Tıbbi İllüstrasyon, Frank H. Netter

    Gerek sanat tarihinde, gerekse anatomi tarihinde çok önemli yerler işgal eden

    bu ünlü sanatçı ve bilim insanları, yaşadıkları dönemin ruhuna uygun hareket

    etmişlerdir. Özellikle fotoğraf tekniğinin olmadığı çağlarda, yetenekli ressamların

    çizimleriyle matbaa teknolojisine, tıp bilimine ve eğitimine paha biçilmez hizmetler

    sunulmuştur (Yılmaz ve Mesut, 2008:83). Avrupa tarihinin bu önemli isimleri ve

    eserleri sonraki nesillere kaynak olmuştur.

    1.2.3. Osmanlı İmparatorluğu’nda Tıbbi İllüstrasyon

    Osmanlı İmparatorluğu’nda tıpla ilgili çalışmalar 14. yüzyılda başlamıştır. En

    eski Türkçe tıp kitabı olduğu tahmin edilen, Hekim Bereket’in “Tuhfe-i Mübarizî

    (Karşılıklı Tartışmaya Hediye)” adlı eseri oldukça önemlidir. Kitabın içeriğinde

    bitkiler, tedavi ve ilâç hazırlama hakkındaki deneyimler ve daire biçiminde şema

    çizimleri bulunmaktadır. Yazıldığı tarih tam olarak belli olmamakla birlikte, 13. veya

    14. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen eserin bilinen iki nüshası vardır. Diğer yandan,

  • 24

    İshak bin Murat'ın “Havasü'l Edviye” (1389) adlı eseri ise, Osmanlılarda yazılmış ilk

    Türkçe telif tıp eseridir (Erdağı, 2001:46).

    Osmanlı’da tıp alanında görselleştirme, minyatürlerle sağlanmıştır. Türk tıp

    tarihinde, cerrahi uygulamaya yönelik en eski minyatürler, 15. yüzyıl cerrahisinde

    görülmüştür (Küçük, 2009:81). Öyle ki, 1386’da Amasya’da doğan Sabuncuoğlu

    Şerefeddîn (1386-1468), iyi bir tahsilden sonra şehrin önemli hekimlerinden usta -

    çırak ilişkisi içinde tıbbı öğrenmiştir. Cerrahi tıp alanına ilgi duyarak inceleme ve

    araştırmalar yapmıştır (Bayat, 2010:302). Türkçe çeviriler ve renkli minyatürleri

    eklediği “Cerrahhiyyetü’l Haniyye” isimli kitabında kendi tecrübe ve yeniliklerini

    tanımlamıştır. Kitapta yer alan renkli minyatür resimler, Türk Tıp tarihinde ilk

    olmuştur. Eserde 136 cerrahi girişim, 163 cerrahi aletin resmi yer almıştır (Akar,

    2015:24). Acar (2015) ise, bu eseri şöyle tanımlamaktadır:

    Cerrahiyetü’l-Haniyye’nin belki de en önemli özelliği, 100’den

    fazla renkli çizim içeriyor olmasıdır. Bu çizimlerin tümünde,

    metinlerdeki tedavi uygulamaları resmedilmiştir. Bu uygulamalarda

    hastanın, hekimin, hastalıklı bölgenin ve yapılan işlemin açıkça

    tanımlandığı görülmektedir. Kitaptaki çizimlerde jinekolojik

    pozisyonların resmedilmiş olması ve kadın sağlıkçıların da

    çizimlerde yer almış olması, kitaba ayrı bir özellik

    kazandırmaktadır. Bu nedenlerden dolayı Cerrahiyetü’l-Haniyye,

    Türk ve İslam dünyasının ilk resimli tıp ders kitabı olarak da kabul

    edilmektedir. ...Türk tıp tarihinin önemli kaynaklarından birisi olan

    Cerrahiyetü’l-Haniyye’nin yazılışının üzerinden 550 yıl geçmiştir

    (Acar, 2015:38).

    Öyle ki, sadece üç adet el yazmasının günümüze ulaştığı ve Sabuncuoğlu’nun

    en bilinen eseri olan bu kitabın, Türkçe yazılmış olması da Türk tıp tarihinde önemli

    bir yer tutmasını sağlamıştır.

    Resim 33.: Cerrahhiyyetü’l Haniyye, Sabuncuoğlu Şerefeddin, 1465

  • 25

    17. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlılarda Avrupa etkisi görülmeye

    başlanmıştır. Şirvan'lı Şemseddin-i İtaki'nin (1570-1640) yazmış olduğu “Risale-i

    Teşrih-i Ebdan ve Tercüman-ı Kibale-i Feylosofan (1632)” adlı eseri bu etkiye bir

    örnek olarak gösterilebilir. Bu eser içinde yer alan anatomik bilgiler, resimler,

    gösterdiği dil özellikleri ve anatomi terminolojisi bakımından önemli bir yere

    sahiptir. Ayrıca eserde kemikler, sinirler, kaslar, damarlar, beyin, iç organları ve

    duyu organları ele alınıp incelenmiştir. (Kahya, 1996:171).

    Resim 34.: Ürogenital Sistem Şeması, Şemseddin-i İtaki

    19. yüzyılda ilk tıp kitabını hekim, bilim adamı ve tarihçi Şanizade Ataullah

    Efendi (1771-1826)’nin yazdığı bilinmektedir. “Hamse-i Şanizade” isimli kitabını,

    çevirilerinin yanı sıra tecrübelerini de ekleyerek beş bölümde tamamlamıştır. Kitabın

    içinde 56 adet resim ile Türkçe ve Latince anatomi terimleri açık bir Türkçe ile

    yazılmıştır. Kitap, insan vücudunun genel bilgisiyle başlayarak kas, kemik ve

    sinirlerin ince yapıları anlatılmasıyla devam etmiştir (Akar, 2015:23). Ayrıca,

    dönemin tıp eğitimindeki boşluğu doldurmuş ve uzun süre ders kitabı olarak

    okutulmuştur. 5 kitaptan oluşan ve “Hamse-i Şânîzâde” olarak adlandırılan tıbbi

    eserleri sırasıyla şöyledir: “Mir’âtü’l-Ebdân fî Teşrîhi Âzâü’l-İnsân” (anatomi),

    “Usûlü’t-Tabî‘a” (fizyoloji), “Miyârü’l-Etibbâ” (iç hastalıkları), “Kanûnü’l-

    Cerrâhîn” (cerrahi) ve “Mîzânü’l-Edviye” (farmakoloji) olarak bilinmektedir. Bu

    eserlerden, batının tanınmış anatomistlerinin eserlerinden 56 anatomik levhayı ihtiva

  • 26

    eden “Mir’âtü’l-Ebdân” ilk modern anatomi kitabı, “Usûlü’t-Tabî‘a” ise Türkiye’de

    basılmış ilk fizyoloji kitabı olma özelliğini taşımaktadır (Bayat, 2010:326).

    Resim 35.: Miyârü’l-Etibbâ, Şanizade M. Ataullah

    1827 yılında, bir yandan tıp okulunun açılması gibi bilimsel ve eğitim

    alanında gelişmeler yaşanırken, öte yanda devletin sağlık hizmetlerine olan ilgisi

    artmaya başlamıştır (Aydın, 2006:247). Öyle ki Türkiye’de, Avrupa’daki tıp

    eğitiminin örnek alınarak kurulan Galatasaray’ı Mekteb-i Tıbbiyesi (1841- 1842)’nin

    eğitim dönemi ders programına ilk defa resim dersleri eklenmiştir. Muallim Tevfik

    Bey ikinci sınıf öğrencilerine “fenn-i tasvir” ve üçüncü sınıf öğrencilerine “fenn-i

    resmu tasvir” dersleri vermiştir. Tıp öğrencisinin gördüğünü resmetmesi gerekli

    bulunmuş, öğrenciye “bakmak değil ‘görmek’ öğretilmelidir” düşüncesi uygulamaya

    konulmuştur. Ancak, daha sonraki yılların ders programlarında tıp bilgisinin

    resmedilmesi Tıbbiye müfredatında yer almamıştır (Sarı, 2008:32).

    Tıbbi illüstrasyonun gelişiminde sadece bilimdeki ilerlemeler değil, toplumun

    kültürel, politik ve dinsel inanışlarındaki değişikliklerin yansımalarının da etkili

    olduğu söylenebilir (Sınav, 1994:128). Bu yüzden, Osmanlı tarihindeki eserler ve

    ilerlemeler tıbbi illüstrasyonun gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.

  • 27

    1.2.4. XXI. Yüzyılda Tıbbi İllüstrasyon

    Tıp bilimindeki gelişmeler her zaman bilim ve teknolojideki ilerlemelere

    paralel olarak ilerlemiştir (Wells, 1990:230). Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin çok

    büyük ilerleme kaydettiği bu yüzyılda, tıbbi illüstrasyon da bu değişimine bağlı

    olarak gelişim göstermiştir. Anatomik yapıların anlaşılmasında bir ihtiyaç haline

    gelen diseksiyonun bilimsel bir metot olarak kabul edilmesi sağlanmıştır. Tıbbi

    illüstrasyonların kullanılmasıyla birlikte klinik, cerrahi, otopsi gözlem bulguları vb.

    bulunduğu çağın yöntemleri kullanılarak, çeşitli ortamlara aktarılıp tıp biliminin

    hizmetine sunulmuştur (Whillis, 2001:55).

    Çağdaş tıp çalışmalarının DNA, hücresel, hormonal olarak çok detaylı

    yapılması sonucu kas, doku, zar ve kemik gibi anatomik özellikler kolaylıkla

    öğrenilmiştir. Örneğin, vücuttan çıkarılan sıvı ve yağların yerine likit plastik

    konularak kadavraların bozulmasını önleyen yöntemi keşfeden Dr. Gunther von

    Hagens, bağışlanan bedenleri kullanarak Dr. Angelina Walley ile birlikte Body

    World Sergi’sini düzenlemiştir. Bilimin, sanatın ve teknolojinin birleşerek bedenin

    tüm çıplaklığıyla görülebildiği bu sergide, insanın ana rahminden ölümüne kadarki

    serüveni, sanatsal bir estetikle anlatılmıştır. Ayrıca, insan anatomisinin her detayı üç

    boyutlu olarak görülebilmiştir (Akar, 2015:366). 1995 yılından bu yana düzenlenen

    sergi, halen Dünya’nın farklı ülkelerinde belirli sürelerle gösterilmeye devam

    etmektedir. Bu sergi, tıp eğitiminde görselliğin ve sanatın önemini bir kez daha

    gözler önüne sermiştir.

    Resim 36.: Body World Sergisinden Bir Fotoğraf, İstanbul, 2010

  • 28

    Sürekli yenilenen bilginin, aktarılması ve anlaşılabilir olmasının ancak

    kullanılan görsellerin çokluğu ve kalitesiyle mümkün olmaktadır. Günümüz tıp

    eğitiminde, öğrencilere anatomi bilgisi her ne kadar kadavra üzerinden veriliyor olsa

    da, öğrenilen bilginin tekrarlanması ve daha detaylı görülmesi, bu bilgileri

    destekleyici görsellerle sağlanmaktadır. Bu yüzden 21. yüzyılda, tıp eğitimi

    içerisinde tıbbi illüstrasyonların kullanım alanları hızla artmaktadır.

    21. yüzyılda, yeni bir teknik olarak kullanılan “Dijital İllüstrasyon” ile

    birlikte, görülemeyeni göstermek ve görsellere hareket kazandırmak mümkün hale

    gelmiştir. Böylece, elde edilen görüntülerin işlenmesinde yeni metotlar geliştirilerek,

    diseksiyon veya cerrahi müdahale yapılamasa dahi, tıbbi çizimlerle anlatım

    yapılması sağlanmıştır (Shepperd, 2001:109). Bilgisayar destekli olarak hazırlanan

    bu illüstrasyonlar, interaktif ortamlara da taşınmıştır. Bu yöntemle birlikte, detaylı

    anatomik incelemeler, üç boyutlu ve hareketli mültimedya uygulamalar doktorların

    ve eğitimcilerin hizmetine sunulmuştur. Öte yandan, teknolojik gelişmeler sayesinde

    canlı ameliyatların, eş zamanlı olarak dünyanın dört bir tarafından izlenebilme

    imkanı elde edilmiştir. Özellikle, etkileşimli bilgisayar ortamlarında öğrenci, anatomi

    bilgisini daha detaylı, katmanlar halinde veya ön - arka ilişkilerini görerek

    öğrenebilmektedir (Seylan, 2016:90).

    Eğitim sistemine getirilen modern görselleştirme metotlarının yaygınlaşması

    tıp eğitiminde kolaylıklar sağlamıştır. Tıbbi illüstrasyona verilen önemin artması ve

    ilgili alanlarda görsellerin oluşturulması, bilginin kolay ve anlaşılır olmasına imkan

    sağlamıştır (Küçük, 2009:104).

    Resim 37.: Prostat Kanseri Gösteren Dijital İllüstrasyon, Body Scientific

  • 29

    Önemli tıbbi illüstratörlerden biri olan Prof. Dr. Ahmet Sınav, bu konudaki

    yaklaşımını şöyle açıklamıştır:

    ...“daha az öğretimle daha çok öğrenmek” prensibine dayalı yeni

    eğitim projeleri üzerinde çalışmalara her geçen gün bir yenisi

    eklenmektedir. Bu projelerin en göze çarpan ortak noktasında

    “interactivity” terimini görmekteyiz. Bu terimi Türkçeye

    “öğrenicinin öğrenme materyali ile aktif etkileşimi” olarak tercüme

    edebiliriz. İnteraktivitenin öğrenme sürecini kısalttığı bilimsel

    deneylerle kanıtlanmış durumda. Bunun yanında virtual reality

    (sanal gerçeklik) sayesinde eğitimde tıbbi uygulamaların

    simülasyonları yapılabilmektedir (Sınav, 2008b:56).

    Resim 38.: Dış Kulağı Tanımlayan İllüstrasyon, Prof. Dr. Ahmet Sınav

    Bir diğer önemli tıbbi illüstratör Dr. Levent Efe ise, teknolojik gelişmeler

    ışığında tıbbi illüstrasyon alanını şöyle anlatmıştır:

    21. yüzyılın Tıbbi Resmi, Atlantik’in her iki yanında farklı ekoller

    olarak varlığını sürdürüyor. Baskı teknolojilerinin ilk kez ortaya

    çıktığı Avrupa ülkelerinde mükemmel örneklerini gördüğümüz

    tıbbi resimler, doğal olarak bu ülkelerde belirli ekollerin

    gelişmesine yol açtı. Ancak günümüzde, Avrupa kökenli bilimsel

    dergilerde daha konservatif, daha yalın anlatımlı çizimler izlerken,

    ABD’den gelenlerde daha çok görsel anlatımlara olanak tanıyan bir

    anlayışı görebiliyoruz (Efe, 2008:61).

    Resim 39.: Robotik Timektomiyi Tanımlayan Ödüllü İllüstrasyon, Dr. Levent Efe

  • 30

    Tıbbi illüstratör, tıp, bilim, sanat, grafik tasarım, görsel teknoloji, medya-

    iletişim teknikleri ve öğrenme ile ilgili teoriler konusunda uzmanlaşmış ve ileri

    düzeyde eğitim görmüş profesyonel bir sanatçı olarak tanımlanabilir. Bilim insanları,

    hekimler ve eğitimcilerle işbirliği içinde eğitim, tıp ve biyoloji araştırmaları, hasta

    bakımı ve eğitimi, halkla ilişkiler ve pazarlama hedeflerini desteklemek için

    karmaşık teknik bilgilerin görsel çevirmenleri olarak görev yapmaktadırlar (Seylan,

    2016:89).

    Teknolojik gelişmeler sayesinde illüstrasyon sürecini daha anlaşılır uygulama

    imkanı bulan tıbbi illüstratörler, yüksek teknolojiyi oldukça verimli bir şekilde

    kullanmaktadır (Ansary, 2000:70). Farklı tekniklerle oluşturulan tıbbi illüstrasyonlar,

    çeşitli metotlarla çoğaltılarak metinleri tanımlayıcı bir şekilde basılmaktadır. Bunun

    yanında, yeni medya olanakları ile internet ağı, alan mensuplarının mesleki

    iletişimlerini güçlendirmektedir.

    Resim 40.: Kadınlarda Kardiyovasküler Hastalıklar, Christy Krames

    Günümüzde tıbbi illüstratörlerin çalışma alanları oldukça artmıştır. Öyle ki,

    bu sanatçılar tıp fakültelerinin tıbbi resimleme birimlerinde, büyük eğitim ve

    araştırma hastanelerinde, animasyon stüdyolarında, yayınevlerinde, adli tıp

    bürolarında ve grafik ajanslarında iş olanakları bulabilmektedir (Efe, 2008:62).

    Öte yandan, Batı’da bu alanda açılan okullar, sergiler, meslek kuruluşları ve

    kütüphane arşivleri tıbbi illüstratörlüğün tamamen kurumsallaştığının bir göstergesi

    olmuştur (Seylan, 2016:85). Örneğin, 1945 yılında 5 tıbbi illüstratörün girişimleri ile

    Chicago’da kurulan “The Association of Medical Illustrators (Tıbbi İllüstratörler

  • 31

    Derneği)”, aynı yılın temmuz ayında 30 tıbbi illüstratörün delegasyonu ile

    toplanmıştır. Derneğin resmi amacının ise; tıbbi illüstratörlüğü ve görsel eğitim

    alanındaki çalışma ve gelişmeleri desteklemek, tıp bilimini anlayıp tıp bilim

    insanlarıyla ortak çalışmalar yaparak tıbbi illüstratörlüğü geliştirmek olduğu

    belirtilmiştir (Sınav, 2008a:47). Örneğin, her yıl yapılan yarışmalar ve sergiler bu

    gelişime katkı sağlamak amacıyla düzenlenmektedir. Öte yandan, ABD’deki

    “National Library of Medicine (Ulusal Tıp Kütüphanesi)” ve Londra’daki

    “Wellcome Library” 150 yıllık geçmişe sahiptir. Bu kütüphaneler, üç milyondan

    fazla tıp bilim arşivini dijitalleştirerek çevrimiçi hizmete sunmuştur (Seylan,

    2016:89).

    Alanında verilen eğitimler sayesinde tıbbi illüstrasyon, günümüzde akademik

    seviyede bir bilim dalı ve profesyonel bir meslek dalı olmuştur (Ollerenshaw,

    2000:2). Öyle ki 19. yüzyıl başında Amerika’da gerçekleşmiş olup halen Amerika,

    Kanada ve Avrupa’da uluslararası alanda hizmet ve eğitim veren birçok akademik

    birim mevcuttur (Sınav, 2008b:57). Günümüzde Amerika ve Kanada’da, tıbbi

    illüstrasyon eğitimi veren 5 adet tıbbi resim birimi bulunmaktadır:

    I. Graduate Program in Medical Illustration School of graduate Studies The

    Medical College of Georgia, Augusta.

    II. Department of Biomedical Visualization College of Associated Health

    Professions University of Illinois at Chicago, Chicago, Illinois.

    III. Department of Art as Applied to Medicine The Johns Hopkins School of

    Medicine, Baltimore.

    IV. Dept. of Biomedical Communications The University of Texas Southwestern

    Medical Center, Dallas, Texas.

    V. Biomedical Communications Institute of Medical Science, Faculty of

    Medicine, University of Toronto, Toronto, Canada (AMI, [18.11.2016]).

    Tıbbi illüstrasyon alanında alınan eğitimler ve doğru bilgi elde edilerek

    oluşturulan tıbbi illüstrasyonlar sayesinde, cerrahi ve tıp eğitiminde gelişim

    sağlanmaktadır. Öyle ki, çağdaş teknolojinin imkânları sürekli yenilenerek eğitim

    alanındaki kullanımı devam etmektedir. Bu yüzden tıp biliminde, görsel sanatların

    önemli olduğu düşüncesi vazgeçilmezliğini halen korumaktadır.

  • 32

    1.3. Tıp Biliminde Tıbbi İllüstrasyonun Gerekliliği

    Günden güne artan bilgi, paylaşıldığı müddetçe topluma ve bilime hizmet

    etmektedir. Görselleştirme sanatı, tarih boyunca bilgi aktarımı, eğitim – öğretim ve

    öğrenim amacıyla kullanılmıştır. Öyle ki, tıp biliminin bilgi aktarımına dayalı bir

    alan olması, illüstrasyonlardan önemli ölçüde yararlanıldığını göstermektedir. Bu

    aktarımlar, uygulamalı olarak gösterildiğinde öğrenim daha kolay sağlanmaktadır.

    Birbirine bağlı olan öğrenme ve uygulama sistemi parça - bütün ilişkisine

    dayanmaktadır. İnsan vücudunu da bu sistem içerisinde ele almak gerekmektedir

    (Küçük, 2009:44). Öyle ki, tıbbi bir uygulama için, vücudun her parçasını bilerek

    uygulama yapılması, doğru bilgiye ulaşmayı sağlamaktadır. Buna bağlı olarak doğru

    bilgi, eğitim ve tıp biliminin gelişimi için oldukça önemlidir.

    Yeni bir cerrahi işlemi anlatmak ya da yeni bulunan tıbbi cihazın uygulamalı

    tanıtımını yapmak, kadavra incelemesi yapılamayan durumlarda veya fotoğraflardan

    görülemeyen açılarda ön - arka ilişkisini anlatmak için tıbbi illüstrasyonlardan yoğun

    bir şekilde yararlanılmaktadır. Öte yandan, vücudun kesilerek incelenmesiyle

    keşfedilen organ yapıları, resimlenerek kitaplara basılmaktadır. Basılan bu kitapların

    içinde konuyu destekleyici görsellerin olması, konuya verilen önemin derecesini ve

    konunun hedef kitle tarafından anlaşılır olmasını sağlamaktadır (Eroğlu, 1995:9).

    Ayrıca bu illüstrasyonlar, içerdikleri farklı yorum ve stilleriyle hedef kitle üzerinde

    estetik bir haz uyandırmaktadır.

    Tıp alanında bildiri, afiş, katalog, makale, kitap ve dergi gibi bilimsel

    çalışmalar, toplumu sağlık konusunda bilinçlendirme bağlamında üretilen

    infografikler ve her düzeyde yapılan sağlık veya tıp eğitimleri gibi birçok süreçte

    ifade gücünü artırıcı ya da anlamayı kolaylaştırıcı iki veya üç boyutlu ve hareketli

    illüstrasyonlara yoğun olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlara ek olarak ilaç sektörü,

    medikal ürünler, tıp teknolojisiyle ilişkili tüm ara alanlarda da, kolay ve etkili

    anlatım, illüstrasyonların kullanımıyla sağlanmaktadır (Seylan, 2016:90). Öyle ki,

    bilginin artması, teknolojinin gelişmesi ve tıp alanında gerçekleştirilen yayınların

    çoğalması tıbbi illüstrasyonun gerekliliğini şart koşmaktadır. Ayrıca, tıp biliminin

    sanatla bir bütün halinde olması, tıp iliminin ilerlemesi açısından son derece

    önemlidir.

  • 33

    Resim 41.: Bir Sandviçin Olağanüstü Sindirim Yolculuğu Makalesi, Arthur Lidov, 1962

    Resim 42.: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dergisi, Levent Efe, 2017

    Resim 43.: Tıbbi İllüstrasyon Kaynak Kitabı, AMI

  • 34

    Tıbbi kaynakların resmedilme sürecinde gerekli olan hekim – illüstratör

    işbirliği çalışmanın bir sanat yapıtına dönüşmesini sağlamaktadır (Akar, 2015:357).

    Öyle ki, tıbbi illüstrasyon uygulama sürecini yürüten tıbbi illüstratör, bilginin doğru

    aktarılmasında önemli bir yere sahiptir. Tıbbi illüstratör, konu içinde daha önemli

    olanı vurgulamak amacıyla abartıdan uzak ve gerektiğinde yalınlaştırmaya

    başvurarak bir fotoğraf makinesinden daha fazlasını yapmayı hedeflemektedir

    (Becer, 1990:211). Bu yüzden tıbbi illüstrasyonların, fotoğraflama yolu ile elde

    edilen bilimsel kayıtlara göre daha çok tercih edilmesinin başlıca iki sebebi olduğunu

    söyleyebiliriz. Bu sebepler; insan organları içersinde bulunan kan ve sıvıların

    fotoğraflama sırasında parlayarak net olmayan çekimlere neden olması ve çekilen

    fotoğrafların gereksiz ve karışık detaylarla dolu olması olarak sıralanabilir

    (Hidayetoğlu, [14.11.2016]).

    Resim 44.: Sezaryen İşlemi İllüstrasyonu, Christy Krames

    Akman vd. (2009) illüstrasyon sanatının tıp bilimi ve eğitiminde sağladığı

    faydaları şöyle açıklamaktadır;

    ....akademik disiplinlerden biri olarak sanat, yansıtma ve soyut

    düşünme yoluyla tıpta açımlayıcı perspektifler sunabilir. ...Tıp

    pratiği içinde yer alan profesyoneller veya tıp öğrencileri, sanat

    yoluyla bireysel farklılıkları daha iyi anlayabilir, bireyin benzersiz

    yönlerini ortaya çıkarabilir, düşünme ve dil becerilerini

    zenginleştirerek, sık görülen tepki ve algılayışlara daha

    derinlemesine bir bakış sunabilirler. Böylece hastalık ve

    rahatsızlıkları daha iyi tanımlayabilir, hastaların tedavi ve iyileşme

    süreçlerini daha iyi yönlendirebilirler. Ayrıca tıp eğitimi içinde

    kullanıldığında, sanatın öğrencilerin genel iyilik hali açısından da

    pozitif yönde bir etkiye sahip olduğu bildirilmiştir (Akman vd.,

    2009:3).

  • 35

    Öte yandan, Frank Netter 1956’da yazdığı bir yazıda; “Yıllar önce patoloji,

    anatomi, cerrahi ve diğer tıp kollarında tıbbi illüstrasyonun eğitim açısından çok

    etkili olmadığını düşünmüştüm. Fakat tıbbi illüstrasyonun tarihine indiğim zaman

    resimlerin sadece öğretmede değil aynı zamanda cerrahinin gelişmesine katkı

    sağlayan hayati bir rolü olduğunu gördüm.” diyerek tıp alanındaki her konuda

    kullanılan illüstrasyonun önemini vurgulamıştır (Becer, 1990:101). Öyle ki, bir

    cerrah, aşamaları olan yeni bir cerrahi operasyonu, tek bir görüntüyle bile

    oluşturulmuş illüstrasyonla kolaylıkla anlayabilmektedir. Bu yüzden, cerrahi

    alanında sıkça kullanılan illüstrasyonlar tıp biliminin gelişmesine de katkı

    sağlamaktadır. Örneğin, 20. yüzyılın sonlarında Netter’in hazırlamış olduğu sekiz

    ciltlik anatomi atlası, tıp bilimine önemli bir kaynak olmuştur. 1948’de çizimine

    başlanan illüstrasyonlar, CIBA (Tıbbi İllüstrasyon Koleksiyonu) olarak basılmıştır.

    Netter‘in bu atlasından günümüzde CD ve interaktif ortamlarda üç boyutlu olarak

    halen yararlanılmaktadır (Küçük, 2009:97).

    Resim 45.: Kardiyovasküler Sistem, CIBA, Frank H. Netter

    Tıp alanındaki bu aktarım araçları sayesinde, konu etkili ve açık bir şekilde hedef

    kitleye sunulmaktadır. Öyle ki, hedef kitlenin konuya ilk göz atışındaki süreç, görsel

    algılama açısından oldukça önemlidir. Özellikle başlıkları, sloganı ve metni

    doğrudan tanımlayan unsurlardır.

  • 36

    II.BÖLÜM

    2. TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE YÖNTEMLERİ

    Tıp bilimi ve illüstrasyon sanatı alanlarında anatomi, bir başlangıç noktası

    olarak görülmektedir. Tıbbi illüstrasyon, her iki dalın kendi sınırları içinde anatomiyi

    farklı biçimlerde algılamasına karşın, tıp bilimi ve illüstrasyon sanatının birleşimiyle

    meydana gelmiştir. İllüstratör ve hekim ortaklığı ile, organların yapısı çizilerek tıbbi

    eğitim materyalleri oluşturulmaktadır (Akar, 2015:20).

    Sanatsal veya ticari kaygıyla yapılan tıbbi illüstrasyonlar; hedef kitlenin

    dikkatini çekmeyi veya konuyu izleyiciye kısa sürede ve etkili bir şekilde anlatmayı

    amaç edinmektedir. Bu anlatımı sağlayan tıbbi illüstratörün, kalıcı ve etkileyici

    illüstrasyonlar oluşturabilmesi, ancak doğru anatomi bilgisiyle mümkündür. Öyle ki

    tıbbi illüstratör, çizmesi gereken konuya hem bir sanatçı, hem de bir hekim gözüyle

    bakarak, sade ve doğrudan anlatımla bunu hedef kitleye aktarmaktadır. Bu yüzden,

    bir tıbbi illüstratörün hem tıp, hem de sanat alanında eğitimli olması gerekmektedir

    (Özdemir vd., 2003:249).

    Yıldırım (2011), tıbbi illüstrasyon sürecinin yönetimi hakkındaki yaklaşımını

    şöyle açıklamıştır:

    Bir ressama resim yaptırdığınızda, bunu neden böyle yaptın demek

    gibi bir hakkınız olmaz. Çünkü o bir sanat icra eder, öyle

    algılamıştır, öyle yorumlamıştır. Tıbbi resimde yorum yoktur.

    Orada bir gerçek var ve resmin gerçeği yansıtması gerekir. Bu

    yüzden tıbbi bilgisi olmayan bir ressamın çizim yapması, bazı

    sorunları beraberinde getirir. Bir ressam, tıbbi resim çizecekse bir

    süre tıbbi dersler almasında çok ciddi yarar var. Tıbbi resim

    yaparken, ressam sanat için sanat kavramından uzaklaşarak, bilim

    için sanat anlayışını benimsemelidir (Yıldırım, 2011:62).

    Seylan (2016) ise, bir tıbbi illüstratörün karmaşık bilgileri kavramak, onu

    damıtmak, hikâyeyi doğru, eğitici ve ilgi çekici açık bir görsel anlatım ile iletişim

    sağlamasının ancak tıbbi ve bilimsel bilgiye sahip olmasıyla mümkün olacağını

    savunmuştur. Öte yandan tıbbi illüstratörün, eğitici içerik planlamasından anlaması,

    görsel ve işitsel teknolojideki deneyimiyle karmaşık kavramları görsel olarak

    basitleştirebilmesi, tıp eğitiminde değişen rolüne hazırlarken eğitim alanını, eğitim

    planlamasını ve eğitim teknolojisini etkin kullanabilmesi gerekmektedir (Seylan,

    2016:90).

  • 37

    2.1. Araştırma ve Ön Hazırlık Süreci

    Bilginin görüntüyle aktarılması, tıp biliminin ilerlemesine katkı sağlamıştır.

    İllüstrasyonla tanımlama hem düşünmeyi, hem de sanatta ustalığı gerektirmektedir.

    İllüstrasyonun hangi teknikle yapılacağı ve nerede kullanılacağı belirlenerek çizim

    aşamasına geçilmelidir. Öyle ki, bir sanat dalının kendi kültür çerçevesi içinde,

    işlevini iyi yapması ve kullanışlı olması, amaca iyi hizmet eder şekilde tasarlandığı

    anlamına gelmektedir (Sarı, 2008:23). Öte yandan, sanat eserinin kişisel ve göreceli

    oluşundandır ki, belirli bir işlev yerine getirmeyi amaçlamaz. Buna karşın

    kullanılabilirlik amaçlayan tasarımlar, ölçülebilir kriterler ışığında

    değerlendirilmektedir. Öyle ki, bir çalışmanın tasarım olarak kabul görmesindeki en

    önemli unsurların da bu kriterler olduğunu söyleyebiliriz (Becer, 2007:9).

    Tıbbın her zaman karmaşık ve karşılıklı ilişkiler içinde geliştiği göz ardı

    edilmemelidir. Görüleni illüstrasyon ile anlatmak, seçici ve yönlendirilmiş süreçler

    kapsamında algılanmaktadır. Nitelikli eserler, aktarılmak istenen bilginin doğruluğu

    kadar, sanatsal düzenlemenin de bütünden özele indirgenmesi sonucu ortaya

    koyulabilir. Uçar’a göre, “...tasarımcıyı başarılı bir orkestra şefine benzetebiliriz.

    Farklı enstrümanları iyi tanır, bir uyum içinde birleştirir, öncelik sıralarını belirler ve

    bir düzen dahilinde sessizlik denen uzay içinde görsel sesleri var eder.” (Uçar,

    2004:147). Uçar, burada sanatçının görsel düzenlemeyi yönetme biçimini

    benzetmelerle anlatmıştır. Öte yandan Becer’e göre ise, “bir görsel unsurun tasarım

    içindeki diğer unsurlarla kurduğu orantısal ilişkiler, algı ve iletişimi doğrudan

    etkiler” (Becer, 1990:69). Öyle ki, “seçici bir niteliğe sahip insan gözü kalabalıktan

    seyreğe, koyudan açığa, kolay algılanabilirden zor algılanabilire, büyükten küçüğe,

    etkin ve güçlü renklerden solgun ve pastel renklere doğru bir algılama sırası izler”

    (Uçar, 2004:155). Öyleyse, bir sanatçı çalışmalarının her aşamasında bu unsurları

    dikkate alarak eserini oluşturmalıdır.

    Bu süreçte, görselleştirilecek konu hakkında bilgi sahibi olmak, o alanda daha

    önce yapılmış çalışmaları incelemek kadar önem taşımaktadır. Öyle ki, bilginin ya da

    görselleştirmenin eksik kalması, nitelikli ve etkili eserler ortaya çıkarılmasına engel

    olmaktadır. Örneğin kadavra diseksiyonları, bu sürecin en önemli öğesini

    oluşturmaktadır. Çizilecek parçaların yakından incelenmesiyle, doğru bilgiye ulaşma

  • 38

    imkanı sağlanmaktadır. Kadavra üzerinde veya cerrahi müdahale işlemlerinde,

    anlatılmak istenen konuya uygun açılar belirlenerek, fotoğraf çekimi ya da eskizler

    yapılmalıdır. O’Grady ve O’Grady’e göre, “eskiz, biçim ve iletişim problemlerinin

    çözümü için tasarımcılar tarafından çok yaygın olarak kullanılan temel araştırma

    metodudur.” (O’Grady ve O’Grady, 2009:58). Elde edilen fotoğraf veya eskizler,

    uygulama sürecinde daima doğru bilgiye yönlendirecek kaynaklar olacaktır. Bu

    yüzden, yapılacak ön taslakların dikkatle hazırlanması gerekmektedir. Bu aşama

    boyunca çalışmalar rengin, tipografinin, tekniğin birçok çeşidiyle oluşturulabilir. Öte

    yandan, kadavra incelemesi, cerrahi uygulama gözlemi veya tıp alanındaki bir

    yeniliğin tanıtımını anlatmak için elde edilen eskizler, ortaya çıkacak eserin temelini

    oluşturmaktadır. Kullanılacak teknik ve materyaller belirlendikten sonra uygulama

    sürecine geçilmelidir.

    Resim 46.: Rahimdeki Fetusu Anlatan Bir Eskiz, Leonardo da Vinci

    Tıbbi illüstrasyonlar oluşturulurken seçilen yöntem, çağın getirdiği

    olanaklarla doğru orantılıdır. Karakalem, suluboya, guaj boya, pastel boya, akrilik,

    mürekkep, kuru boya ve yağlı boya gibi geleneksel tekniklerin kullanıldığı

    illüstrasyonların yanı sıra; bilgisayar ortamında hazırlanan, içerisinde vektörel veya

    bitmap tabanlı dijital illüstrasyonlar da kullanılmaktadır.

  • 39

    2.2. Geleneksel Teknikler

    İlk mağara duvarı resimlerinden, teknolojik çağa kadar geçen süreçte görsel

    anlatımların tamamı, geleneksel tekniklere dayanmaktadır. Kullanılan bu teknikler

    uygulandığı alanlara göre farklılık göstermiştir. Akar (2015) bu tekniklerin

    kullanımını, “anatomik şekiller; siyah-beyaz basılmış resimler elle boyama, tahta

    oyma, yakarak dağlama, baskı teknikleri olan gravür, metal, ağaç ve taş baskılar tıp

    kitaplarında kullanılmıştır” şeklinde açıklamıştır (Akar, 2015:20). Tasarım sürecinde,

    uygulanan teknikler, anlatımın etkisi açısından oldukça önemlidir. Öte yandan, bu

    tekniklerin meydana getirdiği dokular, döneme ait bilgiler verdiği gibi, anlatılmak

    istenen konunun algılanmasında da kolaylık sağlamaktadır. Öyle ki doku; yüzey,

    renk, ton gibi iki boyut etkisi veren konuyu, üçüncü boyuta götüren bir öğe

    konumunda yer almaktadır. Formu, biçimi, yüzeyi karşı tarafa aktaran unsur dokudur

    (Atalayer, 1994:194).

    Bütün dönemlerde kara kalem tekniği, nesnelerin görünüşü için en çok

    kullanılan yöntemlerinden biridir (Eroğlu, 1995:22). Dalley (1980), kara kalem

    tekniğinin çok eski tarihlere dayandığını şöyle açıklamıştır:

    Bir çizim aracı olarak kömürün kullanıldığı ispatlanmış var olan en

    eski örnekler, Fransa ve İspanya’daki ilk insan tarafından mağara

    duvarlarına yapılmış süslemelerdir. Çeşitli doğal maddelerden

    yapılan pigmentlerle beraber ilkel ateşte yanan çubuklar, şaşırtıcı

    kalite ve boyutlarda çizimler üreten bu ilk sanatçılar tarafından

    kullanılıyordu. Örneğin, Altamira’ daki pek çok çizim, beş ve yedi

    adım arası genişliğindedir. Bu ölçüde bir çalışma için, kara kalem,

    hem geniş bir çizgi, hem de ton alanı üretebilmek için, son derece

    uygun bir araçtır (Dalley, 1980: 18).

    Resim 47.: Altamira Mağarasındaki Figür Çizimleri

  • 40

    Kara kalem günümüzde halen, amatör ve profesyonel tasarımcılar tarafından

    kullanılmaktadır. Tonlamaya olanak sağlaması ve istendiğinde silinebilir olması gibi

    avantajlara sahip olan kara kalem, illüstratörlerin tasarımlarında veya eskiz

    aşamalarında sıklıkla tercih ettikleri bir teknik olarak kullanılmaktadır (Atabey,

    2010:76). Görme eylemi açık - koyu, renk, mekan, nesneler, düzen ve birlik

    kavramlarıyla ortaya çıkmaktadır. Çizginin kalınlığı, inceliği, rutinliği gibi çizgi

    hareketlerindeki değişiklere karşı insan algısı oldukça gelişmiştir (Akar, 2015:20).

    Resim 48.: Kol Yapısını Tanımlayan Kara Kalem Tekniği, Tasha Obrin, 2012

    Öte yandan, kuru boyalar hızlı renklendirme ve tıbbi illüstrasyon eskizleri

    veya uygulamaları için önemli bir yere sahiptir. Kuru boyalar, tasarımda tonlama,

    renk çeşitliliği ve gölgelendirme oluşturmaya imkan sağlamaktadır. Bunun yanı sıra,

    tek bir rengin üst üste kullanılması sonucu oluşan koyu tonla güçlü zıtlıklar elde

    edilmektedir (Atabey, 2010:79).

    Resim 49.: Kemik Yapısını Tanımlayan Kuru Kalem Tekniği, Timothy H. Phelps

  • 41

    Pastel kalem tekniği, sadece pastel boyalardan oluşan malzemeler ile

    kullanılmaktadır. Çabuk dağılma dezavantajına sahip olduğu için titizlikle

    yürütülmesi gereken bir çalışma alanı gerektirir.