[ieee 2009 international conference on application of information and communication technologies...
TRANSCRIPT
![Page 1: [IEEE 2009 International Conference on Application of Information and Communication Technologies (AICT) - Baku, Azerbaijan (2009.10.14-2009.10.16)] 2009 International Conference on](https://reader036.vdocuments.us/reader036/viewer/2022092702/5750a5f21a28abcf0cb5cae2/html5/thumbnails/1.jpg)
An Analysis of the Realization Rate of Affective Objectives of Science and Technology Curriculum
Asst. Prof. Dr. Murat DEMİRBAŞ
Kırıkkale University, Faculty of Education, 71450 Yahşihan/Kırıkkale-TURKEY, E-mail:[email protected] Prof. Dr. Rahmi YAĞBASAN
Başkent University, Faculty of Arts and Sciences, Ankara-TURKEY, E-mail:[email protected]
Abstract By the help of science education not only cognitive
learning but affective learning is also contributed. To be able to
gain the qualities in a field, an individual should be interested in
that field, consider that field practical and not have any negative
attitudes to it. When the researches examined, it seems that the
activities to achieve cognitive objectives were emphasized but
affective and psychomotor domains were neglected. The science
teaching curriculum has recently been reorganized and the name
of the course was changed as “Science and Technology”. Besides,
in the curriculum of the science and technology course the
activities concerning skill, understanding, attitude and values
were designed. Considering the relationship between the cognitive
and affective learning, the importance of the affective objectives
could be recognized.
Depending on this purpose, in this study it is aimed to
determine what kind of activities the teachers do and the
realization rate of the affective objectives of science and
technology curriculum in order to evaluate the affective learning.
For the sample students “scientific attitude scale”, “academic
identity scale” were be used. After the survey, the gathered data
analyzed using SPSS (Statistical Packet for Social Sciences).
Key Words: Affective Learning, Science and Technology
Curriculum, Science Teaching.
1. GİRİŞ
Bilimsel araştırmaların her geçen gün artması,
bilimsel okur-yazar bireylerden oluşan bir toplumun
gerekliliğini gündeme getirmektedir. Bu amaçla her ülke kendi
eğitim felsefesi içinde, öğretim programları oluşturarak
uygulamasını yapmaktadır. Fen ve teknoloji öğretim
programları da bu öğretim programları içinde önemli bir yer
teşkil etmektedir.
Fen öğretimi ile öğrencilerin, fen bilimlerinin doğasını
ve bilginin nasıl elde edildiğini anlayarak, fen bilimlerindeki
bilgilerin bilinen gerçeklere bağlı olduğunu ve yeni kanıtlar
toplandıkça, değişebileceği düşüncesini kazandırmak, fen
bilimlerindeki temel kavramları, teorileri ve hipotezleri
kavratarak, bilimsel kanıt ile kişisel görüş arasındaki farkın
algılanması amaçlanmaktadır [1].
Öğrenme-öğretme sürecinin başlatılması, öğretme
hedefleri için oluşturulan bilgi, beceri ve öğrencinin sahip
olması gereken özelliklerin sağlanmış olmasına bağlıdır. Bu ön
koşullar, yeni bir öğrenmenin başlamasını sağlayacak giriş
davranışlarını oluşturacaktır [2]. Ref. [3], bu giriş
davranışlarını bilişsel giriş davranışları ve duyuşsal giriş
davranışları olarak iki grupta incelemiştir. Bilişsel giriş
davranışları, öğrenme ünitelerinin gerektirdiği bilgi ve
becerileri içerirken, duyuşsal giriş davranışları, öğrencilerin
öğrenme konularına ve durumlarına yönelik gösterdiği ilgi ve
tutumlarının bir bileşkesini meydana getirmektedir. Ref. [4],
öğretim programlarındaki duyuşsal içerikli davranışların,
düzensiz bir biçimde konulduğunu belirterek, sınıftaki
başarının ya da öğretim programlarının etkililiğinin
belirlenmesi için yapılan duyuşsal alan davranışlarını gözleme
çalışmalarının yetersiz kaldığını açıklamaktadır.
Yakın zamanlarda fen bilgisi öğretim programı tekrar
ele alınmış, gerek yapısında gerekse kapsamında köklü
değişimler gerçekleştirilmiştir. 2005 yılında 4. ve 5. Sınıflarda
uygulamaya konulan Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim
Programında “Beceri, Anlayış, Tutum ve Değerlerle İlgili
Öğrenme Alanları” oluşturulmuş ve bu öğrenme alanı
978-1-4244-4740-4/09/$25.00 ©2009 IEEE
![Page 2: [IEEE 2009 International Conference on Application of Information and Communication Technologies (AICT) - Baku, Azerbaijan (2009.10.14-2009.10.16)] 2009 International Conference on](https://reader036.vdocuments.us/reader036/viewer/2022092702/5750a5f21a28abcf0cb5cae2/html5/thumbnails/2.jpg)
içerisinde “Fen-Teknoloji-Toplum Çevre”, “Bilimsel Süreç
Becerileri” ve “Tutumlar ve Değerler” ile ilgili öğrenci
kazanımlarına yer verilmiştir [5]. Fen ve Teknoloji Öğretim
Programında böyle bir öğrenme alanının yer alması, duyuşsal
öğrenme ile ilgili kazanımların değerlendirilmesinin ve
geliştirilmesinin gerekliliğini gündeme getirmektedir.
Duyuşsal alanla ilgili davranışlar sadece okul içinde
oluşturulamayabilir, ancak duyuşsal alanla ilgili belirlenecek
davranışların okullarda kazandırılmasını sağlayacak öğretim
ortamlarının oluşturulması büyük bir öneme sahiptir (Sönmez,
1994). Duyuşsal özelliklerin neler olduğu, bireyin dış dünya ile
etkileşimi sonucunda verdiği tepki ve nesnelere karşı tavır
almaların çözümlenmesi ile ortaya konulabilmektedir. Literatür
incelendiğinde bu temel bileşenlerin tutum, akademik benlik
kavramı, değer, ilgi, tercih, inanç, kaygı vb. gibi kavramlarla
ifade edildiği görülmektedir [6], [7], [8], [9].
Duyuşsal alan özelliklerinin değerlendirilmesinde bazı
zorluklar olmasına karşın, duyuşsal giriş özelliklerinin, başarı
dağılımının %25’ini açıklama gücünde olduğu belirtilmektedir
[10], [11]. Ref. [12] yaptığı çalışmada, duyuşsal özellikte olan,
fen bilimlerine yönelik ilgi, tutum ve merakın birbirleri ile
ilişkili olduğu, hazırlanan likert tipi ölçekten elde edilen
verilere göre açıklanmaktadır. Yine Ref. [13]., 1970–1991
yılları arasında, öğrencilerin fen bilimlerine yönelik tutumları
ile başarıları arasındaki ilişkinin cinsiyete göre farklılaşıp
farklılaşmadığını incelemiş ve araştırma sonucunda, fen
bilimlerine yönelik tutumla başarı arasında yüksek düzeyde bir
ilişkinin olduğunu belirlemiştir. Bulunan anlamlı ilişki,
erkekler için r = 0.50 olurken, kızlar için r = 0.55 olmuştur.
Ref. [14] ve Ref. [15] çalışmalarında fen bilimlerine yönelik
tutum ile başarı arasındaki ilişkinin yüksek düzeyde olduğunu
belirtmektedir. Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, duyuşsal
özellikli öğrenmelerin başarı değişkeni ile olan ilişkisinin
yüksek olduğu görülmektedir. Fen ve teknoloji öğretim
programında yer alan duyuşsal hedeflerin sadece öğretim
programında yer alması yeterli görülmemektedir. Duyuşsal
öğrenmelerin bilişsel öğrenmeleri açıklama gücü
düşünüldüğünde, öğretim programında yer verilen duyuşsal
kazanımların değerlendirilmesinin ve tespit edilecek
aksaklıkların giderilmesinin önemi büyüktür.
2. ARAŞTIRMANIN AMACI
Fen ve Teknoloji Öğretim Programında yer alan
duyuşsal öğrenmeyi içeren öğrenci kazanımlarının ne düzeyde
gerçekleştirildiği, aşağıdaki alt problemlere göre incelenmiştir:
• 6, 7, ve 8. sınıf öğrencilerinin bilimsel tutum ön
test ve son test uygulamaları sınıf düzeylerine göre faklılık
göstermekte midir?
• 6, 7, ve 8. sınıf öğrencilerinin akademik benlik
kavramı ön test ve son test uygulamaları sınıf düzeylerine göre
faklılık göstermekte midir?
3. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
Bu araştırmada Fen ve Teknoloji Öğretim
Programının duyuşsal hedeflerinin gerçekleşme düzeyinin
incelenmesine yönelik olarak, ilişkisel tarama yöntemi
kullanılacaktır. İlişkisel tarama yöntemleri, iki veya daha çok
değişken arasında birlikte değişim varlığını veya derecesini
belirlemeyi amaçlayan araştırma yöntemleridir [16].
3.1. ÇALIŞMA GRUBU
Araştırma Kırıkkale merkez ilköğretim okullarından,
sosyo-ekonomik konumu birbirine yakın ve öğrenci sayısı
itibari ile yeterli durumda olan iki okul üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubuna seçilen bu iki okuldaki
tüm öğrenciler dahil edilmiş ve örneklem seçme yoluna
gidilmemiştir. Böylelikle, çalışma grubundaki tüm öğrenciler
araştırmaya dahil edilmiştir. Okullar seçilirken, yeni programın
uygulanmasında önemli bir yeri olan laboratuar durumunun
yeterli olmasına dikkat edilmiştir.
3. 2. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI
3.2.1.Bilimsel Tutum Ölçeği
Araştırmada Ref. [17] tarafından geliştirilen ve
Ref.[18] tarafından Türkçe’ye uyarlaması yapılan Bilimsel
Tutum Ölçeği (Scientific Attitude Inventory, SAI II)
kullanılmıştır.
![Page 3: [IEEE 2009 International Conference on Application of Information and Communication Technologies (AICT) - Baku, Azerbaijan (2009.10.14-2009.10.16)] 2009 International Conference on](https://reader036.vdocuments.us/reader036/viewer/2022092702/5750a5f21a28abcf0cb5cae2/html5/thumbnails/3.jpg)
3.2.2. Akademik Benlik Kavramı Ölçeği
Araştırmada, öğrencilerin duyuşsal alan özellikli
öğrenmelerindeki değişimi incelemek amacı ile Brookover ve
arkadaşları tarafından geliştirilen ve Ref. [19]’ un çalışmaları
sonucunda Türkçe’ye uyarlaması yapılan Akademik Benlik
Kavramı Ölçeği kullanılmıştır.
3.3. VERİLERİN ANALİZİ
Verilerin analizinde, ön test ve son test arasındaki
farklılığı ortaya koyabilmek için, tek faktör üzerinde tekrarlı
ölçümler için çift yönlü varyans analizi (repeated measures)
yapılmıştır. Öğrencilerin ön test ve son test puanlarının
karşılaştırılmasında ilişkisiz örneklemler için tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) ve t-Testi kullanılmıştır.
4. BULGULAR
4.1. Öğrencilerin Bilimsel Tutum Ön Test Puanlarının
Sınıflara Göre Değişimine İlişkin Bulgular
Örneklem grubuna giren 6. 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin
bilimsel tutum ön test puanlarının sınıflarına göre değişimini
incelemek için ANOVA testi yapılmış, sınıflar arasındaki olası
farkı ortaya koymak için ise Scheffe testine başvurulmuştur.
Elde edilen veriler Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Bilimsel Tutum Ön Test Puanlarının Sınıflara Göre ANOVA
Sonuçları Bilimsel
Tutum Puanı N x
S
6. sınıf 176 135.47 10.04 7. sınıf 190 131.57 10.97 8. sınıf 190 135.36 11.96 Toplam 556 134.10 11.17
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
(KT)
sd Kareler Ortalaması
(KO)
F p Anlamlı Fark
Gruplararası 1844.572 2 922.286 7.554 .001 6.s-7.s 7.s-8.s Gruplariçi 67520.167 553 122.098
Toplam 69364.739 555 Tablo 1’deki veriler incelendiğinde, bilimsel tutum ön
test puanları bakımından en düşük düzeyin 7. sınıflar için
olduğu görülmektedir. Yapılan Scheffe testi analizi sonucunda,
6. sınıflarla, 7. sınıflar arasında; 6. sınıflar lehine, yine 8.
sınıflarla, 7. sınıflara arasında; 8. sınıflar lehine anlamlı
farklılığın olduğu görülmektedir. 6. sınıflarla, 8. sınıfların
bilimsel tutum puanlarının yaklaşık eşit düzeyde olduğu
söylenebilir (F(2-553) = 7.554, p<.01).
4.2.Öğrencilerin Akademik Benlik Kavramı Ön Test
Puanlarının Sınıflara Göre Değişimine İlişkin Bulgular
Örneklem grubuna giren 6. 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin
akademik benlik kavramı ön test puanlarının sınıflarına göre
değişimini incelemek için ANOVA testi yapılmış, sınıflar
arasındaki olası farkı ortaya koymak için ise Scheffe testine
başvurulmuştur. Elde edilen veriler Tablo 2’de verilmiştir. Tablo 2. Akademik Benlik Kavramı Ön Test Puanlarının Sınıflara Göre
ANOVA Sonuçları Akademik
Benlik Kavramı
Puanı
N x S
6. sınıf 176 36.07 2.95 7. sınıf 190 33.48 4.08 8. sınıf 190 33.16 3.96 Toplam 556 34.19 3.92
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
(KT)
sd Kareler Ortalaması
(KO)
F p Anlamlı Fark
Gruplararası 916.108 2 458.054 33.094 .000 6.s-7.s 6.s-8.s Gruplariçi 7654.129 553 13.841
Toplam 8570.237 555 Tablo 2’deki veriler incelendiğinde, öğrencilerin
akademik benlik kavramı ön test puanlarının yüksek düzeyde
olduğu görülmektedir. Puanlar bakımından en yüksek sınıfın 6.
sınıflar olduğu, ancak öğrencilerin akademik benlik kavramı
puanlarının sınıflar ilerledikçe düşme eğiliminde olduğu
görülmektedir. Akademik benlik kavramı puanlarının, 6. sınıfla
7. sınıf arasında, 6. sınıflar lehine; yine 6. sınıflarla 8. sınıflar
arasında, 6. sınıflar lehine olduğu görülmüştür ((F(2-553) =
33.094, p<.01).
4.3. Öğrencilerin Bilimsel Tutum Son Test
Puanlarının Sınıflara Göre Değişimine İlişkin Bulgular
Örneklem grubuna giren 6. 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin
bilimsel tutum son test puanlarının sınıflarına göre değişimini
incelemek için ANOVA testi yapılmış, sınıflar arasındaki olası
farkı ortaya koymak için ise Scheffe testine başvurulmuştur.
Elde edilen veriler Tablo 3’de verilmiştir.
![Page 4: [IEEE 2009 International Conference on Application of Information and Communication Technologies (AICT) - Baku, Azerbaijan (2009.10.14-2009.10.16)] 2009 International Conference on](https://reader036.vdocuments.us/reader036/viewer/2022092702/5750a5f21a28abcf0cb5cae2/html5/thumbnails/4.jpg)
Tablo 3. Bilimsel Tutum Son Test Puanlarının Sınıflara Göre ANOVA Sonuçları
Bilimsel Tutum Puanı
N x
S
6. sınıf 176 135.10 13.00 7. sınıf 190 136.04 14.42 8. sınıf 190 136.76 12.75 Toplam 556 135.99 13.41
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
(KT)
sd Kareler Ortalaması
(KO)
F p Anlamlı Fark
Gruplararası 252.561 2 126.281 0.701 .497 YOK Gruplariçi 99652.423 553 180.203 Toplam 99904.984 555
Tablo 41’deki veriler incelendiğinde, öğrencilerin
ortalama olarak olumlu düzeyde bilimsel tutum puanına sahip
oldukları görülmüştür. Sınıflar arasına bilimsel tutum son test
puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir
(F(2-553) =0.701, p>0.5).
4.4. Öğrencilerin Akademik Benlik Kavramı Son Test
Puanlarının Sınıflara Göre Değişimine İlişkin Bulgular
Örneklem grubuna giren 6. 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin
akademik benlik kavramı son test puanlarının sınıflarına göre
değişimini incelemek için ANOVA testi yapılmış, sınıflar
arasındaki olası farkı ortaya koymak için ise Scheffe testine
başvurulmuştur. Elde edilen veriler Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4. Akademik Benlik Kavramı Son Test Puanlarının Sınıflara Göre
ANOVA Sonuçları Akademik
Benlik Kavramı
Puanı
N x S
6. sınıf 176 35.69 3.33 7. sınıf 190 33.75 3.90 8. sınıf 190 33.37 4.63 Toplam 556 34.23 4.12
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
(KT)
sd Kareler Ortalaması
(KO)
F p Anlamlı Fark
Gruplararası 559.388 2 279.694 17.380 .000 6.s.-7.s. 6.s.-8.s.
Gruplariçi 8899.274 553 16.093 Toplam 9458.662 555
Tablo 4’deki veriler incelendiğinde, akademik benlik
kavramı son test puanlarının sınıf düzeyi arttıkça, puan
değerlerinin azaldığı görülmektedir. Bu azalış ön test
puanlarında da aynı şekilde gözlenmiştir. Ön test puanlarındaki
bu azalış, 6. sınıflarla 7. sınıflar arasında, 6. sınıflar lehine;
yine 6. sınıflarla 8. sınıflar arasında, 6. sınıflar lehine
gözlenmiştir (F(2-553) = 17.380, p<.01).
5. SONUÇLAR VE TARTIŞMA
Araştırma alt problemlerine göre incelenen bulgulara
göre şu sonuçlara ulaşılmıştır.
Öğrencilerin bilimsel tutum puanlarının sınıflara göre
değişimi incelendiğinde, ön test uygulamasında en düşük tutum
puanının 7. Sınıflarda olduğu görülmektedir. Bilimsel tutum
puanlarının son test uygulamasında ise sınıflar arasında fark
görülmemiştir (Tablo 1, 3). Akademik benlik kavramı
puanlarının ön test ve son test uygulamaları incelendiğinde, en
yüksek akademik benlik kavramının 6. Sınıflarda olduğu
görülmektedir (Tablo 2, 4). Genel olarak öğrencilerin bilimsel
tutum puanlarının olumlu düzeyde olduğu, fen ve teknoloji
öğretim programına dayalı öğretim etkinliklerinden sonrada bu
tutum puanlarının olumlu düzeyde kaldığı söylenebilir. Ayrıca
7. Sınıflardaki bilimsel tutum puanı artışı daha fazla olmuştur.
Ref. [13] çalışmasında öğrencilerin tutumları ile cinsiyet
arasındaki ilişkiyi incelemiş, kızlar lehine daha yüksek odlunu
belirtmiştir. Akademik benlik kavramı yönden ise, öğrencilerin
yüksek düzeyde başlangıç puanları olmuş, bunların devamı
sağlanmıştır. Öğrencilerin bilimsel tutum puanlarının
gelişimine fen ve teknoloji öğretim programının etkisi
incelendiğinde sadece 7. Sınıflarda anlamlı bir farklılığın
olduğu, diğer sınıflarda da olumlu olan tutum puanlarının
devam ettiği görülmüştür. Yine akademik benlik kavramları
puanı yönünden de öğrencilerin olumlu olan puanlarının,
öğretim yılı sonunda da devam ettiği ifade edilebilir.
6. ÖNERİLER
Araştırma sonuçlarına göre aşağıdaki önerilere yer
verilebilir;
• Fen ve teknoloji öğretim programı ile ağırlıklı bir
biçimde gündeme gelen duyuşsal kazanımların
değerlendirilmesine gereken önem verilmeli, deneme-yayma ve
düzeltme politikası biçiminde öğretim programının
uygulamasına devam edilmelidir.
• Öğretmenlerin duyuşsal içerikli kazanımların
değerlendirilmesi konusunda bilgilendirilmesi gereklidir. Bu
![Page 5: [IEEE 2009 International Conference on Application of Information and Communication Technologies (AICT) - Baku, Azerbaijan (2009.10.14-2009.10.16)] 2009 International Conference on](https://reader036.vdocuments.us/reader036/viewer/2022092702/5750a5f21a28abcf0cb5cae2/html5/thumbnails/5.jpg)
amaçla, hizmet içi eğitim kursları düzenlenmeli ve
öğretmenlerin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
NOT: Bu çalışma Gazi Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Projeleri Birimi tarafından destek alınarak
yapılmıştır.
KAYNAKLAR
[1] YÖK/Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi.
Fizik Öğretimi. Ankara, 1997.
[2] N. Fidan. Okulda Öğrenme ve Öğretme. Ankara:
Alkım Yayınevi, 1997.
[3] B. S. Bloom. İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme.
(Çev. Durmuş Ali Özçelik). İstanbul: Milli Eğitim
Basımevi, 1998.
[4] M. F. Turgut (1997). Eğitimde Ölçme ve
Değerlendirme Metotları. Ankara, 1997.
[5] MEB. İlköğretim Fen ve Teknoloji Dersi 4. 5. Sınıflar
Öğretim Programı. Ankara, 2005.
[6] V. Sönmez. Program Geliştirmede Öğretmen El
Kitabı. Ankara: Pegem Yayıcılık, 1994.
[7] D. A. Özçelik. Eğitim Bilimleri, Ölçme ve
Değerlendirme. Eskişehir: Açıköğretim Yayınları,
1988.
[8] R. L. Shrigley, T. R. Koballa, and R. D. Simpson.
“Defining Attitude For Science Educators”. Journal of
Research In Science Teaching. 25, 659-678, 1988.
[9] R. T. JR. Koballa. “Attitude and Related Concepts in
Science Education”. Science Education. 72, (2), 115-
126, 1988.
[10] Z. Selçuk. Eğitim Psikolojisi. Ankara: Pegem
Yayıncılık, 1996.
[11] N. Senemoğlu. Gelişim Öğrenme ve Öğretim,
Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Gazi Kitabevi, 2001.
[12] H. Harty, K.V. Samuel, D. Beall. “Exploring
Relationships Among Four Science Teaching-
Learning Affective Attributes of Sixth”. Journal of
Research in Science Teaching. 23, (1), 51-60, 1986.
[13] M. Weinburgh. “Gender Differences in Student
Attitudes Toward Science: A Meta Analysis of The
Literature From 1970 to 1991”.Journal of Research in
Science Teaching. 32 (4), 387-398, 1995.
[14] M. P. Freedman, (1997). “Relationship Among
Laboratory Instruction, Attitude Toward Science and
Achievement in Science Knowledge.” Journal of
Research in Science Teaching. 34 (4), 343-357, 1997.
[15] D. Tepe.. Öğrencilerin Fen Derslerine Karşı
Tutumları İle Başarıları Arasındaki İlişki. İstanbul:
Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü.(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
1999.
[16] N. Karasar. Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım, 2000.
[17] W. R. Moore, R. L. H. Foy, “The Scientific Attitude
Inventory: A Revision (SAI II).” Journal of Research
in Science Teaching, 34, 4, 327-336, 1997.
[18] M. Demirbaş, R. Yağbasan. “Fen Bilgisi Öğretiminde
Bilimsel Tutumların İşlevsel Önemi ve Bilimsel
Tutum Ölçeğinin Türkçe’ ye Uyarlama Çalışması”.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19 (2)
271-299, 2006.
[19] N. Senemoğlu. Öğrenci Giriş Nitelikleri ve Öğretme-
öğrenme Süreci Özelliklerinin Matematik Dersindeki
Öğrenme Düzeyini Yordama Gücü. Ankara:
Yayınlanmamış Araştırma Raporu, 1989.