döviz 0psiyon iŞlemi fikhj...

22
islam Hukuku Dergisi, sy.13, 2009, s. 313-334. Döviz 0PSiYON VE FIKHJ DEGERLENDiRMESi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Currency Option Transaction from the Po int of lslamic Jurisprudence One of the types of derivatives is foreign currency option transaction. In foreign currency option transactions, one purchases the right to buy or seli foreign currency on a certain future date with a certain rate that is fixed in advance. lt has been understood that this transaction shall not be permissible in te rm s of regulations for contract of"Sarf" and sal e of rights. Key Words: Mo ney, foreign currency option, contract of sarf, derivative. Döviz günümüz (spot) ve va- deli (türev) olmak üzere iki Vadeli lemlerde bulunan bir kur ile ileri bir tarihte döviz üzerine Bu döviz forward, döviz future ve döviz swap (takas) her iki da nitelikte halde' döviz opsiyon hak sahibi, prim sayesinde vade ko- nusunda seçme elde etmektedir. Mal<:alemizde döviz opsiyon sarf akdi olmak üzere, mücerred ve kapara dan tahlil edilmektedir. ' Ünv. Fak. Hukuku Anabilim Üyesi. [email protected] 1 Söz konusu bilgi için bk. Abdullah, Günümüz Para Müba- delesi Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd.

Upload: others

Post on 13-Sep-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

islam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy.13, 2009, s. 313-334.

Döviz 0PSiYON iŞLEMi VE

FIKHJ DEGERLENDiRMESi

Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ*

Currency Option Transaction from the Po int of lslamic Jurisprudence

One of the types of derivatives is foreign currency option transaction. In foreign currency option transactions, one purchases the right to buy or seli foreign currency on a certain future date with a certain rate that is fixed in advance.

lt has been understood that this transaction shall not be permissible in te rm s of regulations for contract of"Sarf" and sal e of rights.

Key Words: Mo ney, foreign currency option, contract of sarf, derivative.

Giriş

Döviz alım satım işlemleri günümüz piyasasında peşin (spot) ve va­deli (türev) olmak üzere başlıca iki şekilde gerçeldeştirilmektedir. Vadeli iş­lemlerde sözleşme sırasında belirlenmiş bulunan bir kur ile ileri bir tarihte döviz alım satımında bulunulması üzerine anlaşılmal<tadır. Bu işlemlerden döviz forward, döviz future ve döviz swap (takas) işlemleri her iki tarafı da bağlayıcı nitelikte olduğu halde' döviz opsiyon işleminde hak sahibi, ödediği prim sayesinde vade geldiğinde işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmeme ko­nusunda seçme hal<k:ı elde etmektedir.

Mal<:alemizde döviz opsiyon işlemi başta fıkıhtaki sarf akdi kuralları olmak üzere, mücerred haicların satıını, şart muhayyerliği ve kapara açısın­dan tahlil edilmektedir.

' Şırnak Ünv. İlahiyat Fak. İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. [email protected] 1 Söz konusu işlemler hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Durmuş, Abdullah, Fılclıi Açıdan Günümüz Para Müba­delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd.

Page 2: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

314 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

I. DÖVİZ OPSİYON İŞLEMİ

A. Tanımı ve Tarihçesi

Günümüz piyasalarında işlem gören döviz alım satım türlerinden biri döviz opsiyon işlemidir. "Opsiyon" kelimesi sözlükte "seçme hakkı" an­lamına gelmektedir.2 Finansal bir terim olaral< "döviz opsiyon işlemi" ise, "opsiyon primi" adı verilen belirli bir bedel karşılığında işlem sırasında tayin edilen bir valdtte belirli bir miktar dövizi önceden üzerinde mutabık kalı­nan kur ile satma veya alma haloo sağlayan sözleşme olaral< tanımlanabilir} Bazı kaynaldarda, opsiyon işleminin dayandığı temel mantık olaral< ilk kez filozof Thales tarafından gerçeldeştirildiği ifade edilir. Söz konusu olayda Thales, ilkbaharda zeytinlerin bol ürün vereceğini dolayısıyla halkın zeytin preslerine çokça ihtiyacı olacağını astronomi bilgisini kullanaral< tahmin eder ve piyasadald presleri belirli bir miktar kaparo ( opsiyon primi) vermek suretiyle ldralar.4 Gerçekten tahmini doğru çıktığı için de önceden ldrala­mış olduğu presleri halka daha yüksek bir fiyattan halka Idraya vererek bu işten para kazanır.5 Gpsiyon işlemi ile bu olayın benzer tarafı, Thales'in, bir miktar kaparo vererek presleri ldralama halcia elde etmesidir. Tarihte XVII. y.y.'da Hollanda'da, 1711 yılında İngiltere'de, daha sonraları ise Amerika'da değişik opsiyon işlemleri gerçeldeştirilmiştir. Gpsiyon işlemleri 1973 yılında Chicago Board Options Exchange (CBOE) borsasının kurulmasıyla, ilk kez organize bir borsada işlem görmeye başlamıştır. Döviz opsiyon işlemleri ise ilk olarak Philadelplıia Borsası tarafından işleme konulmuştur. Daha sonra Şikago Ticaret Borsası ve diğer Amerikan borsaları bu işlemi gerçeldeştir­miştir.6

B. Mahiyeti ve Temel Özellikleri

Döviz opsiyon işleminde opsiyon alıcısı ve opsiyon satıcısı olmak üzere başlıca ild tarafbulunmalctadır. Belirli bir bedel karşılığında söz konu­su hakkı satın alan tarafa "opsiyon alıcısı", satan tarafa ise "opsiyon satıcısı" adı verilir.7 Gpsiyon alıcısı, "opsiyon primi" adı altında,8 sahip olacağı "satın alma" veya "satma" hakkı karşılığında karşı tarafa bir bedel öder. Bu bedel, sözleşme konusu dövizin bedeli değil; opsiyon hakkİ~ satan tarafın üstleu­diği yükümlülük9 ve fiyat risldnin karşılığı olaral< verilmekte olup, işlem sı­rasında tayin edilen valdtte döviz alım-satım işlemi gerçeldeştirilsin ya da

2 Kurul, "Opsiyon", Ekonomi ansiklopedisi, İstanbul 1984, III, 1016. 3 Kırınan, Ahmet, "Opsiyon Sözleşmesinin HukUki Niteliği", Ali Bozer 'e Armağan, Ankara 1998, s. 717; Penezoğlu, Yusuf Gökhan, Hukziki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, İstanbul 2004, s. 59. 4 Penezoğlu, H ulaiki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 62. 5 Penezoğlu, Hukıiki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 62. 6 Chambers, Nurgül, Tiirev Piyasalar, İstanbul 1998, s. 85. 7 Ceylan, Ali, İşletmelerde Finansal Yönetim, Bursa 2001, s. 512. 8 Ersan, İhsan, Finansal tiirevler futures options swaps, İstanbul 1998, s. 102. 9 Penezoğlu, Hukziki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, 60; Ersan, Finansal tiirevler, s. 95.

T ı ı ı

1

1

ı 1 1 1

\

1 1

ı ı

1

ı 1

ı \ 1

r

ı . . ·.· . .. i.]; 'i.; ~ojS~

Page 3: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Opsiyon işlemi ve Fıkhl Değerlendirmesi 315

gerçekleştirilınesin hiçbir halde geri alınamadığı gibi söz konusu bedelden mahsup da edilememektedir.10 Yani bu bedel her durumda epsiyon satıcısı­nın olmaktadır. u Opsiyon işlemi, "haıniline" yazılı bir belge ile düzenlendiği için dileyen taraf bu hakkı başkasına satabilmektedir.u

Döviz epsiyonunun "alım opsiyonu" ve "satım opsiyonu" olmak üzere başlıca iki türü bulunmaktadır. Verilen addan da anlaşılacağı üzere birinci türde ldşi ödediği epsiyon primi karşılığında bir miktar dövizi, işlem sırasın­da belirlenen fiyat ile ileri bir tarihte satın alma, ilcinci türde ise satma hal<­kını elde etmektedir. Alım opsiyonu, ileride döviz kurlarının yükselmesini, satım opsiyonu ise düşmesini bekleyen yatırımcılara hitap etmektedir.1

3

Uygulanan vade tipine göre, "Avrupa tipi opsiyon", "Amerika tipi epsi­yon" adlarında ild çeşit döviz epsiyon işlemi bulunmaktadır. Avrupa tipi op­siyonda hak sahibi, hakkını sadece tayin edilen tarihte kullanabildiği halde, Amerika tipi opsiyonda belirlenen tarihe kadar istediği anda kullanabilir.uı

Gpsiyon işlemi borsada gerçekleştiriliyer ise sadece epsiyon satıcısının ödemelde yükümlü olduğu "marjin" adı verilen bir teminat bedeli bulunmak­tadır.ıs Opsiyon alıcısının ise teminat yatırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Çünlru onun risld ödediği primle sınırlı tutulmuştur. Teminat ınil<tarı, opsiyo­nun "karşılıklı" ya da "karşılıl<sız" olmasına göre değişmektedir.16

Döviz epsiyon işleminin avantaj sağlayan bazı yönleri bulunmaktadır. Opsiyon alıcısı, ödediği prim karşılığında ileri bir tarihte oluşacak kur risldne karşı korunma yararı elde ettiği gibi17 aynı tarihte kurların kendisi açısından dava avantajlı olınası halinde bu iml<andan yararlanma hakkını da elde etmiş olınal<tadır. Örneğin vadeli alacağı bulunan bir ihracatçı, alacak vadesinde kurların düşmesi riskine karşı "döviz alım opsiyon"u gerçekleştirmek suretiy­le kendini kur riskine karşı korumuş olur. Aynı kişi, döviz kurunun artması halinde ise söz konusu hakkı kullanmayatal< tahsil ettiği döviz alacaklarını piyasada daha yüksek bir fiyat ile satma iml<anı elde etmiş olur.18

Döviz epsiyon işleminin, epsiyon alıcısı ve epsiyon satıcısı bakımın­dan riskli bazı yönleri vardır: Gpsiyon alıcısı, belirlenen tarihteki piyasa kurları daha avantajlı ise epsiyon primi karşılığında bir yarar elde etmemiş olacaktır. Çünl<Ü söz konusu bedel, işlem ister gerçekleştirilsin isterse ger-

10 Penezoğlu, Huküki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 59, 223 nolu dipnot. 11 Ersan, Finansal türevleı; s. 95. 12 Uzunoğlu, Sadi, Yenifinansman teknikleri, İstanbul1998, s. 74. 13 Chambers, Türev Piyasalar, 60, 63; Penezoğlu, Hukuki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 8-9. 14 Penezoğlu, Hukuki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 9. 15 Penezoğlu, Hukuki Yönleriyle Vadeli İşlem Sözleşmeleri, s. 61. 16 Chambers, Türev Piyasalar, s. 71. 17 Ceylan, İşletmelerde Finansaf·Yönetim, s. 515. 18 Çetin, Ali Dönrnez, Yaman Başaran, Güzin Doğru, Mustafa K. Yılmaz, Sedat Uğur, Yeşim Kartallı, Gökhan Ugan, Finansal Vadeli İşlem Piyasa/arına Giriş, İstanbul2002, s. 127.

Page 4: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

316 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

çeldeştirilmesin geri alınmamak üzere verilmiştir. Gpsiyon satıcısının riski ise, işlemin alım ya da satım opsiyonu olmasına göre farklılık arz eder. Alım opsiyonunda risk, dövizin sözleşmede tayin edilen kuru (kullanım fiyatı) olmalda birlikte, satım opsiyonunda teoril< olara!< kurların bir üst sınırı bu­lunmadığı için risk de sınırsız olmal<tadır.'9

II. DÖVİZ OPSİYON İŞLEMİNİN FIKHİ DEGERLENDİR­MESİ

A. Konu Hakkında İleri Sürülen Görüşler

Döviz opsiyon işleminde iki aşama bulunmal<tadır. Bunlardan ilicin­de opsiyon alıcısı, belirli bir bedel karşılığında opsiyon konusu dövizi ta.,­yinedilen tarihte alma (alım opsiyonu) ya da satma (satım opsiyonu) haldu kazanmal<tadır. İldnci aşama ise opsiyon halcianın kullanılmasının tercih edilmesi halinde söz konusu olup sözleşmede belirtilen şartlarda döviz alım saturu icra edilir. İşlemin sahip olduğu bu ild aşamalı yapı, günümüz araş­tırmacılarını ild farldı görüşte bulunmaya sevk etmiştir. Bazı bilginiere göre bu ild aşama birbirinden bağımsızdır. Buna göre ili< safhada "opsiyon haloo': ilcinci safhada ise "döviz" alınıp satılmal<tadır. Bazı araştırmacılara göre ise opsiyon işlemi, ild aşamadan oluşmalda birlikte tek bir işlemdir. Buna göre söz konusu işlem, muhayyerlil< ( opsiyon) haldu bulunan bir döviz alım-sa­tım akdi mahiyetindedir.20

Konuyla ilgili hul<lıld değerlendirmelerde opsiyon işleminin aldt2' veya

vaad22 mahiyetinde olduğu yönünde görüşler ortaya çıl<mıştır. Gpsiyon işle­ınini akit olara!< değerlendiren bilginierin büyük bir bölümü, konuyu "satım akdi"23 çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu görüşteki fakihlerin bir bölümü opsiyon işlemini "hibe şartı bulunan satım al<di': bir lasmı ise "muhayyerlik şartı bulunan satım akdi" olarak değerlendirmiştir.24 İslam Fıkıh Al<ademisi tarafından da benimsenen diğer bir görüşe göre ise opsiyon işlemi yeni bir aldt türüdür, dolayısıyla "isimli aldt"ler çerçevesinde ele e;ı.lınmamalıdır.2s

19 K.ırınan, Gpsiyon Sözleşmesinin Hukılkf Niteliği, s. 731. 20 Münzir Kahf, "Münakaşa", Mecelletzi Mecma'i'l-fıkhi'l-İsltimf (MMFİ), sy. 7, I, 1992, 596-597. 21 Abdüssettar Ebu Gudde, "el-İhtiyarat fi'l-esvakı'l-maliyye", MMFİ, sy. 7, I, 337; Abdüssettar Ebu Gudde, Buhılsfi'l-mutimeltit ve'l-estilfbi'l-masrifiyyeti'l-İsltimiyye, Kuveyt 1993, s. 404. 22 Zuhayli, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 252; Abdüssettar Ebü Gudde, Bulııls, s. 404; Abdüssettar Ebü Gudde, "el-İhtiyarat fi'l-esvakı'l-miiliyye", MMFİ, sy. 7, I, 337. 23 Sellaml, "Münakaşa", MMFİ, sy. 7, I, 583; Ebü Süleyman, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 293. Bu değerlendirmeye yönelik eleştiriler için bk. Teshlrl, "Münakaşa", MMFİ, sy. 7, I, 582; Münzir Kahf, "Münakaşa", MMFİ, sy. 7, I, 595. 24 Abdüssettar Ebii Gudde, Buhus, s. 401-403. 25 Heyet, "Karar bi şe'ni'l-esvakı'l-maliyye", MMFİ, sy. 7, I, 715; Darir, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 263; Sellami, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 239; Zuhayll, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 252; Karadağ!, "el-Esvaku'l-maliyye", MMFİ, sy. 7, I, 182.

1

1

ı

1

1

ı 1

ı 1

ı

1

ı 1

ı 1

ı

Page 5: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhi Değerlendirmesi 317

Yukarıda bahsi geçen işlemin mahiyetiyle ilgili farldı bakış açıları op­siyona verilecek hillrum hakkında bazı farldılıklara sebep olmuştur. Çağdaş fakihlerin büyük çoğunluğu, opsiyon işlemini caiz görmemişlerdie6 Gpsi­yon işlemini caiz görmeyen bazı müellifler, bazı d üzeltıneler yapılması ha­linde opsiyon işlemlerinin geçerli hale getirilebileceği kanaatinde olmakla birlikte bunların ne olduğu konusuna yeterince açıklık getirmemişlerdir.27

Gpsiyon işleminin caiz olmadığına dair değişik deliller ileri sürül­müştür. Bunlardan bir kısmı, opsiyon işleminde, karşılığında bedel almak için uygun bir konu {mahal/mevzu) bulunmadığını, bir kısmı muhayyerlik halda karşılığında bedel ( opsiyon primi) almanın caiz olmadığını, bir las­mı ise bu işlemlerde fiyat farklıhldarından kazanç elde etme, riba, kumar, garar, hile ve borcun borç ile satımı gibi mahzurlar bulunduğunu, opsiyon işlemi ile, insanların malının batıl yollarla alınmış olduğunu, ayrıca böyle bir işleme ihtiyaç da bulunmadığını temel almıştır.28 Bazı araştırmacılar ise muhayyerlik hakla karşılığında bedel almanın caiz olmaması hülanüne la­yasla, opsiyon haldakarşılığında bedel almanın evleviyetle caiz olmayacağı­nı belirtmişlerdir.29

Gpsiyon işleminin caiz olmayacağı görüşüne karşın riskten korunma amacıyla gerçeldeştirilen işlemlerde muhayyerlik halda tanıma karşılığında bedel almanın caiz olması gerektiğini, bunun söz konusu akdin bir gereği (mukteza) olduğunu savunan bir görüş de bulunmaktadır. ileriki sayfalarda bu görüşün delilini ve tartışmasını ayrıca yapacağımız için burada detaya girilmeyecektir.3°

B. Değerlendirme

Bulasımda döviz opsiyon işleminde alım-satıma konu olan şeyin ild farldı değerlendirmeye göre, "döviz" olması veya "hak" olması durumlarını ayrı ayrı değerlendirmeye gayret edeceğiz. Fal<at öncelilde söz konusu işle­min "vaad" 1 "vaadleşme" mahiyetinde olup olmadığı hakiandald düşünce­mizi serdetmek isteriz.

Kanaatimizce döviz opsiyon işleminin "vaad" ya da "vaadleşme" olaral< değerlendirilmesi vakıaya uygun görünmemektedir. Zira söz konu­su opsiyon işleminde ild taraf arasında, taraflardan birinin opsiyon primi adı verilen bedeli ödemesini, diğer tarafın ise tayin edilen vadede şartları belirlenmiş bir alım ya da satırnda bulunmasını zorunlu kılan bir sözleşme yapılmaktadır. Ayrıca opsiyon işleminde bir aldtte bulunması gereken; taraf-

26 Karadiiği, "el-Esviiku'l-miiliyye", MMFİ, sy. 7, I, 187; Darir, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 269. 27 Ahmed Şeybiini, "Müniikaşa", MMFİ, sy. 7, I, 592. 28 el-Karadiiği, Ali Mul;ıyiddin, "el-Esvaku'l-miiliyye fi miziini'l-fıkbi'l-İsliimi", MMFİ, sy. 7, I, 180. 29 ed-Darir, es-Sıddik Muhammed: el-Emin, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 263. 30 es-Siiiiti, Abdürrahim Abdülhamid, "Nahve müştekkiit miiliyye İsliimiyye", Mecelleiii Camiali Me/ik Abdiiiaziz el-İklistidii'l-İsltimf, sy. ll, Yıl141911999, s. 88.

Page 6: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

T 318 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ 1

lar, irade beyanı, bedel ve konu gibi esaslı unsurlar yer almaktadır. Modern 1

hukuk müelliflerinin opsiyon işlemini, Borçlar Hukuku'nun sözleşmelere j ilişkin genel tasnifi içinde "iki 1 çok taraflı sözlesme" kapsamında değerlen­dirmeleri de görüşümüzü destekler mahiyettedir. Buna göre taraflar gerekti-ğinde imzaladıkları sözleşme ile hukuk nezdinde birbirinden hal< talebinde dahi bulunabilmektedir.3'

Diğer yandan opsiyon işlemini "hibe şartı bulunan satım akdi" ola­rak değerlendirmenin mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Zira hibe, bedelsiz olarak yapılan bir bağışlamadırY Dolayısıyla opsiyon priminin hibe olaral< değerlendirilmesi söz konusu akdin mahiyeti ve amacıyla örtüşmemektedir. Opsiyon işleminin "şart muhayyerliği bulunan satım al<di" olduğu görüşü ise aşağıda ayrıca ele alınacal<tır.

ı. Döviz Opsiyon İşleminde Akdin Konusunun "Döviz" Olduğu KabUlü

Döviz opsiyon işleminde akdin konusu "döviz" olduğu kabulüne göre, söz konusu işlemin, fıkıhtaki "sarf akdi" çerçevesinde incelenmesi gerekir. Bu işlernde opsiyon alıcısı muhayyerlik haklana sahip olduğu için sarf akdinde şart muhayyerliği, bu hak karşılığında bir bedel ödendiği için de sarf akdinde kaparo konusu özellikle önem taşımal<tadır. Bu nedenle konunı:ın sarf akdinde muhayyerlik ve kapara açısından ele alınması ge­rekmektedir.

üp siyon işleminin özü itibariyle bir satım akdi, verilen bedelin (ap­siyon primi) de kapara olduğu, dolayısıyla Hanbeli mezhebine göre bunun geçerli kabul edilebileceği yönünde görüşler ileri sürülmüştür.33 Bundan dolayı burada öncelikle sarf akdinde muhayyerlik ve kaparo hakkındaki görüşleri kısaca belirttikten sonra bazı değerlendirmelerde bulunmak is­tiyoruz.

Şart muhayyerliği, akde taraf olanlardan birinin veya her ikisinin akdi muayyen bir müddet içinde feshetme veya onaylama (icazet) husu­sunda seçme haklana sahip olmasını ifade eden bir terimdir.34 Han efi, Şafii, Maliki, Hanbeli ve İmamiyye3s mezhebine göre sa~f akdinde şart muh~y-

31 Kırman, "Opsiyon Sözleşmesinin Hukiiki Niteliği", s. 723- 724. 32 Erdoğan, Mehmet, "Hibe" md., Fıkıh Ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İstanbul2005, s. 196. 33 Ebıl Süleyman, Abdülvehhiib İbrahim, "Müniikaşa", MMFİ, sy. 7, I, 601. Bazı medeni hukukçulara göre, opsiyon priminin "pişmanlık akçesi" yönü ağır basmaktadir. B k. Kırman, "Opsiyon Sözleşmesinin Hukılki Niteliği", s. 732. J.l Erdoğan, "Hıyar-ı şart" md., Fıkıh Ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, s. 195. 35 Tılsi, Ebıl Cafer Şeyhüttaife Muhammed b. Hasan b. Ali, el-Mebsiitfifiklıi'l-İmamiyye, Tahran 1351, II, 79. Hılli'nin, sarfakdinde şart muhayyerliğinin yasak olduğu konusunda ileri sürülen icma iddiasına ve kabz şartının şart muhayyerliği bulunmasına engel olduğu yönündeki değerlendirmeye yönelik eleşti­risi için b k. Hı Ili, İbnü '1-Mutahhar Cemaleddin Hasan b. Yusuf b. Ali, Mulıtelefü 'ş-şfaji alıktim i 'ş-şeria, Kum 1423, V, 103.

ı ı 1

ı ı 1

ı 1

1 1

1 \

ı

ı 1

ı

ı r

Page 7: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkh1 Değerlendirmesi 319

yerliği caiz değildir.36 Çünkü şart muhayyerliği kural olarak riba cereyan etmeyen, karşılıklı bedeli bulunan, feshe elverişli ve bağlayıcı nitelikteki hukuki işlemlerde söz konusu olabilir.37 Ebu Sevr dışında38 bu konuda fa­kihlerin ittifakı bulunmaktadır.39 Şart muhayyerliğinin sarf akdinde caiz olmaması, bu akitte bedelierin karşılıldı olarak kabzedilmesi şartı gerekçe

- olarak gösterilmiştir.4o Çünkü şart muhayyerliği mülkiyetİn intikaline en­gel teşkil eder. Bu sebeple Serahsi, akdi geçersiz kılma hususunda muhay­yerliğin, kabzın gerçekleşmemesi durumuna göre daha tesirli olduğunu görüşünü savunmaktadır.41

Sarf akdinde kapara konusuna gelince; diğer fakihler aksi görüşte bulunmalda birlikte Hanbeli mezhebi fakihlerinin çoğunluğu kaparoyu caiz görmüşler ve mezhepte sahih olan görüşün de bu olduğunu belirtmişlerdir. 42

Fal<at bize göre bu hükmün sarf al<dini de kapsaclığını söylemek mümkün

36 Semerkandi, Ebu Bekr Aliiuddin Muhammed b. Ahmed, Tulıfetii'l-fukalıd, Daru'l-Kütüb el-İlmiyye, Beyrut, ty. III, 28; Serahsi, Şemsüleimme Muhammed b. Ahmed b. Sehl, el-Mebsiit, Kahire 1331, XIV, 23; Kasani, Alaüddin Ebu Bekir b. Mes'ud, Bedd'i'u's-sand'i'fi tertibi'ş-şerd'i', (thk. Ali Muhammed Muavvıd - Adil Ahmed Abdülmevcud), Beyrut 141811997 VII, 170-171; İbn Nüceym, Zeynüddin b. İb­rahim b. Muhammed, el-Balıru 'r-rdik şerlııı Kenzi '-dekd 'ik, Beyrut 1418, VI, 5; İbn Abidin, Muhammed Emin b. Ömer Abidin, Reddii'l-mulıtdr ald'd-Dürri'l-mulıtdı; Riyad 1423/2003, VII, 116; Nevevi, Ebu Zekeriyya Muhyiddin b. Şeref ed-Dimeşki, Ravzatii 't-tdlibin ve zmzdetii '1-miiftin, (thk. Adil Ahmed Ab­dülmevcud- Ali Muhammed Muavvid), Beyrüt 1423 1 2003, III, ll 1; Şirazi, Ebu İshak, el-Miilıezzeb fi fıklıı '/-İmam Şafii, Dimeşk 1417/1996, III, 13; Salınun İbn Abdisselam b. Said, el-Miidevvenetii '1-kiibra li '1-İmdm Md/ik b. Enes, Mısır 1323, IV, 189; Hattab, Ebu Abdullah Muhammed b. Muhammed Abdur­rahman el-Mağribi, el-Mevdlıibii 'l-ee/il li şerlı-i mulıtasari '/-Halil, Riyad 1423/2003, VI, 137; Buhuti, Mansur b. Yunus, er-Ravdu '1-murbi 'şerlızı zddi '1-miista/mi ', Beyrut 1417/1996, s. 325. 37 İbn Nüceym, el-Balıru 'r-rdik, VI, 5; İbn Abi din, Reddii '1-mulıtdı; VII, 115; Apaydın, Yunus, "Muhay­yerlik", DİA, XXXI, 26. 38 Hattab, Mevdlzibii'l-celil, VI, 139. 39 İbn Rüşd el-Hafid, Ebu'I-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Ahmed İbn Rüşd el-Kurtubi, Biddyetii'l miictelzid ve nilzdyetii '1-muktesıd, Beyrut 199511416, III, 1288. 4° Fakihler söz konusu şartın niteliği konusunda ihtilaf etmiştir. Hanefi mezhebi içinde kabzın akdin in'­ikad şartı olduğu yönünde görüşler de bulunmakla birlikte (İbn Nüceym, el-Balzru 'r-rdik, VI, 210-211 ). Hanefilerin çoğunluğuna ve Hanbelilere göre tekilbuz akdin sıhhat şartıdır. (Kasani, Beddi'u's-sandi', VII, 170-171; Ayni, Ebu Muhammed Mahmud b. Ahmed, el-Bindyefi şerlzi'l-Hiddye, Beyrut 140011980 VII, 617; İbn Müflih, Ebu İshak Burhaneddin İbrahim b. Muhammed, (thk. Muhammed Hasen Muham­med Hasen İsmail eş-Şafii), el-Miibdi', Beyrut 1418/1998, IV, 151; Necdi, Abdurrahman b. Muhammed b. Kasım el-Asımi, H aş iyeiii 'r-Ravzi '1-Murbi' Şer/m Zadi '1-Miistakni', y.y. 1416, IV, 525.) Şafiilere göre ise tekabuz, akdin sahih olarak devam edebilme şartıdır. (Ezheri, Abdullah b. Hicazi b. İbrahim eş-Şafii, Haşiyetüş şarkavi ala tulıfetn-tulldb bi şerizi talzriri tenkflzi'l-lübdb, Beyrut 1418/1997, III, 68). 41 Serahsi, Mebsiit, XIV, 3. 42 Nevevi, el-Mecmii' şerlzu '1-Miilzezzeb li 'ş-Şirdzi, (thk. Muhammed Necib el-Muti'i), IX, 246-246; İbn Rüşd el-Ced, Ebu'I-Velid Muhammed İbn Ahmed İbn Rüşd ei-Kurtubi, el-Mukaddimdtii'l-miimelzlıiddt, (thk. Said Ahmed A'rab), Daru'l-Garbi'I-İslami, y.y., 1408/!988, II, 73; İbn Cüzey, Muhammed b. Ahmed b. Cüzey el-Gırniiti ei-Maliki, (thk. Abdurrahman Hasen Mahmud), Kavdnfnii '1-alzkdmi'ş-şer '­iyye ve mesdilii'l-fiinl'ı'l-fıklziyye, Daru'l-Fikr, y.y., 1406/1985, 263-264; Buhuti, er-Ravdu'l-murbi', s. 321; İbn Necciir, Takıyüddin Muhammed b. Ahmed b. Alıdülaziz b. Ali ei-Futuhi el-Hanbeli, Meiinetii iili'n-nii/ıd şerlıu'l-Miintelıd, (thk. Abdülmelik b. Abdullah), Beyrut 1416/1996, IV, 93; İbn Kayyım, Şemsüddin Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Bekir e1-Cevziyye, İ'ldmii '1-Miivakkıin an Rabbi'l-Aiemin, Demmam 1423, III, 389-390; Merdavi, Ebu'I-Hasen Alaeddin Ali b. Süleyman, el-İnsdffi ma'rifeti'r­rdcilz mine '1-lıildf ala mezhebi 'I~İmami '1-nıiibeccel Alımed b. Hanbel, (thk. Muhammed Hami d el-Faki), Beyrut 1377/1958, IV, 357-358. Hanefi fıkıh literatüründe kapara konusuna pek temas edilmediği görül­müştür. Aynı değerlendirme için bk. Kallek, Cengiz, "Kaparo", DİA, XXIV, 339.

Page 8: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

;-

320 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

görünmemektedir. Zira kaparolu satım bir anlamda, bedelli bir muhayyer­lik anlamına gelmektedir.43 Kaparoyu caiz kabul eden Hanbelller sarf ak­dinde muhayyerlik şartını caiz görmemişlerdir.44 Sarf akdinde herhangi bir bedeli bulunmayan muhayyerliği caiz görmeyen Hanbelllerin, bedelli bir şart muhayyerliği olarak nitelenebilecek olan kaparoya cevaz verdiklerini düşünmek oldul<ça zordur. Kapara konusunu detaylı bir şekilde tartışan İs­lam Fıkıh Akademisi de, kaparolu satım konusunda Hanbelllerin görüşünü tercih etmiş fakat sarf akdinin bu hükümden istisna teşkil ettiği özelijlde belirtilmiştir. 45

Yukarıda bahsi geçen hükümlere göre döviz opsiyon işleminin sarf akdinde muhayyerlik ve kapara açısından caiz kabul edilerneyeceği açıkça görülmektedir. Zira muhayyerlik, bedeller peşin ödenmesi gerektiği için sarf akdine ters bir şart durumundadır. Zira bu hak, bedelierin kabzında gecikmeye sebep olduğu için vade (nesie) ribası yasağı çiğnenmiş olmak­tadır. Esasen cayma halilinın bulunması sebebiyle, kabzın gecikmiş olması bir yana, akdin varlığı bile opsiyon alıcısının iradesine bağlı olaral< ihtimal­li bir durum taşır. Ayrıca hakkın kullanılmasından vazgeçilmesi halinde o süre içinde kurların değişmesi kuvvetle muhtemel olduğu için karşı taraf bu işlemden zarar görmüş olacaktır. Aynı gerekçe kaparolu sarf akdi için de geçerlidir. Hatta döviz alım satımında kaparo, Hz. Peygamber tarafından yasaldanmış bulunan vadeli sarf akdine bir anlamda teşvik mahiyeti de taşır. Çünkü opsiyon hakkına sahip olan taraf, kur hareketlerinden umduğu geti­riye, diğeri ise kur değişimindeki getiri yanında alacağı kaparoya tamalı ede­rek vadeli döviz işlemlerine girmek için daha cesur davranacal<tır. Sonuçta da bir taraf diğeri aleyhine getiri sağlamış olacal<tır.

İşte bu sebeplerle günümüz faldhleri46 ve İslami Finans Kuruluşları Fıkıh Meclisi döviz alım satım işlemlerinde muhayyerlik şartının caiz olma­dığı görüşüyle ldasik fıkıh literatüründeki haldm görüşü benimsemiştir.47

_ ...

43 Bu özelliğinden dolayı bazı fakihler, cayma hakkının geçerli olacağı süre belirtilmeyen kaparolu saturl'da "meçhul muhayyerlik" bulunduğu görüşünü savunmuştur. Bk. İbn Müflih, el-Miibdi', III, 398. Benzer bir değerlendirme için bk. Darir, "Bey'u'l-'urbı1n", MMFİ, sy. 8, I, 648-649. 44 Buhı1ti, er-Ravdu '1-murbi ', s. 325; İbn Kudiime, Muvaffakurldin Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed, el-Muğni, (thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türki- Abdulfettiih Muhammed el-Hulv), Kahire 1992, VI, 113. 45 Heyet, "Karar bi şe'ni bey'i'l-urbı1n", MlvfFİ, 1415-1994, sy. 8, I, 793. 46 Örneğin Darir, İslam Fıkıh Akademisi'ne sunduğu tebliğinde, karşılığında bedel alınmamış olsa bile sarfakdinde muhayyerliğin caiz olmayacağını, bedel alınması halinde (döviz opsiyon işleminde olduğu gibi) ise caiz olmama hükmünün evleviyet gereği olacağını ifade etmiştir. B k. Darir, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 269. 47 Heyet, e/-Metiyiru 'ş-şer 'iyye, Hey'etü'l-Muhiisebe ve'l-Müriicea li'l-Müessesiiti'l-Miiliyye el­İsliimiyye, Balıreyu 2002, s. 5.

ı ı 1

i . ı 1

ı ı

ı 1

1

ı 1

1 ı

ı ı 1

ı ı 1

1 1

ı ı ı 1

ı r

Page 9: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhl Değerlendirmesi 321

2. Döviz Opsiyon İşleminde Akdin Konusunun "Hak" Ol­duğu KabUlü

Opsiyon işlemindeki iki aşamanın birbirinden bağımsız olduğu yö­nündeld değerlendirmeye göre, 48 ilk aşamada belirli bir mal, hizmet, para

. ya da bir malın menfaati değil, "satın alma" ya da "satma" hal<k:ı alınıp satıl­malctadır. Mevzu'un al<de konu olmaya ve karşılığında bedel almaya elverişli olup olmaması akdin geçerliliği açısından son derece önemlidir.49 Bu açıdan opsiyon hakkı karşılığında bedel ( opsiyon primi) almanın uygunluğu mese­lesini, fıkıhtald "mücerred haldarın satıını", "şart muhayyerliği" ve "kaparo" konuları temelinde tartışmaya çalışacağız.

a. Konunun Mücerred Haklarm Satımı Açısından Tahlili

Mücerred hak, "milk niteliği taşımayan, bir mahalde sabit olmamış, baş­kasının mülkü üzerinde irade kullanma yetkisi veren, onu milke yaklaştıracak hiçbir ilave özellik taşımayan salt hak",50 "mahallinde yerleşik olmayan, ondan vazgeçildiği zaman, hakkın bulunduğu konunun hükmünde herhangi bir deği­şiklik meydana gelmeyen hak",51 "kesin olarak sabit olmayan hak"52 şeklinde

genellikle benzer ifadelerle tanımlanmıştır.

"Mücerred hakların satışı" konusu çerçevesinde öze11ikle Hanefi fıkıh eserlerinde bazı hakların satılıp satılamayacağı ya da söz konusu hakkı kullan­maktan vazgeçme karşılığında bedel almanın cevazı konusu tartışılmıştır. Söz konusu değerlendirmelerde genel olarak mücerred hakların satışının caiz olmadı­ğı değerlendirmesi yapılmıştır.53 Fakat biz, gerek hak karşılığında bedel almaya verilecek bükümde hakkın türü ve örfiin rolünü54 gerekse Hanefi mezhebi içinde dahi mücerred hak sayıldığı halde karşılığında bedel almaya cevaz verilen55 ya da ilk devirlerde caiz görolmediği halde zaman içinde örf, zarüret vb. bazı gerek­çelere binaen caiz görülme temayülü oluşan bazı hakların bulunduğunu dikkate

48 Ebu Süleyman, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 293. 49 Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bk. Senhfiri, Abdürrazziik, Mesddiru'l-hakfi'l-fıkhi'l-İsldmi dirdse muktirane bi'l-fıkhi'l-ğarbi, Diiru İhyiii't-Türiis el-Arabi, Beyrut, t.y., I, 7-8. 50 Hacak, Hasan, İslam hukuJ..-ımım klasik kaynaklarmda hak kavrammm analizi, Yayımlanınamış Dok­tora Tezi, M.Ü. Sos. Bil. Enst., İstanbul 2000, s. 128, 126. 51 Aygün, Dursun, İslam hukukunda miicerred haklarm satışı, Yayımlanınamış Yüksek Lisans Tezi, Sel­çuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1991, s. 31, 70. Benzer bir tanım için bk. Ciisim Neşemi, "el-Hukı1ku'l-Maneviyye", MMFİ, sy. 5, III, 2297. 52 İbn Şenkiti, Muhammed Mustafa, Dirdse şer 'iyye li ehemmi '1-uJ..-ıid el-mdliyye el-miistahdese, Medine 2001, II, 693. 53 İbn Abidin, Reddii'l-nıuhtd1; VII, 33; Zuhayli, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 260. ,.. Ali Hafif, el-Milkiyyefi'ş-şeriati'l-İsldmiyye, Beyrut 1990, s. 75. 55 Mücerred hakkın satımı Hanefilerde genel bir yasak olmakla birlikte örfen mal haline gelmiş bazı hususlarda aşağıdaki.şartlann gerçekleşmesi halinde bazı istisnalar yapılınıştır. Bu şartlar; hakkın halen sabit olması; asiileten sabit olınası, zararı önlemek için sabit olmaması; nakle elverişli olması; garar ve cehalet olmadan zaptetmeye elverişli olması ve tüccarın onu diğer mallar gibi örf edinınesi olarak özet­lenebilir. Bk. Taki Muhammed Osmiini, "Bey'u'l-Hukı1ki'l-Mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 2371-2372.

Page 10: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

322 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

alarak56 mücerred hak kategorisinde sayılan örnekler ile konumuz arasında ayrı ayn değerlendirmeler yapma yolunu tercih edeceğiz.

Burada zikredilerek mukayese yapılacak mücerred haklar; murfu, mesll gibi bazı irtifak hakları,57 kabUl, gabn, tağrlr, görme, tayin, nakd ve şart muhay­yerliği hakları, alacak hakkı, paylaşılmadan önce ganimet ve tereke üzerindeki hak, efendinin mükatep köle üzerindeki hakkı, şüf'a hakkı, akid kurma veya va­rolan bir akdi devam ettirme (süresini uzatma) hakkı, vazife hakkı, hibeden rucü etme hakkı, öncelik hakkı, evliliğin sona erdirilmesi konusunda kadına tallınan muhayyerlik hakkı, birden çok sayıda eşin koca üzerindeki 'kasm (sıra) hakkı' olarak sıralanabilir.58

irtifak hakkı; bir akara bağlı olarak istifade edilebilen hakları ifade eden,59 mürür, mecra, mesll, şirb, teaili ve civar gibi hakları içine alan çerçeve bir kavramdır.60 Söz konusu haklar belirli bir ayn ile doğrudan ilişkili olmaları ve bu ayna bağlı olarak istifade edilebilmesi bakırnından döviz opsiyon hakkın­dan farklıdır.

Gabn, tağrir ve görme muhayyerlikleri, karşılıklı ıvaz bulunan bir akitte akdin konusu ile ilgili olarak gerçekleşmesi muhtemel aldatmaları önlerneyi veya aldatma var ise bunlan telafi etmeyi hedefleyen haklardır. Opsiyon hakkında böy­le bir durumun bulunmadığı açıktır. Çünkü döviz opsiyon işleminde alım satıma konu olan şey paradır. Taraflar akitte yer alması gereken her şeyi baştan açık bir şekilde dile getirdiği gibi bir şahsın diğerine hile yapması ve. onu aldatması gibi

T

i ı 1

1

ı ı ı ı ı

bir durum söz konusu değildir. Opsiyon hakkı görme muhayyerliğine de benze- 1 memektedir. Çünkü döviz opsiyon işleminde alım satıma konu olan şey standart 1

nitelikte bulunan para veya diğer bir değerlendirmeye göre hak'tır. l Alacak hakkı (deyıı), paylaşılmadan önce ganimet ile tereke üzerindeki j

hak ve efendinin mükatep köle üzerindeki hakkı ise sahibi için sabit olmakla , birlikte tam tasarruf yetkisi sağlayamadıkları için "mücerred hak" olarak ni te- 1

lenmiştir. Bu tür haklar, sahibi açısından meşru ve kesin olarak sabit bulunan 1 haklardır. Gpsiyon işleminde ise, sahibi için önceden herhangi bir meşru sebeple 1

doğmuş bir hak yoktur. Gpsiyon satıcısının opsiyon primi alma hakkı, opsiyon 1

56 İbn Nüceym, Eşbôlı ve nezôiı; s. 114; Aygün, Miicerred Hakların Satışı, s. 118-121. " 57 İrtifak haklannın "mücerred hak" kapsamında ele alınması görüşüne yönelik eleştiri ve değerlendirme için bk. Hacak, Hak kavramımn analizi, s. 128-129, 340 nolu dipnot. 58 Ahmed Ferriic Huseyn, el-Milkiyye ve nazariyyetii '1-akd fi 'ş-Şerfati'l-İsliimiyye, ed-Diirü'l-Ciimi'iy­ye, Beyrut t.y., s. 121; Aygün, Mıicerred Haklarm Satışı, s. 71-126; Hacak, Hak kavramının analizi, s. 129-130; Bardakoğlu, Ali, "Hak", DİA, XV, 149-150. 59 İrtifak haklarının ıskat ve satımı konusunda bilgi için bk. Hamevi, Ebü'l-Abbas Şehabeddin Ahmed b. Muhammed el-Hamevi, Gamzii uyiini'l-hasair şerlıu Kitiibi'l-Eşbiilı ve'n-neziiiı; Beyrut 14051!985, II, 288-289. 60 Konu hakkındaki farklı görüş ve değerlendirmeler için bk. İbn Hümiim, Kemiilüddin Muhammed b. Abdülvahid, Şerlm fetlıi'l-kadfr alii'l-Hidtiye, Mısır 13891!970, VI, 427-430; Muhammed Ebu Zehra, el-Milkiyye ve nazariyyetii'l-akdfi'ş-şeriati'l-İsliimiyye, Kahire 1394/1977, s. 98; Bardakoğlu, "Hak", DİA, XV, 141.

Page 11: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Opsiyon işlemi ve Fıkhi Değerlendirmesi 323

alıcısının söz konusu dövizi alma ya da satma hakkı tamamen o an kurdukları yeni bir akit ( opsiyon sözleşmesi) ile elde edilmiştir. Dolayısıyla opsiyon hakkı, bu tür mücerred haklara da benzemez.

Hibeden mcft etme hakkı ise, gerçekleştirilen hibe akdi sebebiyle hibe edenin hibe edilen mal üzerindeki mülkiyeri zayı:fladığı için "mücerred hak" ka­tegorisinde sayılmış olmalıdır. Opsiyon hakkında ne bir hibe ne de bundan dön­me gibi bir dumm söz konusudur. Dolayısıyla opsiyon hakkı ile hibeden dönme hakkı tamamen farklı şeyler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şüf' a hakkı ise bir akar üzerindeki ortaklığa veya (Hanefilere göre) kom­şuluğa bağlı olarak sabit olan ve hak sahibinin uğrayacağı muhtemel zararların önlenmesini hedef alan bir haktır.61 Döviz opsiyon hakkı bir akarla ilişkili olma­dığı ve böyle bir zararı hertaraf etme fikrini esas almadığı için şüf'a hakkından farklılık arz eder.

Bir diğer mücerred hak türü ise akid kurma veya var olan bir akdi devam ettirme (akdi yenileyerek süresini uzatma) hakkıdır.62 Opsiyon işleminin ilk anda bu tür bir mücerred hakka benzediği akla gelebilir. Zira her iki hak türünde de bir anlamda yeni bir sözleşme kurma hakkı elde edilmektedir. O halde iki işlem ara­sında mukayesede bulunmak için özelliklerine daha yakından incelemek gerekir: Akit kurma hakkı, eda elıliyetini haiz bir kimsenin meşru olan akitleri kurabilme yetkisi olup bu hak, tealluk edeceği müşahhas bir konu bulunmaksızın kişiye mahsus olmak üzere sabit olan haklar kategorisinde değerlendirilıniştir. 63 Akit kurma veya var olan akdi devam ettirme hakkı karşılığında bedel alma meselesi daha çok muhala'a ve hava parası konulan çerçevesinde tartışılmıştır. Bu sebeple konunun bu açıdan aynca değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

Muhala'a anlaşmasında koca, nikah akdi ile kan-koca arasında doğmuş karşılıklı haklan boşama ile sona erdirme karşılığında bedel almaktadır. 64 Kana­atimizce bu bedelin meşru kılınmasında hem kocanın hem de kadının zarar gör­mesini önleme fikri yer alır. Muhala'a bedelinin meşru olmaması halinde koca, kadına verdiği mehir vb. masraflardan dolayı zarar etmemek için kadının mutlu olmadığı bir evliliği biraz zorlayarak da olsa sürdürmek isteyebilir, dolayısıyla da kadın böyle bir evliliğin devam etmesinden dolayı ızdırap çeker. Kocaya mu­hiila'a bedeli alma hakkı tanınmak ve bu sayede boşanmanın gerçekleşmesini sağlamak suretiyle mutsuz bir birlikteliğin önüne meşru bir alternatif sunulmuş­tur. Opsiyon hakkında ise ne akit veya başka bir sebep ile önceden sabit bulunan bir hak vardır ne de opsiyon primi almada taraflarm uğrayacağı bir zararı önleme gayesi vardır. 61 İbn Nüceym, Eşbiilı ve neziiir, s. 94; Taki Osman!, "Bey'u'l-hukı1ki'l-mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 2359, 2374; Aygün, Miicerred Haklarm Satışı, s. 71. 62 Taki Osman!, "Bey'u'l-huküki'l-mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 2374; Aygün, Mücerred Haklarm Sa­tışı, s. 31-32. 63 Tak! Osman!, Bulııis, s. 103. 64 Ali Hafif, el-Milkiyye, s. 74.

Page 12: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

324 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

Hava parası (peştemaliye; Ar: _pı J..ı.ı), "bir işletmenin devri sırasında iş­letmenin adı veya yerin değerinden kaynaklanan ün karşılığı alınan bedel" olarak tanımlanır.65 Hava parası alınanın caiz olup alınadığı son dönem fakihleri ve fıkıh heyetleri tarafından tartışılınış66 ve bazı şartlarla caiz olduğu yönünde görüşler ileri sürülınüştür. Hava parasında başlıca dört tür uygulama mevcut olup bunlarla ilgili olarak İslam Fıkıh Akademisi 'nin yaklaşımı şöyledir:

Akar sahibi ile kiracı arasında akit yapılırken başlangıçta, periyodik kira bedeli dışında hava parası adı verilen belirli bir meblağ üzerinde anlaşılmaktadır. Söz konusu bedel kira ücretinin bir parçası gibi değerlendirilerek caiz görülmüştür.

Kira cı, mal sahibi ileakitsüresi içindeveya süre sonunda belirli bir meblağın verilmesi üzerinde anlaşmaktadır. Bu bedel kira süresi dolmadan önce verilir ise, kiracının akitle elde ettiği bir haktan vazgeçmesi karşılığında ödendiği kabul edilerek caiz görülmüş, fakat süre sona erince böyle bir ücreti n alınması caiz sayılmamıştır.

Eski kiracı ile yeni kiracı kira süresi içinde veya kira süresi sonunda eski kiracıya belirli bir meblağ verilmesi üzerinde anlaşmaktadır. Bu bedel de mevcut kira süresinin aşılmaması ve anlaşmanın kira süresi bitmeden gerçekleşmesi şartıyla caiz görülmüştür.

Yeni kiracı ile, hem mal sahibi hem de eski kiracı arasında akit süresi dolmadan önce veya süre dolduktan sonra bir anlaşma yapılarak belirli bir meblağın ödenmesi üzerinde ittifak edilmektedir. Hava parası anlaşması eski kiracı ileyeni kiracı arasında kira süresi bittikten sonra gerçekleştiriliyar ise kiracının maldan yararlanma hakkı sona erdiği için böyle bir anlaşma ile alınan bedelin caiz olmadığı yönünde karar alınmıştır.67

Yukarıdaki görüşler dild<atle incelendiğinde hava parasının caiz ka­bul edilmesinde başlıca ild gerekçenin varlığı gözlemlenir. Bunlardan biri ve­rilen m ebiağın esas itibariyle ldra bedelinden bir parça sayılması, ilcineisi ise meşru bir şekilde sabit olan bir haktan vazgeçme karşılığı olmasıdır. Döviz opsiyon işleminin kira ve kira bedeli ile hiçbir benzeryönünün bulunmadığı açıktır. Taraflar arasında önceden meşru bir yolla sabit olan bir hak bulun­madığı için hava parasının caiz sayılmasında dile getirilen ilcinci gerekçenin varlığından da söz edilemez. Diğer yandan döviz ~psiyon işleminde, hava parasında Idracının iş yerinde yapmış olduğu tefrişat, o ana kadar belirli qir müşteri ldtlesine ulaşmış olması gibi mali karşılığı bulunan başka unsurlar da söz konusu değildir.

Gpsiyon primi açısından hak karşılığında bedel alma konusunda 65 Hançerlioğlu, Orhan, Ticaretterimleri sözliiğii, İstanbul1982, "Hava Parası" md., s. 199. 66 Konuyla ilgili görüş ve değerlendirmeler için bk. Muhammed Süleyman Eşkar, "Bedelü'l-hulüv", Bulıfisjikhiyye, s. 47-68; Zuhayli, "Bedelü'l-hulüv", MMFİ, sy. 4, III, 2171; İbrahim Fadıl De bu, "Hük­mü'ş-şeria fi bedeli'l-hulüv", MMFİ, sy. 4, III, 2199; Muhyiddin Kadi, "Bedelü'l-hulüv", MMFİ, sy. 4, III, 2223; Teshiri, "Bedelü'l-hulüv ve tashihuhı1", MMFİ, sy. 4, III, 2275; Karadağ!, Bulıiis, s. 416-41 7; Taki Osmani, "Bey'u'I-Hukiiki'l-Mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 2378-2381. 67 Heyet, "Karar bi şe'ni bedeli'l-hulüv", MMFİ, sy. 4, III, 2329-2330; Muhammed Süleyman Eşkar, "Bedelü'l-hulüv", Buhiisjikhiyye, s. 47-68; Karadağ!, Bulıiis, s. 416-417; Taki Osmani, Buhiis, s. 103.

~

1

1

ı 1

ı 1

ı ı

1

ı

1

ı 1

ı 1

ı \

J

ı

1 i

l ı

J_ ~ ; .:L·::

"'~

Page 13: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Opsiyon işlemi ve Fıkhl Değerlendirmesi 325

ulaşmış bulunduğumuz netice özetle şöyledir:

Satıcı açısından sabit olmayan veya o an için mülkiyetine geçmemiş haldarın satılması uygun görülmemiştir.68 Bu hillrum henüz sahip olunma­yan bir malın satılması yasağı ile paralellik arz eder. Hatta hal< üzerindeki

. sahiplik genel olaral< mal üzerindeld mülldyetten daha zayıf olduğu için he­nüz tam olaral< sabit olmayan haldarın satılmasımn yasaldığı evleviyet gere­ğidir.

Mücerred haldarın satımımn cevazı halduncia yapılan tartışmalar ge­nel olarak, mütekavvim mal olma, cehalet - garar, söz konusu haldarın ko­nuluş gayesi ve ihtiyaç konuları ekseninde yapılmıştır. Örneğin mecra, mesil ve teaili haldurun satılmasının caiz olmamasına gerekçe olarak, söz konusu haldarın mal sayılmaması, murılr, şirb, mecra ve mesll haldarında ise aldt konusunda cehalet bulunması ileri sürülmüştür.69

Birvalufta vazifeli olma haldundan vazgeçme, şüf'a haldu, kasm (sıra) haldu ve kadına evlilik birliğini sona erdirme konusunda tanınan muhay­yerlik haldu (hıyaru'l-muhayyera) karşılığında bedel almanın caiz olmaması hülrmü ise söz konusu haldarın, hal< sahibinin karşılaşabileceği zararı önle­me gayesi ile gerekçelendirilmiştir.7° Böyle bir gaye ile meşrıllulınan haldarın satılmak istenmesi, söz konusu hal< kullanılınayıp da satılmak istendiğinde ilgili tarafın zarara uğramadığım güçlü bir şeldlde gösterir.

Şüf'a (önalım) haldu da, bir akarın satılması sebebiyle gerek malın tal<simi, gerekse yeni ortak ya da komşunun ldşisel özelliideri nedeniyle şü­f'adar konumunda bulunan ortal< veya komşunun karşı karşıya kalabileceği zararları hertaraf etmek üzere teşri lulınmıştır.71 Şüf'a haldu, malın müşte­riye mal oluş fiyatı üzerinden satın alınabilmesine imkan tanımal<tadır. Bu nedenle ne mal sahibini ne de müşteriyi maddi zarara sokar. Şüf'adar (şefi') şüf'a haldunı kullanınayıp başka bir ldmseye satmal< isterse, onun söz konu­su satımdan dolayı herhangi bir zarar la karşılaşmadığı anlaşılmış olur. Diğer yandan kanaatimizce, şüf'a haldunın satılması caiz olur ise bu haldu satın alan ldmse, malı satın alan müşteriye karşı haldı bir sebep bulunmal<Sızın öncelil< elde etmiş olur. Şüf'a haldunın satılabilmesi mal sahibinin malını dilediği ldmseye satma özgürlüğünü sınırlandıracal< ve şüf'adarın hal<Sız kazanç elde etmesine yol aralayacaktır. Kanaatimizce bütün bunların İslam hukukunun adalet prensibiyle bağdaştırılması müml<iin değildir.

68 Karadağ!, Buhiis, s. 404; Aygün, Miicerred Haklarm Satışı, s. 25; Tak! Osman!, "Bey'u'l-hukiiki'l­mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 2361. 69 Aygün, Mzicerred Haklarm Satışı, s. 103. 7° Karadağ!, Buhiis, s. 403; Taki Osman!, "Bey'u'l-hukfıki'l-mücerrede", MMFİ, sy. 5, III, 23 74; Ay gün, Miicerred Haklarm Satışı, s. 8.4, 89. 71 Meydan!, Abdülğani ei-Öanimi, el-Liibtib fi şerhi'l-Kitdb (el-Kitdb ile birlikte), Beyrut 1415/1994, Il, 44.

Page 14: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

326 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

Burada değinmek istediğimiz önemli bir konu da hakkın, Şari' veya hak sahibi tarafından yapılan bir tahsis ile "şahsa sıkı sıloya bağlı" (zati) bir hak niteliğinde olup olmadığıdır.72 Eşierin nikah akdi ile evliliğin tabi so­nuçlarından istifade etme hakkı, baba ve dedenin çocuk üzerindeki velayet hakkı, Şari' tarafından kişiye mahsus olmak üzere tanınmış haklar olup bu hakkın başka bir kimseye satılması asla düşünülemez. Bir kimsenin, belirli bir kişiye mahsus olmak üzere kendi mülkünden yararlanma (intifa') haklu tanıması da, şahsa sıkı sıkı bağlı olma niteliğinin kişi tarafından tahsisinin örneğidir. Buna göre mesela geceleyin sokakta kalmış bir kimseye misafir olma haklu tanınsa söz konusu kişinin bu haklu başka birine satması müm­kün değildir.

Sonuç olarak; opsiyon işleminde alım-satıma konu olan hak ve bu hak ile kazanılan yetkiler açıl<ça belirtildiği için akdin konusu ve bedeller açısın­dan cehalet ve garar yoktur. Fakat "al<din in'ikadında garar" bulunmaktadır. Zira ileride döviz alım satımının in'ikad edip etmeyeceği belirsizdir. Hatta op.:. siyon işleminde garar, yan (tali) bir nitelik değil, asli bir unsurdur. Gpsiyon satıcısı kurların kendi beldentisi doğrultusunda değişeceği tahminiyle opsi­yon primlerinden getiri elde etmek istemekte, opsiyon alıcısı ise diğer tarafın talıminin tersi yönünde bir beldenti ile ödediği opsiyon primini riske ederek bir taraftan kur riskinden korunmaya çalışmakta, diğer taraftan da piyasada lehine meydana gelecek kur hareketleri ile oluşacak kazançtan geri kalmama­yı amaçlamaktadır. Dolayısıyla her iki tarafda riskten kazanç elde etme fikri­ne sahiptir. Esasen opsiyon işlemi, mal sayılmaya ve/veya karşılığında bedel alınmaya elverişli bir hak niteliğinde olmadığı için caiz olmamaktadır.

Döviz opsiyon işlemi ile haldun kullanılmasında geçerli olan iki önemli ilkenin ihlali de söz konusu olmal<tadır. Bunlardan biri şer'i bir hül<­mün ihlal edilmesi diğeri ise ldşinin, kendisine veya başkasına zarar verme­sidir.73 Döviz opsiyon haklunın satılması, sarf al<dinde muhayyerlik bulun­mama şartını ihlal ettiği ve kabzın karşılıldı olara!< gerçeldeşmesine mani olması yönüyle şer'i hükümleri çiğnenmektedir. Diğer yandan kişinin ken­disine ya da başkasına zarar vermesi durumu da söz konusudur. Şöyle Id:

Kurların, belirlenen vadede opsiyon alıcısınıı;: lehine gelişmesi ha..­linde opsiyon alıcısı opsiyon satıcısına, tersi bir durumda ise opsiyon satıcı­sı opsiyon alıcısına zarar vermel<tedir. Esasında bu işlem, bir bütün olarak piyasada aşırı fiyat değişimlerine (volatilite) sebebiyet vermel<te dolayısıyla da bütün toplumu etkileyen bir zarara yol açmaktadır. İslam hukukunda, kullanılması genel bir zarara yol açan haklar, "haldun kötüye kullanılması" ilkesi çerçevesinde yasaklanmıştır.74 72 Bardakoğlu, ''Hak", DİA, XV, 149; Ay gün, Mücerred Hakların Satışı, s. 25. 73 Köse, Saffet, İslam hukukunda hakkın kötüye kul/am/ması, İstanbul1997, s. 144-149, 183, Bardakoğ­lu, "Hak",_ DİA, XV, 147. 7' Köse, Hakkın Kötüye Kul/am/ması, s. 99.

.

1 ı 1

1

Page 15: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhl Değerlendirmesi 327

b. Konunun Şart Muhayyerliği Açısından Tahlili

Diğer önemli bir konu da opsiyon hakkının şart muhayyerliği ile opsi­yon hakkının aynı mahiyette olup olmadığı meselesidir. Zira bazı araştırmacılar opsiyon hakkının şart muhayyerliği ve opsiyon priminin de kapara kapsamında değerlendirilebileceği yönünde görüşler ileri sürmüşlerdir.75

Kanaatimizce opsiyon işlemi, hak sahibine bir akdi gerçekleştirme ya da gerçekleştirmeme hakkı tanıması bakımından şart muhayyerliği ile bazı ortak özellik taşımakla birlikte aralarında önemli bazı farklılıklar bulunmaktadır.

Şart muhayyerliği iradi bir muhayyerlik türü olup, satım ve icare gibi karşı­lıklı bedel bulunan ve feshe elverişli bağlayıcı akidlerde tarafların anlaşmasına bağlı olarak taraflardan birinin veya her ikisinin muayyen bir süre içerisinde akdi onama yahut feshetme hakkına 1 yetkisine sahip olmasını ifade eder.76 Şart muhayyerliği

ilişkili bulunduğu (satım, kira vb.) akitten bağımsız bir mahiyette olmadığı halde opsiyon hakkı ileride gerçekleştirilmesi muhtemel olan döviz alım satım sözleş­mesinden bağımsız bir ııiteliktedir.77 Şart muhayyerliği adından da anlaşıldığı gibi ancak taraflardan birinin şart koşması ile elde edilir ve arizidir. Zira akitlerde aslo­lan bağlayıcı olmasıdır.78 Opsiyon işlemlerinde ise aslolan muhayyerlik olup seçme hakkının bulunmadığı bir opsiyon işleminden bahsedilmesi mümkün değildir.

Şart muhayyerliği ileri sürülen sürenin dolmasıyla meydana gelecek hü­küm açısından da opsiyon işleminden farklıdır. Şöyle ki:

Ebu Hanife, Şafii ve Ahmed'in içinde bulunduğu fakihler çoğunluğuna göre belirlenen sürenin dolması ile şart muhayyerliği bulunan akit bağlayıcı hale gelir. Çünkü muhayyerlik süreli olarak elde edilen bir haktır. Aksi halde muhayyerlik tarafların anlaştığından daha uzun sürmüş olur.79 Hanbelllerden Kadı Ebu Ya'la'ya göre sürenin bitmesi ile akit kendiliğinden bağlayıcı olmaz.80

Malik' e göre, şart muhayyerliği hakkına sahip olan bir müşteri, mal satıcıda iken süre do lduğu halde akdi onaylama ya da feshetme gibi bir tasarrufta bulun­mamış ve süre bitiminden itibaren az bir zaman geçmiş ise muhayyerlik hakkı

75 Muhammed Shahid Ebrahim, "Jslamic financial derivatives ", International Journal of Jslamic Finan­ci al Seı-vices Vol. 1 No.l, http://www.islamic-finance.net/journal.html, s. 4; Darir, opsiyon işleminin caiz olmadığı kanaatinde olmakla birlikte kaparonun şart muhayyerliği karşılığında verilen bir bedel olduğunu düşünmektedir. Bk. Darir, "Bey'u'l-'urbun", MMFİ, sy. 8, I, 648-649. 76 Erdoğan, "Hıyar-ı şart" md, Fıkıh Ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, s. 195; Abdüssettar Ebu Öudde, el-Hı­yar ve eseruhufi'l-ukud, Kuveyt 1985, s. 42; Apaydın, "Muhayyerlik", DİA, XXXI, 26. 77 Karadaği, "el-Esvaku'l-maliyye", MMFİ, sy. 7, I, 181; Benzer değerlendirmeler için bk. Ebu Süley­man, "el-İhtiyarat", MMFİ, sy. 7, I, 314. 78 Ayni, Binaye, VI, 258; İbn Rüşd, el-Mukaddimatü '1-mümehhidat, II, 94-95; Gazzali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, el-Vasit fi'l-fıkh, (thk. Ahmed Mahmud İbrahim, Muhammed Muhammed Tamir), Kahire 1417/1997, III, 98; Abdüssettar Ebu Öudde, el-Hıyar. s. 74. 79 Ayni, Bi~~tiye, VI, 281; Nevevi, Mecmu ', IX, 154-155. Şafii bu görüşte olmakla birlikte mesele mezhep içinde tartışmalıdır. Bk. a.y.; Abdüssettar Ebu Öudde, el-Hıydı; s. 306-305-309. Konu hakkında daha fazla bilgi ve değerlendirme İ'(in bk. Alıdülaziz Rebiş, "el-Müdde fi hıyari'ş-şart fi'l-bey"', Mecelletü Mecma'i'l-ftkhi'l-İsldmf li'-Rabıta ( MMFİR), 1423/2002, sy. 15, s. 260-261. 80 İbn Kudame, Muğnf, VI, 45.

Page 16: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

328 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

devam eder. Fakat malı almaktan vazgeçtiğine delalet edecek kadar uzun bir zaman geçmiş ise muhayyerlik hakkı ve aralarında yapılan satım sözleşmesi sona ermiş sayılır. 81 Buna mukabil opsiyon işleminde opsiyon tarihinde olumlu bir irade ortaya konulmadığı sürece döviz alım satımı bağlayıcı olmadığı gibi gerçekleşmez de. Zira opsiyon işlemi ile aslında muhayyerlik bulunan bir dö­viz alım satımı değil, belirtilen tarihte bir sözleşme yapma hakkı satın alınmış olmaktadır.

Şart muhayyerliği. ile opsiyon işlemi arasındaki önemli bir fark da bu iş­lemlerde ileri sürülebilecek azami süre noktasındadır. Fakihler şart muhayyerli­ğindeki azami süre konusunda şu görüşleri ileri sürmüşlerdir:

Ebu Hanife, Züfer ve Şafii'ye göre ilgili hadiste üç günlük bir süreden söz edildiği için şart muhayyerliğinin süresi bundan daha fazla olamaz, bu süreyi aşan muhayyerlik şartı akdi fasit kılar. 82 Ebu Yusuf, İmam Muhammed, Hanbe111er ve Caferiler'e göre şart muhayyerliğinde belirli bir süre sınırıandırması yoktur. Ta­raflar, tayin etmek şartıyla muhayyerlik süresini istedikleri gibi kararlaştırabilir. Zira şart muhayyerliği ile güdülen gaye bunu gerektirir. İbn Ebu Leyla, Ebü Sevr ve İshak da bu görüştedir.83 Malikilere göre ise muhayyerliğin caiz olmasının arka planında bu konuda duyulan ihtiyaç bulunmaktadır. Bu neden1e sürenin sı­nırı da malı denemek ve mal hakkında istişarede bulunmak için duyulan ihtiyaca göre belirlenir. 84 Dolayısıyla muhayyerlikte geçerli olabilecek en uzun süre malın cinsine göre değişir. 85 Oruara göre muhayyerliğin süresi, ihtiyacı aşacak şekilde olursa akit geçersiz olur. Çünkü bu dururnda artık caiz olmayacak derecede bir garara girilıniştir. 86 Döviz opsiyon işleminde ise ilke olarak bir süre sınırı bulun­mamaktadır.87 Her ne kadar bu durum Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve Hanbell­lerin görüşüne uygun gibi görünse de maksatlan bakımından kayda değer farklar hatta zıtlıklar bulunmaktadır. Şöyle ki:

81 Malik, malın teslim edilmesi ve hak sahibinin satıcı ve müşteri olması durumlarına göre farklı hüküm­leringeçerli olacağı görüşündedir. Bk. Sahnun, Müdevvene, IV, 198-199. Malik bu görüşte olmakla bir­likte, mezhep içinde herhangi bir ayrıntıya girmeksizin sürenin dolması ile muhayyerliğin sona ereceği (dolayısıyla akdin bağlayıcı hale geleceği) yönünde görüşler de bulunmaktadır. Bk. İbn Abdülber, Ebu Ömer b. İbn Alıdülher en-Nemeri el-Kurtubi, el-Ktifi fi fıklıi e/ıli '1-Medineti '1-Miiliki, (thk. Muhammed b. Muhammed Ehid Vüld Madik el-Moritani), Kahire 139911979, s. 56 • .-82 İbn Hümiim, Fetlıu'l-kadiı; VI, 300; İbn Nüceym, el-Balıru'r-riiik,-VI, 4; Miiverdi, Ebu'I-Haseıu.b. Muhammed b. Habib el-Basri, el-Hiivi'l-kebir fi fıklıi mezlıebi'l-İmiimi'ş-Şiifii, (thk. Ali Muhammed Muavvad- Adil Ahmed Abdülmevcud), Beyrut 1414/1994, V, 65. Üç günden daha fazla süre şart ko­şulduğu halde muhayyerliğin üç gün içerisinde kullanılması durumunda akdin salıih hale gelmesi ise tartışmalı bir konudur. (Ayni, Biniiye, VI, 263.) Gpsiyon işlemi açısından önemi bulunmadığı için biz bu görüşlere yer vermedi k. 83 İbn Nüceym, el-Balıru'r-riiik, VI, 7; Miiverdl, el-Hiivi'l-kebfr, V, 65; Abdüssettiir Ebu Öudde, el­Hıyiiı; s. 221; Apaydın, "Muhayyerlik", DİA, XXXI, 27. Hanbelilere göre tayin edildiği sürece, satım konusu karpuz gibi süre dolmadan önce bozulan şeylerden bile olsa muhayyerlikte süre sınırı yoktur. Bk. İbn Ebu Tağlib, Ney/ii.'/-nıeiirib, I, 344 . .., İbn Rüşd, el-Mukaddimiitii'l-mümehlıidiit, II, 87; İbn CÜZey, el-Kaviinfnii'l-fıklıiyye, 277. 85 İbn Cüzey, el-Kaviinfnii '1-fıklıiyye, 278; Apaydın, "Mulıayyerlik", DİA, XXXI, 27. 86 İbn Rüşd, el-Mukaddimiitii'l-miimelılıidiit, II, 89. 87 Benzer değerlendirmeler için bk. Karadiiği, "ei-Esvaku'l-miiliyye", MMFİ, sy. 7, I, 181.

0f" ı ı ı ı ı 1

1

1

ı ı 1

ı ı 1 i ı 1

i

1 1 1

ı 1

i !

j-

Page 17: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhi Değerlendirmesi 329

Şart muhayyerliği hak sahibine, belirli bir süre düşünme, istişarede bu­lunma veya malı deneme imkanı sağlayarak88 aldanmaları ve gabni önlemeye yö­nelik89 bir tedbir olmak üzere teşri kılınmıştır. Şart muhayyerliğinin meşruluğuna dair delil olarak ileri sürülen hadiste90 Hz. Peygamber'in, Habban b. Munkiz'e alış veriş yaparken sahcıya "Aldatmaca yok" c~')\>. '1) demesini tavsiye etmesi

· de bu hususa açık bir delil sayılır. Söz konusu muhayyerlik sayesinde alınan ile ödenen bedel arasında dengenin bulunup bulunmadığı ortaya çıkacak ve taraflar buna göre karar verecektir. Dolayısıyla şart muhayyerliği aledin özü olan rızayı destekleyen bir mahiyet taşımaktadır.91

Döviz opsiyon işleminde ise ileri tarihte satıma konu olan şey paradır bu sebeple satın alınan şeyi deneme gibi bir amaçtan bahsetmek inıkansızdır. Kaldı ki, opsiyon işleminin yapıldığı tarihte herhangi bir bedel de ödenmemek­tedir. Düşünme ve istişarede bulunma ve böylece bedeller arasında herhangi bir dengesizliğin (gabn) bulunup bulunmadığını tespit gibi bir amaçtan da bah­sedilemez. Zira bu işlernde gaye, belirlenen vadede kurlarda opsiyon hakkına sahip olan kişi lehine meydana gelebilecek değişimlerden azami derecede yarar elde etmektir. Opsiyon alıcısı, opsiyon primi kadar bir parayı riske ederek çok daha fazlasını kazanma niyetindedir.92 Dolayısıyla opsiyon işlemi, ileride kur­ların günün rayicinden farklı olacağı tahminine ve bundan menfaat sağlama dü­şüncesine dayanması yönüyle şart muhayyerliğinden ayrılmaktadır. Bu sebeple opsiyon işleminin, akitlerde aldanmaların önlenmesi ya da en azından asgariye düşürülmesi gayesiyle teşri kılınan şart muhayyerliğine93 kıyas edilerek meşrfı kabul edilemez. Aksi halde İslam hukukundaki gailik prensibine aykırı hareket edilmiş olur.94 Bu noktada tarafların kurlarda meydana gelebilecek dengesizliğe daha baştan rıza gösterdikleri için aldatma bulunmadığı yönünde bir düşünce akla gelebilir. Fakat bize göre bu düşünce gerçek anlamda bir rıza değil, tıpkı kumarda olduğu gibi "bellci ben kazanırım" düşüncesiyle zarara katlanmak ola­rak nitelenebilir.

88 İbn Nüceym, el-Balıru'r-riiik, VI, 7; İbn Rüşd, el-Mukaddimiitii '1-mümelılıidiit, II, 86; İbn Cüzey, el­Kaviininii '1-fiklıiyye, s. 277. 89 Kiisani, Bediii'u's-saniii', VII, 25; İbn Hümam, Fetlıu'l-kadiı; VI, 300; Siivi, Ahmed, Biilğatii's-siilik li af..:rabi '1-mesii/ik al ii Şer/ı i 's-Sağir li '1-Kutb Seydi Alımed ed-Derdiı; Beyrut 141511995, III, 79; Abdüs­settiir Ebu Öudde, el-Hıyiiı; s. 97-98, 225, 243. 90 Nevevi, şart muhayyerliğine ruhsat veren hadislerin sübut ve delillet açısından bazı zaaflar içerdiğini ve bu konudaki en güçlü delilin icma olduğunu belirtmiştir. Bk. Nevevi, Mecmfi', IX, 137. 91 Benzer değerlendirmeler için bk. Apaydın, "Muhayyerlik", DİA, XXXI, 26. 92 Hukilki tasarruf ve akitlerde silik'in etkisi lık. geniş bilgi için bk. An, Abdüsselam, "İslam hukukunda silik ve hukuki işlemlere etkisi", İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2000, sy. 2, s. 208 vd. 93 Şart muhayyerliğinin aldanmaları önleme gayesi ile teşri kılınmasıyla ilgili olarak bk. İzz b. Abdüs­seliim, Abdülaziz, el-Kavii'idu'l-kiibrii (el-Mevsfim bi Kavii'idu'l-alıkiimfi isliilıi'l-eniim), (tbk. Nezih Kemal Hammad, Osman Cum'a Damiriyye), Dimeşk 142112000, II, 126. 94 İslam hukukunda giii ictihad yöntemi hakkında bk. Dönmez, İbrahim Kıifi, "İslam hukukunda müctehidin naslar n as lar karşısındaki durumu ile modern hukuklarda biikimin kanun karşısındaki durumu arasında bir mu­kayese", Makiisıt ve ictilıad (Edt. "Aiunet Yaman), Konya 2002, s. 85-86; Yaman, Ahmet, "İslam hukuk ilmi açısından makasıt ictihadının ya da ğiil 1 teleolojik yorum yönteminin ilkeleri üzerine", Makasıt ve ictihad (Edt. Alınzet Yaman), Konya 2002, s. 159 vd.

Page 18: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

330 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

Şart muhayyerliği ileri sürülme zamanı bakımından opsiyon işleminden aynlmaktadır. Zira fıkıh literatüründe yalnızca akit sırasında ya da sonrasında ileri sürülen şart muhayyerliğinin caiz olduğu,95 aldrten önce şart koşulan mu­hayyerliğin ise caiz olmadığı görüşü bulunrnaktadır.96 Opsiyon işlemi döviz alım satun akdinden önce gerçekleştirildiği için caiz görülen şart muhayyerliği kapsa­mına girmemektedir. 97

Diğer bir konu opsiyon işleminde seçme hakkının bir bedel karşılığında ve­riliyor olmasıdır. Opsiyon işlemi bir anlamda şart muhayyerliği olarak kabul edilse bile bu aynı zamanda ödenen opsiyon priminin caiz olduğu şeklinde yorumlana­maz. Zira fakihler şart muhayyerliğini caiz görmekle birlikte bunun karşılığında herhangi bir bedel alınmasa cevaz vermemişlerdir.98 Bu sebepledir ki şart muhay­yerliği bulunan bir akdin, akitten caymayı engelleyen bir durum ortaya çıkması halinde muhayyerlik hakkının düşmüş olması sebebiyle indirim yapılması caiz gö­rülmeyerek her halükarda bedelin tamamen ödenmesi gerekli görülmüştür. 99

Burada opsiyon işleminin caiz olabileceği görüşünü ileri süren bazı bil­ginierin el-Fetava el-Hindiyye 'de geçen bir hükümden100 bahsederek kısaca de­ğerlendirmede bulunmak istiyoruz:

Bir satış akdinde şart muhayyerliği hakkına sahip bulunmayan tarafın, bu hakka sahip tarafa cayma hakkından vazgeçmesi için sulh yoluyla dirhem ya da başka bir mal verse böyle bir muamele caiz görülmüştür. 101 Bu hüküm her ne kadar ilk anda muhayyerlik hakkı karşılığında bir bedel almanın cevazı yönünde bir düşünceyi dağursa bile opsiyon primi almakla bu işlem arasında önemli farklılıkların olduğu aşikardır. Şöyle ki; söz konusu hüküm yalnızca ak­din kesinleştirilmesi halinde geçerlidir. Oysa opsiyon primi akit gerçekleştirilse de gerçekleştirilmese de opsiyon satıcısının malik olması için ödenmektedir. Ayrıca ilgili metinde söz konusu bedel, bedeli ödeyenin müşteri olması duru­munda semende artırım, satıcı olması durumunda ise semende indirim olarak değerlendirilmiştir. 102

95 İbn Abidin, Reddii '1-mulıtaı; VII, 1 09; Sil.vi, Biiiğaiii 's-sa/ik, III, 80; Buhfiti, er-Ravdu '1-murbi ', s. 324; İbn Ebfi Tağlib, Abdülkadir b. Ömer eş-Şeybiini, Ney/ii'/-mearif?..bi şerlıi De/f/n-Talib, (thk. Mu­hammed Süleyman Abdullah el-Eşkar), Kuveyt 140311983, I, 344; İbn Müflih, e/-Miibdi', III, 405.

o • o o " 96 Ibn Abidin, Reddii'/-mulıtaı; VII, 109; Ibn Cüzey, el-Kavanfnii'l-fıklıiyye, s. 277; Ibn Müflih, el-Miibdi', III, 405; Abdüssettiir Ebfi Gudde, el-Hıyaı; s. 216-217. Zeyditerden Mehdi Lidinillah akitten önce şart koşulan şart muhayyerliğinin ittifakla sahih olmadığını belirtmekle birlikte (Mehdi Lidinil­lah, Kilabii '1-Ez/ıdr fi.fıklıi 'l-eimmeti 'l-etlıar (Şerlıu '1-ezlıar ile birlikte), San'a 1993, VI, 288), Uneysi, bunun örf varsa caiz olacağı görüşündedir. B k. Uneysi, Kiisım Ahmed b. Kasım el-Yemeni es-San'iini, et-Tacii'l-miizlıeb, San'a 1993, II, 404. 97 Benzer değerlendirmeler için bk. Ebı1 Süleyman, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 314; Karadiiği, "el­Esviiku'l-miiliyye", MMFİ, sy. 7, I, 181. 98 Darir, "el-İhtiyiiriit", MMFİ, sy. 7, I, 263. 99 İbn Hümiim, Fet/m 'l-kadiı; VI, 50 i. 100 Siiiiti, "Nahve müştekkiit miiliyye İsliimiyye", s. 88. ıol Heyet, Fetava el-Hindiyye, III, 45. 1°2 Heyet, Fetava el-Hindiyye, III, 45.

1

ı ı ı ı

1

ı

1

ı

1

ı

1

1

ı 1

1

1

Page 19: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhi Değerlendirmesi 331

Opsiyon.işleminin şart muhayyerliğinden aynidığı diğer bir konu da şu­dur: Muavaza (karşılıklı bedel bulunan) akitlerde bağlayıcı olma esas olduğırndan şart muhayyer~ğini fakihler, kı yasa (genel kural) aykırı olarak nasla (hadis) teşri kılındığı görüşünü savunmaktadırlar. 103 Kıyasa aykırı olma nedeni ise biri garar diğeri kumar olmak üzere iki temel gerekçe ile açıklanır.104 Yani şart muhayyerliği ·bulunan akitte, hak sahibinin akitten vazgeçip vazgeçmeyeceği belirsiz olduğu için akdin in'ikadında garar olduğu düşünülmüştür. Ne var ki malı deneme, başkala­nyla İstişare vb. bazı ihtiyaçlan karşıladığı için insanlara kolaylık olsun diye şart muhayyerliği caiz görülmüştür. 105 Döviz opsiyon işleminde ise akit konusu "para" olduğu için böyle bir ihtiyaçtan söz edilemez. Aynca şart muhayyerliğindeki garar arizi olup ancak şart koşulan akitlerde söz konusudur. 106 Oysa opsiyon işlemlerin­de akit mutlaka muhayyerlik üzerine gerçekleştirilmektedir. Diğer yandan gararlı muamelelere sadece garardan kaçınmak imkansız, o konuda bir ihtiyaç var107 ve ga­rarın tabi olarak ya da küçük miktarda bulunması dururnlarında cevaz verilmiştir. 108

Opsiyon işleminde bu gerekçelerden hiçbiri bulunmamaktadır.

Kumar konusuna gelince; opsiyon alıcısı ve satıcısı geleceğe yönelik bir kur tahmini yapmakta ve her iki taraf da kendi düşüncesi doğrultusunda bir mik­tar riske katlanarak daha çok miktarda getiri elde etmeyi hedeflemektedir. Bu açıdan opsiyon işleminin tam olarak kumar olduğu söylenemez ise de kumara benzeyen birçok yönünün bulunduğu açıktır. Nitekim bazı modem hukuk araş­tırmacılan da opsiyon işleminin kimi durumlarda kumar ve bahis kapsamında değerlendirmişlerdir. 109

c. Konunun Kaparo Açısından Tahlili

Bu arada temas etmek istediğimiz önemli bir konu da opsiyon primi ile kaparo bedeli arasındaki benzerlik ya da farklılıldardır. Zira opsiyon hakkı karşılığında bir prim ödendiği gibi, kaparolu bir satım akdinde de akitten cayma haldn karşılığında bir bedel ödenmektedir. Bu benzerliği dild<ate alan bazı müellifler kaparo gibi opsiyon priminin de caiz olabileceği kanaatine varmışlardır.no

. Kaparo terim olarak, aldtte, müşterinin sözleşmeyi tamamlaması halinde toplam fiyattan mahsup edilen, feshetmesi halinde ise satıcıya ka-

103 Kiisiini, Bediii 'u 's-saniii ', VII, 25; İbn Hümiim, Fethu'l-kadİI; VI, 298; İbn Nüceym, el-Balıru 'r-riiik, VI, 3; İbn Miize Buhiiri, Mahmud b. Ahmed b. Alıdülaziz b. Ömer, ei-Mulıitii'l-Burlıiinifi'l-fıklıi'n-Nu­'miini, 1424/2003, VII, 462; Nevevi, Mecmii', IX, 137. 1 o.ı İbn Hümiim, Fet lı u '1-kadil; VI, 298; Abdüssettiir Ebı1 Gudde, ei-Hzyiiı; s. 89. 105 İbn Hümiim, Fetlızt'l-kadiı; VI, 298; Nevevi, Mecmii ', IX, 137; İbn Rüşd, e/-Mukaddimiitü '1-miimelı­lıidiit, II, 86. 106 İbn Hümiim, Fet/w '1-kadiı; VI, 258, 298; Abdüssettiir Ebı1 Gudde, ei-Hzyiiı; s. 74. 107 Nevevi, Mecmii ', IX, 188. 108 Şevkiini, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Neylii'l-evtiir şerlızt Miinteka'l-alıbiir min elıiidisi seyyi­di'l-ahyiir, Kiihire 139111971, V, 167. 109 Kırman, "Opsiyon Sözleşmesinin Hukuki Niteliği", s. 725. 110 Muhammed Shahid Ebrahim, "/slamic financi al derivatives ", s. 4.

Page 20: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

332 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

lan bedeli ifade eder.ın Kaparonun meşruiyeti halcianda farldı görüşler bu­lunmalctadır. İbn Abbas, Hasan b. Ali, Leys b. Sa' d, Evzai, Servi ile Hanefl, Maliki, Şafii ve Zeydiyye mezhepleri ve Hanbelilerden Hatta.b'a göre kaparo­lu alım satım caiz değildir.112 Hattab dışındaki Hanbeli mezhebi faldhlerine göre ise kaparolu satım caizdir.ıı3 Son dönemde konuyla ilgili yapılan ilmi çalışmalarda ise İslam Fıkıh Akademisi de dahil olmak üzere114 günümüz örfü de dild<ate alınarak daha çok kaparolu satırnın caiz olduğu görüşü ter­cih edilmiştir.

İncelemelerimiz sonucu opsiyon priminin aşağıda sayacağımız dört gerekçe sebebiyle kaparadan farldılık arz ettiği görülmüştür:

(ı) Gpsiyon primi döviz alım satım akdi gerçeldeştirilmeden önce ve­rilmelctedir. Kaparoyu caiz gören Hanbeli mezhebi kaynaldan dild<atle in­celendiği zaman onların söz konusu bedelin caiz olması için aldtten sonra verilmesini şart koştuldarı görülür. Zira onlara göre satıcı, aldt yapılmadı di­yerek aldrten önce verilen kaparoyu kendisinde bıralrma haldnna ı:;ahip değil­dir.iı; Diğer yandan kaparonun "aldtten dönmenin bedeli" olduğu şeldindeld değerlendirmeler de116 kaparonun aldtten önce verilerneyeceği görüşünü teyit etınelctedir. Çünlru kurulmamış bir aldtten dönmeden bahsedilemez.

(2) Gpsiyon primi tayin edilen tarihte döviz alım satımı gerçeldeşti­rilse bile bedelden mahsup edilmeyerek her halükarda opsiyon sancısında kalmalctadır.117 Oysa Hanbeliler kaparoya ancal< aldtten cayılmaz ise bedel­den mahsup edilmesi şartıyla cevaz vermelctedirler.118

111 Kallek, "Kaparo", DİA, XXIV, 339. 112 Nevevi, ı\Jecmzi ', IX, 245-246; İbn Rüşd, ei-Mukaddimiitii '1-mümehhidiit, II, 73; İbn Cüzey, ei-Ka­viininii '1-fikhiyye, 263-264; Kallek, "Kaparo", DİA, XXIV, 339. Hanefi fıkıh literatüründe kapara ko­nusuna temas edilmediği görülmüştür. Fakat Hanefiler'in akülerdeki şartlar hakkındaki görüşlerinden, müşterinin cayması halinde kaparonun satıcıya bırakılmasının faize benzeyen ve satıcı için karşılıksız menfaal içeren şartlardan olduğu sonucuna ulaşılabilir. Bk. Kallek, "Kaparo", DİA, XXIV, 339. 113 Buhıiti, er-Ravdu '1-murbi', s. 321; İbn Neccilr, Meı/netii üli'n-nühii, IV, 93; İbn Kayyım, İ'liimü '1-müvakkıin, III, 389-390. İmam Ahmed'den gelen bir rivayete ve Hanbelilerden Ebu'l-Hattilb'a göre kaparolu satım caiz değildir. Bk. Merdiivi, el-İnsiif, IV, 357-358.

Kaparonun caiz olmasına delil olarak gösterilen sahabi uygulam.tı,Sı şöyledir: İbn Ömer'in rivayetine göre, -~iifi' b. Abdülhiiris Mekke'de Safvan b. Umeyye'den dört bin dir~eme

bir bina satın alır. Bu satım, Hz. Omer razı olursa satım geçerli olacak, razı olmaz ise Safvan'a dört yüz dirhem verilecektir. Bk. Nevevi, Mecmzi', IX, 246.

Kaparonun cevazı hakkındaki tartışmalarda delil olarak gösterilen hadisler ve değerlendirmesi için bk. Şevkiini, Neyiii '1-evtiiı; V, 173. 11 ' Heyet, "Karar bi şe'ni bey'i'l-urbıin ", MMFİ, sy. 8, I, 793. 115 Buhıiti, Şerllllmüntelıa'l-iriidiit, II, 165. Söz konusu hükmün gerekçesi hakkında bk. Buhıiti, Şerhu münteha '1-iriidiit, II, 165. Aynı değerlendirmeler için bk. İbn Necciir, Meılnetii ü/i'n-nülıii, IV, 94. 116 Senhıiri'nin bu yöndeki değerlendirmeleri için bk. Senlıüri, Vasft fi şerh i 'l-kanımi '1-medeniyyi '1-ce­did: nazariyyetii'l-iltiiam bi-veclıi iimm, Beyrut 1391/1971, IV, 89; Abdullah b. Meni', "Hükmü'l-ur­bıin", MMFİ. sy. 8, I, 673. 117 Benzer değerlendirmeler için bk. Kassiir, Alıdülaziz Halife el-Kassiir, "el-İhtiyiiriit fi esvakı'l-evrilkı­'1-miiliyye", Mecelletü'ş-şeria ve'd-diriisiiti'l-İsllimiyye, Yıl: 1424/2003, sy. 53, s. 270. 118 İbn Müflih, el-Mübdi', III, 397.

T

ı 1

1

1

ı ı

Page 21: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

Döviz Gpsiyon işlemi ve Fıkhi Değerlendirmesi 333

(3) Opsiyon işleminde alıcı veya satıcıdan biri prim ödemek suretiyle opsiyon haklana sahip olabilmektedir. Oysa Hanbeliler yalnızca müşterinin kaparovererek cayma hakkına sahip olmasını caiz görmüşlerdir.119 Dolayı­

sıyla satım opsiyonunda ödenen primin caiz görülen kaparo kapsamında değerlendirilemeyeceği açıkça ortaya çıkmaktadır.

(4) Opsiyon işlemi, mahiyeti ve görülen fonksiyon bakımından kapa­rodan ayrılmal<.tadır. Şöyle ld:

Kaparo Hanbelilere göre "aldtten dönmenin bedeli" olup aldtten önce karşı tarafı akit yapmal< üzere beldetmek üzere verilen bedel caiz olan kaparo kapsamında değildir.120 Son devirde konu hakkında ilmi araştırma yapan fakihlerin bir kısmı kaparoyu "aldtten dönme" nin bedeli121 veya ceza­sı= bir kısmı ise satış al<dinin bağlayıcı olaral< yapılmamasının bedeli ya da malın üçüncü bir şahsa daha yüksek bir fıyatla satılması imkanının ortadan kaldırılaral< malı elde tutmanın karşılığı olarak kabul etmişlerdir.123 Bu saye­de satıcının belirlenen süre içinde malı satamamasından dolayı karşı karşıya kaldığı ya da kalabileceği zararın kısmen de olsa telafi edilebilir böylelilde de ticari ve hukuki hayatta istil<rar sağlanmış olur.124 Bu yönden bakıldığında kaparo "Zarar verme ve zarara zararla karşılık verme yoktur''u.s prensibiyle örtüşmektedir. Günümüz ticari örfünde kaparo artık alddlerin ifa edilme­sine, ldşilerin verdilderi söze riayet etmesine ve muamelelerde ciddiyetİn istikrar bulmasına vesile olan126 genel bir ihtiyaç haline gelmiştir.127

Kaparo bir taraftan satıcı açısından güven temin ederken diğer ta­raftan müşteriye mal haklanda birtalam araştırma ve İstişarelerde bulunma firsatı sağlama gibi faydaları da sağlamal<.tadır.128 Döviz opsiyon işleminde ödenen prim kaparo ile ilgili olarak yukarıda sayılan faydalardan hiçbirini sağlamamald:adır. Zira opsiyon işleminde karşı tarafın zararını telafi etme düşüncesi olmadığı gibi al<sine bir taraf, diğerinin aleyhine olacal< şekilde kar etme gayesini taşımal<.tadır.

Diğer yandan kaparoyu caiz görmeyen faldhlerin ileri sürdüğü ge­rekçeler, opsiyon işleminde kaparolu satımdan çok daha fazla bulunmak­tadır. Bu gerekçeleri insanların malının karşılıksız olaral< ve haksız yöntem-

119 İbn Müflih, el-Miibdi', III, 397. 120 İbn Müflih, el-Miibdi', III, 397. 121 Senhıi.ri, Vas it, IV, 89; Abdullah b. Meni', "Hükmü'l-urbfin", MMFİ, sy. 8, I, 673. 122 Mısri, Refik Yunus, "Bey'u'l-'urbı1n", MMFİ, 1415-1994, sy. 8, I, 715. 123 Alidullah Bessam, "Münakaşa", MMFİ, 141511994, sy. 8, I, 766; Abdullah b. Meni', "Hükmü'l-ur­bfin", MMFİ, sy. 8, I, 680-681. 124 Abdullah b. Meni', "Hükmü'l-urbil.n", MMFİ, sy. 8, I, 678, 681; Zuhayli, "Bey'u'l-'urbil.n", MMFİ, sy. 8, I, 698. ııs Mecelle, md. 19. 126 Alıdülaziz Hayyat, "Münakaşa", MMFİ, sy. 8, I, 779. 127 Mısri, "Bey'u'l-'urbfin", MMFİ, sy. 8, I, 715. 128 Mısri, "Bey'u'l-'urbfin", MMFİ, sy. 8, I, 715.

Page 22: Döviz 0PSiYON iŞLEMi FIKHJ DEGERLENDiRMESiktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02533/2009_13/2009_13_DURMUSA.pdf · delesi İşlemleri, Yayımlanmamış Doktora Tezi, M.Ü. SBE., s. 58 vd. 314

334 Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

le yenilmesi129 ve garar yasağının çiğnenmesi'3° ana başlıklarında toplamak mümkündür.'3' Gpsiyon işleminde taraflardan biri diğerinin parasını haksız yöntemle almış olmaktadır. Zira aldığı bedelin karşılığında onu meşru kıla­cak herhangi bir karşılıktan söz edilemez. Ayrıca döviz alım satımının ileri tarihte gerçekleşmesi konusunda (akdin in'ikadında) çok garar sınırlarını fazlasıyla aşan hatta mahza garar olma sıfatını kazanacak derecede bir belir­sizille söz konusudur. Taraflar sırf riske girmek suretiyle kazanç elde etmek istemektedir. İslam ise hem risksiz kazanç olan ribayı hem de sırf riske gir­menin kazanç kapısı görülmemesi için gararlı muameleleri yasaklamış'32 ve bu sayede insanların yararı düşüncesini gözetmiştir.133

3· Sonuç

Sonuç olarak döviz epsiyon işlemi ister bir döviz alım satımındaki muhayyerlik veya kaparo isterse bir hak satımı ya da yeni bir alcit türü olarak kabul edilsin her türlü değerlendirmeye göre caiz görülemeyecek bir işlem türü olarale karşımıza çıkmaktadır. Zira bu muamelede İslam Fıkıh Akade­misi tarafindan da ifade edildiğiı34 gibi biryandan karşılığında bedel almayı haklı gösteren bir konu bulunmamaleta diğeryandan da fıkıhtalci garar, riba ve insanların malını batıl yollarla yeme gibi birçok temel yasak ihlal edilmiş olmaktadır.

129 Nevevi, Mecmıi ', IX, 246. 130 İbn Rüşd, ei-Mukaddimiitii '1-miimelılıidiit, ll, 73; Nevevi, Mecmıi ', IX, 246. Kaparoda bulunan gara­rın "garar-ı yesir" olduğu görüşü için bk. Mısri, "Bey'u'l-'urbün", MMFİ, sy. 8, I, 730. 131 Kaparoyu caiz görmeyen fakihlere göre karşılığı bulunmayan bir şart ile elde edildiği için (İbn Müflih, ei­Miibdi', III, 398) kapara insanların malını batı! yöntemle yeme olarak değerlendirilmiştir. (Nevevi, Mecmii', IX, 246). Kaparolu akitte akdjn in'ikadı konusunda garar bulunmaktadır. (İbn Rüşd, ei-Mu­kaddimiitii '1-miime/ılıidiit, II, 73; Nevevi, Mecmii ', IX, 246). Malikiler, bu tür bir gararı, akdin sahih olmasına engel olan "çok garar" (garar-ı kesir) olarak değerlendirmiŞierdir. (İbn Rüşd, ei-Mukaddiuıii­tii '1-miime/ı/ıidiit, II, 73. Şevkiini de kaparonun caiz ·o ımamasının bir gerekçesi olarak risk bulunmasını ileri sürmektedir. Bk. Şevkani, Neyiii 'l-evtii1; V, 174). Diğer yandan kaparolu satım ile "bir akit içinde iki akit" (İbn Rüşd, ei-Mukaddimiitii'l-miimelılıidiit, II, 73) ve bir akitte iki fasit şart ileri sürülmesi gibi yasakların çiğnendiği görüşü ileri sürülmüştür. Sözü edilen fasit şartlardan biri, satıcının kaparoyu . karşılıksız olarak alması, diğeri ise müşterinin malı satıcıya geri verebilmesi şartıdır. (Şev kani, Neyiii '1-evtiil; V, 1 74; Nevevi'nin naklettiğine göre, Hattabi'nin ileri sürdüğü gerekçelerden biri de kaparonun fasit şart olmasıdır. Bk. Nevevi, Mecmii ', IX, 246). 132 Dönmez, İbrahim Kafi, "Garar", DİA, XIII, 3 71. Riba ile garar yasakları arasındaki fikri bağ hakkında bk. a.y. 133 Şatıbi, Ebfı İshak İbrahim b. Mfısa el-Lahmi el-Gımati, ei-Muviifakiitfi usii/i'ş-şeri'a, (Şerh ve tah­ric: Abdullah Dıriiz), Beyrut 1411/1991, II, 4; Geniş bilgi ve değerlendirme için bk. Dönmez, İbrahim Kafi, "Maslahat", DİA, XXVIII, 79-94. 134 Heyet, "Karar bi şe'ni'l-esvakı'l-maliyye", sy. 7, I, 715.

1

\ 1

ı ı

ı ···ı

1 ı

ı \

ı \

1

ı ı ı 1

ı \

1