creation and temporal eternity of the universe according

20
Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29 10 ARAŞTIRMA VE İNCELEME RESEARCH EXTENDED ABSTRACT The idea of creating in the thought of Avicenna generally brings the idea of emanation to the mind. However, when his works such as The Metaphysics of the Healing, Book of Pointers and Reminders, The Salvation and Kitâb al-Mabda' wa-l-Ma'âd are examined, it is seen that he explains creation not through the idea of emanation, but through the concept of ibdâ', which is a Qur'anic concept. Especially his devotion to creating the fifth class of his work named Book of Pointers and Reminders and naming this part as al-ibdâ' ve's-Sun' (creation ex nihilo and İbn Sînâ'ya Göre Yaratma ve Âlemin Zamansal Ezelîliği Creation and Temporal Eternity of the Universe According to Avicenna İsmail YALÇINTAŞ a a Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, TÜRKİYE Received: 05.01.2021 Received in revised form: 30.03.2021 Accepted: 01.04.2021 Available online: 26.04.2021 Correspondence: İsmail YALÇINTAŞ Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, TÜRKİYE [email protected] İbn Sînâ'nın düşüncesinde yaratma denilince genellikle sudûr düşüncesi akla gelmektedir. Lakin onun Kitâbu'ş-Şifâ Metafizik, el-İşârât ve't-Tenbîhât, Necât ve el-Mebde ve'l-Meâd gibi eserleri incelendiğinde yaratmayı sudûr düşüncesi üzerinden değil, Kur'ânî bir kavram olan ibdâ' kavramı üzerinden izah ettiği görülmektedir. Özellikle onun el-İşârât ve't- Tenbîhât adlı eserinin beşinci namatını yaratmaya ayırması ve bu kısmı el-İbdâ' ve's- Sun' şeklinde isimlendirmesi yaratmayı ibdâ' üzerinden ortaya koyduğunun en bariz göstergesidir. Bundan dolayı bu makalede İbn Sînâ'nın yaratma anlayışı ibdâ' düşüncesi üzerinden ortaya konulacak ibdâ'nın sonraki aşamalarını anlatan ve daha çok akıllar teorisiyle ilgili olan sudûr düşüncesine yer verilmeyecektir. Copyright © 2021 by İslâmî Araştırmalar ÖZ Tanrı'nın en temel niteliklerinden biri kuşkusuz yaratıcı olmasıdır. O'nun yaratıcı olması her şeyin nedeni anlamında tüm varlığı önceleyen ezelî/kadîm bir varlık olduğunu göstermektedir. Peki, Tanrı'nın tüm varlığı öncelemesi anlamına gelen ezelîlik düşüncesi zamansal bir öncelik olarak mı yoksa ontolojik/zatsal bir öncelik olarak mı anlaşılmalıdır? Bu makalede İbn Sînâ'nın zamansal ezelîlik düşüncesinin âlemin Tanrı tarafından yaratılmaması anlamına gelip gelmediğine dair düşünceler ele alınacaktır. Tanrı'nın zamansal anlamda ezelî olmasının Tanrı ile âlem arasın- da zamansal bir boşluk/fasıla bulunması anlamına geleceğini düşünen İbn Sînâ, böyle bir durumu Tanrı'ya hem acizlik hem de kuvvelik atfetmek anlamına geleceği için geçersiz görmektedir. Tan- -âlem arasındaki ilişkiyi nedensellik üzerinden izah eden İbn Sînâ, nedensellik ilişkisini varlık verme-varlık alma anlamında ontolojik bir perspektiften okumaktadır. Bu anlamda Tanrı'nın âlemin nedeni olduğunu düşünen İbn Sînâ, Tanrı-âlem arasındaki öncelik-sonralık ilişkisini onto- lojik bağlamda değerlendirmektedir. Bu sebeple de âlem zamansal olarak ezelî olmasına karşın, kendi başına var olmayıp nedeni olan Tanrı'ya bağlı olarak var olduğu için yaratılmış olmaktadır. Anahtar Kelimeler: Ezelîlik; âlem; Tanrı; yaratma; zaman; İbn Sînâ ABSTRACT Undoubtedly, one of the most fundamental attributes of God is being a creator. God's creativity shows that God is an eternal/qadîm being which prioritizes all existence in the sense of being cause of everything. However the thought of eternity which means God's priority to all existence should be understood as a temporal or an ontological priority? In this article, it will be discussed that whether Avicenna's thoughts on the temporal eternity means that the world is not created by God or not. Considering that God's being eternal in a temporal sense would mean that there is a temporal gap/interval between God and universe, therefore Avicenna considers such a situation as invalid because it means attributing both impotence and potential to God. Explaining the relationship between God and the world through causality, Avicenna understands the rela- tionship of causality from an ontological perspective in the sense of giving existence and receiving existence. In this sense, Avicenna, who considers God is the cause of the world, evaluates the re- lationship between God and the world in an ontological context. Therefore, while the world is eternal in time, it cannot exist on its own, it has been created because its exists depends on God, who is its cause. Keywords: Eternality; universe; God; creation; time; Avicenna

Upload: others

Post on 28-Mar-2022

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

bn Sînâ'ya Göre Yaratmave Âlemin Zamansal Ezelîlii10
EXTENDED ABSTRACT
The idea of creating in the thought of Avicenna generally brings the idea of emanation to the
mind. However, when his works such as The Metaphysics of the Healing, Book of Pointers and Reminders, The Salvation and Kitâb al-Mabda' wa-l-Ma'âd are examined, it is seen that he
explains creation not through the idea of emanation, but through the concept of ibdâ', which is a
Qur'anic concept. Especially his devotion to creating the fifth class of his work named Book of Pointers and Reminders and naming this part as al-ibdâ' ve's-Sun' (creation ex nihilo and
bn Sînâ'ya Göre Yaratma
ve Âlemin Zamansal Ezelîlii
Universe According to Avicenna
smail YALÇINTAa aAnkara Üniversitesi
Accepted: 01.04.2021
düüncesi üzerinden deil, Kur'ânî bir kavram
olan ibdâ' kavram üzerinden izah ettii
görülmektedir. Özellikle onun el-ârât ve't-
Tenbîhât adl eserinin beinci namatn
yaratmaya ayrmas ve bu ksm el-bdâ' ve's-
Sun' eklinde isimlendirmesi yaratmay ibdâ'
üzerinden ortaya koyduunun en bariz
göstergesidir. Bundan dolay bu makalede bn
Sînâ'nn yaratma anlay ibdâ' düüncesi
üzerinden ortaya konulacak ibdâ'nn sonraki
aamalarn anlatan ve daha çok akllar
teorisiyle ilgili olan sudûr düüncesine yer
verilmeyecektir.
ÖZ Tanr'nn en temel niteliklerinden biri kukusuz yaratc olmasdr. O'nun yaratc olmas her
eyin nedeni anlamnda tüm varl önceleyen ezelî/kadîm bir varlk olduunu göstermektedir.
Peki, Tanr'nn tüm varl öncelemesi anlamna gelen ezelîlik düüncesi zamansal bir öncelik
olarak m yoksa ontolojik/zatsal bir öncelik olarak m anlalmaldr? Bu makalede bn Sînâ'nn
zamansal ezelîlik düüncesinin âlemin Tanr tarafndan yaratlmamas anlamna gelip gelmediine
dair düünceler ele alnacaktr. Tanr'nn zamansal anlamda ezelî olmasnn Tanr ile âlem arasn-
da zamansal bir boluk/fasla bulunmas anlamna geleceini düünen bn Sînâ, böyle bir durumu
Tanr'ya hem acizlik hem de kuvvelik atfetmek anlamna gelecei için geçersiz görmektedir. Tan-
r-âlem arasndaki ilikiyi nedensellik üzerinden izah eden bn Sînâ, nedensellik ilikisini varlk
verme-varlk alma anlamnda ontolojik bir perspektiften okumaktadr. Bu anlamda Tanr'nn
âlemin nedeni olduunu düünen bn Sînâ, Tanr-âlem arasndaki öncelik-sonralk ilikisini onto-
lojik balamda deerlendirmektedir. Bu sebeple de âlem zamansal olarak ezelî olmasna karn,
kendi bana var olmayp nedeni olan Tanr'ya bal olarak var olduu için yaratlm olmaktadr.
Anahtar Kelimeler: Ezelîlik; âlem; Tanr; yaratma; zaman; bn Sînâ
ABSTRACT Undoubtedly, one of the most fundamental attributes of God is being a creator. God's
creativity shows that God is an eternal/qadîm being which prioritizes all existence in the sense of
being cause of everything. However the thought of eternity which means God's priority to all
existence should be understood as a temporal or an ontological priority? In this article, it will be
discussed that whether Avicenna's thoughts on the temporal eternity means that the world is not
created by God or not. Considering that God's being eternal in a temporal sense would mean that
there is a temporal gap/interval between God and universe, therefore Avicenna considers such a
situation as invalid because it means attributing both impotence and potential to God. Explaining
the relationship between God and the world through causality, Avicenna understands the rela-
tionship of causality from an ontological perspective in the sense of giving existence and receiving
existence. In this sense, Avicenna, who considers God is the cause of the world, evaluates the re-
lationship between God and the world in an ontological context. Therefore, while the world is
eternal in time, it cannot exist on its own, it has been created because its exists depends on God,
who is its cause.
11
immediate creation) is the most obvious indication that he put forward the creation through ibdâ'. Therefore, in this article, Avicenna's
conception of creation will be put forward over the idea of ibdâ', and the idea of emanation, which tells about the next stages of ibdâ' and
is more related to the theory of intellects, will not be included.
Avicenna evaluates eternality from two perspectives in terms of ontology and time. In the ontological sense, eternality makes it
impossible to find a principle and cause for its existence, whereas temporal eternality means that it has no beginning in time but it does
not make it impossible to find a principle and reason for its existence. In this respect, there is a difference between not having an onto-
logical beginning and not having a temporal beginning. For Avicenna, God is eternal not in a temporal sense but in an ontological sense,
but the world is eternal in a temporal sense, not an ontological one. Avicenna thinks that if God is eternal in temporal rather than onto-
logical terms, he also thinks that time and matter itself will be eternal. The eternity of the world is not ontological but temporal. Where-
as God's eternity being ontological means that there is no eternal being but Him and that his existence is not dependent on anything else,
the temporal eternity of the realm simply means that its existence has no beginning in time, it does not prevent the universe from being
ontologically bound to God. Therefore, the temporal eternity of the world in Avicenna's thought does not prevent it from being created.
Avicenna's idea that the world is eternal in a temporal sense, but ontologically dependent to God, is closely related to his concept
of God. In this respect, due to the fact that the world is eternal in terms of time, Avicenna did not develop a conception of God, on the
contrary, he adopted the concept of God, which led to the conclusion that the universe should be eternal in time. Avicenna reveals this
idea by analyzing the world, time and the mode of existence of the Necessary Being with Himself.
The universe has a structure consisting of matter-form composite. In terms of Avicenna, the world, which has the composite of
matter-form, needs God as sufficient-reason. According to Avicenna, who divides existence into two as necessary of through itself - and
necessary of through another, the existence of the universe is necessary in terms of being dependent to God, and so it is possible. The
universe has ontologically existed from absolute nonexistence -lays- to existence -ays- For it belongs to the effect in itself to be nonexist-
ent and -then- to be, by its cause, existing. For this reason, it is out of the question for the universe to exist on its own unless God makes
it possible.
Time, by its nature, occurs in intermittent moments. It is not possible to distinguish between these intermittent moments of time.
If the universe has a beginning in time, the impossibility of separating these interrupted moments from each other will mean that the
universe has begun earlier than the moment allegedly started in time. Such a situation seems impossible for the realm to have a temporal
beginning, since time itself will ultimately render itself eternal.
God is the final cause of everything for Avicenna, who has the concept of Necessary God. God's being final cause shows that he has
all the conditions to bring about the effect. From this point of view, it is unthinkable that God exists precisely because God exists as a
cause, but does not exist to cause the world. According to Avicenna, the continuity of the need for the cause means that the need of the
world to God is uninterrupted, therefore God and the world exist simultaneously. Although God and the universe exist simultaneously,
the need of existence of the universe to God shows that God is the only eternal being.
It is seen that the thought of Avicenna, who thinks that the world is eternal in terms of its existence, but emphasizes that God is
the only eternal being, is compatible with the understanding of divinity in the Quran. Moreover, developments in modern physics that it
is not possible to determine a temporal beginning for the world support the idea of Avicenna that the world is eternal in terms of time.
bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair düüncesi âlemin yaratlmad veya kendiliinden var
olduu eklinde yorumlanm hatta bu düünce sebebiyle kendisi küfürle itham edilmitir.1 Oysa
bn Sînâ bata olmak üzere metafizikçi Müslüman filozoflar, âlemin kadîm olduu kabulünden ha-
reketle bir Tanr tasavvuru gelitirmemi aksine benimsemi olduklar Tanr tasavvuru âlemin zamansal
olarak ezelî olduu sonucunu beraberinde getirmitir.2 bn Sînâ'nn Tanr tasavvurunda Tanr'nn zatyla
zorunlu varlk olmas, âlemin zamansal olarak ezelîliine giden düüncenin mihenk tan oluturmakta
ancak âlemin zamansal ezelîlii, âlemin varlnn sebebinin Tanr olmasn ortadan kaldrmamaktadr.
slam düüncesinde Tanr tasavvuru ahitten gaibe, duyusaldan duyu-ötesine hareket eden yöntemlerle
ortaya konulduu gibi bir takm tümel aklî öncüllerinden hareket eden yöntemlerle de ortaya konul-
maktadr. Bu noktada kelamc düüncenin aposteriori, metafizikçi filozoflarn ise apriori yöntemlerden
1 Gazzâlî, Filozoflarn Tutarszl-Tehâfütü'l Felâsife-, nr-ter. Mahmut Kaya-Hüseyin Sarolu, Klasik Yay., stanbul, 2014, (I. Mesele), s.14-48, el-
Munkz'da ise filozoflar, yirmi meselede hata yapmakla suçlayarak, bu meselelerin üçünden dolay küfürle itham etmekte, dier meselelerde ise bid'a t
ilemekle suçlamaktadr. Ayrntl bilgi için bkz. Gazzâlî, el-Munkzu Mine'd-Dalâl, ter. Yapla Paki, Umran Yay., stanbul, 1998, s.54-56. 2 Engin Erdem-Necmeddin Pehlivan, "Varln ve Yokluun Ötesi Kemalpaazâde'nin, 'Leys ve Eys'in Anlamnn ncelenmesine Dair Risale'si" slam
Aratrmalar Dergisi, 2012, sy.27, s.94, ayc. bkz. Nasîruddin et-Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, Nerul Belia, Kudüs-Kum, 1383, c.I, s.66-67.

12
zoflardan bn Sînâ, varln bedahetinden hareketle Tanr tasavvurunu apriori bir yöntem üzerine ina
etmektedir. Varln bilgisinin bedaheti bu varln ya zorunlu ya da zorunluya dayanmas gerektii so-
nucunu beraberinde getirmekte, bu anlamda da var olan eyler zatyla zorunlu ve bakasyla zorunlu
olmak üzere ikiye ayrlmaktadr. Zatyla Zorunlu Varlk'n, varlnn referans noktas kendisi iken ba-
kasyla zorunlu varln, varlnn referans noktas nedenidir. Zatyla Zorunlu'nun dndaki her ey an-
lamndaki mümkün, zatsal/ontolojik anlamda nötr olduundan (zat ne varl ne yokluu gerektirdii
için) onun varl zorunluya dayanmak zorundadr. Tanr dndaki hiçbir ey kendi zat açsndan varl-
hak edememekte bilakis illeti dolaysyla varl hak etmektedir. Bu sebeple zat itibariyle var olma-
mak -leys- durumundan nedeni dolaysyla var olmak -eys- durumunu elde eden her ey yaratlm ol-
maktadr.3 Dolaysyla âlem tüm zamanlarda var olsa dahi kendisini var eden ve varlkta tutan nedenine
yani Tanr'ya sürekli muhtaç olduu için yaratlm olmaktadr.
Âlemin zamansal ezelîliine dair çeitli argümanlar sunan bn Sînâ'nn bu argümanlar âlemi, za-
man ve Zorunlu Varlk' analiz etmek suretiyle ortaya koyduu görülmektedir. Bu argümanlardan ilki
âlemi oluturan eylerin yapsnn imkân içermesi dolaysyla âlemin zorunlu deil, aksine mümkün ol-
duu düüncesine dayanrken4 kincisi, Tanr'nn âleme önceliinin zatsal/ontolojik deil, zamansal ol-
masnn Tanr'nn yaratmad bir zamann varlna iaret ederek bizâtihi zamann kendisinin ezelîlii-
ne sebebiyet verecei düüncesine dayanmaktadr.5 Üçüncüsü ise Tanr'nn tam illet olmasnn malûlünü
geriye brakmay imkânsz klmasyla ilikilidir.6 bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair düünce-
sinin âlemin yaratlmasna engel oluturup-oluturmayacan anlamak için bu üç noktay tahlil etmek
gerekir.
bn Sînâ'nn zamansal ezelîlik konusundaki ilk argüman âlemin yapsnn zorunluluktan ziyade imkân
içermesine dayanmaktadr. Âlemin Tanr tarafndan yaratlmas konusunda slam düüncesinde görü
birlii olmasna karn yaratma fiilinin Tanr'ya olan muhtaçlnn hudus mu imkân m olduu konu-
sunda tartma vardr. bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair düüncesinin ve bu düünce dolay-
syla küfürle itham edilmesinin tam olarak bu meselenin anlalma biçimiyle ilgili olduunu söylemek
yerinde olacaktr. Nedenlinin nedene olan muhtaçln, kelamclar hudûs kavram ile açklarken, bn
Sînâ bata olmak üzere felsefî düüncede bu muhtaçlk imkân kavramyla ifade edilmektedir. Hudûsun
tanm gerei kelamclar, fiili yokluktan sonra var olan eklinde izah ederken7 yokluktan sonra bir eyin
varln etkileyene de "fail" ismini vermektedirler.8 Bu düünce neticesinde fail ile fiili arasnda bir bo-
luk/kesinti meydana gelmekte fiiliyle arasna boluk giren fail ise varlktan ziyade yoklukla ilikilendi-
rilmektedir.9
3 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, nr. ve trc. Ekrem Demirli-Ömer Türker, Litera Yay., stanbul, 2013, s.12, Kitâbu'n-Necât, thk. Macit Fahri,
Menurat Daru'l-Ufuk El-Cedide, Beyrut: 1982, s.259. 4 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, nr. ve trc. Ekrem Demirli-Ömer Türker, Litera Yay., stanbul, 2013, s.162-163, Kitâbu'-ifâ Fizik II, çev. Muhittin
Macit-Ferruh Özpilavc, Litera Yay., stanbul, 2005, s.77. 5 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.154-155, bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.121-124. 6 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.259, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12, 86, 117. 7 Soheil M. Affan, Avicenna, His Life and Works, George Allen and Unwin Ltd., London, 1958, s.130. 8 Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.80-82. 9 Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, Daru Kuteybe, Beyrut-Dmak, 1412-1992, s.203.
13
Tanr'nn yaratma fiilini "ibdâ" düüncesi üzerinden temellendiren bn Sînâ ise kelamclarn yarat-
may öncesinde yokluk bulunan bir var etme (yaratma) tarz olan hudûs ile izah etmelerini tenkit et-
mektedir.10 Ona göre hudûs: Zâtî ve zamânî olmak üzere ikiye ayrlmakta hudûsu zâtî, bakasyla önce-
lenen ve bir müessire muhtaç olan anlamna gelirken hudûsu zamânî, yoklukla öncelenen anlamna
gelmektedir.11 Hudûscu anlayn faili, yokluktan sonra fiil yapan eklinde tanmlamas12 faili varlktan
ziyade yoklukla ilikilendirmektedir.13 Failin yoklukla deil, yalnzca varlkla ilikili olduunu düünen
bn Sînâ faili yoklukla ilikilendirmeyi imkânszn yaratlmas olarak deerlendirmektedir.14 Bu balam-
da yaratma fiilinin Tanr'ya olan muhtaçln hudûs kavramyla izah etmenin ortaya çkard problem-
leri tenkit eden bn Sînâ açsndan yaratma fiilindeki muhtaçln anlam hudûs deil, imkân kavramyla
izah edilmektedir.
mümkün varln sebebini ortadan kaldrdmzda onun varln açklama imkânndan yoksun kalrz.
Yani sebeplinin varln açklamak için sebebe ihtiyaç olduu gibi, sebeplinin varlnn süreklilii için
de sebebe ihtiyaç vardr.15 Çünkü mümkün, zat açsndan nötr bir varlk olduu için varlk-yokluk aç-
sndan eit seviyede bulunmaktadr. Bu sebeple zatndan dolay varl hak edemeyen mümkünün varl-
, imkânla öncelenmektedir. Mümkünün varlnn imkânna sahip olmas,16 mümkün olan âlemin var-
lnn imkânla öncelendiini göstermekte dolaysyla da âlem yokluktan sonra deil, ezelî imkândan17
yaratlm olmaktadr.18 Zira âlemin varl düünüldüünde madde-form bilekesinden olutuu bu se-
beple de zat açsndan mümkün olduu görülmektedir. ayet âlemin varl zatyla mümkün olmazsa bu
takdirde ya zatyla zorunlu ya zatyla imkânsz olmas gerekecektir. Âlemin var olmamaktan -leys- sonra
var olmas -eys- zatyla zorunlu olmadn göstermektedir.19 Üstelik âlem zatyla imkânsz da olamaz.
Çünkü imkânsz olan ey asla var olamayaca halde âlemin varl apaçktr. Bu durumda âlem için tek
seçenek olarak zatyla mümkün olmas kalmaktadr.
bn Sînâ imkânn kendi kendine var olan bir öz olmadn aksine var olmak için bir dayanaa muh-
taç olduunu düünmektedir.20 Bu açdan imkân, mümkünün kendi zatnda bulunan bir ey deildir. Zi-
ra kendi zatndan varl hak edemeyen mümkünün bakas dolaysyla zorunlu olmas için imkânnn
bir nedenden olmas gerekmektedir. Aksi takdirde mümkün, bakasyla deil zatyla zorunlu olacaktr.
Bu durum imkân içeren mümkünün varla gelmek için kendi zatnn dnda bir referans noktasna
muhtaç olduunu göstermektedir.21 bn Sînâ'ya göre bu dayanak/referans noktas ya maddeyle ilintili ya
da maddeden ayrk bir ey olmaldr. ayet mümkünün dayanak/referans noktas maddeyle ilintili olursa
bu iki ey arasndaki iliki zamansal anlamda bir öncelik-sonralk ilikisi olurken mümkünün dayana-
/referans noktasnn maddeyle ilintisiz olmas durumunda bu dayanak/referans noktasnn yaratlan
10 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II , s.12-13,86. 11 bn Sînâ, aretler ve Tembihler, çev. Muhittin Macit-Ali Durusoy-Ekrem Demirli, Litera Yay., stanbul, 2013, s.138, Kitâbu'n-Necât, s.259. 12 Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, s.203. 13 Soheil M. Affan, Avicenna, His Life and Works, s.130. 14 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.162, bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.6-7. 15 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.259-261, bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12. 16 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Fizik II, s.77, Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.116. 17 Ezelî imkân kavram mümkünün yaratlma imkânna iaret etmekle birlikte bu imkân mümkünün varlnn yoklukla öncelenmemesi anlamna gel-
mektedir. Bu açdan mümkünün varln önceleyen ezelî imkân Tanr'dan bamsz ontolojik bir gerçeklikten ziyade nedenli varln Tanr'ya muhtaç-
lnn sürekliliini ifade eden bir kavram olarak karmza çkmaktadr. Bu anlamda ezelî imkân var olma kuvvesi olarak adlandran bn Sînâ'nn dü-
ünceleri için bkz. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.162-163. 18 Engin Erdem, lâhî Ezelîlik ve Yaratma Sorunu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2006, s.67. 19 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12, 86. 20 bn Sînâ, Dâninâme-i Alâî, çev. Murat Demirkol, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Bakanl, stanbul, 2013, s.212-216. 21 bn Sînâ, aretler ve Tembihler, s.127.
14
eylere ontolojik/zatsal olarak önce olmas gerekmektedir. Maddeden ayrk olan bu dayanak/referans
noktas ise Tanr'dr. Bu anlamda Tanr, zatyla mümkün olan eyleri ontolojik olarak öncelediinden
zatyla mümkün olan âlemin varl nihai olarak Tanr'ya bal olmaktadr.22
bn Sînâ açsndan âlemin zamansal olarak snrl bir geçmite yaratldn iddia etmek, âlemin za-
tyla mümkün deil de zatyla zorunlu olmas anlamna gelmektedir. Zira âlemin madde-form bileke-
sinden oluan yaps göz önünde bulundurulduunda zamansal olarak snrl bir geçmite yaratlm ol-
mas, yaratlmasndan önce var olmas anlamna gelecektir. Böyle bir durum ise maddenin ezelîliine se-
bebiyet vererek Tanr'nn âlemin yaratcs olmasyla çeliecektir.23 Oysa madde, kendiliinden var ola-
mamakta aksine var olmak için baz türlerin formuna ihtiyaç duymakta bu muhtaçlk ise en nihayetinde
Tanr'da son bulmaktadr. Bu anlamda âlemin snrl bir geçmite yaratlmas, formlarn da yaratlmadan
önce var olmas anlamna geleceinden imkânszdr.24
bn Sînâ'ya göre âlemin varlnn imkân ezelîdir.25 Lakin bu ezelîlik madde-form bilekesine sahip
olan âlemin kendiliinden var olmasn gerektirmemekte aksine metafiziksel yeter nedene -Zorunlu
Varlk'a- bal olmasn gerektirmektedir. bn Sînâ açsndan Tanr'nn zamansal olarak ezelî olan âlemin
nasl yeter nedeni olacana dair düüncesini hakllatran ey ise âlemin zatyla mümkün olmasna kar-
n, Tanr'nn zatyla zorunlu olmasdr.26 Bu açdan âlemin ezelîlii ontolojik anlamda bamszlk ifade
eden bir ezelîlik anlamna gelmemektedir. Bu noktada bn Sînâ'nn âlemin zamansal anlamda ezelî oldu-
una dair düüncesi ile Aristo'nun sonsuz âlem (everlasting) düüncesi arasndaki farklla iaret etmek
yerinde olacaktr.27 Zira bn Sînâ'nn düüncesinde âlemin madde-form bilekesinden oluan yaps za-
mansal anlamda ezelî olmasna karn onu var klan yeter nedenine -Tanr'ya- ezelî olarak bal olmasn
yadsmamaktadr. Buna karn Aristo'nun düüncesinde maddenin bizzat kendisinin ezelî olduunun id-
dia edilmesi âlemin bizâtihi kendisini -ontolojik- ezelî klmaktadr. 28 Âlemin ontolojik anlamda ezelî
olmas ise onun varlnn mümkün deil, zorunlu olmasn gerektirerek bir yeter-nedene muhtaç olma-
sn imkânsz klacaktr. Bu anlamda Aristo'nun düüncesinde potansiyellikle -imkân- madde birlemek-
te ve âlemin kendisinin ezelî olduu iddia edilmektedir. Zaman ve zamansal dizimle imkân ilikilendi-
ren Aristo'nun düüncesinde âlemin ezelî olmas, varlnn mümkün olmasn engelleyerek zorunlu ol-
masna ve yeter nedeninin bulunmamasna sebebiyet vermektedir.29 Mümkünün yapsn çok iyi bir e-
kilde analiz eden bn Sînâ açsndan ise madde-form bilekesinden oluan âlemin kendiliinden var ol-
masnn imkânszl yeter-neden olarak Zorunlu Varlk'a -Tanr'ya- muhtaç olduunu göstermektedir.30
Aristo âlemin ezelîliini zorunluluk, bn Sînâ ise imkân balamnda deerlendirmektedir. Bu açdan
âlemin zorunlu olmas Tanr tarafndan yaratlmasn imkânsz klarken zamansal anlamda ezelî olmas
yaratlmasna engel tekil etmemektedir. Bu noktada ezelîlik ve zorunluluk arasnda keskin bir farkllk
22 Jon McGinnis, "What Underlines the Change from Potentiallity to Possibility? A Select History of the Theory Matter from Aristotle to Avicenna", Cad.
Hist. Fil. Ci., Campinas Sêrie 3, 17/2, 2007, s.275. 23 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.122, el-Mebde ve'l-Meâd, thk. Abdullah Nurani, ntiarati Müessese-i Mütalat- slami Danigahi, Tahran, 1363,
s.44, ayc. bkz. McGinnis, Avicenna, Oxford University Press, Oxford, 2010, s.197. 24 McGinnis, "Creation and Eternity in Medieval Philosophy", in A Companion to the Philosophy of Time, ed. H. Dyke and A. Bardon, Wiley-Blackwell,
Oxford, 2013, s.77. 25 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Fizik II, s.77, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.162, ayc. bkz. Erdem, lâhî Ezelîlik ve Yaratma Sorunu, s.67. 26 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.87, "Ar Risâlesi: Allah'n Birlii ve Sfatlar Üzerine", çev. Enver Uysal, Uluda Üniversitesi lahiyat Fakültesi
Dergisi, 2000, sy.9, c.9, s.643. 27 McGinnis, Avicenna, s.197, "Creation and Eternity in Medieval Philosophy", s.76-77. 28 Aristoteles, Metafizik, çev. Ahmet Arslan, Sosyal Yay., stanbul, 1996), 1032a-1034b, s.327-337, Fizik, çev. Saffet Babür, YKY, stanbul, 2014, s.337-347-
251a-252b, 29 McGinnis, "What Underlines the Change from Potentiallity to Possibility? A Select History of the Theory Matter from Aristotle to Avicenna", s.278. 30 Lenn E. Goodman, Avicenna, Routlegde, London-New York, 1992, s.78.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
15
olduunu göz önünde bulundurmak gerekir. Zorunluluk bir eye bal olmamak, kendiliinden var ol-
mak eklinde metafiziksel/ontolojik bir anlam ifade ederken ezelîlik ontolojik ve zamansal olarak ikiye
ayrlmaktadr. Ontolojik ezelîlik nedensellik balamnda dikey bir ilikiyi; zamansal ezelîlik ise zorunlu-
luktan ziyade imkân balamnda yatay bir ilikiyi ifade etmektedir.31 Tanr-âlem arasndaki ezelîlik ili-
kisi, metafiziksel/ontolojik anlamda (bir tür varlk verme- varlk alma) dikey bir ilikidir.32 Bu noktada
Aristo ve bn Sînâ'nn modalite anlaylar arasndaki farklla iaret etmek meselenin vuzuha kavutu-
rulmas açsndan isabetli olacaktr. Modalite anlayn zamansal bir perspektif üzerinden ortaya koyan
Aristo açsndan zamansal balangca sahip olmayan ey zorunlu olarak var olduu için âlemin zamansal
balangcnn bulunmamas ontolojik anlamda ezelî olmasn gerektirmektedir.33 bn Sînâ ise zamandan
bamsz bir modalite anlay benimsemektedir. Ona göre apriori bir kavram olan varlk, zorunlu ve
mümkün eklinde ikiye ayrlmakta bu iki varlk arasndaki keskin farkllk ise zatyla zorunlu ve baka-
syla zorunlu kavramlar üzerinden ortaya konulmaktadr. Bu manada Tanr, zatyla zorunlu yegâne var-
lk olurken Tanr dndaki her ey anlamnda mümkün, bakasyla zorunlu olmaktadr.34 Bu açdan za-
tyla deil, bakasyla zorunlu olan âlem mümkün varlktr. Bundan dolay âlem zamansal bir balangca
sahip olmasa da ontolojik olarak Tanr'ya bal olmaktadr. Dolaysyla bn Sînâ'nn düüncesinde za-
mansal ezelîlik Aristo'nun düüncesinde olduu gibi âlemin zorunlu olarak kendiliinden var olmas an-
lamna gelmemektedir. Bu sebeple her eyin nedeni olan Tanr varl hiçbir eye bal olmayan zaman-
sz/ontolojik ezelî iken Tanr tarafndan nedenli klnan âlem ise zamansal ezelîdir.
TANRI'NIN ZATSAL/ONTOLOJK, ÂLEMN ZAMANSAL EZELÎL
Tanr'nn âlemi zatyla m yoksa zamanla m önceledii ezelîlik konusunun en temel sorusudur.35 ki ey
arasndaki öncelik-sonralk ilikisi zamansal olabilecei gibi zatsal/ontolojik de olabilmektedir. Bu nok-
tada bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair ikinci argüman Tanr-âlem arasndaki öncelik-
sonralk ilikisinin zamansal deil, zatsal/ontolojik olmasyla ilikilidir.36 bn Sînâ'nn bu düüncesini el-
ârât ârihlerinden N. Tûsî, ezelîliin zamansal deil, ontolojik olmas durumunda gerçek anlamda bir
öncelik ve sonralk ilikisinin meydana gelecei eklinde ifade etmektedir.37 Zira zatyla öncelik zatnn
sonraln imkânsz kld gibi zatyla sonralk da zatnn önceliini imkânsz klmaktadr.38 Çünkü zat-
sal sonral gerektiren ey zatn dnda bir ey iken zatsal öncelii gerektiren ey zatn kendisiyle iliki-
li olan bir durumdur.39 Bu sebeple bir eye varlk verenin, varl alandan varla daha layk olmas40 ger-
çek anlamdaki öncelik-sonralk ilikisinin neden-nedenli arasnda ortaya çkan ontolojik bir iliki oldu-
unu göstermektedir.
Bir eyin zat varln gerektirmiyorsa bu varlk zatna referansla deil, ancak nedenine referansla
var olabilmektedir. Bu açdan varlnn referans zat olan varlk, varlnn referans nedeni olan var-
lktan önce var olmakta dolaysyla da zatyla zorunlu olan Tanr, bakasyla zorunlu olan âlemden önce
gelmektedir. Zira zat açsndan nedenli olan her eyin illeti dolaysyla varla gelmesi, her nedenli var-
31 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.145-148. 32 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.6, Kitâbu'n-Necât, s.259, aretler ve Tembihler, s.138. 33 McGinnis, "What Underlines the Change from Potentiallity to Possibility? A Select History of the Theory Matter from Aristotle to Avicenna", s.278. 34 bn Sînâ, el-Mebde ve'l-Meâd, s.22, Kitâbu'n-Necât, s.271-272. 35 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.122. 36 bn Sînâ, Dâninâme- i Alâî, s.194. 37 Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, s.110. 38 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.200-201. 39 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.149. 40 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.16.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
16
ln sonradan var olduunu yani zatyla var olmamalktan -leys- sonra, zat dndan varln -eys- al-
dn göstermektedir. Nedenli varlk yalnzca zamann belli bir ksmnda deil, zamann tamamnda
Tanr tarafndan nedenli klnd için zatsal/ontolojik olarak Tanr'dan sonra meydana gelmektedir.
Çünkü nedenlinin, var olmamaktan sonraki varlnn zamansal deil, ontolojik olmas zamansal bir son-
ralkla -zamann tek bir ânnda- deil; bilakis ontolojik bir sonralkla -zamann tamamnda- meydana
geldiini göstermektedir. Lakin nedenli olan âlemin varl neden olan Tanr'dan olmasna karn neden
olan Tanr'nn varl nedenli olan âlemden deildir. Bu noktada Tanr ile âlem e-zamanl olarak birlik-
te var olsalar da varlnn referans bakas olan âlem, varlnn referans zat olan Tanr'ya sürekli ola-
rak ihtiyaç duymaktadr.41 Âlemin varlnn Tanr'ya olan bu muhtaçl fail neden olan Tanr ile ne-
denli olan âlem arasnda herhangi bir boluun bulunmasn yadsmaktadr.42
bn Sînâ açsndan Tanr'nn zatyla zorunlu olmas, nedenlisi olan âlemin de zorunluluunu bera-
berinde getirmektedir. Bu sebeple Tanr'nn var olduunu ve O'nunla birlikte âlemin var olmadn dü-
ünmek mümkün deildir. Ancak Tanr-âlem arasndaki bu zorunluluk Tanr'nn âleme ontolojik önce-
lii için engel oluturmamaktadr. Zira Tanr âlemin varlnn nedeni olarak ontolojik bir öncelie sa-
hipken, âlem Tanr tarafndan nedenli klnmas dolaysyla ontolojik bir sonrala sahiptir.43 Tanr-âlem
arasndaki öncelik-sonralk ilikisini el-anahtar örnei üzerinden deerlendiren bn Sînâ'ya göre "Elimi
hareket ettirdim ve anahtar hareket etti" denilmesine karn "Anahtar hareket etti ve elimi hareket et-
tirdim" denilmemektedir. Bu durum el ve anahtarn hareketinin zamansal olarak beraber olsalar da ara-
larnda zatsal/ontolojik olarak öncelik-sonralk ilikisi bulunduunu göstermektedir. Bu anlamda elin
hareketi anahtarn hareketinin nedeni olmasna karn anahtarn hareketi elin hareketinin nedeni ol-
mamaktadr.44 El-anahtar örneinde görüldüü üzere Tanr-âlem arasnda zamansal bir öncelik-sonralk
ilikisinden ziyade e-zamanl bir birliktelik bulunmaktadr. Dolaysyla Tanr, âlemin nedeni olarak zat-
sal/ontolojik bir öncelie sahipken âlem Tanr tarafndan nedenli klnmas sebebiyle ontolojik bir sonra-
la sahip olmaktadr. Öte yandan bn Sînâ, gerçek nedenlerin nedenlileriyle sürekli birlikte bulunduu-
nu düünmektedir. Buna göre tam illet olan Tanr ile malûlü olan âlem sürekli birlikte bulunmakta ara-
larna zamansal bir fasla-boluk girmemektedir. bn Sînâ'nn bu düüncesini tenkit eden Gazzâlî, Tanr-
âlem arasnda ancak zamansal bir boluk olduunda yaratan-yaratlan arasnda ontolojik bir ayrmdan
söz edileceini; aksi durumun Tanr ile birlikte âlemin zatnn da ezelî olaca sonucunu beraberinde ge-
tireceini iddia etmektedir.45 bn Sînâ açsndan ise Tanr-âlem arasndaki zamansal boluk düüncesi iki
yönden tenkit edilmektedir. Birincisi Tanr'nn âlemden önce snrl bir zaman yaratp sonra âlemi ya-
ratmas ya da önce zaman yaratp sonradan bu zamann içinde âlemi yaratmasyla ilikili bir durum olup
zamann ezelîliine sebebiyet verdii için tenkit edilmektedir. kincisi ise Tanr'y potansiyel -acizlikten
kudrete geçmesi- bir durumla ilikilendirdii veya yaratlmlarn herhangi bir illet olmakszn var olma-
sna -imkânszlktan imkâna geçmesi- sebebiyet verdii için tenkit edilmektedir.46
Tanr-âlem arasndaki nedensellik ilikisinin süreklilii bu iki varlk arasnda zamansal bir boluk
bulunmasn imkânsz klmaktadr. bn Sînâ bu düüncesini bir'in ikiye öncelii üzerinden de örneklen-
dirmektedir. Bir'in, henüz iki yok iken varlk kazanmas ve iki'nin var olmasnn bir'in var olmasndan
41 Rahim Acar, Talking about God And Talking about Creation: Avicenna's And Thomas Aquinas' Positions, Brill, Leiden-Boston, 2005, s.89-93. 42 bn Sînâ, aretler ve Tembihler, s.138. 43 Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, s.200. 44 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.147. 45 Gazzâlî, Filozoflarn Tutarszl, s.98-99. 46 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.124.
17
sonra olmas, bir'i önce yapmaktadr. Bu durum bir'in varlnn sebebinin iki veya çokluk olmadn
aksine ikinin veya çokluun varlnn sebebinin bir olduunu göstermektedir.47 Tanr-âlem arasndaki
öncelik-sonralk ilikisi bu örnek balamnda deerlendirildiinde Tanr'nn varlnn referans noktas-
nn zât, âlemin varlnn referans noktasnn Tanr olduu anlalacaktr. Âlemin Tanr'ya referans gös-
terilmeksizin var olamayaca anlamna gelen bu durum Tanr'nn âlemin varlnn nedeni olarak önce
olduunu gösterdii gibi zatna referansla var olamayan lakin nedenine referansla var olan âlemin Tan-
r'dan sonra olduunu göstermektedir.48 bn Sînâ açsndan Tanr'nn ontolojik anlamda ezelî, ondan
sonra meydana gelen fiillerin -âlemin- ise hâdis olmasnn anlam budur.49
Tanr'nn fiillerini zatyla deil de, "Yalnzca O vard, ne âlem ne de hareket vard" eklinde hem za-
tyla hem de zamanla öncelemesi durumunda birtakm problemler ortaya çkmaktadr. bn Sînâ'ya göre
kâne/-d lafznn anlam bir eyin varlndan ve yokluundan farkl olarak Tanr-âlem arasnda üçüncü
bir durumun bulunduunu göstermektedir. Zira "O vard, âlem yoktu" cümlesindeki -d/kâne lafz "son-
ra" sözüyle takip edildiinde imdiyi deil, geçmii göstermektedir.50 Âlemin balangcndan geriye do-
ru Tanr'ya olumlanan geni/yaylm bu geçmi/anlam Tanr'nn, yaratmann var sayld her türlü ya-
ratmadan önce yaratmas anlamna gelecek bir öncelie iaret etmektedir.51 Bu durum yaratlanlarn ya-
ratlmasndan önce, sonlu bir geçmiin bulunmas ve hareketten/zamandan önce bir hareketin/zamann
var olmas anlamna gelmektedir. Niceliksel ve ölçülebilen bu öncelik "zaman" diye isimlendirmekte bu
anlamda da zamann bizâtihi kendisinin ezelî olduu sonucuna ulalmaktadr. Bu düüncesiyle bn
Sînâ'nn Tanr'nn âlemi Tanr'yla birlikte bulunan hareketsel, cisimsel veya zamansal eylerle önceledi-
ini52 iddia eden hudûscu anlayn mutlak bir öncelemeyi yadsyan düüncesine eletirel bir tutum ser-
gilediini söylemek yerinde olacaktr.
Zamann hareketin ölçüsü olduunu düünen bn Sînâ, zamann doasn analiz ederek âlemin za-
mansal olarak ezelî olduu sonucuna ulamaktadr.53 Bu düüncesini âlemin zamansal olarak snrl bir
geçmite var olduunu varsaymann bu zamandan daha uzun bir süre veya geçmite yaratlmasnn im-
kân dâhilinde olacana dikkat çekerek ortaya koymaktadr. Zira âlemin var olmaya balad snrl
geçmite bir ilk ân varsa iddia edilen bu ilk ândan önce bir zaman var olmaldr. Örnein âlemin 10 mil-
yar yl önce yaratldn iddia etmek -yaratmann zamansal olarak ilk vaktini/ânn belirlemenin imkân-
szl dolaysyla - bundan daha uzun bir geçmite54 -örnein 20 milyar yl gibi- yaratlma imkânna ia-
ret etmektedir. Bu durum Tanr'nn yaratmadan önce -10 milyar yl gibi- daha geçmi bir imkâna sahip
olduunu ve âlemin geçmite sahip olduundan daha uzun bir hareket geçirmi olma imkânn göster-
mektedir.55 Âlemin akan zaman içerisinde belli bir ânda yaratlmas anlamna gelen bu durum, Tanr'nn
yaratmad bir ânn/zamann var olmasna sebebiyet vererek bizâtihi zamann kendisini ezelî klmakta-
47 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.146. 48 bn Sînâ'ya göre Tanr'nn varlnn zatndan âlemin varlnn bakasndan olmas varlk ve zorunluluk açsndan Tanr'nn önceliini, yokluk ve im-
kân açsndan âlemin sonraln göstermektedir. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.87. bn Sînâ'ya göre illetin zatnn zorunlu olmas malûle refe-
ransla deilken, malûlün zatnn zorunluluu ancak illete referansla mümkündür. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.23. 49 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.122. 50 bn Sînâ, Kitâbu'-ifa, Metafizik II, s.123. 51 Tanr'nn âleme önceliinin zamansal bir öncelik olamayacan, aksi durumun âlemden bamsz veya âlemden önce bir zamann var olmas anlamna
geleceini düünen Wes Morriston'un bu konudaki düünceleri ile ilgili bkz. Wes Morriston, "Must the Beginning of the Universe Have a Personal
Cause? A Critical Examination of the Kalam Cosmological Argument", Faith and Philosophy, 2000, 17/2, ss.149-169. 52 bn Sînâ, Kitâbu'-ifa, Metafizik II, s.122. bn Sînâ ezelî/zamansz yaratma anlayn kabul ettii için Tanr ile âlem arasnda zamansal bir araln mev-
cut olduunu kabul etmez. 53 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.116-124, Kitâbu'-ifâ Fizik II, s.77, Kitâbu'n-Necât, s.152-156. 54 bn Sînâ, Ta'likât, s.85. 55 McGinnis, "Creation and Eternity in Medieval Philosophy", s.76.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
18
dr.56 Böyle bir zamann varl, hareketin var olmas anlamna geldii gibi hareketin varl da hareketle
birlikte süre gelen bir eyler olduunu göstermektedir. bn Sînâ'ya göre hareketle süre gelen bu ey
madde-form bilekesi yani âlemin kendisinden baka bir ey deildir.57 Bu açdan âlemin snrl bir geç-
mite yaratldn varsaymak, madde ve formlar var olmad halde madde ve formun varln kabul
etmek anlamna geleceinden imkânszdr.58 Oysa Tanr'nn zatsal/ontolojik önceliinin âlemin yalnzca
maddesini deil, üstelik zamann da içermemesi Tanr'nn âlemin hem maddesinin ve formunun hem de
zamann da nedeni olduunu göstermektedir.59 Bundan dolay Tanr, âlemi arada herhangi bir boluk -
madde, zaman, alet vs. gibi- bulunmakszn var klmakta âlem ise her ne kadar zamansal olarak ezelî olsa
da ontolojik -varl için- olarak Tanr'ya bal olduu için yaratlm olmaktadr. Tanr ile âlemin e-
zamanl bu birliktelii ontolojik bakmdan ayn statüde olduklar anlamna gelmemektedir. Zira Tanr,
âleme varln veren neden olmas dolaysyla âlemden önce, âlem ise varln Tanr'dan alan nedenli
olmas dolaysyla sonradr. Bu durum iki varlk arasndaki keskin ontolojik farkll ortaya koymakta-
dr. Baka bir ifadeyle Tanr'nn zatyla zorunlu olmas varln önceleyen hiçbir ey olmamas anla-
mnda ontolojik ezelîliine; âlemin zatsal imkân ise varln önceleyen nedenine/Tanr'ya ontolo-
jik/zatsal ballk anlamnda sonralna iaret etmektedir.60 Bu açdan Tanr'nn zat bakmndan eze-
lî/kadîm olan varl bir nedene bal olmayan anlamna gelirken, âlemin zaman açsndan ezelî/kadîm
olan varl zamanda bir balangc olmayan anlamna gelmektedir.61 Bu anlamda Tanr'nn ezelîlii za-
mansz ezelîlik anlamnda zatsal/ontolojik bir ezelîlik iken, âlemin ezelîlii ontolojik olarak Tanr'ya
bal olmas sebebiyle zatsal ezelîlik anlamna gelmekten ziyade zamansal ezelîlik anlamna gelmektedir.
Tanr'nn ezelîliinin zamansal olarak düünülmesi Tanr'y âlemin içindeki varlklar gibi zamanla
snrlanan bir pozisyona düürmektedir.62 Zamanla snrl her varln zamansal süreçlerle birlikte sürek-
li olarak deitii göz önünde bulundurulduunda, Tanr'nn âlemi zamansal olarak öncelemesi en te-
melde deimezliiyle çeliecektir.63 Zira klasik teist düüncenin Tanr tasavvurunda Tanr'nn en temel
dinamii basit, deimez ve mükemmel bir varlk olmasdr.64 Basitlik Tanr'y bileiklik ve çokluk ile
ilikilendirmeyi imkânsz klarken deimezlik Tanr'nn potansiyel olmayan -bilfiil- varlnn taml-
na/mükemmelliine iaret etmektedir. Zira deiim potansiyel haldeki bir eyin bilfiil hale geçmesi ile
gerçekletiinden bilfiillik hali bilkuvvelik halinden daha yetkin bir duruma delalet etmektedir. Oysa
Tanr'nn mükemmel hatta mükemmelliin üstünde65 bir varlk olmas, potansiyel hiçbir durum bulun-
mayan salt fiil olduu anlamna gelmektedir. Bu açdan Tanr'nn salt fiil olmas varlnda daha sonra
elde edecei veya daha sonra gerçekletirecei bir durumun bulunmasn imkânsz klmaktadr.66 Tanr'-
da herhangi bir potansiyelliin bulunmamas anlamna gelen bu durum O'nun için deiimin söz konusu
olmadn göstermektedir.67 Dolaysyla Âlemin zamansal bir balangca sahip olduunu düünmek,
56 Âlemin sonlu geçmite yaratldn yani yaratmann bir ilk ânnn var olduunu iddia etmenin Tanr'nn yaratmad bir zamann var olacana iaret
eden Proclus, böyle bir durumun Tanr'nn bu zaman içerisinde yaratc olmas anlamna geleceini ve zaman ezelî yapacan düünmektedir. Proclus,
The Elements of Theology a Revised Text with Translation, Introduction and Commentary by E. R. Doods, Clarendon Press, Oxford, 1963, s.81, 94-95,
301-302, On the Eternity of the World -de Aeternitate Mundi-, ed. and trans. by Helen S. Lang and A. D. Macro, University of California Press, Berke-
ley, 2001, s.150-163, ayc. bkz. McGinnis, Avicenna, s.179. 57 Tanr'nn var olan her eye mutlak anlamda ezelî olmasyla ilgili bkz. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.109, 124. 58 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.259, ayc. bkz. McGinnis, Avicenna, s.197-199. 59 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.122-123. 60 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.147. 61 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.254. 62 lhan Kutluer, bn Sînâ Ontolojisinde Zorunlu Varlk, z Yay., stanbul, 2002, s.106. 63 Rahim Acar, "Yaratma: bn Sînâ ve St. Thomas'n Görülerinin Karlatrlmas", Divan lmî Aratrmalar, sy.15/2, 2003, s.213. 64 M.Sait Reçber, "Tanr ve Sfatlar", Din Felsefesi, Ankuzem Yay., Ankara 2013, s.62-68. 65 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.100. 66 Brian Leftow, "Eternity", A Companion to Philosophy of Religion, der. P. L. Quinn, C. Taliaferro, Blacwell, Oxford, 1999, s. 257. 67 Thomas Aquinas, Summa Theologica, ng. çev. Fathers of English Dominican Province, Benziger Bros. Edition, New York, 19471, 9.1.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
19
âlemin önce yokluunu daha sonra varln kabul etmek anlamna gelmekte bu da en temelde bn
Sînâ'nn zorunlu, basit, deimez ve mükemmel Tanr tasavvuruyla çelimektedir.68
Tanr'nn ontolojik ezelîlii ile âlemin zamansal ezelîlii arasndaki farkllk, deien âlemin dei-
meyen Tanr'dan nasl meydana geldiini açk ve net bir ekilde izah etmektedir. Zira ontolojik anlamda
ezelî olan Tanr'dan âlemin zamansal bir sonralkla meydana gelmesi Tanr'nn zatnda deiimi kabul
etmeyi gerektirmektedir.69 Bu anlamda âlemin zamansal bir balangçla yaratlmas Tanr'nn "niçin önce
deil de sonra" yaratt sorunuyla karlamakta potansiyellik anlamna gelen bu durum Tanr'da dei-
ime sebebiyet vermektedir.70 Oysa âlemin zamansal anlamda ezelî olmas Tanr-âlem arasnda buluna-
cak herhangi bir vasta veya boluu yadsd için deiimi imkânsz klmaktadr.71 Çünkü zaman doas
gerei sürekli olarak deitiinden zamansal olan ve zamana tâbi olan her ey sürekli olarak deimekte-
dir.72 Tanr'nn zamansz ezelî olmas, zamana/harekete konu olmaktan uzak olduunu ve zaman-
la/hareketle birlikte deimediini göstermektedir. Bu açdan bn Sînâ'nn Tanr'nn zamansz, âlemin
ise zamansal ezelî olduuna dair düüncesinin Tanr'nn deien âlemle ilikisini tutarl bir ekilde izah
ettiini söylemek yerinde olacaktr.
Tanr'nn âlemi ontolojik/zatsal anlamda öncelenmesi âlemin zamansal bir balangçla deil, bilakis
ontolojik/zatsal bir balangçla Tanr'ya bal olduunu göstermektedir. Âlemin zamansal bir balangc-
nn olduu varsayldnda meydana gelen her bir olay, henüz kendisinin var olmad önceki bir zaman
ile var olduktan sonraki bir zamana iaret edecektir. Bu durumun zamansal olarak balayan her olay için
söz konusu olduu düünüldüünde, zamann balangcndan önce de bir önce bulunacak ve bu durum
sonsuza dein sürerek bir teselsüle yol açacaktr.73 Bu sebeple âlem için zamansal bir balangç düün-
mek mümkün deildir.74 Ayrca zamann, ânlardan veya belli vakitlerden oluan yaps göz önünde bu-
lundurulduunda bir vaktin dier vakitten nasl ayrt edileceine dair bir sorgulama âlem için zamansal
bir ilk ân belirlemenin imkânszln ortaya koymaktadr.75 Zamansal bir ilk ân belirlemenin imkânsz-
l bat düüncesinde Leibniz tarafndan ortaya konulan ''Ayrt edilemezlerin özdelii'' ilkesiyle yakn-
dan ilikilidir. Âlemin yaratlmasndan önce mutlak bir zamann var olduunu düünmenin ortaya çka-
raca probleme deinen Leibniz, bütün zamansal ânlarn birbiriyle ayrt edilemez bir ekilde benzer ve
eit olmasnn âlemin yaratld ilk ân tespit etmeyi imkânsz kldn düünmektedir.76 Üstelik za-
mansal yaratma anlay zamann ontolojik anlamda ezelîliine sebebiyet vererek mutlak zaman düün-
cesini beraberinde getirmekte ve felsefî/teolojik birçok soruna yol açmaktadr. Zira mutlak zaman anla-
y zamann ontolojik ezelîlii anlamna gelmekte ve âlemin Yeter Neden lkesi'yle çelimektedir.77 Bu
68 Tanr'nn zatnda sonradan meydana gelen bir eyin, O'nun zorunluluu, basitlii, mükemmellii ve deimezlii açsndan oluturaca problemlerle
ilgili olarak bkz. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.116-120, ayc. bkz. Rahim Acar, "Yaratma: bn Sînâ ve St. Thomas'n Görülerinin Karlatrlma-
s", s.206-208. 69 M. Fatih Klç, "bn Sînâ'nn Hudûs Yorumu", Beytulhikme an International Journal of Philosophy, 2011, sy. 1/2, s.124. 70 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.124, ayc. bkz. Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, s.212, McGinnis, Avicenna, s.158. 71 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12,86. 72 bn Sînâ, Ta'lîkât, thk.-nr. Abdurrahman Bedevi, Darul slamiyye, Kahire, 1973, s.141-142. 73 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.124. 74 Quentin Smith, "On the Beginning of Time", Nous, 1985, 19/4, s.579, Herbert A. Davidson, Proofs for Eternity, Creation and the Existence of God in
Medieval slamic and Jewish Philosophy OUP, New York-Oxford, 1987, s.39. 75 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Fizik I, çev. Muhittin Macit-Ferruh Özpilavc, Litera Yay., stanbul, 2014, s.205-211, Kitâbu'n-Necât, s.152-156, ayc. bkz. Aristo-
teles, Fizik, s.183-197, Ferit Uslu, Tanr ve Fizik, Nobel Yay., Ankara 2010, s.93. 76 G. W. Leibnez-Samuel Clarke, Correspence, ed. with Introduction by Roger Ariew, Hacket Pub. Comp., ndianapolis-Cambridge, 2000, "Leibnez's Fifth
Letter", s.40, ayc. bkz. "Leibnez's Fourth Letter, s.22. 77 Yeter-neden düüncesine göre hiçbir eyin varl, niçin öyle deil de böyle olduuna dair bir gerekçe olmakszn açklanamamaktadr. Tanr'nn yeter-
neden olduu göz önünde bulundurulduunda âlemin yaratlmasndan önce mutlak bir zamann varl bu mutlak zamann bütün ânlarnn eit olmas
sebebiyle Tanr için "Niçin önce deil de sonra yaratt" sorusunu cevapsz brakmaktadr. Üstelik âlemin daha önce yaratlacan kabul etmek Tanr'nn
20
sndan kaynaklandn belirten Leibniz, zamann balangcnn âlemin yaratlma ânyla ayn eye teka-
bül ettiine dikkat çekmektedir.78
Âlemin balangcna dair zamansal bir ilk ân ve geriye doru bu zamansal/periyotsal uzunluu tes-
pit etmenin mümkün olmad çada din felsefesinde de tartlan bir konudur. Örnein çada din fel-
sefesi filozoflarndan Swinburne, âlemin yaratlmas için söz konusu olan bir ilk ân tespit etmenin
mümkün olmadn düünmektedir. Ancak Swinburne, buradan hareketle Tanr'nn âlemi zamann
içinde var ettii sonucuna ulamaktadr.79 Swinburne'ün bu düüncesi Big Bang gerçekletii ânda, âlem
için doal/fizikî yasalarn geçerli olmad ve âlemin balangcndan önce bo (empty) bir zamann mev-
cut olduu anlamna gelmektedir.80 Yalnz yaratma öncesinde mutlak bir zamann varlna iaret eden
böyle bir durum Tanr'y zamansal bir varlk konumuna itmekte ve Tanr'y dier varlklar gibi zamanla
snrlamaktadr. Bu balamda âlemin zamansal bir balangca sahip olduu iddias her ne kadar âlemin
yaratldn delillendirmek için öne sürülse de aydnlanma dönemiyle birlikte -özellikle D. Hume ve I.
Kant gibi varl yalnzca duyusal alanla snrlayarak âlemin varlna dair metafiziksel bir yeter neden
düüncesini yadsyan filozoflar tarafndan- âlemin kendiliinden var olduunu delillendirmek için kul-
lanlmtr.81 Nitekim S. Hawking, Q. Smith, C. Sagan gibi düünürler, âlemin zamansal bir balangcnn
olmamasnn yaratlmamas anlamna geleceini iddia etmilerdir.82 Ancak bu düünürlerin âlemin za-
mansal balangcnn bulunmasna dair iddialar ile Swinburne-Gazzâlî83 gibi teist filozoflar tarafndan
dile getirilen âlemin zamansal balangcnn bulunmas arasnda fark vardr. Swinburne-Gazzâlî gibi teist
filozoflar, âlemin zamansal balangcn Tanr tarafndan yaratlmasnn art olarak görürken, dier -S.
Hawking, Q. Smith, C. Sagan gibi- filozoflar âlemin zamansal balangcn kendiliinden var olmasnn
art olarak görmektedir. Bu noktada W. Carroll bu düünürlerin, âlemin varln Tanr'ya dayandran
bir düünce ortaya koymaktan ziyade aslnda bizzat Tanr tarafndan nedenlenen âlem düüncesini yad-
syarak bir ironi ortaya koyduklarn iddia etmektedir.84 Çünkü bu düünürlerden S. Hawking'e göre,
zaman ezelî olduu gibi âlem de varl için tamamen kendi kendine yeterlidir ve kendisi dnda baka
bir eye -nedene- muhtaç deildir.85 Bu sebeple zamansal olarak snrl bir ânda yaratlan âlem düünce-
si, zamann ezelî olduu düüncesine sebebiyet verdiinden âlemin kendi kendine yeterli olduu ve ba-
langcnn/sonunun bulunmamas anlamnda Tanr'ya muhtaç olmad sonucunu beraberinde getirmek-
birlii, basitlii, deimezlii, iradesi, bilfiil iyi ve cömert olmasyla badamayaca gibi Tanr'dan bamsz bir zamann -mutlak zaman- varl da Tan-
r'nn yeter-neden olmasyla çeliecektir. G. W. Leibniz and Samuel Clarke, Correspondence, Leibniz's Fifth Letter, s.50. 78 Philips Turetzy, Time, Routledge, London, 1998, s.81-82. 79 Richard Swinburne, Space and Time, The Macmillan Press, London, 1981, s.172-173, The Christian God, Clarendon Press, Oxford, 1994, s.93, 80 William L. Craig, God, Time, and Eternity: The Coherence of Theism II: Eternity, Springer-Science+Business Media Dordrecht, 2001, s.261. 81 David Hume, nsann Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruturma, çev. Oruç Aruoba, Say Yay., stanbul, 2017, s.127, ayc. bkz. Ülker Öktem, "David Hume ve
Immanuel Kant'n Kesin Bilgi Anlay", A.Ü.D.T-C.F.D., 2004, c.44, sy.2, ss.29-55, Immanuel Kant, Critique of Pure Reason, trans. Norman K. Smith
with an Introduction by Howard Caygill and a New Bibliograpby by Gary Banham, Macmillan, London, 2007, s.29. (Bxxx.), Kant'a göre balangç,
içinde balayan eyin mevcut olmad bir zamanla, yani bo bir zamanla (empty time) öncelenmektedir. Geni bilgi için bkz. I . Kant, Critique of Pure Reason, s.397.
82 Stephen Hawking, A Brief History of Time, Bantam Books, New York, 1988, Chap. 9, Ayrca Sagan'n konuyla ilgili düünceleri için ayn eserin önsöz
ksmna bkz. s.8-10, Quentin Smith "The Uncaused Beginning of the Universe", Philosophy of Science, 1988, 55/1, ss.39-57. Craig, Smith'in kendisiyle
bir konumasnda, Tanr'nn âlemin yeter-nedeni olarak bir ân dier ândan ayrt ederek yarataca bir durumu mantksal olarak imkânsz gördüünü
belirtmektedir. William L. Craig, God, Time, and Eternity: The Coherence of Theism II: Eternity, s.262. Craig tarafndan dile getirilen Smith'in bu dü-
üncesi, yukarda ismi geçen makaleye tercih ettii balk balamnda deerlendirildiinde Smith'in zamann ontolojik bamszln âlemin nedensizli-
i için bir geçi/zemin olarak gördüü anlalmaktadr. Zira Smith, Big Bang teorisinin gerçekliinden hareketle âlemin baka bir nedeninin bulunmaya-
can hatta Big Bang'in kendisinin dahi bir nedene sahip olmadn iddia ederek âlemin nedensiz olarak kendiliinden olutuu sonucuna ulamakta-
dr. Ayc. bkz. W. L. Craig-Quentin Smith, "Preface", Theism, Atheism and Big Bang Cosmology, Clarendon Press, Oxford, 1993, s.6-7. 83 Gazzâlî, Filozoflarn Tutarszl, s.31-40. 84 William E. Carroll, "God and Physics: from Hawking to Avicenna", http://www.muslimphilosophy.com/%20sina/art/gpa.doc. (en son er. tar.
02/04/2020). 85 Stephen Hawking, A Brief History of Time, chap. 9.
21
tedir.86 Bu anlamda modern fizikte özellikle Big Bang gibi teoriler, yaratmaya ontolojik bir neden ara-
maktan ziyade ezelî zaman dilimi içinde âlemin balangcnn ilk ânn tespit için gelitirilen teoriler ola-
rak karmza çkmaktadr.87 Lakin Big Bang gibi teoriler her ne kadar âlemin zamansal ilk balangç
ânna iaret etseler de bu balangç düüncesinin Tanr olmad modern fizikteki baz gelimeler tara-
fndan ortaya konulmaktadr. Örnein modern fizikteki ime Teorisi'ne göre âlemin bir balangc, bu
balangcn da bir sebebi vardr. Fakat bu sebep Tanr ya da fizik ötesi bir varlk olarak düünülmemekte
daha ziyade âlemde sonradan meydana gelen ve sebep-sonuç dairesinde cereyan eden olaylar gibi gö-
rülmektedir.88 Bu açdan ime Teorisi'nin Tanr'y âlemin balangc için zamansal bir ilk neden olarak
gören kozmolojik delillendirme türlerini geçersiz kld ve kozmolojik delilin âlemin varl için mutlak
bir dayanak olarak gördüü Big Bang Teorisinin bilimsellik iddiasn temelden sarst söylenebilir.89 Bu
noktada ime Teorisi'nin âlemin zamansal olarak snrl bir geçmite var olduunu yadsmas, modern
fizikteki son gelimelerin kozmolojik delil türlerini desteklemekten ziyade bn Sînâ'nn âlemin zamansal
anlamda ezelî olduuna dair düüncesini destekler mahiyette olduunu göstermektedir.
bn Sînâ'nn Tanr'nn âleme önceliini ontolojik/zamansz bir perspektiften ortaya koyduu görül-
mektedir. Tanr-âlem arasnda herhangi bir boluk bulunmasn yadsyan bu durum, yaratmann zaman-
sal bir ey olmadn gösterdiinden Tanr âlemin yalnzca maddesini deil, üstelik zamann da önce-
lemektedir. Bu balamda bn Sînâ'nn ontolojik ezelîlik anlamna gelen zamansz yaratma düüncesi,
zamansal yaratma düüncesinde ortaya çkan zamann ezelîlii, Tanr'nn potansiyellii gibi -niçin önce
deil de sonra yarattna dair- sorunlara yol açmamaktadr.90 bn Sînâ'nn bu düüncesinin Tanr'nn
zatyla zorunlu, bir, basit ve zatnda deiiklik göstermeyen bir varlk olmasyla daha tutarl bir bak
açs ortaya koyduu, bu sebeple de Kur'an'n91 zaman/mekân kuatan Tanr tasavvuruyla badatn
söylemek yerinde olacaktr. bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelî olduuna dair düüncesinin temel dina-
miklerinden birisi de illet-malûl arasnda kurmu olduu ilikidir. llet-malûl arasnda zamansal bir fas-
lann bulunmasn yadsyan bu düünce, Tanr-âlem arasnda kesintisiz bir süreklilik bulunduu anlam-
na gelmektedir.
Gerçek anlamda nedensellii bir tür varlk verme-alma ilikisi olarak deerlendiren bn Sînâ, gerçek ne-
deni her eye varln veren fail neden olarak isimlendirmektedir.92 Bu anlamda bn Sînâ'nn âlemin
zamansal ezelîliine dair üçüncü argüman, Tanr'nn âlemin fail nedeni olmasyla ilikilidir. Onun ne-
densellik düüncesi, tam/gerçek nedenlerin malûlleriyle birlikteliinin süreklilii ilkesine dayanmakta-
dr. Bu ilkeye göre Zatyla Zorunlu Varlk'n âlemin varlnn ezelî olarak deimeyen tam nedeni ol-
mas âlemin Tanr'yla e-zamanl olarak var olmasn gerektirmektedir. Bu anlamda Tanr ile nedenlisi
arasna zamansal bir boluk girmemekte Zorunlu Varlk var olduunda sonucu da hemen var olmakta-
86 Gaven Kerr, Aquinas's Way to God: The Proof in De Ente et Essentia, Oxford University Press, Oxford-New York, 2015, s.174-179, 189-194. 87 Big Bang'n -Büyük Patlama- bir sebebinin olmadna dair bkz. W. L. Craig-Quentin Smith, Theism, "Preface", s.6-7, Quentin Smith "The Uncaused
Beginning of the Universe", ss.39-57, William E. Carroll, "God and Physics: from Hawking to Avicenna",
http://www.muslimphilosophy.com/%20sina/art/gpa.doc. (en son er. tar. 02/04/2020). 88 Andrei Linde, "Inflationary Cosmology", Lecture Notes in Physics 738: Inflationary Cosmology, ed. Martin Lemoine, Jerome Martin, Petrick Peter,
Springer-Verlag, Berlin-Heidelberg, 2007, s.2-3, 15-16. 89 Ferit Uslu, Tanr ve Fizik, s. 130-131. 90 Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, s.212. 91 Bakara Sûresi, 2/163, 255, Enam Sûresi, 6/102, Fatr Sûresi, 35/1, Taha Sûresi, 20/110. 92 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.11-12, 86, aretler ve Tembihler, s.138, ayc. bkz. Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.112-113.
22
dr. Zira Zorunlu Varlk var oluyor fakat âlem var olmuyorsa bu durum Zorunlu Varlk'n âlemin fail
nedeni (yeter nedeni) olmamas anlamna gelmektedir.
Tanr-âlem arasndaki ilikiyi illet-malûl arasndaki nedensellik ilikisi üzerinden deerlendiren bn
Sînâ'nn nedensellii ontolojik/metafiziksel bir perspektif üzerinden okuduu görülmektedir. Fiziksel
olaylar arasndaki öncelik-sonralk ilikisinin nedensellikten ziyade bir tür ardllk ilikisi olmas, gerçek
anlamda nedenselliin illet-malûl arasnda kesintisiz olarak devam eden bir tür varlk verme-alma anla-
mnda ontolojik iliki olduunu göstermektedir.93 Bu balamda fail neden, doa filozoflarnn kast ettii
gibi yalnzca hareketin ilkesi deil, âlem için Tanr gibi varln ilkesi anlamna geldiinden94 Tanr âle-
min varlnn nedeni/illeti anlamnda yaratcs olmaktadr. bn Sînâ'nn nedensellik anlayna göre
Tanr, her yönden mükemmel hatta mükemmelliin üstünde olan ve her eye mükemmelliini veren
tam nedendir.95 Tanr'nn taml/mükemmellii sahip olmad bir ey ile mükemmelleen bir varlk
olmad anlamna gelmektedir. Bu açdan Tanr'nn tam illet olmas kendisinden meydana gelecek tüm
artlar haiz olduunu göstermekte dolaysyla da malûlün tam illetten tehirini veya geri kalmasn im-
kânsz klmaktadr.96 Zira Tanr'nn zorunlu, tam, mükemmel ve salt anlamda cömert-iyi olmas fiilini
sonraya brakaca bir durum bulunmadn göstermektedir.97 Failin fiilinin ezelî olmasn gerektiren
bu durum failin fiilinin sürekliliini de gerektirmektedir.98 Bu sebeple gerçek/tam neden olan Tanr, var
oldukça malûlü olan âlem de sürekli olarak var olmakta bu iki varlk arasna herhangi bir zamansal fas-
lann/boluun girmesi söz konusu olmamaktadr. Dolaysyla bn Sînâ açsndan Tanr-âlem arasndaki
illet-malûl ilikisi zamansal bir öncelik-sonralk ilikisinden ziyade insan-gölge, parmak-yüzük, el-
anahtar örneklerinde99 olduu gibi ontolojik bir öncelik-sonralk ilikisi olarak karmza çkmaktadr.
bn Sînâ'ya göre illet-malûl arasnda kesintiye sebep olan ara/boluk düüncesi kelamc düüncedeki
fail tanmyla ilgili bir durumdur. Faillii, önce fiil yapmayp daha sonra fiil yapmak artna100 balayan
kelamc anlay açsndan Tanr'nn fail olmas önceden fiil yapmad bir durumun bulunmasyla iliki-
lendirilmektedir.101 Bu düünceye göre âlem önceden yok iken zamansal olarak sonradan var edilmitir.
Yani Tanr önceden fail olmad halde daha sonra âlemi yaratmak suretiyle fiilde bulunarak fail olmu-
tur. Bu anlamda yaratmadaki muhtaçl hudûs kavramyla açklayan102 kelamc anlayta âlem, önce yok
iken zamansal olarak sonradan var olmakta,103 Tanr önce fail deilken sonra fiiliyle fail olmaktadr. Tan-
r-âlem arasnda zamansal bir aralk (a temporal gap) olmas104 anlamna gelen bu düünceye göre, âle-
min varl yoklukla öncelenmekte Tanr âlemi zamansal olarak sonra yaratm olmaktadr. Bu anlayta
âlemin zamansal bir balangcnn bulunmas, illet-malûl arasndaki ilikinin baba-oul, usta-bina ara-
sndaki iliki gibi düünülmesinden kaynaklanmakta aksi durum ise Tanr'nn yaratc, âlemin yaratlm
olmasn imkânsz klmaktadr. bn Sînâ açsndan ise failin varla neden olmas yokluktan sonra var
olmak eklinde deildir. Zira yokluktan sonra bir eyin var edilmesi durumunda önceki yokluk, nedenin
93 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.6. 94 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.2. 95 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.169, bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.100. 96 Tam neden olarak Tanr'nn nedenlisi olan âlemi e zamanl olarak zorunlu klmasyla -nedenlinin tam neden zamansal olarak geri kalamayaca- ilgili
bkz. Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.116-117, McGinnis, Avicenna, s.199. 97 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.100-101. 98 bn Sînâ, aretler ve Tembihler, s.136, Ta'lîkât, s.179. 99 bn Sînâ, aretler ve Tembihler, s.138, Kitâbu'-ifâ Metafizik I, s.147, ayc. bkz. Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.109-110, Gazzâli, Filozoflarn
Tutarszl, s.31-32, 100 Gazzâlî, Filozoflarn Tutarszl, s.63-65. 101 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.14, ayc. bkz. Soheil M. Affan, Avicenna, His Life and Works, s.130. 102 Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.84-85. 103 M. Cüneyt Kaya, Varlk ve mkan: Aristoteles'ten bn Sînâ'ya mkânn Tarihi, Klasik Yay., stanbul 2011, s.233. 104 Engin Erdem-Necmeddin Pehlivan, "Varln ve Yokluun Ötesi Kemalpaazâde'nin, 'Leys ve Eys'in Anlamnn ncelenmesine Dair Risale'si", s.94.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
23
yokluu anlamna gelmektedir. Bu noktada varln nedeni olarak fail ile yokluktan sonra varln nede-
ni olarak fail arasndaki farklla dikkat çeken bn Sînâ gerçek faili yoklukla deil, varlkla ilikilendir-
mektedir.105 Fail nedenin nedenselliinin yalnzca varlk vermekle ilikili olmas yokluun tamamyla
engellendiini göstermektedir.106 Bu açdan bn Sînâ Tanr-âlem arasndaki illet-malûl ilikisini baba-
oul, usta-bina arasndaki iliki balamnda deerlendiren -fail yoklukla ilikilendiren- kelamclarn fail
neden düüncesini tenkit etmektedir.107 Zira ona göre usta, binann; baba ise oulun gerçek nedeni de-
ildir.108 Çünkü bina için usta kerpiçlerin hareketinin ve parçalarnn nedeni iken baba oul için yalnz-
ca meninin hareketinin nedenidir. Babann oulun, ustann ise binann hareketinin nedeni olmas ne us-
tann binann ne de babann oulun varlnn gerçek nedeni olduu göstermektedir.109 Bilakis baba-oul
için usta-bina için ârzî nedendir.110 Babay spermin hareketinin nedeni olarak tanmlayan bn Sînâ'ya
göre sperm hareketinin neticesi, spermin rahime ulamasdr.111 Bu anlamda baba, spermin hareketinin
gerçek nedenidir. Zira bu hareket, spermin rahime ulamasyla sonlanmakta bundan dolay da baba,
oulun varl için ârzî bir neden olmaktadr. Oysa oulun varlnn gerçek nedeni, oulun madde ve
formunun birleimiyle meydana gelmektedir. Bu ise madde ve form veren göksel bir nedene baldr ki
o da Tanr'dr.112 bn Sînâ'nn baba-oul, usta-bina örneklerini vermesinin temel sebebinin aslnda ger-
çek nedenin malûlüyle birlikte var olacan tesis etmek istemesinden kaynaklandn belirten Kara
Richardson113 sadece gerçek nedenin malûlü ile birlikte olarak malûlün varln devam ettirdiine dik-
kat çekmektedir. bn Sînâ'ya göre failin bu özellii yalnzca Tanr'ya ait olup114 O'nun mükemmelliinin
en temel göstergesidir.115 bn Sînâ'nn gerçek neden ile Tanr'y kastettiini Molla Sadra baz Kur'an
ayetlerine116 atf yaparak ortaya koymaktadr.117 Bu anlamda Tanr dnda fail olarak kabul edilen hiçbir
neden, nedenlinin ne var olmasnn ne de varlkta kalmasnn ilkesi olduundan118 Tanr dndaki hiçbir
ey, gerçek anlamda fail olarak kabul edilmemekte daha ziyade ârzî bir neden olarak kabul edilmekte-
dir.
bn Sînâ'ya göre ayet neden-nedenli arasnda baba-oul, usta-bina örneklerinde olduu gibi za-
mansal bir ara/boluk olursa bu neden sadece ârzî anlamda neden olmaktadr. Zira gerçek/zâtî neden-
nedenli sürekli olarak birlikte bulunmakta bundan dolay da gerçek neden-nedenli arasnda zamansal bir
ara/boluk bulunmamaktadr.119 Bu anlamda gerçek nedenlerin malûlleriyle sürekli olarak birlikte var
olmas gerekirken, ârzî nedenlerin malûlleriyle sürekli olarak birlikte var olmas gerekmemektedir. Bu
durum gerçek nedenlerin malûlünden zat açsndan yani ontolojik olarak önce olduunu gösterdii gibi
105 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.9-13. 106 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12. 107 Tûsî, erhu'l-ârât ve't-Tenbihât, c.III, s.68. 108 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.9-10. 109 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.9, ayc. bkz. Molla Sadra Muhammed b. brahim Sadreddin e-irâzi, erh ve Talika-i Sadril-Müteellihin lahiyyat-
ifâ, Müessesetü't-Tarihi'l-Arabi, Beyrut, 2007, c.II, s.1014. 110 bn Sînâ, Ta'likât, s.46. 111 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.10. 112 Kara Richardson, The Metaphysics of Agency: Avicenna and Legacy, Toronto, 2008, s.80. bn Sînâ açsndan bina ve olu oluturan unsurlarn nedeni,
Vâhibu's-Süver -The Giver of Forms- olan Fa'al Akl olmakla birlikte Fa'al Akln nihai nedeni de Tanr olmaktadr. Kara Richardson, "Avicenna's Con-
ception of the Efficient Cause", British Journal for the History of Philosophy, 2013, 21/2, s.231. 113 Kara Richardson, The Metaphysics of Agency: Avicenna and Legacy, s.55. 114 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.2. 115 bn Sînâ açsndan Tanr'nn mükemmelliinin tüm varln nedeni olmasyla ilikili olduuyla ilgili olarak bkz. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II,
s.100, ayc. bkz. P. Adamson, "From the Necessary Existent to God", Interpreting Avicenna: Critical Essays, ed. Peter Adamson, Cambridge University
Press, Cambridge, 2013, s.171. 116 "Akttnz meniyi gördünüz mü? Onu siz mi yaratyorsunuz yoksa yaratc biz miyiz?" Vaka Sûresi, 56/58-59. "Ektiiniz eyi gördünüz mü? Onu siz
mi bitiriyorsunuz yoksa bitiren biz miyiz?" Vaka Sûresi, 56/63-64. 117 e-irâzi, erh ve Ta'lika-i Sadri'l-Müteellihin lahiyyat- ifa, c.II, s.1014. 118 Engin Erdem, Metafizik Delil: bn Sînâ'nn sbât- Vâcip Yöntemi, Ankara, Yaynevi, 2012, s.242. 119 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.10.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
24
ârzî nedenlerin malûllerinden zamansal olarak önce olduunu göstermektedir. Bu sebeple zâtî neden ile
ârzî neden arasndaki en temel fark zâtî nedenin nedenlisiyle e-zamanl olarak var olmasna karn
ârzî nedenin nedenlisinden zamansal olarak önce var olmas anlamna gelmektedir.120 Dolaysyla zâtî
neden olan Tanr'yla malûlü olan âlem e-zamanl olarak var olsalar da Tanr, âlemi ontolojik olarak ön-
celemekte ve arada herhangi bir boluk bulunmakszn var etmektedir.
bn Sînâ açsndan Tanr-âlem arasnda bir boluun bulunmamas Tanr'nn yaratmasnn sürekli -
kesintisiz- olduunu göstermektedir. Bu anlamda Tanr'nn yaratmas O'nun mutlak cömertlii ve iyili-
iyle yakndan ilikilidir. Tanr'nn yaratmasnn limmiyetini, cömertlik ve iyilik üzerinden izah eden
bn Sînâ, Tanr'nn fiilini bir kazanç, fayda veya övünç gayesi güden insan fiilinden farkl olarak kar-
lksz fiil yapmak eklinde ifade etmektedir.121 Çünkü Tanr'nn cömertlii ve iyilii, zatndan kaynak-
lanmaktadr.122 Tanr'nn zatnn ise tüm yönlerden mükemmel olmas cömertliinin kaytsz/artsz
vermesiyle dorudan ilikili olduunu göstermektedir. Bu açdan Tanr'nn fiili yaratlana referansla iyi-
lik, kendisine kyasla cömertlik anlamna gelmektedir. Dolaysyla Tanr'nn fiilini sonraya brakmas
veya fiiliyle arasna zamansal bir boluun girmesi cömertliiyle çeliecei için imkânszdr. Üstelik âle-
min zamansal olarak snrl bir geçmite yaratlm olmas Tanr'nn iyi olmad bir zamann var olmas
anlamna geleceinden de imkânszdr. Zira böyle bir durum Tanr'nn iyilik olarak arzulanan eyi ya-
ratmamas, iyilii esirgemesi veya tehir etmesi gibi problemleri beraberinde getirmektedir.123 Bu sebeple
Tanr'nn cömertlii ve iyilii fiilini tehir etmeksizin -geciktirmeksizin- var klmasn gerektirmektedir.
ayet Tanr âlemin yeter nedeniyse O, var oldukça yaratma da var olmaldr.124 Bu noktada varl iyilik,
yokluu ise kötülükle125 e deer gören bn Sînâ açsndan yaratma öncesinde herhangi bir yokluun bu-
lunmas salt iyi olan Tanr'y kötülükle ilikilendirmek anlamna gelecektir. Tanr'nn zamansal ezelîlik-
le yaratmamas -fiilini geciktirmesi veya fiiliyle arasna herhangi bir araln/boluun girmesi- anlamna
gelen bu durum O'nun cömertliine ve iyiliine halel getirecei için imkânszdr. Dolaysyla bn
Sînâ'nn düüncesinde illet-malûl arasnda zamansal bir boluk bulunmasnn imkânszl, âlemin Tan-
r'yla e-zamanl olarak var olmasn gerektirmektedir. Fakat âlemin zamansal ezelîlii anlamna gelen
bu durum, Tanr tarafndan ontolojik olarak sonraln yadsmadndan yaratlmasna engel tekil et-
memektedir.
bn Sînâ açsndan Tanr'nn zatyla zorunlu olmas âlemin zamansal ezelîliine giden düüncenin mi-
henk tan oluturmaktadr. Zira bn Sînâ, âlemin ezelî olduundan hareketle bir Tanr tasavvuru geli-
tirmemi, aksine onun ortaya koyduu Tanr tasavvuru âlemin zamansal olarak ezelî olmas düüncesini
beraberinde getirmitir.126 Bu anlamda onun nedensellik anlaynda metafiziksel nedenlerin sonuçlary-
la arasnda zamansal bir boluun -gap- bulunmamas malûl olan âlemin varlnn tam neden olan Tan-
r'nn varlyla e-zamanl olmasn gerektirmektedir. Zira zorunlu bir varlk bulunmasna karn âle-
120 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.11. 121 bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.85, aretler ve Tembihler, s.143-145, Kitâbu'n-Necât, s.265. 122 Tanr'nn cömertliinin bedel, karlk, kazanç gibi dsal faktörlerden etkilenmedii gibi arzu, gaye, kast gibi içsel faktörlerden de etkilenmediine dair
bkz. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.40-45, ayc. bkz. Rahim Acar, Talking about God and Talking about Creation: Avicenna's and Thomas Aquinas' Positions, s.142.
123 Proclus, On the Eternity of the World -de Aeternitate Mundi-, s.150-163. 124 McGinnis, Avicenna, s.157-158. 125 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.320-326. 126 Engin Erdem, "Hocazâde ve 'Mucibin Bi'z-Zât' Düüncesi", Türk Düüncesinde Gezintiler, düz. Süleyman Hayri Bolay, Nobel Yay., Ankara, 2007, s.147.
smail YALÇINTA Journal of Islamic Research. 2021;32(1):10-29
25
min var olmamas Zorunlu Varlk'n âlemin tam manasyla yeter nedeni olmad anlamna gelmektedir.
Bu sebeple Zorunlu Varlk var oluyorsa -Zorunlu Varlk'n varlk tarznn gerei olarak- malûlü olan
âlem de var olmaldr.127 Ancak âlemin Tanr'yla e-zamanl olarak var olmas -zamansal olarak ezelî ol-
mas- ontolojik olarak (zat açsndan) kendiliinden var olmasn gerektirmemektedir. Zira zatna refe-
ransla mümkün, nedenine referansla zorunlu olan âlem zatyla deil bakasyla zorunlu olmaktadr.
Âlemin varlnn kendiliinden deil, onu var klan nedeninden kaynaklanmas âlemin yaratlmas an-
lamna gelmektedir. Bu durum âlemin zamansal bir balangca sahip olmamasnn yaratlmasna engel
olmadn gösterdii gibi bu iki düünce arasnda bir çeliki bulunmadn128 da göstermektedir.
bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair düüncesi, E'ari kelamclar özellikle Gazzâlî tarafn-
dan ezelî bir âlemin tamamen kendiliinden var olabilecei ve varlnn Tanr'ya bal olamayaca ek-
linde eletirilmitir.129 Peki, bn Sînâ'nn âlemin zamansal ezelîliine dair düüncesi, gerçekten âlemin
yaratlmamas anlamna m gelmektedir? Ya da âlemin zamansal ezelîlii düüncesiyle âlemin yaratlma-
s düüncesinin beraber savunulmas mümkün deil midir? Yaratmay ontolojik bir perspektiften ele
alan bn Sînâ açsndan yaratmann zamansal bir referans yoktur. Bu durum âlemin Tanr tarafndan ya-
ratlmamas anlamna gelmekten ziyade zamansz olarak yaratlmas anlamna gelmektedir. Bu açdan
bn Sînâ'nn yaratma anlayn ifade eden ibdâ' kavram Tanr'nn tam illet olarak âlemi hiçbir arac ve
vasta -alet, zaman, boluk vs.- bulunmakszn var etmesi demektir. Tanr'nn tam illet olmas ise malû-
lünü var ederken mutlak yokluu engelleyerek âleme varln vermek anlamna gelmektedir. Zira var-
la gelen nedenli, zat itibariyle olmamak (leys) durumundan illeti durumuyla olmakl (teys) elde et-
mektedir.130 Bu durum varln bakasndan alan âlemin ontolojik olarak nedeni olan Tanr'dan olma-
maktan sonra var olduunu göstermektedir.131 Tanr, tam neden olarak malûlü olan âlemi arada zaman-
sal bir fasla bulunmakszn var etmektedir. Ancak zamansal bir ezelîlikle yaratlan âlem, zat açsndan
nötr bir varlk olduundan varl kendiliinden deil referans olan nedeninden kaynaklanmaktadr.132
Bu balamda âlemin zamansal ezelîlii, ontolojik ezelîlii anlamnda kendiliinden var olmasn ifade
etmemekte bilakis var olmak ve varlkta kalmak için Tanr'ya bal ve muhtaç olmasn ifade etmekte-
dir.133 Zira âlemin zamansal olarak yaratlmadn söylemek bir ey, âlemin yaratlmadn veya kendi-
liinden var olduunu söylemek baka bir eydir. Bundan dolay âlemin zamansal anlamda ezelî olmas
onun yaratlmam olmas anlamna gelmedii gibi bu iki düünce birbiriyle de çelimemektedir. Çünkü
bn Sînâ, ontolojik anlamda yegâne ezelî varln Tanr olduunu açkça ifade etmekte134 âlemin ise yara-
tlmam olduu için deil, nedeni ezelî olduu için zamansal anlamda ezelî olduuna dikkat çekmekte-
dir. Zira Zatyla Zorunlu Varlk'n varlk tarz, âlemin zamansal açdan ezelî olarak yaratlmasn gerek-
tirmektedir. Üstelik bu durum Tanr'nn mükemmel, basit ve deimeyen bir varlk olmasyla da ba-
damaktadr.135
127 McGinnis, Avicenna, s.199. 128 Kerr, Aquinas's Way to God: The Proof in De Ente et Essentia, s.189. 129 Gazzâlî, Filozoflarn Tutarszl, s.14-84, ayc. bkz. L. E. Goodman, Avicenna, s.83. 130 bn Sînâ'nn, Tanr'nn yaratma fiili olarak ifade ettii ibda' düüncesini, "leys ve eys" kavramlar üzerinden izah etmesi, yaratma öncesinde mutlak yok-
luk bulunmadna dikkat çekmek istemesindendir. bn Sînâ, Kitâbu'-ifâ Metafizik II, s.12. Tanr'nn tam illet olmas ve illet-malûl arasndaki sürekli-
lik mutlak yokluu (mutlaku'l-a'dem) reddetmek anlamna gelmekte dolaysyla da onun ibdâ' düüncesi mutlak anlamda yoktan yaratmay ifade e t-
mektedir. Bu konuyla ilgili ayc. bkz. Hüseyin Atay, Farabi ve bn Sînâ'ya Göre Yaratma, Ankara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Yay., Ankara, 1974,
s.121. 131 bn Sînâ, Kitâbu'n-Necât, s.259. 132 Seyyid Hüseyin Nasr, Üç Müslüman Bilge, çev. Ali Ünal, nsan Yay., stanbul, 2013, s.42-43. 133 Lenn E. Goodman, Avicenna, s.78. 134 bn Sînâ,"Risâletü'l-Hudûd", Tis'u Resâil: fi Hikmeti ve't-Tâbiiyyât, Matbaatü'l Hindiye, Kahire, 1908, s.102. 135 Sâlim Mirânî, Cânibü'l- lâhiyyu inde bn Sînâ, s.211-212, McGinnis, Avicenna, s.158.
26
bn Sînâ ezelîlii, ontolojik/zat ve zaman bakmndan iki perspektif üzerinden deerlendirmekte-
dir.136 Zat/ontolojik bakmndan ezelîlik, varlnn bir ilkesi ve sebebi bulunmasn imkânsz klarken
zaman bakmndan ezelîlik, varlnn bir ilkesi ve sebebi bulunmasn imkân dâhilinde klmakta fakat
zamansal bir balangca sahip olmasn yadsmaktadr.137 Bu anlamda zamansal bir balangca sahip ol-
mamak ile ontolojik bir balangca sahip olmamak arasnda farkllk vardr. Bu konuya iaret eden Gaven
Kerr, âlemin zamansal bir balangc olmamasnn, yaratcya muhtaçln ortadan kaldrmayacan dü-
ünmektedir. Bir eyin balangc ile bir eyin yaratlmasnn birbirinden farkl meseleler