about scientific value of the critiques on some translations and...

12
Meal ve Tefsirlere Yöneltilen Elestirilerin Jl Bilimsel Üzerine (Bir Makalenin About Scientific Va lue of the Critiques on some Translations and Commentaries of the Kur'an Ozet V ahyedilmeye ilk zamanlardan itibaren insanlar, özellik - le de bilim adamlan anlama, ve Arapça dillere içerisine bu olarak telsir ve mealler ortaya Bu eserlerde gereken yerlerin Ancak anlamaya bir için bilimsel ve kaliteli zorunludur. Bu bu de yönlerden · Abdulcelil Meal Ve TefSirlerde Görulen Sözcük ve Deyim Hatalan !le Önemli Nedenleri makalesi ilc Kur'an Tefsirinde Sapma ve Nedenleri isimli meiil ve tefsirleri Ne var ki, birbirinin tekran olan bu malar, Kur'an bilimsel bir gibi, dil, dipnot ve bilgisel içerik Ülkemizde son zamanlarda birçok dergi ve birçok makale ve kitapta benzer bu makalenin en önemli nedenlerindendir. Anahtar Kelimeler: Kuran, Kur'an meali, tefsir, Kur'an meal- Ierinin ve tefsirlerinin . zamandan itibaren anlayabil- mek için Müslümanlar büyük bir gayret içerisine ler, zaman zaman kayda kavramaya ve yönelik bu faaliyete tefsir 1 anlat- mak (tebyfn) son peygamber Hz. Muhammed'in en önem- li görevleri Onun sahabilerinin de tefsir yap- sözgelimi ilk dört halife ile Zeyd b. Sabit (45/665), Abdullah b. Mes' Ud (32/652) ve Abdullah b. (68/687) ilk müfessirlerden olduklan bilinen bir gerçektir. • Dr., YüzüneO Üniversitesi, Faknitesi 1 Nah! (16), 44, 64; M.aide (5), 67. bkz. Nisa (4), 105; (17), 106. bilgi için bkz. Muhammed Huseyn e:z-Zehebi, et-Te(sir ve'l-Müfessinin, 6. Kahire: Mektebetü Vehbe, 1416/1995, I, ·· 50-53; Tefsir Usulü, 4. Semih Ofset, 1983, ss. 231-34; Suat Peygamberimizin Tefsiri, 1983, s. 29-34. 2 ez-Zehebi, et-Tefslr ve I, 68; Subbi es-Salih, Mebôhis [i Ali GÜL* Abstract From the beginning time that QUr'an is begun to be revealed, some ·of the mankind, especially many scienlists has strived to comprehend, comment, and transiate from Arabic to the other languages; from this the commentaries, and translalions of the Qur'an emerged. It is certain that there are so me points that can be criticized in these works. Y et it is necessary that these criliques be scientific and in high quality to con- tribute to understand the From this point ofview, these critiques may be criliciz. ed in many ways. There are two works written by Abdulcelil Candan who crilicizes the translations and commentaries of the Theirnames areSome Errors ofWor ds and"Phrases in the Translalions and Commentaries o the Qur' an and their Im portant Reasons and the Perversion in the Commentaries on the Qur'an. These studies have same contents that don't contribute scientifically to the Qur'anic studies and are in need o crilique with regard to form, the use of language, footnote and scienti- fic contenl The existence of similar errors in some arlicles and books published recently in o ur is the most im portant reason for wri- ting this arliclt;.; Key Words: The translations of the Qur'an, commen- taries on the Qur'an, crilique on the translations and commentaries o . . Daha sonra alimleri de tefsir etmeye özel bir önem en mesailerini onu için sarf Böylece ifade telifat ortaya Kur' an sadece Arap mensup Müslümanlar için zamanda bütün Müslümanlar,3 hatta bütün insanlar için O halde Araplar kadar milletler de onu anlamakla yükümlüdürler. Kur'an'da da rrksal, mekansal ya da zamansal hiçbir bütün insanlardan ilahi anlamalan isten- Arap milleti milletler arasmda ·birlikte, Arapça haricindeki dillere çevrilmesi (meii/) ve bu dillerde tefsir 'ôn, 4. Beyrut: li'l-Meliiyin, 1965, s. 289; Tefsir Usulü, 235. 3 Nahl (16), 89. 4 isril (17), 106; Futkan (25), 5 Nisa (4), 82; Mii'miniln (23); 68; Sad (38), 29; Muhammed (47), 24. DERGISI, Ctt. T 1 YOLUME : 15, SA YI 1 NO : 3 , 2002, Sayfa /Page: 449 · 460

Upload: others

Post on 06-Mar-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

Bazı Meal ve Tefsirlere Yöneltilen Elestirilerin Jl

Bilimsel Değeri Üzerine (Bir Makalenin Düşündürdükleri)

About Scientific Value of the Critiques on some Translations and Commentari es of the Kur'an

Ozet

V ahyedilmeye başladığı ilk zamanlardan itibaren insanlar, özellik­le de bilim adamlan Kur'iiıı'ı anlama, açıklama ve Arapça dışındaki dillere aklarına çabası içerisine girmişler, bu çabanın lirüııü olarak telsir ve mealler ortaya çıkmıştır. Bu eserlerde eleştirilmesi gereken yerlerin bulunduğu muhakkaktır. Ancak Kur'an'ı anlamaya bir katkı sağlayabilmesi için eleştirilerin bilimsel ve kaliteli olması

zorunludur. Bu bakımdan bu eleştiriler de bazı yönlerden eleştirilmelidir. ·

Abdulcelil candan'ın Meal Ve TefSirlerde Görulen Bazı Sözcük ve Deyim Hatalan !le Bunların Önemli Nedenleri başlıklı makalesi ilc Kur'an Tefsirinde Sapma ve Nedenleri isimli kitabı, meiil ve tefsirleri eleşiiren araştırmalard andır. Ne var ki, birbirinin tekran olan bu araştır­malar, Kur'an araştırmalarına bilimsel bir katkı sa~amadığ.ı gibi, şekil, dil, dipnot ve bilgisel içerik yönfınden eleştiriye muhtaçtır. Ülkemizde son zamanlarda birçok dergi ve yayınevi tarafından yayımlanan birçok makale ve kitapta benzer hataların bulunması, bu makalenin yazıl­masının en önemli nedenlerindendir.

Anahtar Kelimeler: Kuran, Kur'an meali, tefsir, Kur'an meal­Ierinin ve tefsirlerinin eleştirisi

Giriş

. Vahyedildiği zamandan itibaren Kur'an'ı anlayabil­mek için Müslümanlar büyük bir gayret içerisine ginniş­ler, anladıklarını zaman zaman kayda geçinnişlerdir. Allah'ın mesajını kavramaya ve açıklamaya yönelik bu faaliyete tefsir adı veri..Iı:niştir. Kur'an'ı açıklamak 1 anlat­mak (tebyfn) son peygamber Hz. Muhammed'in en önem­li görevleri arasındadır. ı Onun sahabilerinin de tefsir yap­tığı, sözgelimi ilk dört halife ile Zeyd b. Sabit (45/665), Abdullah b. Mes'Ud (32/652) ve Abdullah b. Abbas'ın (68/687) ilk müfessirlerden olduklan bilinen bir gerçektir. ı

• Dr., YüzüneO Yıl Üniversitesi, İlahiyat Faknitesi

1 N ah! (16), 44, 64; M.aide (5), 67. Ayrıca bkz. Nisa (4), 105; İsıi (17), 106. Geniş bilgi için bkz. Muhammed Huseyn e:z-Zehebi, et-Te(sir ve'l-Müfessinin, 6. baskı, Kahire: Mektebetü Vehbe, 1416/1995, I,

·· 50-53; -İsmail Cemıhoğlu, Tefsir Usulü, 4. baskı, ~ara: Semih Ofset, 1983, ss. 231-34; Suat Yıldırım, Peygamberimizin Kur'ôn'ı Tefsiri, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 1983, s. 29-34.

2 ez-Zehebi, et-Tefslr ve '1-Mıl{essinin, I, 68; Subbi es-Salih, Mebôhis [i

Ali Rıza GÜL*

Abstract

From the beginning time that QUr'an is begun to be revealed, some ·of the mankind, especially many scienlists has strived to comprehend,

comment, and transiate from Arabic to the other languages; from this the commentaries, and translalions of the Qur'an emerged. It is certain that there are so me points that can be criticized in these works. Y et it is necessary that these criliques be scientific and in high quality to con­tribute to understand the Qur'iiıı. From this point ofview, these critiques may be criliciz.ed in many ways.

There are two works written by Abdulcelil Candan who crilicizes the translations and commentaries of the Qur'iiıı. Theirnames areSome Errors ofWords and"Phrases in the Translalions and Commentaries o the Qur' an and their Im portant Reasons and the Perversion in the Commentaries on the Qur'an. These studies have same contents that don't contribute scientifically to the Qur'anic studies and are in need o crilique with regard to form, the use of language, footnote and scienti­fic contenl The existence of similar errors in some arlicles and books published recently in o ur countıy is the most im portant reason for wri­ting this arliclt;.;

Key Words: The Qur'aıt, translations of the Qur'an, commen­taries on the Qur'an, crilique on the translations and commentaries o ~Q~iiıı. . .

Daha sonra Isıarn alimleri de Allalı'ın Kitabı'ın tefsir etmeye özel bir önem vermişler, en kıymetli mesailerini onu açıklamak için sarf etınişlerdir. Böylece yüzleıle ifade edileİı. telifat ortaya çıkmıştır.

Kur' an sadece Arap ukına mensup Müslümanlar için değil, aynı zamanda bütün Müslümanlar,3 hatta bütün insanlar için gönderilmiştir:4 O halde Araplar kadar diğer milletler de onu anlamakla yükümlüdürler. Kur'an'da da rrksal, mekansal ya da zamansal hiçbir ayırım yapılmak­sızın bütün insanlardan ilahi mesajı anlamalan isten­miştir.s İslam'ın Arap milleti dışındaki milletler arasmda yayılmaya başlamasıyla ·birlikte, Kur'an'ın Arapça haricindeki dillere çevrilmesi (meii/) ve bu dillerde tefsir

Uliımi'l-Kıu 'ôn, 4. baskı, Beyrut: Daru 'l-lıı:n li'l-Meliiyin, 1965, s. 289; Cerraho~u, Tefsir Usulü, 235.

3 Nahl (16), 89.

4 isril (17), 106; Futkan (25), ı. 5 Nisa (4), 82; Mii'miniln (23); 68; Sad (38), 29; Muhammed (47), 24.

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, Ctt. T 1 YOLUME : 15, SA YI 1 NO : 3 , 2002, Sayfa /Page: 449 · 460

Page 2: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

ALİRilAGÜL

edilmesi adeta dini bir zorunluluk halini almıştrr. İslanı'ı nem ~ımaktadır. Meaı ve tefsir ne kadar gerekli ise, ya­diğer milletiere ulaştıuna düşüncesi böylesi faaliyetlerin pıcı ve amaca hizmet edici eleştiri de o kadar gereklidir.

önemirıi daha da artırmıştır. Neticede Kur'an çok sayıda Meseleye Türkiye özelinde bakacak olursak, bilhassa dile çevrilmiş ve bu dillerde tefsir kitapları telif edilmiştir. meiller açısından eleştirinin özel bir önem arz ettiğini Böylece çeşitli dillerde çok sayıda meaı ve tefsir ortaya söyleyebiliriz. Çünkü son yüz yıl boyunca ülkemizde çıkmıştır. Sadece Müslümanlar değil, Müslüman konunun uzmanı olan veya olmayan bir çok kişi tarafın­olmayan bilim adamları da Kur'an-ı Kerim'i çeşitli dan meaı hazırlandığı görülmektedir. Piyasadaki meaı dillere çevirmişlerdir. Bu meillerden bir kısmı gerçekten sayısı 0 kadar fazladır ki, adeta bir meaı enflasyonu ile bilimsel nitelikte iken, bir kısmı kasti denilebilecek çeviri karşı karşıya bulunduğıımuzu söylememiz yanlış olmasa

batalanyla doludur. 6

gerektir. Bunların önemli bir kısmında çeşitli sebeplerden Kur'an'ın birçÖk ·bilim dalı ile ilgili olduğu, ayetleri kaynaklanan tercüme hatalannın ve ifade bozukluklarının

tefsir etmek isteyen çağdaş bir araştırmacının bir noktaya bulunması eleştiriyi zorunlu kılmaktadır. 8 Buna bir de kadar -en azından ele aldığı ayet veya ayet grubunu açık- eh.liyetsiz kişiler tarafından hazırlanan tefsirleri ve ifade tavacak kadar- bunları bilmek zorunda olduğu, tefsirinde bozukluklarıyla dolu, yer yer yanlış çevrilmiş, hatta bUtünlüğü mümkün mertebe bozmaması ve tutarlılığı baş- anlaşılanıayan yerleri atıanmış bazı tercüme tefsideri de tan sona elden geldiğince koruması gerektiği göz önüne ekieyecek olursak, durumun ne kadar ciddi boyutta alınacak olursa, tefsir yapmanın hiç de kolay bir iş olduğu çok dalla. net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. olmadığı kendiliğinden ortaya çıkar. Zorluklar beraber- Birçoğunun sırf ticari an1açlada bazıdandığı veya ter-lerinde hatalan getirebilir. Bu bakımdan Arap dilinde telif cüme edildiği açık olan bu tefsir ve mealierin sıkı bir bi-edilmiş birçok tefsir kitaplarında bile eleştirilebilecek timsel eleştiri süzgecinden geçirilmesi, hatalarının ortaya noktalar mevcuttur. Bunların büyük bir bölümü yöntenıle konması, Allalı'ın mesajının anlamını yansıtmada yeter-ilgili ise de, önemli bir kısmı yanlış anlama, buna bağlı sizliklerinin gözler önüne serilmesi bilimsel, bir o kadar olarak yanlış anlarrılandırma ile ilgilidir. Yanlış anlamaya da dinsel bir görevdir. Zira ülkemizde bu iş artık bilimsel dikkat çekmek ve en doğru anlama ulaşınaya çalışmak, mecrasının dışına taşarak, Kur'an'ı anlama gayreti için-bilim adamının, özellikle de tefsir araştinnacısının önem- deki halkımızın bilinçsizliğinin sömürüldüğü ticari bir kar li görevleri arasındadır. Bu görev diğer dillerde daha aracı şeklinde telakki edilmeye başlanmıştır.

büyük bir önem kazanmaktadır; çünkü bu dillerde yukarı- Netice olarak Kur' an araştırmalarının düzgün b jr

daki olumsuzluklara bir de yanlış, eksik veya anlamı tanı zeminde ilerieyebilmesi ve İslam'ın temel kaynağının en yansıt(a)mayan çeviri problemlerini eklemek mümkün- doğru anlamının ortaya çıkarılabilmesi için eleştiri zorun-

dür. Meillerde bu durum ço~ daha ~zik bir d~ınun. ~ ludur: ancak eleştiri yeterli bilimsel birikime sahip etmektedi.r. Zira ~ümüzd~~ ~ 400 ~sur sene o~c~s~ olmayan kişilerin yapamayacağı kadar da ciddi ve sorum­Ara?çası ~e valıyedilen Kur an ı, çagdaş he~lıan~ bı_ı: ~e-lulıık-gerektiren-bir--iştir-:-Gncelikle eleştirrnen, eleştiri çevırmenın.:orl~arı orta~adır. Bazen bır dildeki bır yaptığı sahanın iyi bir uzmanı olmalıdır. Aynca eleştir­kavramuı. diger dilde karşılı~ bul~am~sı, bulunsa men ne tür bir eleştiri yapacağına karar vermelidir; zira bile losmen farklılık arze~e~ı,_ ayetlerın nazil oldukları sadece bir konu, kişi veya kitaba yönelik olmayan, ras-tarihi bağlanılarının ve .ıçerıs~de anlam kazandıkl~ gele yapılan, dolayısıyJa sistenılilik, tutarlılık, bütünlük sosyal yapı ve gelene)4erın_ .çe~ ye Y~1~_anıaması, bır gibi bilimsel özelliklerden uzak bulunan eleştiriler fay-toplumda kullanıl~. anal_oJi.k ifa?elenn diger 10?1~da dadan ziyade zarar getirirler. öte yand~ kabul edilebilir kullanılmaması .. tercumeyı ve me~ yapmayı .aı.a~ildigıne Ib ir eleştirinin asgari bazı şartları gerçekleştirmesi gerekir. zorlaştıran faktarlerden yalmzca birkaç tanesıdir. Kanaatimizce bu şartların başında da bilimsel, iyi niyetli

Bütün bunlar, Allah'ın mesajının dalıa doğru anlaşıl- ve yapıcı ol.İnak, eleştirdiği kişilerin görüşlerini doğru ması ve anlarnlandırılınası yolunda eleştirilerin önemini aniayıp yansıtmak, eleştirdiği arılanı veya meaJ.den daha son derece artırmaktadır. En doğru arılama ulaşab~ek iyisini getirmek ve lıaklılığını ikna edici delillerle kamtla-için, bir yandan Kur'an'ın ayetleri ve konulan üzerinde mak gelmektedir. Aksi halde eleştiri akılları bulandırmak-tartışmalar yapmak, diğer yandan ~evcut tefsir ve meil.l- tan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Şu halde eleştiri ne leri iyi niyetle ve bilimsel bir tarzda eleştirmek hayati ö- kadar gerekli ise, eleştirinin eleştirisi de o kadar gereklidir.

6 Salih Akdeınir. Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel Bir Yaklaşım). :'\nkara: Akid Yayıncılık, 1989, s. 42.

7 Tercümenin zorlukları hakkında ayrıntılı bilgi igin bkz. Toshihiko izutsu, Kur 'ön 'da Dini ve Ahlaki Kavramlar, çev. Selahattin Ayaz, İstanbul: Pınar Yayınlan, !991, ss. 18-25. ·

450

Bu makalemizde biz, Yüzüncü Yıl Üniversitesi

8 Cumhuriyet dönemi Tilrkçe Kur'an meiillerindeki genel hatalar ve sebepleri hakkında ·geniş bilgi igin bkz. ..1\kdemir, Cmiıhuriyet Dönemi Kur'ôn Tercı1meleri, 76-Ti, 141 vd.

JOURNAL OF ISLA.1VIIC RESEARCH, VOL: 15, NO: 3, 2002

Page 3: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

BAZI MEAL VE TEFSİRLERE YONEL TİLEN ELEŞTİRİLERlN ...

İlabiyat Meslek Yüksek Okulu öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Abdulcelil Candan'ıu.n çeşitli meat ve tefsir-· lerdeki hatalan göstermek ÜZere kaleme aldığı ve Marife Dergisi'nin yayımladıği Melil ve Te[sirlerde Görülen Bazı Sözcük ve Deyim Hataları ile Bunların Önemli Nedenleri9 başlıklı mak3lesine bazı yapıcı eleştiriler yönelteceğiz. Bu esnada yine aynı araştıunaemın benzer maluyetteki diğer eserlerini de "adı geçen makalesi çerçevesinde ele alacağız. Böylece bir anlamda meaL ve tefsirlere yöneltilen bazı eleştirllerin eleştirisini yapa­cağız. Sadece eleştimıekle kalmayacağız, araştımıacının

temas ettiği ayetlerden gerekli gördüklerimizin meat ve tefsirleri ile ilgili kendi görüŞümüzü de ortaya koyacağız.

Eleştirilerimize geçmeden önce amacı.mızı da lasaca belirtmek istiyoruz. Amacımızı Candan'ın diğer bir eserinden aldık. O, İslam ahlakında yaniışı düzeltmenin önemine işaret etmekte, Rasfilüllah'ın salıabilerin, sahabi- -!erin de birbirlerinin hatalarını dÜZelttiklerini, aynı şe­kilde İslam alimlerinin de birbirlerini eleştirdiklerini örnekleriyle arz etmektedir. lO Bu açıdan bilinmelidir ki amacımız, aıaştırmacının şahsını kesinlikle hedef alınak­sızın bilimsel bir eleştiri yaparak yüce dinimiz İslam ve onun temel kaynağı Kur'an hakkında yayımlanacak eser- · lerin daha dikkat, özen ve ciddiyetle yayımlanmalarına katkıda bulunmaktan ibarettir. Çünkü dinkonusu gerçek­ten kritik bir konudur; şayet bu konu ile ilgili yayımlar dinin şanınalayık bir dikkat ve özenle yapılmazsa zihin­lerde büyük bir kaos yaşanır. Buna bir de bilimsel bilgi üretmekten ve medeni bir şekilde tartışma yapmaktan aciz kişiler tarafından yapılan sapıklık edebiyatrm ve bunun halk ÜZerindeki etkilerini ekieyecek olursak, konunun nazikliği kendiliğinden ortaya çıkar.

-Eleştirilerimizi birincisi şekille, ikitıcisi dipnotlarla,

üçüncüsü Türkçe ile, dördüncüsü bilgisel içerikle ilgili olmak üzere dört grupta toplayacağız.

I. Şekille İlgili Eleştiriler Ele aldığımız makale bir bilimsel makalede bulunma­

ması gereken şekilsel bazı hatalar içermektedir. Bunlar başlıklarla, başlıklardaki üslupla ve amaçla ilgilidir. Şimdi bunları sırasıyla ele alalım.

L Başlıklada İlgili Eleştiriler

Araştımıanın alanını belirtmesi ve sımdaması açısın­dan ana başlık, bir bilimsel araştırmanın en önemli

9 Makalenin aslı için bkz. Abdulcelil Candan, Meôl ve Te{sirlerde GlJnilen Bazı Sözetik ve Deyim Hataları ile Bunların 6nemli Nedenleri, "Marife Bilimsel Birikim", Konya, Yıl: ı, Sayı: 3, Kış, 2002, ~ 85-ıo5.

10 Abdulcelil Candan, Kıır'an Te{sirinde Sapma ve Nedenleri (fe{sire Sokulan Bid"aı. Hııra{e ve Tahri{arJ. İstanbul: Denge Yayınları, 2000. ss. 23-34.

iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGtst, ClLT: 15, SA YI: 3, 2002

unsurlarından birisidir. 11 Ele aldığımız makalenin ana başlığı Melil ve Te{sirlerde Görülen Bazı Sözcük ve Deyim Hataları ile Bunların Önemli Nedenleri şek­

lirıdedir . .Anıştınnanın alanını belirtınesi şöyle dursun, bu başlık tam bir belirsizlik kaynağıdır. Çünkü bu başlığı okuyan bir okuyucu dil, konu, zaman ve mekanla ilgili belirsizliklerle k~ı karşıya kalınaktadır. Zira makalede Kur'an vall.yinin sona erdiği Hicıi 632 yılından günümÜZe kadar geçen süre içerisinde her dilde yazılmış her türlü meaL ve tefsirin12 ve bunlardaki her türlü sözcük ve deyim hatalannın mı, yoksa belli bir zaman kesitinde, belli bir yerde ve belli dilde kaleme alınmış meaı ve tefsirlerdeki belli bir konuyla ilgili hataların mı ele alındığı bu başlıktan anlaşılamamaktadır. Başlıktaki diğer bir belirsizlik de bazı kelimesi ile iliilidir. Bu kelime ile aıaştırmacının hangi tür sözcük ve deyim hatalarını kastettiği açık değildir.

Başlık Melil ve Te{sirlerde... şeklinde başladığına göre bütün meat ve tefsirlerdeki hatalan konu ediniyor demektir. En azından bu başlığı okuyan bir okuyucuda bu kanaat uyamacaktır. Araştırmacının aynı tutumunu Te{sir ve Mealierde Yapılan Sözcak ve Deyim Hataları Örnek­leri ara başlığında da sürdürdüğü görülmektedir.t3 Oysa atıfta bulunduğu meaL ve tefsir sayısı hem dil, hem de zaman dilimi açısından oldukça sınırlıdır. Araştırmacı,

çağııniuğu Türkçe olmak üzere son zamanlarda hazırlan­mış altı meali birkaç ayet açısından ele almak:ladır.l4 Bu kadar sınırlı bir araştırma için yukandaki başlık oldukça abartılı kalmaktadır. Bir tefsirde hata kabu1 ettiği bir hususu düzeltirken başka bir tefsire dayanan araştınna­cının, ıs nasıl olup da bütün tefsirleri işaret eden bir başlık seçtiğini anlamak oldukça zordur. Açıklarnalanmızdan da anlaşılacağı gibi bu, başlıktan doğan bir çelişkidir; böyle bir başlığı seçerken arnştırmacı aslında çelişkiyi peşinen kabullenmiş görünmektedir. Öte yandan başlığın işaret ettiği böylesine geniş bir konunun, değil bir makalenin,

ll Halil Seyidoğlu, Bilimsel Ara;rınna ve Yazma El Kitabı, gelişti­rilmiş 6. baskı, İstanbul: Goıem Yayınlan, 1995, ss. 39-42, ı16; Jacques Barzun - Henry F. Graff, Modern Ara;tırmacı, çev. Fatoş Dilber, 8. baskı., İstanbul: TÜBİTAK, 1999, ss. 15-16,25.

ı2 Tefsirin zaman, mekan vb. faktörlere bağlı olarak değişiklik arz ederek nakli, akli, lıigavi, ahkôm, kelômi, ıasavvııfi, felsefi, mezhebi, i/mi-içtimtü vb. isimlerle tasnif edilmesi hakkında bkz. Subh1 es­Siilih, Mebtihis, ss. 290-97; Ceırahoğlu, Te{sir Usulti, ss. 289-95.

13 Candan, a.g.m., 91.

14 Makalesinin dipnotlannda araştırmacı, yalnızca altı meale atıf yap­mıştır. Bunlardan DİB'nın ve TDV'nin bastırdığı meallerle, Süleyman Ateş'in ve Yaşar Nuri Öztiirk'ün mealierini eleştinnek, Yusuf Ali ile Muhammed Esed'in mealierini ise daha çok kendine destek bulmak amacıyla kullanmıştır.

ıs Sözgelimi, araştımıacı Azer'in İbrahim Peygamber'in babası de~il de amcası olduğunu ileri sıiren mofessirlerin yaıuldığını Şevkini'nin Fethu'f-K aciir isimli tefsirine dayanarak söylemektedir (Cnndan, u.g.m., 94).

451

Page 4: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

ALİRıZAGÜL

tek ciltlik bacimli bir lritabın bile sınırlanm aşacağı açık­tır. Şu halde makaledeiri bazı başl.ıklaıın işaret ettiği anlamlarla bu başlıklar altında verilen bilgiler arasında bir kopukluk ve bağdaşımsızlık söz konusu demektir. Bu ise, makalenin bütünlüğünü zedelemektedir.

Yukanda zikrettiğimiz ana ve ara başlık örneklerinde araştumaemın tefsir ve meaılerdelri stJzcük ve deyim hata­larım ele alacağı anlaşılmaktadır. Bu başlıklardan birin­cisi altında, araştmnacının sözcük ve deyim hataları

ifadesiyle neyi kastettiğini açıklaması beklenirdi. Ancak o böyle yapmamıştır; tam aksine sözcük 'kelime' ,ı6 deyim de 'diş bilemek ve dile düşmek örneklerinde olduğu gibi, gerçek anlamından az-çok ayn kalıplaşmış anlatım. tabir' anlan:npa gelmesine ı? rağmen, 'bazı ayetlerde sözcük. ve deyimleile ilgili olmayan hatalara da temas edebilmiştir. Makalesinde ele aldığı ilk ayet bu duruma örnek teşkil et­mektedir.ıs Anlaşılan o ki, araştınnacı, sözcük ve deyim kelimelerine bizim bilmediğimiz farldı bir anlam yükle miştir.

2. Başlıklardaki Üslupla İlgili Eleştiriler

Başlıklarla ilgili eleştirilerimiz, her şeyden önce bu makalenin, bilimsel bir makalede bulunması gereken en önemli teknik özellikten yoksun olduğunu gösten:nekte­dir. Maalesef araştınnacı makalesine, ne maksada uygun bir başlık koyabilmiş, ne de yukanda örneğini sunduğu­muz başlıklada metinler arasmda bütünlük ve bağdaşım kurabilmiştir. Bu eksikliklerine ve belirsizliklerine rağ­men, başlıklarm bilimsel tevazudan uzak bir şekilde çok iddialı olduklan görünmektedir. Araştırınacının bu üslubunun yeni olmadığı, daha önce yayınıladığı eser­lerinden bu üsluba alışık olduğu anlaşılmaktadır. zira· daha önce eserlerinden birini Kur 'an Te(sirinde Sapma ve Nedenleri (fe(sire Sokulan Bid'at, Hura(e ve Tahrifat), ­diğerini U/emayı Uzun Sure Düşündüren Anlaşılması Güç Ayet/erin Te (sir {Müşkilu '/-Kur 'an) ismiyle yayım­lanuştır.

Birinci araştımıasında araştırmacı esas olarak Kur'an tefsirindeki sapmalan ele almasına rağmen, sapma kelimesiyle neyi kastettiğini bir türlü açı.klamarnakta,

16 Tiirkçe Sözlıik, Hasan Eren başkanlığında bir kurul tarafından haı.ır­l~tır, yeni baskı, Ank:ıra: Türk Dil Kurumu Yaymlan, 1988, n, 1337; D. Mehmet Doğan, Bıiyıik Türkçe Sözlıik, ll. baskı, İsıanbul: 1z Yayıncılık, 1996, s. 998.

17 Tıirkçe Sozlak. ı, 368; Doğan, Tiirkçe Sözlıik, 276.

18 Araştı.mıacı, bazı kişilerin O gün (insanlardan] bir böllik cennette, bir böliik ateştedir (Şün1 (42), 7] ayetine dayanarak bir ülkede iki partiye müsaade edilemeyeceğini ileri sOrdilklerini, ancak ayetirı böyle bir gOrilşe işaret etmediğini belirtmektedir (Candan, a.g.m., 91). Bu ayeııe neyin sözcük, neyin deyim batası olduğunu anlamak imkan dahilinde görünmemektedir. Benzer ömekler için bkz. Om ek 15 (s. 98), 22, 23 (s. 102), 30 (103), 32 (s. 104).

452

sadece hatalardan.I9 ve tahrifbiçimlerinden20 bahsetmek­tedir. Ancak bu sefer de bu kelimeleri açık bir şekilde tanımlamaktan kaçınmaktadır. Kur'an Yorumunda GtJrülen Sapmaları Ortaya Koymada Kriterlerimiz başlığı altında ise, önce hatadan dönmenin faziletlerinip sonra da İbn Teyıı:ıiyye'ye (728/1327) atfen sağlam bir tefsirin özelliklerini sıralamaktadır.22 Ancak araştı.mıacı, anlam alanını belirlemediği sapmanın nedenlerine ve sapma alanlarına iki müstakil bölüm ayrrabilmektedir. Üstelik araştırmadaki bazı ana başlıklarla alt başlıklar arasında hiçbir irtibat bul~aktadır. Sözgelimi, araştırmacının İslam Ahlakında Yaniışı Düzeltmenin Önemi adını verdiği birinci bölümde Kur 'an Metninin Her Türlü Tahrifve Değişiklikten Korunması, Kur'an'm­Vahiy Oluşunun Delil/eri, Te(sir Çeşitleri konulannı -ki, bunlar 58 sayfalık bölümün. 42 sayfasım kapsamaktadır­nasıl işlediğini anıamanın imkanı yoktur. Bunu belki de araştırmacının tavnyla açıklamak mümkün olabilir, zira araştırmasının ilk bölümünden (Giriş dahil) son bölümüne kadar hemen her yerde Konuyla İlgili Ornekler ve Ornek J, Ornek 2 ... türünden .başlıklarla başlık problemini gayet teknik ve bilimsel bir biçimde(!) halletmiş görünmesinden onun, birbiriyle uyumlu başlıklar koymanın zorluğuna katıanma gibi bir çabas:ın.ui bulunmadığı anlaşılmaktadır.

İkinci araştırmasının da birincisinden farklı olmadığı görülmektedir. Araştınnaıim sadece ismi bil~ söylenecek herhangi bir söze mahal bıralanamaktadır. Zira araştır­masımn ismi, İslam tarihi boyunca nlemayı (uzun süre) düşündüren müşkil ay etleri, araştırmacının derbal ve hem de doğru bir şekilde çözüverdiğini ihsas etmektedir. Bu kadar iddialı bir ismin hangi psikolojik saiklerle doğmuş olaQileceğiıli konunun uzmanı bilim adamlannın takdir­lerine bırakıyoruz.

3. Amaçla İlgili Eleştiriler

Makalenin Giriş bölümünde, amacın meal ve te(sir­/erde göril/en bazı sözcük ve deyim yanlışları ile tJnemli nedenlerini zengin tJrnek/er/e belirtmek olduğu

zi.kredilmektedir. 23 Ana başlık gibi amaç da, makalede bütün tefsir ve meillerin her yönden ele alınacağı izleni­mini vermektedir. Kanaatimizce böyle bir amaç, tam bir belirsizliklen ibarettir ve buııuD. yalnızca birkaç sayfadan ibaret bir makalede geıçekleştirilmesinin imkansızlığı

gün ışığı kadar açıktır. Konunun ve buna bağlı olarak

19 Sözgelimi bkz. Candan, Kıtr'an Te{sirinde Sapma. 23 vd, 8J vd., 179 vd.

20 Candan, Kur'an Tefsirinde Sapma, 34-38.

21 Candan, Kur 'an Tefsirinde Sapma, 77.

22 Candan, Kur'an Te{sirinde Sapma, 79-80.

23 Candan, a.g.m., 85.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 15, NO: 3, 2002

Page 5: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

BAZI MEAL VE TEFSİRLERE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLERİN ...

amacın sınırlandınlmaması, bir bilim adamı tarafından kaleme alınan bilimsel makalede öneınli bir zaaf kabı.iı edilmelidir. Araşt:ımıacının, böyle geiıel bir amacın bir

. makalenin sımrlannı çok aşacağının farkında olmaması düşünülemez. Öte y~dan ülkemizde eleştirilmesi gereken çok sayıda meaı varken, yalmzca popüler iki bilim adamı (Süleyman Ateş, Yaşar Nuri Öztürk) ile iki önemli kuruma (T.C. Diyanet İşieti Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı) ait me§lleri özellikle eleştiri konusu yap­ması, araştırmacının iyi niyetli olup olmadığı ve bilimsel amaç taşıyıp taşımadığı konusunda ciddi şüpheler

uyandınnaktadır. Sırası gelmişken belirtelim ki, amaçla ilgili bu şüpheleri gündeme getirirken herhangi bir kişi veya kurumu · savunıÜak gibi bir amacımız yoktUr. Yegane amacımız, bilimsel bir araştırmada yer almaması gereken tavra işaret etmektir.

II. Dipnotlada İlgili Eleştiriler Makalenin dipnot tekniği açısından da eleştiriye açık

yönlerinin bulunduğu görümnektedir. Her şeyden önce araştırmacı atıfta bulunduğu bazı kaynakların ve yazariann isimlerini ilk defa geçtikleri yerlerde ya tam zikretınemekte, ya da eksik zikretmek'tedir. Sözgelimi, . Nesefi'nin tetsirinin ismine 'Nesefi, Te{sir' şekllııde atıf yapnıaktadır.24 Bir bilimsel çalışmada bir kaynağa ilk defa yapılan başvuruda, onunla ilgili tüm bilgilerin veril­nıesi gerekif.25 Araştırmacının bu metoda uyarak Nese­fi' nin ve tefsirinin tam isimlerini zikretmesi gerekirdi.

Makalede bazı kaynaklar hakkında bilgi eksiklikleri, yanlışlıklan ve belirsizlikler bulunmaktadır. Araştmnacı, Türkiye Diyanet Vakô'nca (TDV) basılan bir mealden, TDV'nin Hazırlattığı Açıklamalı Kur 'an-ı Kerim Meali

- ismiyle-söz etmektedir.26 Burada-TDV'nin·yayıınladığı­

hangi meiile atıf yapıldığı, bu meali kimlerin hazırladığı belli değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) tarafından hazırlatılan bir meaı - tabi, kimler tarafından hazırlandığı yine belli değil- için de aynı tavnru sürdürmektedir_27 Onun bu tutumu, her şeyden önce bilimsel değildir.

Aynı zamanda araştırmacı, kullandığı bazı kay­nakların cilt veya sayfa nıımaralannı, bazen de her ikisini belirtmemektedir. Sözgelimi, me§llere atıf yapılırken

önce mealin ismirıi zilaetmekte, sonra da aynı iiyet veya aynı ayet/erin anlamı şeklinde not düşmektedir_ıs Bazen

24 C:ından, a.g.m .. 89 (28 numaralı dipnot). Diğer biikaç örnek için ı6, 2 ı, 3 ı, 32, 38, 59, 64, 78, 98 numaralı dipnotlam bakılabilir.

25 Seyidoğlu, Bilimsel Araş11rma. 13 7-42; Barzun - Gra.ff, Modem Araş11rmacı. 256-57. ·

. 2_6 Cand~:a.g:m., 9ı (40 numaralı dipn~t). 27 Candan, a.g.m., 102 (161 numaralı dipnot).

28 Candan, a.g.m., 91 (40 numaralı dipnot). Aynca bkz. 48, 51, 55, 151 numaralı dipnotlar.

qe bu açıklamalan bile yapmaksızın sadece meaı isiın­lerini zikretmekle veya isimlerine işaret etmekle yetin­mektedir.29 Tefsirlerden bir kısmını kaynak gösterirken de aynı tutumunu sürdürdüğü görülmektedir. Anlaşılan o ki, okuyucu verilen bilginin kaynağını gönnek istiyorsa, araştırmacının ismini zikrettiği tefsiıde ilgili ayetin tef­sirine bak:malıdır}O Oysa bilimsel bir araştırmada izlen­mesi gereken dipnot tekniği bellidir ve buna göre böylesi atıflar, çağdaş bilimsel kriteriere uymamaktadır.:ı ı

Araşnnnacı bu usulsüzlükleri daha önce yayımladığı Kur 'an Te{sirinde Sapma ve Nedenleri isimli eserinden aynen nakletmektedir ki, biz bunlara ilgili dipnotlarda krş. (karşılaştırınız) kısaltmasıyla işaret ettik. Bilimsel metÇ>tl~ uymasa da, ilgili ayetin meiil veya tefsirine bakınız şekılnde not düşülmesinin bir tür kaynak gösterme olduğu gerekçesiyle bu eleştiriye itiraz edilebilir. Ne var ki, diğer bazı dipnotlarda meiillerin

' · sa)rfa1 tefsirlerin de cilt ve sayfa numaralarının belirtilme­

si, böyle bir itirazı geçersiz kılar ve en azından dipnot vermede bütüıılükçü bir yol izlenmediğini gösterir.

Mak~lede sure numaraları yazılırken bile bazı yan­lışlıklar yapıldığı görülmektedir. Sözgelimi, Nahl 14'üncü,32 İsra 16'ncı,33 Mutaffifin 84'üncü34 sureler olarak kaydedilmektedir. Doğrusu, sırasıyla 16, 17 ve 83 olmalıdır. Sure isimleri zikredildiği için bu yanlışlığın basit olduğu ve hatta görmezlikten gelinmesi gerektiği ileri süıülebilir. Ancak Krş. kısaltınalanyla da işaret ettiğimiz gibi, . araştırmacı bu yanlışlıklan daha önceki eserlerinden taşımaktadır. Bunlan biz nakletmek zorun­dayız; çünkü bunlar, bu makalenin yeni olmadığının, araştırınacının önceki araştırmalarından "kes yapıştır"

~~üyle ve hem de hiçbir dÜZeltme ihtiyacı hissetmek­sizin aktardığının göstergeleridir.

Bu makalesinin dipnotlarında araştırmacı, hiç yapıl­ınamas~ gereken çok basit hatalar bile yapabilmektedir. Dipnotta atıf yaptığı bazı kaynakların cilt numaralan ile mücellet (bir kitabın iki veya daha fazla cildinin bir arada ciltlenmiş hali) numaralanru birbirine karıştımrak okuyu-

29 Candan, :ı..g.m., 93 (68 numaralı dipnot). Aynca bkz. 40 ve 48 numaralı dipnotlar.

30 Candan, a.g.ın., 94 (70 numaralı dipnot). Aynca bkz. 104 numaralı dipnot. Kış Candan, Kıır'an Te{sirinde Sapma, 222 (1003 numaralı dipnot), 22? (1036 numaralı dipnot).

31 Bilimsel araştumalarda dipnot yazma kurallan ile ilgili geniş bilgi için bkz. Sı:yidoğlu, Bilimsel Araştırma, 138-44; Barzun - Graff, Modern Araştırmacı, 256-59. ·

32 Candan, a.g.m., 87 (17 numaralı dipnot). ~- Candan, MiişJ..il, 32 (77 numaralı dipnot) .

33 Candan, a.g.ın., 99 (127 numaralı dipnot). Kış Candan, Kur'an Te{sirinde Sapma, 231 (1062 numaralı dipnot).

34 Candan, a.g.m., 101 (145 numaralı dipnot). Krş Candan, Kur'an Te{sirinde Sapma, 234 (1079 numaralı dipnot).

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, CİLT: 15., SA YI: 3, 2002 453

Page 6: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

ALİRlZAGOL

cuyu yanıltabil.ınektedir. Sözgelimi, Nisa' Suresi'nin 24 'üncü ay etiyle ilgili olaıak Taberi'nin (3 10/923) Cômiu '1- Beyôn isimli tefsiıinden yapbğı bir nakilde cilt numarasıru IV, 68 olarak vermektedir.35 Oysa bu, cilt numarası değil, mücellet numarasıdır. Doğrusu, V, 66 şeklinde olacaktır. Tefsir ilmiyle biraz ilgilenen herkes bilir ki, Taberi tefsirinde Kur'an'ın her cüzü için bir cilt ayırmı.şbr, tefsirinin tahkiksiz baskısı da buna uygun olaıak yapılmışbr. Hakkında bilgi nakledilen ayet Kur'an'ın beşinci ctizündedir. O halde Taberi'nin verdiği bilgi de beşinci ciltte olmalıdır.

Ayru şekilde araştımıacı kaynak olarak İbn Aşür'u . (1394/1978) Ragıb el- Isfahfuıi'den .(503/1 109) önce zikredebilmektetfu.36 Bilimsel çalışma yapan herkes bilir

ki, bir dipnotta kaynaklar, özel b~ dumm o~~ça müelliflerin vefat tarihlerine göre düzenlenir. Ragıb,'Ibn ı\şfu'dan yü.zyıllarca önce vefat etmiştir, dolayısıyla her­hangi bir özel durum söz konusu olmadığı müddetçe, ayru dipnotta İbn ı\şfu'dan önce zikredilmelidir.37 Diğer bir yanlışlık da dipnotun konulması, fakat ona ait bilginin kaydedilmemesitfu.38 Ancak bunun ~ir dizgi hatası, dolayısıyla sorumlusunun yayıncı veya yayıncılar olabile­ceğini de kabul ediyoruz. Bununla birlikte doğru kaynak göstermede araştırmaemın öteden beri problem yaşadığını zikretmeliyiz. Ozellik/e Hôzin . tefsirinde meleklere günah izafe eden haberler asılsızdır cümlesine kaynak olarak Bakara Suresi'nin 102'nci ayetini göstere­bilmesi,39 bizim eleştirilerimi.zde ·ne kadar haklı olduğu­muzu ortaya koymaktadır. Bütün bunlar araştırmaemın atıfta bulunduğu kaynakların bazen isimlerinin, bazen de cilt ve sayfa numaralarının ihtiyatla karşılanması ve biz­zat karşılaşn.mıa yapılmadan güveı_ıilmemesi gerektiğtni ·göstermektedir.

Kaynaklar haklanda dikkat çekmek istediğimiz son nokta ise, Süleyman Ateş'in meali ile ilgili~.

35 Candan, a.g.m., 93 (59 numaralı dipnot). Krş. Candan, Kur·~~ Tefsi· rinde Sapma, 221 (995 numaralı dipnot). Diğer örnekler ıçın bkz. Mıişkilıi '/.Kur 'ön. 134,217, 345; Kur'an Te{sirindeSapt!ta, 121,309.

36 Candan, a.g.m., 92 (49 numaralı dipnot).

31 Kaynaklann sıralamasında ~Oelliflerin ölO~ tarihleri ~s~ alınmak­la birlikte bazen öneın esas alınacak da sıralaına yapılabilir. Bazen de alınulanan bir bilginin kaynağı verilirken, olduğu gibi yer aldığı kaynağa öncelik verilir. Bu cümleden olarak, olduğu gibi alıntılanan bir bilgi, x tarihinde vefat eden bir müellifın eserinde yer ~yor, fakat daha llnce vefat eden mOelliflerin eserlerinde de benzer ifade­lerle geçiyorsa, birinci tür kaynağa öncelik verilir. Sözgelimi, olduğu gibi alıntılanan bir hadisin metni Buhar:i'nin ~256/870) es­Sahih'inde yer alsa, ancak aynı hadis farklı şekillerde lbn Hanbel'in (241/855) el-Mıısned'inde de geçse, kaynak gösteriliıke~ ~ubiir:i'nin es-Sahih'ine öncelik verilebilir. ÖZel durum derken bızım kastet­tiğimiz bu ve benzeri duruınlardır.

38 Candan, a.g.m., 93 (65 numaralı dipnot).

39 Candan, Kur'an Tefsirinde Sapma, 169.

454

.Aıaşb.rmacı, Ateş'in 1988 tarihinde Kılıç Yayınevi tarafından basılan nüshasını kullandığım belirtmektedir.40 Bilindiği gibi Süleyman Ateş, onun kullandığı meaıini yeniden gözden geçirmiş ve başka bir yayınevine bitkaç defa basbrmıŞtır. Ciddi bir eleştirmenden, Ateş'in meali­nin yeni baskısıru esas alması beklenirdi.

m_ Türkçe he llgili Eleştiriler Yayımlanan bir makalede dilin doğru ve yerinde kul­

lanılması elbette önemlidir. Ele aldığımız makalede araşn.mıacı, bu gerçeği belirtmesine rağmen41 Tiiikçe açı­sından önemli hatalar yapmiştır. Buraya kaclıır yapbğı.ııiı.z eleştirilerde kısmen de olsa bunlara işaret edilİniştir. Bilgisel içeri,kle ilgili değerlendirmelerimizde de yeri geldikçe dilsel yanlışlıklara temas edilecektir. Bu yüzden burada yalnızca birkaç hataya dikkat çekmekle yetineceğiz.

İlginç bir şekilde araştırmacı, vefat etmek, nalları dik­mek ve şehit olmak fiilierini ölmek fiiliyle eşanlamlı ilan etmektedir. 42 İki kelimenin eşanlamlı olması demek, anlamlannın aym veya birbirine çok yakın olması demek­tir. Bu durum, anlamdaş, materadif ve sinonim kelimeleriyle de ifade edilli.43 Halbuki, Türkçe'de nalları dikmek, hayvanın . veya hayvana benzetilen kişinin ölmesi anlammda argo bir .kıı1lanımdır,44 belki gebermek fiiliyle eşanlamlı görülebiJir.45 Şehit o/m(lk .fiilinin ise, evvelemirde Allah yolunda, kutsal bir alkü ve u lke uğrun­da canını feda etmek anlaıiıına geldiğini46 ilahiyat bilim­leriyle az çok ilgilenen herkes bilir. Bu kutsal olgunun ölmek fiiliyle eşanlaiİılı gösterilmesi ve AİDS'li hasta­ların ölümü için kullanılması tam bir talihsizliktir. Vefat etmek fiilinin, çok af buyrıılsun, eşeğin ölümü için kul­Janılması;-ilginç-bir-nezaketsizlik ömeğidir. Gerçekte.bu fiil insanlar için ku1lamlır ve ölmek anlamına gefu.47 ·Görüldüğü gibi, bii: yabanemın vefat etmek, nalları dik­mek ve Şehit olmak fiilierini ölmek fiiliyle eşanla,ınlı. kul­lanabilmesi için hiç sözlüğe bakmaması gerekir ki, yabancı dil öğrenen bir kişi.için . bu neredeyse imkan­sızdır. O halde araştırmaemın dili yerinde kullanmaya

· vurgu yapmak amacıyla seçtiği bu örnekler sırf abarbdan ibarettir. Zateri kendisinin ele aldığı· ayetlerde de bu örneklerdeki gibi abartılı meal hatalan müşalı,ede

edilmemekte4ir . .

40 Candan, a.g.m., 93. Krş. Candan, Kur'an Te{sirinde Sapma, 222. 41 . . . ..

Candan, ag.m., 86.

42 Candan, a.g.m., 85.

43 Türkçe Sbılük, [. 470; Doğan, Türkçe Sözlük. 350.

44 Türkçe Sbzlük, n, 1070.

45 Doğan, Türkçe Sozlılk, 830.

46 Türkçe Sözlük. n, 1376; Doğan, Türkçe Sozlük, 1020.

47 Türkçe Sözlük, IT, 1556; Doğan, .Tıirkçe Sozlük, 1114.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH. VOL: 15, NO: 3, 2002

Page 7: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

BAZI MEAL VE TEFSİRLERE YÖNEL'rtLEN ELEŞTİRU.ERİN ...

Araştınnacı bii çok meaı sahibi taklit eseri ayeti "Siz( Makaledeki diğer bii Türkçe hatası da Hz. krallar yaptı" şeklinde tercüme etmişlerdir demektedir.48 Peygamber'ın eşleriyle ilgilidir. Araştırınacıya göre, Taklit eseri ayeti ifadesi ne anlama gelmektedir? Ayet mi Rasill.üllalı'ın bazı hanımları dik kafalılık ve şirretlik taklit eseridir, yoksa araştmnacı başka bir şey mi kastet- göstermişler, Rasillüllalı da onlardan bii ay uzak mektedii? Araştınnacı aJ.etiiı taklit eseri olduğunu iddia kalmıştu.53 O, bu bilgiyi İbn Hanbel' e (241/855) etmeyeceğine göre, atıf yaptığı meaJ.lerin taklit eseri daya.ndııaiak vermektedir. Oysa İbn Hanbel, olduğunu kastetmiş olmalıdır. Ancak o zaman taklit eseri Rasill.üllalı'ın hanımlannın dik kafalılık ve şinetlik yap-olarak demesi gerekmez miydi? Ay nca, bu çeviri yi ilk tı.klannı değil. yalııızca Rasill.üllalı'ın onlardan bir ay ayn önce kimin yaptığmı ve onu kimlerin taklit ettiğini açıkça kaldığmı rivayet etmekte, olayın sebebi üzerinde dunna­belirterek, meaı hazırlayaniann hepsini kapsayacak bii maktadır.54 Büyük bii cüretkarlık göstererek İbn suçlamadan sakınması dalıa doğru olıruiz mıydı? Hanbel'in rivayetille ek yapması bii tarafa, Türkçe açısın-

Araştırmacı bir çok meôl sahibi ... ifadesini kullan- dan bakıldığında bu anlatımıyla araştınnacının, sevgili maktadır.49 Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, Peyg.amberimizirı .eşlerine karşı saygısızlık yaptığı

·· Türkçe'de bir ve çok kelimelerinin yan yana getirilmesi ortadadır. Ziı1ı Türkçe'de dikkafalılık 'inatçılık, bildiğin-tam bii tezat teşkil eder. Çünkü bahsedilen şey bir tane ise den dönmeme, söz dinlememe, aksilikte ısrar etme' ,ss şir-çok kelimesi, çok ise bir kelimesi çelişki aız eder. retlik de 'geçimsizlik, hırçınlık, hııysuzluk, kavga çıkar-Türkçe'de bu iki kelimenin birleştirilmesiyle bir birleşik •. maktan hoşlanma, edepsizlik'56 anlamlarına gelmektedir. kelime elde edilir, ancak o zaman oldukça çok. çok sayı- M~e~ ~elerine57 bu iki fiilin isnat edilmesi, da, sayısı belirşiz gibi anlamlara gelir ve birçok şeklinde kanaatımızce ifk olayında olduğu gibi büyük bii IıaJcsız-bitişik yazılır. SO Biz iyi niyet göstererekSI araştırmacının lıktır. Çünkü Hz. Peygamber'in eşlerinden niçin bir ay bu kelimeyi çok sayıda anlamında kullandiğını varsa~ gibi ~zun sayılabile~ek bii süre ayn kaldığı ile ilgili pek yalım. O zaman da ilgili dipnotta atıfyapılankaynakların çok nvayet.vardır. Ibn Hacer (852/1448) bu rivayetleri sayısı, iyi niyet gösterirken biiını hiç de isabetli davran-· toplayarak değerlendinnektedir.58 Konuyla ilgili ayetlerin madığımızı ortaya koyar. Çünkü ilgili dipnotta araştırma- ~ş~et ettiği gibiS9 ihtimaller, eşlerinin Hz. Peygamber'den cı, Bkz.a.g.meôller açıklamasına yer vermekt~dir. Dipnot ıçınd~ bulunduklarından daha fazla dünyalık istemeleri tekniğine aykın olması bir tarafa, bu ifade ile amştımıa- sebebtyle böyle bii olayın yaşandığı üzerinde yoğunlaş-cının neyi kastettiği açık değildir. Belki de önceki dipnot- maktadır. Taberl (310/923) de ilk ihtimal olarak bunu larda zikrettiği YUsuf Ali'nin The Holy Ouran'ı ile M. zikretmektedii.60 Bunun bir tercih meselesi olduğu, dik

Esed'in Kur'ôn Mesaiı'na atıf yaptığmı ~a etınektedii. kafalılık ve şinetlikle alakasının bulunmadığı açıktır. Ancak iki adet kaynağa atıf yapmak için birçok bileşik . Araştınnacı, Ralıman Suresi'nin 33'üncü ayetindeki kelimesinin hem de yanlış yazılarak kullanılması abartı- tenfilzü (..ili;) fiilini {üze anlanuna alanların varlığından dan. başka bir-şey değildir. Üstelik ilgili ayetlere-[Zümer bahsetmekte, ancak bunların kimler olduğunu belirt~ (39), 6; Hadid (57); 25] bu meillerde verilen anlamlar da memektedir.61 Bilindiği gibi füze kelimesi, Fransızca'dan farklıdır. Dalıası araştırmacı, Hadid Suresi'nin 25'inci dilimize geçmiş bir isimdir.62 Biz hiç kimsenin ayette ayetinde geçen ' ~.ı.-....J ı L:J _;;i J' ifadesinin doğru geçen fiili isim olarak tercüme edeceğini zannetıniyoruz. anlamının demiri size ihsanda bulunduk şeklinde olması gerektiğini belirtmekte, ancak her nedense bunu kendisi tespit etmiş gibi sunmakta, aynı ayete M. Esed'inKur'ôn Mesaiı'nın Tüıkçe çevirisinde de [size] demiri ihsan ettik anlamı verildiğini52 zikretmemektedir. Bu tutumun ne an­lanla geldiğini okuyucuların takdirlerine havale ediyoruz.

48 Candan, a.g.m., 92.

49 Candan, a.g.m., 92.

SO Bkz. Türkçe Sözliik, I, 197; Doğan, Türkçe Sözlıik. 148.

5 1 Çünkü diğer araştırmalannda bu kelimeyi bitişik yazmıştır (Mesela bkz. Candan, Ulemayı Uzım Süre Düşıindıiren Anlaşılması Güç Ayet/erin Te{sir {Mıişkilu 'l-Kıır ·an), Konya: Kitap DWıyası, 200 I , s. 14; Kiır ·an Te{sirinde Sapma. 1 1). Buradaki yanlış yazılun yayıncı­dan da kaynaklanmış olabilir.

52 Muhammed Esed, Kur'tin Mesafı Mea/-Tefsir. 9ev. Cahit Koytak­Ahmet Ertürk, İstanbul: !şaret Yayınlan, 1418/1997, s. 117.

!S LA Mİ ARAŞTIRMALAR DERG!Sl, CİL T:)5, SA YI: 3, 2002

53 Candan, a.g.m., 93.

54 Alımed b. Hanbel, el-Mıisned, İstanbul: Çağrı Yayınlan - Dar S:ıhnfuı, 199211413, I, 235. İlgilenenler için rivayetili Arapça oriji­nalini alınlılıyoruz: ı_n-:. .. L...; r-1-J ..,.ıs. JJı ).... JJı J_,-J ~ r-l Jü ..,-!.,;.:rı' ;y _n-:.JI ı-J ..ü; ~ o.J.,.ı ..ü JW j,ı_,.. olii i.ı;.r-s-; c::-" ~ WJ

55 Tı1rkçe Sözlük. I, 371; Doğan, Tı1rkçe Söz/ıik, 278.

56 Tıirkçe Sözlıik, II, 1388; Doğan, Tıirkçe S6zlı1k, 1027.

51 Ahziib (33), 6.

58 Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalll.ni, Fethu'l-Btiri bi Şerh-i Sahihi 'l­Bııhôri. Tashih: M. Fuad Abdulbaki- M. El- Hatib, Beyrot: Dam'l­Ma'rife, 1379, VIII, 520-22, IX, 284-91.

59 Eğer dıinya hayatını ve sıisıinıi istiyorsanız, ... Ahziib (33), 28-29.

60 Ebü Ca'fe:r Muhammed b. Cerir et-Tııberi, Cömiu'l-Beyön an Te'vil-i Ayi 'l-Kur'cin (Tefsint't-Taberi). Beynıt: Dfinı'I-Fikr, 1405, XXI, 156.

61 Candan, a.g.m., 85.

62 Tı1rkçe Sozlıik, I, 517; Doğan, Türkçe Sözlı1k, 391.

455

Page 8: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

ALİRıZAGOL

Muhtemelen bazı ilmi tefsir taraft~lan bu ayetin tamamının; özellikle de tenfl,Jza fiilindeki {göklerin ve yerin sınır/arım] geçme anlamının füzeye işaret ettiğini ileri sürmüşlerdir. Araştırmacı da tenfiizü fiili ile fiize arasındaki kısmi ses benzerliğine bakarak böyle bir değerlendimıe yapmış olabilir.

Makalede Nalıl Suresi'nin 47'inci ayetinin meai.i şu şekilde verilmektedir: Yoksa Allah 'm kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından emin mi oldu­lar?63 Bu çeviride Allah'ın insanlan yavaş yavaş tükete­rek cezalandırmasının ne anlama geldiği anlaşılmamak­tadır. Yeri gelmişken belirtelim ki, ay etin aslında bulun­mayanAl/ah kelimesi, özellikle de emin mi oldular? ifadesi ancak 45'inci ay ete bağlı olarak konuiab ilir; dolayısıyla b un­bir paıantez veya köşeli parantez içerisinde verilmeliydiler.

IV. Bilgisel İçerikle İlgili Eleştiriler

Bir bilinisel çalışmanın şekille, dipnotla ve dille ilgili özellikleri, o çalişmanın kalitesi, ciddiyeti ve bilgisel içe­riği hakkında-yeterli ipucu niteliğindedir. Buraya kadar çoğu kere rasgele seçtiğimiz örnekler, verdiğimiz diğer bilgiler ve yaptığımız değerlend..inqeler araştırmacının bu makalesinin ve bu makalenin asıl kaynağım oluşturan diğer iki eserinin haddinden fazla şekil, dipnot ve dil hatası ile dolu olduğunu göstermektedir. İçerisinde bu kadar hata bulunan bir araştumanın çok sayıda bilgisel hata içennemesi imkansız gibidir. Ancak burada biz, bütün yanlışlıklan ele almak yerine kaynaklardan yapılan alıntılar ve ayetlerin mealieri ile ilgili sadece biikaç hususa dikkat çekmek istiyoruz.

I. Kaynaklardan Alıntı Yapma İle İlgili Eleştiriler Bir anlatınunda araştırmacı, Birçok mezhep ve eko/

Kur 'an 'ı emellerine alet etmek veya onunla mücadele Bir bilimsel araştırmada kaynaklardan aktarına yap-etmek için bile bile Kur 'an 'ı tahrif etmeye çalışmışlardır rnanın şekille ilgili bazı teknikleri vardır.68 Ancak her şey demektedir.64 Cümlede bir anlatım bozukluğu olduğu, şekilsel tekniklerden ibaret değildir, alıntı yapmanın bir onunla zamirinin yerinde kullanılmadığı ilk okuyuşta de felsefesi vardır ki, alınhlanan metnin doğruluğunu hemen anlaşılmaktadır. Biz d~ önemli bir hususa dikkat bozmamak ve yanlış alıntı yapmamak bu felsefenin en çekmek istiyoruz. Araştırmacı, mezheplerin Kur'an'la önemli parçalanndandır.69 Bu makalemizde biz, söıü mücadele etmek için tahrifat yaptıklanndan bahsetmekte- uzatmamak için eleştirdiğimiz araştırmadaki alıntıla-dir. Araştırmacının Kur'an'ın anlaşılması için önerdiği65 rnanın şekil şartlanyla ilgilenmeyeceğiz. Bunun yerine zahiri anlamı esas alacak olursak bu anlatımın, mezhep- yalnızca alınulamanın doğru yapılıp yapılmadığını, diğer lerin ve bazı ekallerin gerçekten Kur'an'la mücadele bir ifadeyle alıntılanan metnin doğru şekliİıin bozulup etmek istedikleri anlamına geldiğini kabul etmemiz bozulma.dığını incelemekle yetineceğiz .. Fakat Kur'an gerekmektedir. Ancak biz seziyoruz ki, araştmnacı, İslam ayetlerine verilen anlamlan önemine binaen ayn bir mezheplerinin birbirleri ile ilmi düzeyde mücadele eder- başlık altında ele alacağız.

lerken kendi görüşlerine Kur'an'ı destek olarak kul- Haklıolarakaraştırmacı, Aıapça'yı bilmeninKur'an'ı landıklanna, bazı dindışı ekollerin ise sırf kendi görüşlerine anlamadaki önemli rolüne dikkat çekmektedir. . Ancak uyma~ğı -için-Kur'an'releştirdiklerine dikkat çekmek iste- - bunu yaparken oldukça abartılı davrandığı-göze çarpmak-:_ mekte, ancak Tü.tkçe 'yi kullanama konusundaki zorlukları ta dır. Vereceğimiz bir örnek bizi haklı çıkarır niteliktedir. yüzünden olmalı ki, meramını bir türlü anlatan-ıaınaktadır. · Zira bu bağlamda o, Şatıbl'nin (790/1388) Arapça o denli

Burada zikrettiğimiz birkaç ömek bile makalede bir dildir ki, pev~amberler dışında tümane va/af olan kim-önemli dil yanlışlıklan bulunduğunu göstermektedir. 20 seyi bilmiyoruz dediğini nakletmektedir.7o Hiçbir kaynak sayfalık bir makalede bu kadar açık dil hatalan yapması, araştırınası yapmasak bile, bu yargının her şeyden önce her konuda dili doğru kullanmak önemli ve gerekli, i/ahf Kur'an' a aylan olduğunda şüphe yoktur. Çünkü Kur'fuı,

me sa; olan Kur 'an'ı Allah 'm iradesi çerçevesinde an la- her topluma71 kendi dilleriyle peygamberler gönderildiği-mak için kullanmak daha da önemlidir diyen66 araştırma- ni açıkça belirtmektedir.72 Azap milleti dışındaki toplum-emın, makalesini kaleme aldığı Türkçe'yi hiç de iyi ve lara gönderilen peygamberlerin, mesela Yahudilere gön-doğrukullanmadığı.nıortayakoyınaktadır. Onuneskilerin derilen Musa, Yahya, Zekeriyya ve İsa peygamberlerin formüle ettiğini söyh;diği, Söz var iş bitirir, söz var baş Arapça'Yı nasıl öğrendiklerini doğrusu me.rak eqiyoruz. götürür61 cümlesi, aslında kendisinin Tüİ:kçe ile ilgili A1l.ab, onlara önce Arnpça öğretip, sonra da mesajını bu durumunu tasvir etmektedir.

63 Candan, ag.m., 87. Krş. Candan, Mıişkilli '1-Kıtr 'an, ·32.

64 Candan, a.g.m., 89. 65 Candan, a.g.m., 8&.

66 Candan, a.g.m., 85. 67 Candan, a.g.m. , 85.

456

68 Bu şeldl şartlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Seyidoğlu, Bilimsel Araştınna, 164 vd.; Baızun - Gralf, Modern Araştınnacı, 236-38.

69 Banun - Graff, Modem Araştırmacı, 234-35. . 7° Candan, a.g.m., 89.

71 Yünus (10), 47; Nahl (16), 36.

72 İbrahim (14), 4.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 15, NO: 3, 2002

Page 9: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

BAZI MEAL VE TEFSİR.LERE YöNEı,rn,EN EtEŞTiR.tLER.tN ...

dilde göndemıiş, onlar da Allah'ın mesajını kendilerinin ana dillerine tercüme ederek toplurolanna ulaşurmış

olınasmlar!!! Doğrusu, Aıapça'nın Kur'an'ı orijinalinden anlama~ öneiiiini inkar etmiyoruz,73 ancak bu kadar kutsanmasını çok yadırgıyomz.

Bize göre, ާtıbi'nin yukarıdaki sözü söylemesi imkansız denecek kadar zordur. Ziıa o, Kur'an'ı anlamak

. için Arapça'yı her yönüyle ve ta.ı'i:ıamen değil, genel. olarak aniayacak kadar bilinmesini yeterli gömıektedir74 ki, biz de bu görüşe katılıyoruz. AraştınDaemın iddiasının aksine bu söz -doğru şekliyle- ona değil, tespit ede­bildiğimiz kadarıyla Muhammed b. İdôs eş- Şafii'ye (204/819) aittir. Aslında Şatıbi de bu sözün Şafii'ye ·ait olduğunu belirtmektedir.75 Ne yazık ki, araştımıapı bunu bile faık edememiştir. Şafii. bu sözü sünneti anlamada

Arapça'yı iyi bilmenin önemi bağlamında saıf etmekte, Arapça 'nın dillerin en genişi olduğunu, çok fazla kelime­ye sahip bulunduğunu söylemekte, Hz. Muhammed',j kastederek bir Peygamber'den başka kimsenin onu her yönüyle bilemeyeceğini iddia etmektedir.76 Buna bağlı olarak sünneti de bir kişinin tamamen bilemeyeceğini ileri sümıektedir.77 Daha sonra her Müslümanın hiç olmazsa kelime-i şahadeti söyleyecek ve namaz kılacak kadar Arapça söz söyleyebilmesi gerektiğini belirten Şaru,18 h~r topluma kendi dilleriyle konuşan peygamber­

ler gönderildiğini, bunlann toplumlarının dilleriyle vahiy getirdiklerini Kur' m' dan delillerle ispat ettikten sonra, 79

Kur'an'ın da Arap diliyle indiğqıi. dolayısıyla bu dili iyi bilmeyen kişinin onu açıklamaya {izôh) hakkının. bulun­madığını ileri sümıektedir.so Verdiğimiz bu bilgilerden anlaşılıyor ki, araştırmacı hem sözü yanlış nakletmekte,

73 Kur'an'ı anlamada Arapça'yı bilmenin önemi hakkında· bkz. Ebu ishak İbrahim b. Mılsi eş-Şitıbi, el-Lahmi el-Gmiiti, el-Mwô(akôt {i Usıili ·ş-Şeria. Tahkik: Abdullah DerriZ, Gözden geçiren: Muhammed Abdullah Deıriz, 2. baskı, Mekke: Abbas Ahmed el­Baz, 1395/1975, DI, 386-88; Bednıddin Muhammed b. Abdill:ih ez­Zerkeşi, el-8urhıin {i Ulfimi'/-Kur'tin, tahkik: Muhammed Ebu'l­Fadl İbrihim, Beyrut: Daru'l-Ceyl, 1408/1988, I, 295, II, 102, 155, 173-75; Abdurrahman b. el- Kemal Cela.lüddin es-Suyüti, el-İtkôn fı Ulümi'l-Kur'ôn, t.ahkik: MustafaDib el-Buği, Dimaşk-Beyrut; Diru İbn Kesir, 1407/1987, II. 1206, 1209-11, 1217.

74 Ebu lshik İbrahim b. Mılsi eş-Şitıbi, el- Lahıni el- Gımiti, el­i'ıistiın. ta1ıkik; M. Reşid Rıza, Riyid: oanı :ı-Fikr- Mektebetü'r­Riyid el-Hadise, tarilis iz, n, 297.

75 eş-Şatıbi, el-İ'tisôm, n, 300 .

( ... .ı...- ...w ~J Jü ... '-'-..1\11 t-'ıi y_,.Jl .:ıı ._,..;l.!Jı Jü)

16 Muh~ed b. İdns eş-Şafii, er-Risti/e, t.ahkik: Ahmed Muhammed

Şilir, Beyrut: Daru' l-Kütiib el-İlmiyye, tarihsiz,42c:-ı i y ,.....ı ı .:ıw ı) (._,..; ~ .:ıL.....iı ~~~...w ~J ,\..lôU i u.rsiı ~ '-'-..1\ıı

11 eş-Şafii, er-Ristile, 42.

78 eş-Şifü, er-Risôle, 48.

19 eş-Şitii, er-Risöle. ·45, 47-48.

80 eş-Şafii, er-Risöle. SO.

hem yanlış kişiye isnat etmekte, hem de bağlarnından kopararak çaıpıtmak:tadır. Onun bu yanlışlık.lan, Kur'an tefsirinde sapma yı ve bu sapmanın nedenlerini araştırdığı eserinde de yaptığı, 8ı yanlış haliyle ve aynı cüınlelerle de makalesine aktardığı görülmektedir.

Suyıiti'ye (911/1505) dayanarak araştırmacımız,

Dilde aslolan hakiki (zahiri) manadır, ondan sarf-ı nazar etmek i/hathr. Batmiyye 'nin yaptığı gibi, böyle bir yön­tem dini tamamen ortadan kaldırır demektedir. 82

Suyıiti'nin tasavvufi tefsirin meşru olup olmadığını

sorgulaıken belirttiğine göre, bu ifadeterin ilk cümlesi Nesefi'ye aittir. Suyıiti, tasavvufi tefsire karşı olumsuz bir tavır ~akınınaktadır. Bu bağlaıp.da İbnu's- Salili'ın (643/1245), k~limelerinin anlamlanm dikkate almadan Kur'an'ı açıklamaya çalışan kişinin Batınilerin yolunu izlemiş olacağını söylediğini; V§hldi'nin (468/1076) .de,

• Ebu Abdirra.bman es-Sülenıl'nin ( 412/1021) tefsirle ilgili eserine [Hakôiku 't- Tefsir] tefsir diyenin küfre düşeceği­ni ileri sürdüğünü nakletmektedir. 83 Onun, bu bilgileri sırf batmi ~amayla Kur'an'ı t~fsir etmenin zararJ.annı. ortaya koymak için verdiği anlaşılmaktadır. Ancak kabul etmek gerekir ki, Kur'§n'ı suf zahiri anlamıyla açıkla­maya çalışmak da birçok problemi beraberinde getirecek­tir. Sırf zahiri anlaınla Kur'an'ı tefsir etmenin zorluk­lannın farkında olan Şatıbi (790/1388), zahiri anlama öncelik verilmesinin zaruriliğini kabul etmekle birlikte, S4

Arap dilinin zahiri anla.mına ve maksatlanna ur.ması ve başka bir nass tarafından desteklenmesi şartıyla batıni anlamın da kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini vur­gulamaktadu. 85 Ancak araştımıacı onun yalnızca zahiri anlamla ilgili sözlerine yer vererek, 86 bir anlamda görüş-

!eıin.i ç!llPıtmaktadır. ·

Zahir anlarola ilgili olarak ele almamız gereken diğer bir konu da Allah'ın sıfatlan meselesidir. Arapça'nın zahiri anlanuna büyük .önem atfettiğinden araştırmacı, Eş'aıi'nin (324/936) açıklamalanoı da kendine dayanak yaparak Allah'ın zat ve sıfatlan hakkındaki Kur'an ayet­lerinin tevil edilmemesi gerektiğini ileri sürmektedir. 87

Bu görüşe göre mahiyetlerini bilemesek de Allah'ın eli­nin, gözünün vs. bulunduğunu kabul etmek gerekmekte­dir. Oysa bu gerçekten sıkıntılı bir konudur. Nitekim Kur' §n' da Allah' ın zat ve sıfatlanyla ilgili olarak yer .alan

81 Bkz. Candan, Kıır'an Tefsil:inde Sapma, 220.

82 Candan, a.g.m., 88. Krş. Candan, Kıır 'an Te(sirlnde Sapma, 219.

83 Candan, a.g.m., 88. Krş. Candan, Kur 'an Te(sirinde Sapma. 219.

84 eş-Şitıbi, el-Muvô(akôt, m, 391-93.

85 eş-Şitıbi, el-Mııva(akôt, III, 3 94-95.

86 Candan, a.g.ın., 86. Krş. Candan, Kur'an Te(sirihde Sapma, 219.

87 Candan, a.g.m., 101-02. Krş. Candan, Kur'an Te{sirinde Sapma, 236.

tSLAıvfi ARAŞTIRMALAR DERG1St, CtL T: .ıs," SA YI: 3, 2002 457

Page 10: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

ALİRIZAG

ifadelerin kesinlikle tevil edilmemesi ~erektiğinin aşırı savunucularından İbn Teymiyye'nin (72.8/1327), Göktekinin [Allah 'ın] sizi yere bahrmayacağından emin misiniz?88 ayetini açıklarken düştüğü acizlik ortadadır.89 Müstakil ve kapsamlı araştırmalar gerektiren böylesi konulann bir· makalede biikaç cümle ile geçiştirilmesi, kanaatimizce faydadan ziyade zarar getirir.

Kur'an'ı överken araştırmacı, onun nur ve münir (aydınlatıcı, açıklayıcı) olduğunu vurgulamakta, bunu yaparken de Maide Suresinin 15'inci ayeti ile Fatır

Suresi'nin 25'inci ayetlerine dayanmaktadır.90 Kur'an'ın hem nOr, hem de Müıllr olduğunda hiçbir şüphe yoktur. Ancak araştırmacının zikrettiği ayetleriıı i.IOncisinde, ken­disinden önceki peygamberlere aydınfatıcı/açıklayıcı

kitap verildiği, buna rağmenyine de yalanlandıklan belir­tilerek Hz. Mulıammed teselli edilmektedir. Şu halde bu ayetteki aydın/atıcı sıfatı Kur'an'la değil, Kur'an'dan önceki kutSal kitaplarla ilgilidir.91

Arapça aslında geçen hecr kelimesinin bağlamak anlamı­na geldiğini ileri süımekte, devenin sahibi tarafından bağlanıp bıralalmasını belirtmek için Arapların bu kelimeyi kullanmalannı, görüşüne destek 0larak zi.k:ret­mektedir.95 Fakat o, hemen sonraki açıklamasında, dik kafalı1ık1anndan vazgeçmeyen kadıniann kocalanyla bir­likte olduklan evlerde tutulmalap gerektiğini belir­terek,96 kastını ortaya koymaktadır. Ne yazık ki, araştır­macı, açıklamalarını bağlarnından kopararak ve görüşleri­nin bütünlüğünü göz ardı ederek Taberi'yi eleştirmiştir.

Kadınlarla ilgili ayetlerden söz açılınışken araştımıa­cının ilginç bir ·yorumunu akıl sahibi herkesin idrakine sunmak istiyoruz. Araşurmacıya göre, Nisa Suresi'nin l5'inci ve l6 'ıncı ayetlerinde geçen .{uhuş (el-fahişe) kelimesi eşcinsellik anlamına gelmektedir. Ona göre, ilk ayette kadınlann durumu çoğul ·sığası ile anlatılırk.en,

ikinci ayette erkeklerin durumu tensiye (ikil) sığası ile anlatılmaktadır; bunun sebebi eşcinselliğin erkeklere nazaran kadınlar arasında dalıa yaygın olmasıdır. 97 Araştırmacının bu sonuca nasıl ulaştığı, hangi bilimsel metotla tespitte bulunduğu doğrusu merak ~onusudur.

Bu sonuca vanrken araştırmacı, Mulıammed R~şid Rıza'nın (1354/1935) hocası Muhammed Abduh'a (1323/1905) atfettiği görüşe dayanmaktadır. Doğrusu,

Reşid Rıza böyle bir bilgi vermektedir.98 Ancak onun Abduh'a isnat ettiği bilgiler çoğu zaman şüpheyle karşılanmıştır. Yaygın görüşe göre o, güçlü göstere­bilmek maksadıyla kendi görüşlerini bazenhocasına isnat edebilmişfu.99 Kanaatimizce burada verdiği bilgi de he­men kabul edilebilecek türden olmayıp tetkike muhtaçtır.

Kopyalanıayı tefsir ve meillerde yapılan hatalann sebeplerinden biri olarak gören92 araşt:ımıacının,. Nisa' Suresi 'nin 34 'üncü ayetini Türkçe'ye çevirirken Süleyman Ateş'in çevirisini -virgüller hariç- kopyaladığı görülmektedir: Dik kafalı/ık, şirretlik .etme/erinden I«Jrk­tuğunuz kadınlara öğiJt verin, yataklarından ayırın.93

Aslında biz bunu kopyalama saymayacaktık; ne var .10, araştımıacı nüşiiz kelimesine S. Ateş gibi çift anlam, yani dik kafalılık ve şirretlik anlamları yüklemektedir. Yine bu ayetle ilgili olarak araştınnacı, kendi çevirisiyle onlardan ayrılın VJ~Ij) ifadesini Taberi'nin (310/923) develeri bağladığınız gibi onları bağlayın şeklinde açıkladığını iddia etmektedir.94 Taberi'nin bir cümlesine bakarak bu Abduh'a aidiyeti ispatlaflsa bile, bu görüş kabule şayan iddia doğri kabul edilebilir, çüıikü· gerçekten de o,-ayetiıi.- ~lamaz. Çünkü..Tabe~'nin ~3 10~9~3~ de belirttiği_gi.Q!, ı~o ------------- ..... ---- -- ilk ayette kadınlann zına ettiklennın ıspatı en az dört şahit

88 Mülk (67), 16.

89 İbn Teymiyye'ye göre, ayetıe geçen semô (~1...-JI) kelimesinin anlamı yıiceliklyıiksekliktir (.,.Wl). Yücelikiyükseklik ise, yaratılmışların fizerinde olan her şeyi kapsamaktadır. Oysa Arapça' da sema kelimesi gök(yı1zı1J anlamına gelmektedir. Bu, İbn Teymiyye'nin Allah'ın zatı ve sıfatları hakkında tevile karşı geliştirdiği göıilşOnOn tutarsızlığını gösteren iyi bir örnektir. Onun görüşleri hakkında geniş bilgi için bkz. Ebü'l-Abbiis Ahmed Abdulhalim İbn Teymiyye el-Harriiııi, Mecmiiıı Fetôvô Şeylnı'l· İslôm Ahmed b. Teyıniyye, Derleyen: Abdurrahman b. Muhammed b. Kasım el-Asuni en-Necdi el-Banbeü, Riyad, 1381-86, m, 52-53.

90 Candan; a.g.m., 86.

91 Geniş bilgi için bkz. et-Taberi, Cômiıı'l-8eyôn, XXII, 130; İbn Keslr (Ebil'l- Fidii' lsmaü İmiidOddin b. ömer b. Kesit), Tefsinı'l­Kur'cini'l-Azim, Beyrut: Daru'l-Fikr, 1401, m, 554.

92 Candan, a.g.m. , 90; Mı1şl..ilıi '1-Kıtr'ôn, 35; Kıır'qn T~(sirinde Sapma, 99-102. .

93 Candan, a.g.m· .• 93; Kur'ôn Tefsirinde Sapma, 220. Krş. Silleyman Ateş, Kur 'ôn-ı Kerim Ve Yıice Meôli, Ankara: Kılıç Kitabevi, tarih- . siz, s. 83.

94 Candan, a.g.m., 93; Kur 'cin Te{sirinde Sapma, 221.

458

şartına bağlanııken, i.IOnci. ayette zinanın ispatlanması halinde her ili tarafın, yani hem kadının, hem de erkeğin cezalandınlması istenmiştir. Bu durumda anlatırnda erkek de yer aldığı için eril (mü.zekker) kipi kullanılmıştır. Dolayısıyla ayetin eşcinsellikle bir alakası yoh.'tllr,

Burada zikrettiğimiz sınırlı sayıdaki örnek, araştinna­cının kayııaklan anlamada ve alıntı yapmada ciddi davranmadığını, dolayısıyla verdiği bilgilere ve kay-

95 et-Tabeô, Cômiu'l-8e}•ôn, V, 65-66.

96 et-Taberi, Cômiu'l-Beyôn, V, 66.

97 ~dan, Müşkilü '1-Kur'ôn, 119.

98 Muhammed Reşid Rıza, Te(sinı'I-Kıtr'ôni'I-Hakim (lefsinı'I­Menôr), 2. baskı, Kahire: Daru'l-Fikr, 1366, IV, 440. Araşlınnacı yanlışlık yaparak bu bilginin 335' inci sayfada yer aldığını kaydet­mektedir.

99 Ziauddin Alunad, The Theory o(Ribô, /slamic Sıudies, C. XVI, No: 4 {Kış, 1978), İslamabad, ss. 171-185, s. 1&5.

100 et-Tabeô, Cômiu'l-Beyôn, IV, 291-94.

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 15, NO: 3, 2002

Page 11: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

BAZI MEAL VE TEFSİRLERE YÖNELTtt.EN ELEŞTiR!LERiN ...

naklara yaptığı atıflara güvenilmemesi ~erektiğini göster­mektedir. Yanlış veya eks* olarak ya da bağıamından · koparı.tarak verilen bilgilerin eleştirilerneyeceği aşikardır.

2. Ayetlerin Mealieri İle İlgili Eleştiriler

Kur'an ayetlerini dil.iqtize çeviriiken a.raştmnacının, · bazen Arapça'ya, çoğu kere de Türkçe'ye hakim olma­masından, bazen dikkatsizlikten, bazen de anlam tercihin­den kaynaklanan birtakım batalar yaptığı görüİmektedir. Bunlarla ilgili biıkaç örnek vererek eleştirilerimizi son­landırmak istiyoruz.

Enbiya Suresi'nin 21 ~inci ayetini araştınna~ı. Türkçe'ye şöyle çevimıişt:İ.i. Zünnun 'u dalYunus 'u da . zileret O öfkeli bir halde geçip gitmişti bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti.ıoı Gerekli noktala­ma-işaretlerinin eksik buakıldığı ve da edatının gereksiz yere tekrarlandığı bu çeviride, ayete zileret fiili eklenmiş,

fakat bunun ek olduğunu gösterecek ne bir işaret konul­muş, ne de bir açıklama yapılmıştır. Böyle bir ek, bu ayet:i.Q sibakına da aykındır. Çünkü bu ayeti öneeleyen 74'üncü ayette Lut'a da bir hi/one! ve ilim verdik ifadesi geçmekte, sonraki ayetlerde atıf suretiyle anlatım, Nuh 'a da ... , Davud ve Süleyman 'a da ... , Ewub 'a da ... taızında devam etmektedir. Buna göre ayetin çevirisi, Zünnun 'a · (Yunus) da (bir hikmet ve ilim verdik) şeklinde olmalıydı. Ne var ki, burada araştırmacı muhtemelen bazı mealleri iktibas etmiş, ıoı böylece tefsir ve meallerdeki sapmalann ikinci nedeni görerek eleştirdiği103 taklit_ (kopyalama) hatasına bizzat kendisi düşmüştür. Aynca araştırmacı, ay etin orijinalinde geçennaledir (r.A.;) fiilinin güç yetirme değil; miktar anlamında olduğunu ileri siinnüş, ıo4 ancak her nedense bu tercihini çevirisine yansrtınamıştır.

_Ara§~_ş_ç!,__Bakara Suresi' ni!l p_ı 'i!l~Y.etinqe Yahudilerin sözü olarak geçen '~Lı ..::..!>. v':/1' cümle­sine, el-an kelimesi üzerinde vurgu yapılması gerektiği gerekçesiyle 'İşte tam böyle. Gerçeği ortaya koyduiı ' anlamı vermektedir. Kendisinin yaptığı vurguya dikkat etmediği için birçok meaı yazannın ayete eksik anlam verdiğini, onlara ait 'şimdi gerçeği söyledin ' şeklindeki çeviriye göre, Hz. Musa'nın o zamana kadar söyledik­lerinin gerçek olmadığı gibi bir sonuç doğacağını iddia etmektedir.ıos Kanaatiı:ııii:ce bu ayeti metinsel_ bağlaını

ıoı· caııdan, ıı.g.m. , 88; Mıişkf/Q"/-Kıır·an. 31; Kur·an Te{sirinde Sapma. 220. ·

102 Krş. Hasan Basri Çantay, Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, 13. baskı, İstanbul, 1404/1984, s. 594; M. Esed, Ku(an Mesajı, 660; Ali Ozek ve digerleri, Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Ankara: mv, 1993, s. 328.

103 Candıuı, a.g.m., 90; Kıır"an Te{sirinr!e Sapma, 99. .

104. Cand-~, ·a.g.m., 89; Mllşkllıi '1-Kur'an, 3 1; Kur'an Te(sirinde Sapma. 220.

105 Candan, a.g.m., 91; Mıiş/.:ilı1'l- Kıır'ôn, 81.

çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Bu ayetten önceki ayetlerde (67-69), Yahudilerin kesmeleri gereken ineğin özelliklerini sürekli olarak Musa'ya sorduklan, onıın da h.er defasında bu özelliklerden bir kısmını söylediği, buna rağmen hangi ineğin kastedildiği konusunda şüpb.eye düştükleri anlatılmaktadır. Son konuşmada ise, şüphelerini gideren özellikleri bildirince Musa'ya, 'İşte şimdi gerçeği stJyledin' dedikleri belir­tilmektedir. Bu bağlama göre ayetteki hak kelimesi, Musa Peygamber'in sözünün doğruluğuna veya yanlışlığına değil, kesmeleri gereken inekte Yahudilerin aradıklan özelliklere tekabp! etmektedir. Aynca buradaki hak, Hz. Musa'nın spzü açısından değil, soru soran Yahudilerin anlamalan açısından gerçeği ifade etmektedir. Müfessirlerin -bu söze, 'kesmemiz gereken inegi diğer inek/erden ayıran ·bütün öz~ /likleri işte şimdi açık/adın' anlamı veımeleri106 bizim çevirimizi desteklemektedir.

·-Öte yandan, el-ön kelimesi üzerinde vurgu yapılsa bile ayetin araştırmacının çevirdiği şeki~.de Türkçe'ye çevrilmesi mümkün görünmemektedir. Çünkü el-an kelimesinin şimdi anlamından başka bir anlamı yokıur.I07

Araştımıacı, Alak Suresi'nin ilk ayetine 'Yaratan Rabbinin adıyla oku' anlamı verilemeyeceğini, çünkü bu ayette geçen ilera' (1.)1) fiilinin kökünün (ka-ra-e) okuma anlamının yanı sıra tebliğ etme ve götür me anlamlanna da sahip olduğunu, aynca bu ayet indiği sırada Hz. Peygamber'in elinde yazılı bir metin de bulunmadığını ileri sürmektedir. Bu gerekçelerle ayete 'Yaratan Rabbinin adına oku, tebliğ et' anlamı verınektedir.ıog İfadelerindeki çelişki, araştınnacmın hiç düŞünmeden ter­cih yaptığını göstermektedir. Çünkü yukandaki gerekçe­sine göre araştınnacının tebliğ et anlamını da uygun görmemesi gerekirdi Zira Rasillüllah okuyacağı bir metne sahip olmadığı gibi, tebliğ edebileceği bir mesaja ve muhataba da sahip değildi. Hemen belirtelim ki, bizim bu eleştirilerimiz ilera' fiilinin oku veya tebliğ et anlam-· !anna gelmediğini göstermez. Bu iki eylemi gerçek­leştirmek için elde kitap vb. bir şey bulunması gerekmez. öte yandan Kur'an'da birçok yerde kullanılan bu fiil, bu anlamlannın yanı sıra ' toplamak, bir araya getirmek, ezberlemek, telaffuz etmek, iyice anlamak, kavramak,

106 Ebu'I-Hasen Ali b. Ahmed el-Viihidi, ei-Veciz fi Te(siri"l-Kitabi"I­Aziz. tahkik: Safvan Adnan Davüdi, Dima.~k-Beyrut: Dam'I-Kalem -Dam'ş-Şilmiyye, l415, L ı 12; CemalOddin Abdurrahman b. Ali b. Muhammed el-Cevzi el-Kuraşi el-J;Iaj!dadi, Zödü 'l-Mesir fi İ/mi 't­Te{sir, 3. baskı, Beyrut el-Mektebe el-İsliiıni, 1404, I, 99; Ebü Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensan el-Kurtubi, el-Cami' li Ahlaimi'l:Kur'an, tahkik: Ahmed Abdulalim el-Berdüııi, 2. baskı, Kahire: Daru'ş-Şa'b, 1372, I, 455.

107 er-Ragıb e1-İsfaharu (el- Huseyn b. Muhammed), Mü{redatu El(özl'l-Kur'an, tahkik: Safvan Adnan Diivüdi, Diınaşk-Beynıt: Dam'I-Kalem-ed-Dar eş-Şilmiyye, 1412/1992, s. 101.

108 Candan, a.g.ın., 91-92.

!SLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGtSt, Ctr.. !:"15, ~A YI: 3, 2002 . 459 . .

Page 12: About Scientific Value of the Critiques on some Translations and …isamveri.org/pdfdrg/D00064/2002_3/2002_3_GULAR.pdf · 2016. 5. 10. · Cumhuriyet Donemi Kur'an Tererimeleri (E(eştirel

1' ı

ı

r t ı :1' tr i il

ALİRıZAGÜL

dindarlık yapmak, dua 1 ibadet etmek' gibi anlamlara da gelmektedir. ıo9 Ayette bunlaon hangilerinin kastedilmiş olabileceğinin tespiti, müStakil bir ara.şt:ııınaya konu ola­cak kadar geniştir. Ancak sadece bir anlam tercih edecek olursak yine de okumak anlamını tercih etmeliyiz; çünkü Türkçe'ınizdeki okumak fiili, Arapça'daki kırtiet fiilinin yukandaki anlamlannın neredeyse hepsini kapsaıiıak­tadır. ı ı o Bu durumda en doğrusu, ayeti 'Yaratan Rabbinin adıyla oku • ·veya 'Yaratan Rabbinin adına oku' şeklinde çevimıektir. ı ı ı Aslında araştırmacı daha önce bu ay eti benzer şekilde çevirmiş, hatta ayetinniçin ci had 1 tebliğ 1 ibadet et gibi emirlerle başlamadığını okuma ile ilim arasındaki ilişkiye dikkat çekerek açlklamaktadır. ııı

Son· olarak Mü'minfin Suresi'nin S'inci ayetiırin çevirisi ile ilgili eleştirilerimizi sunmak istiyoruz. Araştımıacı ayette geçen (üruc kelimesinin kinaye olarak k"Ull.a.nı.ldığı görüşündedir. Ona göre bu kelime, Y. Nuri Öztürk'ün Kur'an '1 Kerim Meali'ndeki gibi yalnızca cin­siyet organı ile sınırlı olmayıp, Müslüınanlann kendileri­ni, ruhlannı, kalplerini, ailelerini ve içinde bulunduklan toplumlaoru her türlü pislik ve gayr-i meşru ilişkilerden korumalarını da kapsamaktadır. ın .Aıaştırmacırun dile ge-tirdiği hususlara diyebileceğimiz hiçbir şey yoktur, ancak müteakip ayet, bu ayetin anlamsal çerçevesinin onun iddia ettiği kadar genişletilmesine imkan tanıma­maktadır. Çünkü ilk ayet edep 1 mahrem. yerlerini koru-

. mayı, ikinci ayet ise bunun istisnasını bildirmektedir. Daha açık ifade etmek gerekirse, bu iki ayet kurtuluşa eren Müslüman-ların, nikahlan altındaki eşleri ve cariyeleri dışındaki kadınlarla cinsel ilişkiye giremeye­ceklerini belirtmektedir;114 Onlar {Mü 'min/er] ki, eşleri ve sahip oldukları [cariye/er] haricindekilerden edep 1 mahrem .Y.flt:lecini .. ko.rw:lm:. Ş~di araştırmacının .furôc kelimesine verdiği anlarnlardan birini çevirideki ilgili yere yerleşt:irelim: Onlar toplumlarını her türlü pislik ve gayr-i meşru ilişkilerden korurlar; ancak eşleri müstesna. Böyle bir çevirinin ne kadar hatalı ve Kur'fuı'a zıt ola­cağını, bir o kadar da dini mesuliyet gerektireceğini

düşünmek bile istemiyoruz. Ayetlerin sibak ve siyaklanru göz önünde bulundurmadan tefsir ve meaJ. hazırlamayı sapma nedenlerinden biJ! olarak telakki edeni ıs araştır-

109 lbn Manzür, Cemaleddin Muhammed b. Mükrim, Lisômi'I-Arab, Beyrut, 1375/1956, I, 128-30.

ll O Tılrkçe Sbzlı7k. n. l ı 03: Doğan, Tlırkçe Sözliik. 858.

ı ı ı Ayene geçen bı edatuıuı açıklamasına bağlı olarak ber iki çeviri d e milmkündiir. Bu konuyla ilgili olarak bkz. eı-Kumıbi, el-Cômi · li Ahkômi'I-Kur'ôn, XX, ı 19.

I 12 Candan, Mıişkllı1'1-Kur 'ôn, 3~4.

113 Candan, a.g.m., 92-93.

11.4 et-Tabeô, Cômiıt'I-Beyôn, xvm, 4; e1-Kuctııbi, el-Cômi' li Ahkıimi '/-. K11r 'ön, V, 130; İbn Kesi(, Te(sinı'I-K11r 'ôni'l-Azim, m, 240.

ll :'i Cıırıdan, K11r'ôn Tefsirinde Sapma, 244.

460

-macınm, böylesine büyük bir hataya düşmesini ne ile izah etmek gerekir, bilemiyoruz.

Sonuç Kur'an'ın yanlışlanlan anndınlmış tefsi:rini ve en

doğru Türkçe çevirisini elde edebilmek için meal ve tef­sirlerin eleştirilmesi elbette gere~dir. Ancak eleşt:iri­lerin ciddi, bilimsel ve tutarlı olması da: zorunludur. Bu çalışmamızda biz, meal ve tefsirleti eleştiren araştır­malardan yalru.zca birini ele aldık. Tespit ettik ki, aslında bu araştırma özgün değildir. Birebir yaptığımız karşılaştınnalar neticesinde bu araştıımanın büyük bu bölümünün (özellikle 88-105'inci sayfalar) at?-Ştımıa­

cının daha önce yayımlanan Kur 'tin Te(sirinde Sapma ve Nedenleri isimli kitabının 215-245'inci sayfalanndan ibaret olduğıuıu gördük. Öyle ki, eleşt:irdiğimiz makaledeki yanlışlıkların neredeyse tamamı bu kitapta da mevcuttur. Makalenin geri kalan losını da özgün olmayıp, araştırmacının Muşki/u '/- Kur'an isimli diğer bir araştırmasının muhtelif bölümlerinden nakl edilmiştir. Biz bunun bilimsel etikle bağdaşıp bağdaşmadığma bak­maksızın ulaştığımız diğer sonuçlara temas etmek istiy­oruz.

Araştınnamız sonunda ortaya çıkınıştır ki, ele aldığımız eleştiri bilimsel bir araştırmada bulurımamı;ısı gerektiği kadar hatalar içermektedir. Bunlar şekili e, dille, dipnotla ve bilgisel içerikle ilgilidir. Araştı.rmada

kullarulan başlıklar teknik olmaktan uzaktır, Türkçe'nin kullanımında titiz davranılmarmştır, dipnotta izlenen yol bilimsel kriterlerin neredeyse tamamen dışındadır;

bilgisel içerikte de haddinden fazla maddi yanlışlık mevcuttur. Bu hataların çoğu fazla bir zalımete girrnek­sizin ilk bakışta anlaşılabilecek . türdendir. Marife Dergisi'n.iiloildiğirniz l<ai:lanyla çoğiliil.u'ğu-miluyatçı olan yetkililerinin ve özel!ikle de lıakemlerin l;m açık hatalan fark edememelerini doğrUsu çok düşündüıücü buluyoruz ve yadırgıyoruz. Aym şekilde, araştırmacının diğer iki eserini yayınılayan yaymcılann, baskıya

ve~eden önce bl,lDlan uzmanlarına veya en azından bilimsel araştıima tekniklerini az da olsa bilen kişilere okutup okutmadıklanru merak ediyoruz.

Burada eleşt:irdiğimiz hatalardan _pek çoğu yalnızca bu makaleye özgü değildir. Son zamanlarda birçok dergi ve yayınevi tarafından Y.ayımlanan makale ve kitapların epeyce kısmında benzer hatalar .müşalıede edilmektedir. Bizim ele aldığımız örnekte de görüleceği gibi, bu hata­lardan bir çoğu ayan-beyan olup ilk bakışta ~ılabile­

cek türdendir. Bu durum karşısında sonnadan geçemeye­ceğiz: Hata kimde? Bu kadar çok hata ile malul çalış­malan yapanlarda mı; ·bunlan çalışma diye yay:Qnlayarak İslam' a zarar veren yayıncılarda mı; yoksa b'U:Qlan oku­yarak onayiayan hakemlerde mi?

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 15, NO: 3, 2002